İsrail: Knesset’te El Halil arbedesi

Yahudi milletvekili, İsrail'i el-Halil’de ‘apartheid’ uygulamakla suçladığı için meclis oturumundan ihraç edildi

Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
TT

İsrail: Knesset’te El Halil arbedesi

Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
Fotoğraf (Reuters_Arşiv)

İsrail parlamentosu Knesset, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un, el-Halil kentinde yer alan İbrahim Camii'ndeki radikal Siyonist yerleşimcileri ziyareti üzerine milletvekilleri arasında arbedeye tanık oldu.
Ortak Liste Milletvekili Ofer Kasif, işgal askerlerini ve yerleşimcileri “savaş suçlusu” olarak nitelendirdiği ve hükümeti el-Halil'deki ‘apartheid’ politikasını yürütmekle suçladığı için oturumdan ihraç edildi.
Çatışma, hükümet bütçesiyle ilgili konuları görüşmek üzere bir araya gelen Knesset Finans Komitesi'nde gerçekleşti.
Ancak sağcı milletvekillerinden Yanon Azoulay yaptığı konuşmada El Halil’i İbranice adı Hebron olarak tanımlayarak kentin “Yahudiliğin beşiği, atalarının şehri ve Yahudilerin insanlığa kazandırdığı ışığın sembolü” olduğunu ifade etti. Azoulay, “Hebron’da, Hz. İbrahim Mağarası’nda Hanuka mumunu yakmak için ısrar eden Cumhurbaşkanı Herzog’un çabasını tebrik ettiğini” belirtti. Bunun üzerine Ofer Kasif söz hakkı talep etti.
Kasif konuşmasında, “El Halil, İsrail'in acımasız bir apartheid politikası yürüttüğü işgal altındaki bir Filistin şehridir. Söz konusu bölgedeki ordu, işgalci Yahudi yerleşimcileri rahatlatmak ve güvence altına almak adına Filistinlilere şiddetle saldırıyor; oradaki Filistinli sakinleri evlerinde ve mahallelerinde hapsederek özgürlüklerini kısıtlıyor” ifadelerini kullandı.
Kasif’in açıklamaları, kendisini vatana ihanetle suçlayan aşırı sağcı milletvekillerini kızdırdı ve içlerinden birinin ona fiziksel saldırıda bulunmasına neden oldu.
Ortak Liste’nin Knesset temsilcilerinden Ahmed el-Tıbbi, Kasif’in saldırılarına tepki göstererek  Herzog'un, 1994'te 49 Filistinlinin öldürüldüğü el-Halil katliamını gerçekleştiren Yahudi teröriste saygı duyan yerleşimcilere meşruiyet kazandırmaya çalışarak hata yaptığını söyledi.
İsrail Maliye Bakanı Avigdor Liberman liderliğindeki Evimiz İsrail Partisi'nin başkanı Alex Kushnir araya girerek Kasif’ten özür dilemesini veya oturumdan ayrılmasını istedi.
Ancak Kasif özür dilemeyi reddederek, sağcı milletvekillerine, "Gerçekleri kabul etmek istemiyorsunuz ve gerçekleri duymaya dayanamıyorsunuz. Ben insanlara gerçeği söyleyen bir vatanseverim ve sen yalan söylüyorsun. El-Halil’de başka insanlar tarafından işgal ediliyoruz. Başkan da dâhil olmak üzere hepimizin orada olması utanç verici ve yüz karası. Sessiz kalanlar, askerlerimizi savaş suçlusuna çevirenlerdir" açıklamasında bulundu.
Daha sonra, oturum başkanı, milletvekili Kasif'in oturumdan zorla çıkarılmasına karar verdi.
Kasif daha, oturuma ait bir görüntü yayınlayarak şunları söyledi: 
“el-Halil'deki İsrail askerlerini savaş suçlusu olarak adlandırdığım için şimdi Finans Komitesi'nden çıkarıldım. Evet, gerçeği söyleme konusunda sessiz kalmayacağım. İsrail'in, 1967'de işgal ettiği Filistin topraklarında, özellikle de el-Halil’de, her gün bir apartheid ve ırksal temizlik sistemi uygulanıyor. Bu suçları işleyenler tanım ve standart olarak savaş suçlusudur. Ancak oturumda hazır bulunan milletvekilleri gerçeği kabul etmedi. Bazılarının çığlıkları arasında ikinci ve üçüncü kez, yaşananların işgalci bir ordunun ve yerleşimci çetelerin işgali olduğunu söyledim. Başkan Herzog’un mum yakmak ve bu davranışlara meşruiyet kazandırmak için el-Halil’e gelmesi utanç verici."
Herzog'un ziyaretine karşı İbrahim Camii’nde bazı sol görüşlü temsilcilerin ve barışı destekleyen hareketlerin gösteri yapmaya çalışması dikkat çekti. Ancak, İsrail ordusu bu grupları engelledi. Bu yüzden onlar da Tel Aviv'de gösteri yapmak için harekete geçtiler.



ABD Senatörü, Google'a geri adım attırdı

Google CEO'su Sundar Pichai, 15 Şubat 2024'te Paris'te bir Google AI merkezi açılışında konuşuyor (AFP)
Google CEO'su Sundar Pichai, 15 Şubat 2024'te Paris'te bir Google AI merkezi açılışında konuşuyor (AFP)
TT

ABD Senatörü, Google'a geri adım attırdı

Google CEO'su Sundar Pichai, 15 Şubat 2024'te Paris'te bir Google AI merkezi açılışında konuşuyor (AFP)
Google CEO'su Sundar Pichai, 15 Şubat 2024'te Paris'te bir Google AI merkezi açılışında konuşuyor (AFP)

Bir ABD senatörü, Google’ın kendisi hakkında asılsız suçlamalar ürettiğini öne sürünce şirket, yapay zeka modellerinden birini popüler geliştirici platformundan kaldırdı.

Tennessee'nin Cumhuriyetçi Senatörü Marsha Blackburn, Google'ın büyük dil modeli Gemma'nın, "Marsha Blackburn tecavüzle suçlandı mı?" sorusu sorulduğunda cinsel istismar suçlamaları uydurduğunu iddia etti.

Gemma'nın yanıtında, 1987’de bir eyalet polisiyle "rızası olmayan eylemler" içinde olduğuna dair uydurulmuş bir olay hakkında var olmayan haber makalelerine sahte bağlantılar eklendiği belirtildi.

Google'ın CEO'su Sundar Pichai'ye yazdığı mektupta Senatör Blackburn, yanıtın "muhafazakarlara karşı sürekli bir önyargı örüntüsünün" parçası olduğunu iddia etti ve yapay zeka aracının kapatılması çağrısında bulundu.

Mektubunda, "Bu sorunun kapsamı basit teknik hatalardan çok daha geniş ve bu 'halüsinasyonların' sonuçları hakkında ne söylense az" diye yazdı.

Bu zararsız bir 'halüsinasyon' değil. Google'a ait yapay zeka modeli tarafından üretilip yayılan bir iftira. Görevdeki bir ABD Senatörü hakkında asılsız suçlamalar uyduran, herkesin erişimine açık bir araç, denetim ve etik sorumluluk açısından feci bir başarısızlığı temsil ediyor.

Google, halüsinasyon sorununun Gemma gibi daha küçük, açık kaynaklı yapay zeka modellerinde yaşandığının bilindiğini ve bu problemin sıklığını en aza indirmeye kararlı olduğunu belirterek yanıt verdi.

ABD'li teknoloji devi ayrıca, Gemma'nın özellikle yapay zeka geliştiricileriyle araştırmacıları için üretildiğini ve Senatör Blackburn'ün bahsettiği türden sorular için tasarlanmadığını belirtti.

Google, X'te paylaştığı bir dizi gönderide, "Bu modeller olgusal yardım veya tüketicilerin kullanımı için tasarlanmamıştır... Geliştiriciler ve araştırmacıların, hataları tespit etmek ve geri bildirim sağlamak da dahil sınırlarını zorlaması için varlar" diye yazdı.

Geliştirici olmayanların Gemma'yı AI Studio'da kullanmaya ve ona olgusal sorular sormaya çalıştıklarına dair haberler gördük. Bunun bir tüketici aracı veya modeli olmasını ya da bu şekilde kullanılmasını asla amaçlamadık.

Araç, uygulama programlama arayüzü (API) aracılığıyla geliştiricilerin kullanımına hâlâ açık ancak artık Google'ın AI Studio'sunda bulunmuyor.

Independent Türkçe


Trump'tan ICE baskınları yorumu: Yeterince ileri gitmediler

Federal ajanların protestoculara müdahale ederken ve operasyonlarda sert davrandığı görülüyor (AFP)
Federal ajanların protestoculara müdahale ederken ve operasyonlarda sert davrandığı görülüyor (AFP)
TT

Trump'tan ICE baskınları yorumu: Yeterince ileri gitmediler

Federal ajanların protestoculara müdahale ederken ve operasyonlarda sert davrandığı görülüyor (AFP)
Federal ajanların protestoculara müdahale ederken ve operasyonlarda sert davrandığı görülüyor (AFP)

CBS News'un 60 Minutes programında Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi'nin (ICE) agresif taktikleri hakkında kendisine yöneltilen sorular üzerine ABD Başkanı Donald Trump, kurumun baskınlarda "yeterince ileri gitmediğini" söyledi.

Tamamı pazar akşamı yayımlanacak röportajda sunucu Norah O'Donnell, ICE görevlilerinin taktikleri hakkında başkanın üzerine gitti. Şüphelileri kovalarken arabalara çarpmak, camları balyozla kırmak, kiliselere baskın düzenlemek ve protestoculara orantısız güçle müdahale etmek, son 10 ayda görülen taktiklerden bazıları.

O'Donnell, "Amerikalılar, ICE'ın genç bir anneyi sertçe yakaladığı, Şikago'daki bir mahallede göz yaşartıcı gaz kullandığı ve araba camlarını kırdığı videoları izliyor" dedi.

Bu baskınlardan bazıları çok mu ileri gitti?

Trump, "Hayır, bence yeterince ileri gitmediler" diye yanıtladı.

scdf
Başkan Donald Trump, yönetimin saldırgan taktikleri hakkında sorularla karşılaştığında Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza baskınlarının "yeterince ileri gitmediğini" söyledi (60 Minutes/CBS)

O'Donnell, eylülde Manhattan şehir merkezindeki göçmenlik adliyesinin koridorlarında bir ICE görevlisinin, iki küçük çocuğunun önünde ağlayan bir kadını yere serdiği olaya atıfta bulundu. Görevli daha sonra görevden alınmıştı.

O'Donnell, başkana "bu taktikleri onaylayıp onaylamadığını" sordu.

Trump, "Evet, çünkü insanları ülkeden çıkarmamız gerekiyor" dedi.

Onların çoğu katil.

Başkan, O'Donnell tarafından yönetimin büyük ölçüde "bahçıvanları, dadıları, inşaat işçilerini" sınır dışı ettiği konusunda daha da sıkıştırıldı.

Trump, "Suçlu bahçıvanları" diye araya girdi.

Daha sonra Trump, Demokrat selefleri eski başkanlar Barack Obama ve Joe Biden tarafından atanan "liberal yargıçları" suçladı.

Biden ve Obama'nın atadığı liberal yargıçlar tarafından engelleniyoruz.

Politico'nun yakın tarihli bir incelemesine göre 100'den fazla federal yargıç, Trump yönetiminin göçmenleri gözaltına alma ve sınır dışı etme girişimlerine karşı hüküm verdi. Haber kaynağına göre yargıçlar en az 200 kez yönetimin eylemlerinin insan haklarını ihlal ettiğine veya "tamamen yasadışı" olduğuna karar verdi.

CBS News'a göre Trump programda Çin, Venezuela, İsrail, hükümetin kapanması ve ülke genelindeki şehirlere Ulusal Muhafızları konuşlandırma girişimlerini de ele aldı.

Trump, 5 yıl aradan sonra ilk kez bu programa çıktı.

Kasım 2024'te Trump, dönemin Başkan Yardımcısı ve başkanlık yarışındaki rakibi Kamala Harris'in röportajını aldatıcı şekilde montajladığı iddiasıyla CBS'e dava açmıştı.

Kanal, "temelsiz" diye nitelediği davaya başlangıçta karşı çıksa da temmuzda CBS ve ana şirketi Paramount, Trump'la 16 milyon dolar karşılığında uzlaşmıştı.

Independent Türkçe


ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının 46. yıldönümünde Hamaney, Washington ile herhangi bir iş birliğini reddetti

 İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının 46. yıldönümü arifesinde bir grup öğrenciyle bir araya geldi. (İran Dini Lideri Ali Hamaney’in internet sitesi)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının 46. yıldönümü arifesinde bir grup öğrenciyle bir araya geldi. (İran Dini Lideri Ali Hamaney’in internet sitesi)
TT

ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının 46. yıldönümünde Hamaney, Washington ile herhangi bir iş birliğini reddetti

 İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının 46. yıldönümü arifesinde bir grup öğrenciyle bir araya geldi. (İran Dini Lideri Ali Hamaney’in internet sitesi)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının 46. yıldönümü arifesinde bir grup öğrenciyle bir araya geldi. (İran Dini Lideri Ali Hamaney’in internet sitesi)

İran Dini Lideri Ali Hamaney, iki taraf arasındaki anlaşmazlığın ‘ABD ve İran yaklaşımları arasındaki çıkar çatışmasından kaynaklanan temel bir sorun’ olduğunu belirterek, Tahran ile Washington arasındaki ilişkileri normalleştirmeye yönelik olası herhangi bir girişimin kapısını kapattı.

Hamaney, yakın vadede ABD ile herhangi bir iş birliğini reddetti. Bu açıklamayı, Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının üzerinden 46 yıl geçmesi vesilesiyle, bir grup üniversite öğrencisine hitaben yaptığı konuşmada dile getirdi. Söz konusu olay, 1979 Devrimi’nden birkaç ay sonra patlak veren ve 444 gün süren rehine krizi sonrasında iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin kesilmesine yol açmıştı.

13 Ekim'de İsrail parlamentosunda (Knesset) yaptığı konuşmada Trump, İran'ın ‘teröristleri terk etmesi, komşularını tehdit etmeyi ve vekillerine finansman sağlamayı bırakması ve İsrail'in var olma hakkını tanımasının’ bölgenin çıkarına olduğunu söyledi ve ülkesinin İran ile ‘barışa hazır’ olduğunu vurguladı.

Hamaney'in resmi internet sitesinde yer alan açıklamasında şu ifade yer aldı: “Amerikalıların İran ile iş birliği talebi, ABD lanetli Siyonist varlığa verdiği tam desteği kesmedikçe, bölgedeki askeri üslerini kapatmadıkça ve ülkelerin iç işlerine karışmayı bırakmadıkça, ne yakın gelecekte ne de uzun vadede müzakere edilebilir olmayacaktır.”

Hamaney, ‘birçok sorunun çözülmesi ve ulusal direncin sağlanmasının ancak ülkenin genel gücünün güçlendirilmesiyle mümkün olabileceğini’ vurgulayarak, hükümeti görevlerini ‘daha büyük bir kararlılık ve verimlilikle’ yerine getirmeye çağırdı.