Macron, Fransa’nın Körfez’deki varlığını güçlendiriyor

Fransa Cumhurbaşkanı Macron bugün Suudi Arabistan ziyaretini tamamlayacak.

Cumhurbaşkanı Macron ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed başkanlığındaki heyetler, 3 Aralık’ta düzenlenen Expo 2020 Dubai etkinliklerinde hatıra fotoğrafı çektirdi. (AFP)
Cumhurbaşkanı Macron ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed başkanlığındaki heyetler, 3 Aralık’ta düzenlenen Expo 2020 Dubai etkinliklerinde hatıra fotoğrafı çektirdi. (AFP)
TT

Macron, Fransa’nın Körfez’deki varlığını güçlendiriyor

Cumhurbaşkanı Macron ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed başkanlığındaki heyetler, 3 Aralık’ta düzenlenen Expo 2020 Dubai etkinliklerinde hatıra fotoğrafı çektirdi. (AFP)
Cumhurbaşkanı Macron ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed başkanlığındaki heyetler, 3 Aralık’ta düzenlenen Expo 2020 Dubai etkinliklerinde hatıra fotoğrafı çektirdi. (AFP)

Fransa, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yaptığı bir dizi anlaşma ile Körfez’deki varlığını güçlendirdi. Macron daha sonra Körfez turu kapsamında, 3 Aralık’ta Katar’da yöneldi. Fransa Cumhurbaşkanı turunu bugün Suudi Arabistan ziyareti ile tamamlıyor. BAE’de Rafale uçakları ve Caracal helikopterleri satın alınması da dahil olmak üzere bir dizi anlaşma ve mutabakat zaptı imzalandı.
Macron’un Körfez turunun terörizm ve radikalizmle mücadele, Lübnan krizi, Libya’daki seçimler, İran nükleer anlaşması ve diğer başlıklarda, bölgedeki temel stratejik konularını ele alması bekleniyordu. Elysee Sarayı, Macron’un başkanlık döneminin başlangıcından, 2017’den bu yana Akdeniz’den Körfez’e uzanan bölgenin ‘istikrarına katkıda bulunma’ konusundaki taahhüdünü sürdürdüğünü belirtti.
Fransa Cumhurbaşkanlığı, 3 Aralık’ta BAE ve Fransa’nın, Fransız Dassault Aviation şirketi tarafından üretilen 80 Rafale savaş uçağı ve 12 helikopter satın almasını içeren bir dizi anlaşma ve mutabakat anlaşması imzaladığını duyurdu. İki uçak anlaşmasının değerinin, 17 milyar Euro (19,20 milyar dolar) olduğu tahmin ediliyor. Bunun 14 milyar eurosu yalnızca Rafale anlaşmasına ayrılmış durumda. AFP’nin aktardığına göre Rafale savaş uçakları, 2027 ile 2031 yılları arasında teslim edilecek. BAE tarafından 1998’de satın alınan 60 Mirage 2000-9 uçağının yerini almayı hedefliyor.
Anlaşmalar ve mutabakat muhtıraları, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Expo 2020 Dubai’de Abu Dabi Veliaht Prensi ve Silahlı Kuvvetler Yüksek Komutan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan ile görüştüğü oturum aralarında gündeme geldi.
Abu Dabi Veliath Prensi, Fransa Cumhurbaşkanı’nın ziyaretini memnuniyetle karşıladı. Aynı şekilde Fransa Cumhurbaşkanı da ülkenin 50. Ulusal Günü kutlamaları münasebetiyle Şeyh Muhammed bin Zayed’i, BAE hükümetini ve halkını tebrik etti. Ayrıca ülkesinin, iki ülkenin çıkarlarına hizmet eden ve bölgedeki barış çabalarını destekleyen, yeni ve umut verici iş birliği ve ortak eylem ufuklarına olan özlemini dile getirdi.
İki taraf, ‘karşılıklı çıkarlar kapsamında kültürel ve eğitimsel meselelerin yanı sıra yatırım, ekonomi, ileri teknoloji, enerji ve gıda güvenliği’ de dahil iki ülkeyi bir araya getiren stratejik ortaklık çerçevesindeki dostluk ilişkilerini, ortak iş birliği yollarını ve çeşitli alanlarda gelişme fırsatlarını görüştü.
Görüşmede ayrıca ortak öneme sahip konular ile bölgesel ve uluslararası arenadaki gelişmeler ele alındı, Ortadoğu bölgesindeki gelişmelere ilişkin görüş alışverişinde bulundu.
Taraflar, BAE ve Fransa arasındaki stratejik ortaklığın çeşitli yönlerini güçlendirmenin önemine ilişkin açıklamalarda bulundular.  Halklarının barış ve kalkınma özlemlerini gerçekleştirmek için bölgede güvenlik ve istikrarın temel direklerini sağlamlaştırmayı amaçlayan barışçıl çözümlerin ve girişimlerin desteklenmesinin gerekliliğine dair vizyonlarını ortaya koydular.
Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan ve Cumhurbaşkanı Macron, bir dizi iş birliği anlaşması ve mutabakat zaptı imzaladılar. Anlaşmaların, aralarındaki stratejik ortaklık beklentilerinin geliştirilmesine ve karşılıklı çıkarlarına hizmet eden yeni iş birliği alanlarının açılmasına katkıda bulunacağı belirtildi.
Expo 2020 Dubai’de imzalanan anlaşmalar ve muhtıralar arasında ‘Mubadala’ şirketi ve Fransa Ekonomi, Maliye ve Kalkınma Bakanlığı, ‘Mubadala Yatırım’ şirketi ile Fransa yatırım şirketi ‘BPI’ ve BAE’deki Sanayi ve İleri Teknoloji Bakanlığı ile Fransa’daki Ekonomi ve Maliye Bakanlığı arasında mutabakat zaptları da yer aldı. Aynı şekilde ADNOC ve Total Energy arasında bir iş birliği anlaşması, BAE merkezli Borouge ile Fransa merkezli Technip arasında ‘Borouge 4’ projesini genişletmek için birinci sınıf bir etan kraker inşa etme sözleşmesi, ‘Masdar’ ve ‘Engie’ arasında stratejik ittifak amaçlı bir mutabakat zaptı imzalandı. BAE Savunma Bakanlığı ile Dassault Havacılık arasında uçak, ilgili ürün ve hizmetleri satın alma anlaşmasına da imza atıldı.
Bunun yanı sıra BAE Savunma Bakanlığı ile MBDA şirketi arasında Rafale silah teçhizatı tedarikine ilişkin bir anlaşma ve BAE Savunma Bakanlığı ile ‘Airbus Helicopters’ arasında H225M helikopterleri ve ilgili hizmetleri satın alma anlaşması da imzalandı.
Bunların yanı sıra BAE ve Fransa hükümetleri arasında Louvre- Abu Dabi Müzesi ile ilgili olarak 6 Mart 2007 tarihinde imzalanan bir anlaşma, ‘Muhammed bin Raşid Uzay Merkezi’ ve Fransa’daki Ulusal Uzay Araştırmaları Merkezi arasında ayın keşfi alanında iş birliğine ilişkin ‘niyet mektubu’ ve ‘Emirates Nükleer Enerji Şirketi’ ve ‘Electricite de France’ arasında nükleer enerji alanında bir mutabakat zaptı ile değiştirildi.

Stratejik ortaklık
Fransa cumhurbaşkanlığı yaptığı açıklamada, BAE ile yapılan anlaşmaların ‘iki müttefik ülke arasındaki stratejik ortaklık için büyük bir başarı’ olduğu ifade edildi. Macron, Dubai’de gazetecilere şu açıklamada bulundu:
 “Fransa’nın bölgedeki bu taahhüdü, terörle mücadelede ortaya koyulan bu aktif iş birliği ve aldığımız net tavırlar, BAE’ye olan yakınlığımızı artırdığımız anlamına geliyor. BAE’nin şüphesiz diğer tarihi ortaklara ilişkin soruları olduğu bir zamanda gerçekleşen bu anlaşmanın, Fransa’nın konumunu güçlendirdiğine inanıyorum.”
Abu Dabi’nin Fransa’yı ‘güçlü bir ortak’ olarak gördüğünü belirten Macron, Paris’in de ‘taahhütlerini yerine getiren ve güvenilir olabilecek bir ortak’ olduğunu vurguladı.
Macron, Dubai’deki açıklamalarında İran nükleer müzakerelerinin yeniden başlama olasılığına ilişkin çekincelerini de dile getirirken, bölge ülkeleri ile ‘daha geniş bir dinamizm’ çağrısında bulundu. ‘Müzakere kapılarının açılmama’ olasılığını uzak görmemek gerektiğini söyleyen Emmanuel Macron, “İster nükleer ister bölgesel konularda olsun, herkesin bir çerçeve bulmaya çalışma gerekliliğinin farkında olduğunu düşünüyorum. Zira bunun aksi herkesi zayıflatır ve çatışmayı körükleyen bir faktör oluşturur.”
Macron, AFP’ye de ‘beş daimi üyenin tamamının bu tartışmaya dahil olmasının’ önemli olduğunu açıkladı. Özellikle de Çin’e atıf yaptı. Fransa Cumhurbaşkanı, ‘daha ​​geniş bir dinamiğe’ yeniden dahil olmanın ve bölgesel güçleri buna dahil etmenin ‘önemli’ olduğunu belirttiği açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Çünkü Körfez ülkeleri, İsrail ve kendi güvenliğinden endişe duyan herkes bunun bir parçası olmazsa anlaşmaya varmak çok zor olur. Herkes, İranlıların nükleer çalışmalarına devam ettiğini biliyor. Bu da bölgesel güvenlik için iyi değil.”
Macron ayrıca Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişlerinin İran’daki görevlerini yerine getirmelerine izin verilmesi gerektiğini vurguladı.
Fransa Cumhurbaşkanı, Dubai’de yaptığı açıklamalarda Lübnan krizinde ilerleme yaşanmasına yönelik umudunu da dile getirdi:
 “Lübnan’ın iyiliği için Körfez bölgesinin yeniden bir araya getirilmesi konusunda elimizden gelen her şeyi yapacağız. Umarım önümüzdeki saatlerde ilerlemeye şahit oluruz.”

Macron’un Suudi Arabistan ziyareti
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 3 Aralık akşamı Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani ile bir araya geldiği Doha’ya yönelmişti. Bugün de Suudi Arabistan’a hareket edecek. Fransız Senatör Nathalie Goulet, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Fransa Cumhurbaşkanı’nın Krallığa ziyaretinin bölgede barış ve istikrarı teşvik etmek üzere, iki ülke arasında kapsamlı stratejik iş birliğinin yeni bir aşamasını oluşturduğunu söyledi. Görüşmelerde terör ve radikalizmle mücadelenin yollarını geliştirmenin yanı sıra yapay zeka ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında iş birliğini derinleştirmek için ortak öneme sahip acil konuların ele alınacağını belirten Goulet, İran ve Lübnan meselelerinin de gündemde olacağı bilgisini verdi.
Goulet, ziyareti ‘kısa da olsa her açıdan önemli’ olarak nitelendirdi. Suudi Arabistan toplumunda yaşanan muazzam değişiklikleri ve Vizyon 2030’daki ilerlemeyi kendi gözleriyle gördüklerini dile getiren Senatör, “Bölgede barış ve istikrarı teşvik eden siyasi pozisyonların yanı sıra, Lübnan ve İran meseleleri de masaya yatırılmalıdır. Çünkü bunlar barış ve güvenlik açısından oldukça önemlidir” dedi.
Nathalie Goulet açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Fransa’da genel olarak Suudi Arabistan ile aynı hattayız. Koronavirüs meselesine de değinileceğini düşünüyorum. Belki de Suudi Arabistan, örneğin Afrika’nın yoksul bölgelerinde salgınla mücadele için küresel bir projeyi finanse etmeye yardımcı olabilir.”
Senatör ayrıca, iki ülkenin dışişleri bakanlıklarının olumlu tavrının, Paris ve Riyad arasındaki çok iyi ilişkiden kaynaklandığını vurguladı.
İki ülkenin Yatırım ve Ticaret Bakanlarının katılımıyla bugün Suudi Arabistan’ın batısındaki Cidde’de bir Suudi- Fransız yatırım forumu düzenlenmesi planlanıyor. Ayrıca bu ziyaretin, Suudi Arabistan’ın yakın zamanda başlattığı girişimler ışığında ticari borsaların genişlemesine, yatırım projelerinin kurulmasına ve ticaret alışverişini geliştirmek için ortak sergiler ve ilgili forumların düzenlenmesine yatırımda bulunmasına katkı sağlaması bekleniyor.
Ortak yatırım forumunun, petrokimya, gıda, gübre, demir ve çimento sektörlerinde ‘her iki ülkedeki özel sektör arasında etkin bir ortam yaratılması, mevcut fırsatların değerlendirilmesi ve iki ülke ekonomilerinin desteklenmesine ve ihracatının geliştirilmesine katkıda bulunması’ ile sonuçlanması beklentisi de hakim.
Paris, Riyad’ın en önemli ve en büyük ticaret ortaklarından biri olarak ön plana çıkıyor. Fransa, Suudi Arabistan’ın ithalat yaptığı en büyük on ülke arasında yer alıyor. Pandemi öncesi ticaret borsası hacmi 52 milyar riyali (13,8 milyar dolar) aşmıştı. Bunun 32 milyar riyalini (8,5 milyar dolar) Suudi Arabistan’dan Fransa’ya ihracat, yaklaşık 17 milyar riyalini de (4,5 milyar dolar) Fransa’dan ithalat oluşturuyordu.



Suudi Arabistan ve Meksika dışişleri bakanları Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan ve Meksika dışişleri bakanları Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün (Salı) Meksika Dışişleri Bakanı Alicia Barcena Ibarra ile Gazze Şeridi ve çevresindeki son gelişmeleri görüştü.

Prens Faysal bin Ferhan'ın Bakan Ibarra ile yaptığı telefon görüşmesinde iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ve ortak işbirliğinin çeşitli yönlerini ele aldı.


Suudi Dışişleri Bakanı Türk ve Fransız mevkidaşlarıyla Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
TT

Suudi Dışişleri Bakanı Türk ve Fransız mevkidaşlarıyla Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, dün (Pazartesi) Türk mevkidaşı Hakan Fidan ve Fransız Stephane Sejourne ile Gazze Şeridi ve çevresinde yaşanan gelişmeler ile bu konuda yapılan çalışmalar başta olmak üzere ortak çıkarları ilgilendiren konuları ele aldı.

Prens Faysal bin Ferhan ve Bakan Fidan, iki devletli çözümün uygulanmasına ve Filistin devletinin tanınmasına yönelik çabaları desteklemek amacıyla düzenlenen koordinasyon toplantısının oturum aralarında Riyad'da yaptıkları görüşmede, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile ikili ilişkileri çeşitli alanlarda güçlendirmenin ve geliştirmenin yollarını değerlendirdi.


Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, dün (Pazartesi) Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) özel toplantısı çerçevesinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti.

Görüşmede iki taraf Gazze ve çevresinde artan askeri gerilimi, sivillerin hayatını ve bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden kötüleşen durumu ele aldı. Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın devam eden gerilimi durdurmak ve bölgede yayılmasını önlemek için tüm uluslararası ve bölgesel taraflarla iletişim kurma çabalarını ve Filistin halkının zorla yerinden edilmesine yönelik çağrıları kategorik olarak reddettiğini vurguladı.

Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın Filistin halkının onurlu bir yaşam için meşru haklarını elde etmesi, umut ve özlemlerini gerçekleştirmesi ve adil ve kalıcı bir barışa ulaşması için sürekli desteğini yineledi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın bildirdiğine göre Abbas görüşme sırasında Suudi Arabistan'a ‘Filistin halkının haklarına, özellikle de başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurulmasına verdiği destek ve tüm uluslararası forumlarda Filistin davasını destekleme çabaları ile ister Gazze Şeridi'nden ister Batı Şeria'dan olsun, herhangi bir Filistin vatandaşının yerinden edilmesini kategorik olarak reddettiğini’ vurgulayan kararlı tutumundan dolayı büyük takdir duyduğunu ifade etti.

Abbas, İsrail'in Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'daki tehlikeli hamlelerine değinerek, “İsrail'in Refah'ı işgal etme tehlikesinin Filistin halkı için bir felakete yol açacağı” uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın WAFA'dan aktardığı habere göre Abbas, iki milyonu Gazze'de olmak üzere yaklaşık 6,4 milyon mülteciye yardım ve destek sağlayan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) desteklemeye devam etmenin önemini vurguladı.

Muhammed bin Selman ayrıca Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Malezya Başbakanı Enver İbrahim, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron'ı ayrı ayrı kabul etti.

Görüşmelerde ikili ilişkilerin boyutları, Suudi Arabistan ile dört ülke arasındaki iş birliği alanları ve bunları geliştirmek için umut verici fırsatlar gözden geçirildi. Ayrıca ortak çıkarları ilgilendiren son bölgesel ve uluslararası durumlar ele alındı.

Muhammed bin Selman, Blinken ve Cameron ile Gazze Şeridi ve çevresindeki gelişmeleri ve askeri operasyonları durdurma ve bunların güvenlik ve insani yansımalarıyla başa çıkma çabalarını ele aldı.


Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir
TT

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, İslam Kalkınma Bankası (İKB) Grubu'nun Altın Jübile töreni çerçevesinde düzenlenen Enerji Güvenliği, Geleceği ve Sürdürülebilir Kalkınma başlıklı diyalog oturumunda yaptığı konuşmada, iklim değişikliğiyle ilgili sorumlulukların paylaştırılması konusundaki söylemlerde bazı ikiyüzlülükler olduğunu söyledi.

Asıl meselenin Paris Anlaşması'nın yorumlanmasında ve iklim değişikliğiyle ülkeler arasında adil ve eşit bir şekilde nasıl başa çıkılacağında yattığını ifade eden Abdulaziz bin Selman, iklim değişikliği tartışmasının COP27'de daha gerçekçi bir hal aldığını belirtti.

Petrol üreticisi ülkelerin iklim etkilerini ulusal haklarıyla dengelediklerini ifade eden Abdulaziz bin Selman, “Hükümetlerin gelecek nesillerin büyümesini sağlamak gibi ahlaki bir sorumluluğu var” ifadesini kullandı.


Riyad ve Washington güvenlik anlaşmasına 'son rötuşları’ yapıyor

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
TT

Riyad ve Washington güvenlik anlaşmasına 'son rötuşları’ yapıyor

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)

Başta Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmesi ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya gelmesi olmak üzere, Gazze'deki durum ve Filistin meselesinin güçlü bir şekilde gündeme geldiği Riyad'da dün (Pazartesi) Suudi Arabistan ve ABD'nin güvenlik anlaşmasına ‘son rötuşları’ yapmaya yakın oldukları bildirildi.

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF) katılan Blinken ve Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan ve ABD'nin bir güvenlik anlaşmasına varmaya yakın olduğunu açıkladı.

Bin Ferhan, ABD ile güvenlik anlaşması müzakerelerine ilişkin olarak “ABD ile ikili anlaşmaları tamamlamaya çok yakınız. Çalışmaların çoğu zaten yapıldı. Filistin cephesinde olması gerektiğini düşündüğümüz şeylerin ana hatlarına sahibiz” ifadelerini kullandı.

Blinken ise aynı konuda, “Geçtiğimiz aylarda, hatta 7 Ekim'den önce bile kapsamlı çalışmalar yaptık. Herhangi bir anlaşmanın Filistin kısmına odaklanmak istiyoruz. Sanırım neredeyse tamamlandı” şeklinde konuştu.

Bin Ferhan, Filistin konusunda, Gazze Şeridi'nde acil ve kalıcı bir ateşkes ve bir Filistin devletinin kurulması için ‘güvenilir ve geri dönülmez bir yol’ çağrısında bulunan Suudi pozisyonunu vurgularken, Blinken Hamas'a ‘masadaki cömert İsrail teklifini’ kabul etmesi çağrısında bulundu. Blinken, “İsrail ve bölge ülkeleri arasında normalleşme yolunda ilerleyebilmek için Gazze Şeridi'ndeki krizi sona erdirmeli ve Filistin devletinin kurulması için bir yol belirlemeliyiz” dedi.

Bu arada Riyad üç önemli toplantıya sahne oldu: Bir Arap-Amerikan toplantısı, bir Arap-İslam-Avrupa toplantısı ve bir Körfez-Amerikan toplantısı. İlk iki toplantıda Gazze'deki durum, ateşkes ihtiyacı ve Refah'ta bir İsrail operasyonu uyarısı ele alınırken, üçüncü toplantıda Kızıldeniz'de seyrüsefer özgürlüğü tartışıldı.

Blinken, ‘Kızıldeniz'de seyrüsefer konusunun ele alınması ve Husi saldırılarının üzerine gidilmesi’ gerektiğini vurgulayarak “Kızıldeniz'de kargo gemilerinin hedef alınması küresel ekonomiyi etkiliyor” dedi.


Prens Abdulaziz bin Selman: Suudi Arabistan 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramına uygun hareket ediyor

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
TT

Prens Abdulaziz bin Selman: Suudi Arabistan 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramına uygun hareket ediyor

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, ülkesinin enerji sistemlerini ekonomik olarak yönetmeye ve iklim değişikliği kavramları doğrultusunda bunları parasal değere ve çevreye faydalı hale dönüştürmeye odaklandığını vurguladı. Bakan bin Selman, Suudi Arabistan’ın 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramını benimsediğini ve 2020 yılında G20'ye ev sahipliği yaptığı sırada bu kavrama uygun hareket ettiğini söyledi.

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısının oturum aralarında düzenlenen ‘Uluslararası Ortaklıklarla Karbon Yakalama, Depolama ve Kullanma Alanındaki Yeniliklerin Teşvik Edilmesi’ başlıklı panelde konuşan Prens bin Selman, Suudi Arabistan’da elektriğin en düşük maliyetle üretildiğini ve rekabetçi fiyatlarla sunulduğunu açıkladı.

Suudi Arabistan hükümetinin bu alanda çeşitli programları ve projeleri olduğunu belirten Enerji Bakanı, ülkeye yatırımları çekecek bir hamleyle elektrik üretiminin maliyetini düşürme ve rekabet gücünü koruma yönünde adımlar atıldığını kaydetti.

Suudi Arabistan hükümetinin enerji güvenliğini ve sürdürülebilirliğini sağlama konusunda kararlı olduğunun altını çizen Prens bin Selman, ülkesinin bu yolda ilerleme kaydettiğini ve enerjinin DNA’sı haline gelen bir sistem kurmayı başardığını söyledi.

Enerji Bakanlığının bu sistemi kurma hedeflerine ulaşmak için Ekonomi ve Planlama Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla birlikte çalıştığını ifade eden Enerji Bakanı, bu alanda katma değer sağlayan tüm kurumlarla iş birliği yapabileceklerini belirtti.

Suudi Arabistan hükümeti tarafından 2011 yılında başlatılan enerji verimliliği programına değinen Prens bin Selman, söz konusu sistemin ülkenin hedeflerine ulaşmak için benzersiz hale geldiğini belirterek, ülkesinin döngüsel karbon ekonomisine doğru daha ileri adımlar atmak için herkesin iş birliğine açık olduğunu vurguladı.

Karbondioksitin atılmasının daha fazla karbondioksit üreteceğini ve geri dönüşüm konseptinde bunun daha faydalı başka kullanımlarla değerlendirilebileceğini açıklayan Bakan bin Selman, Suudi Arabistan Yeşil Ortadoğu Girişimi'nin hedeflerinin de bununla uyumlu olduğunu belirtti. Enerji Bakanı, tüm bu hedeflerin ise iklim değişikliğine yardımcı olduğunun altını çizdi.

Rekabetçi fiyatların korunmasının ülkede elektrik ve enerji üretimine daha fazla yatırım yapılmasını sağlayacağını söyleyen Prens bin Selman, Suudi Arabistan'ın enerji sektörünün, gelecekte yenilenebilir enerji kaynaklarıyla beslenen bir sisteme geçişte öncü olmayı hedeflediğini de sözlerine ekledi.


ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısında Gazze’deki savaş ve Kızıldeniz'deki seyrüsefer özgürlüğü ele alındı

KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)
KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)
TT

ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısında Gazze’deki savaş ve Kızıldeniz'deki seyrüsefer özgürlüğü ele alındı

KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)
KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinin dışişleri bakanları bugün Riyad'da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya gelerek “Gazze'de ateşkesi ve rehinelerin serbest bırakılmasını destekliyoruz” başlıklı ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısını gerçekleştirdiler. Blinken, Washington'ın Gazze'ye insani yardımların girişi konusuna büyük önem verdiğini ve bu konuda ilerleme kaydettiklerini açıkladı.

erght
Suudi Dışişleri Bakanı bin Ferhan, Riyad'daki ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısına katıldı (SPA)

Blinken, ABD Başkanı Joe Biden’ın daha önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan Gazze'deki trajik insani durumun iyileştirilmesi için somut adımlar atılmasını istediğini de sözlerine ekledi.

Gazze’deki insani krizi hafifletmenin en etkili yolunun ‘ateşkesi sağlamak’ olduğunu söyleyen Blinken, Washington’ın Gazze'deki savaşın yayılmasını önleme çabalarını sürdürdüğünü de sözlerine ekledi.

ABD Dışişleri Bakanı, toplantı sırasında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

İsrail’in güvenliğini garanti eden sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak için ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz. İran'ın İsrail'e yönelik saldırısı bölgede büyüyen bir tehdidin sinyalini veriyor.

Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğinin de ele alınması gerektiğini ifade eden Blinken, “Husilerin saldırılarının üzerine gidilmeli" dedi. Kızıldeniz'de ticaret gemilerinin hedef alınmasının küresel ekonomiyi etkilediğine dikkati çeken ABD’li bakan, Suudi Arabistan Kralı Salmen bin Abdulaziz’in Yemen'de barışın sağlanması için sarf ettiği çabalara övgüde bulundu.

Öte yandan Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, toplantıdaki konuşmasında, “Körfez ülkeleri ve ABD arasındaki pozisyonları koordine etmeye çalışıyoruz. Ortadoğu'daki askeri gerilim son derece tehlikeli. Bölgeyi bu gerilim sürükleyebileceği savaş tehlikesinden kurtarmak için diplomatik çabalar yoğunlaştırılmalı” şeklinde konuştu.

Gazze'de derhal ateşkes sağlanması ve rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunan Katarlı bakan, “Uluslararası kararlar temelinde barış çabalarını sürdüreceğiz” dedi.

fd bfe
KİK ülkeleri dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı (SPA)

Toplantıda konuşan KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, Gazze Şeridi’nin tamamında derhal ateşkes ilan edilmesi, Batı Şeria'daki şiddetin durdurulması için etkili olacak uluslararası tedbirler alınması ve iki devletli çözümün uygulanması için uluslararası bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulundu.

KİK Genel Sekreteri, Husilerin ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdiği Kızıldeniz'deki saldırılarından duyduğu derin endişeyi de dile getirdi.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ABD’li mevkidaşı ile Gazze'deki son durumu görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ABD’li mevkidaşı ile Gazze'deki son durumu görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreterliği binasında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya geldi. Görüşme, ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısının oturum aralarında gerçekleşti.

Suudi Arabistan haber ajansının (SPA) aktardığına göre görüşmede, Suudi Arabistan-ABD ilişkileri ve iki ülke arasında çeşitli alanlardaki iş birliğinin geliştirilmesinin yolları ele alındı. Gazze Şeridi’nde ve Refah'taki son gelişmeler ile acil ateşkesin önemine değinilen görüşmede, ayrıca Gazze’ye acil insani yardımların girişi için sarf edilen çabalar masaya yatırıldı.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, ülkesinin son birkaç hafta içinde Gazze'deki insani durum konusunda ‘ölçülebilir ilerleme’ kaydettiğini açıkladı. Blinken açıklamasında, İsrail'e daha fazlasını yapması çağrısında bulundu. ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısının açılışında konuşan Blinken, Gazze'deki insani krizi hafifletmenin en etkili yolunun ‘ateşkesi sağlamak’ olduğunu söyleyerek, Washington’ın Gazze'deki savaşın yayılmasını önleme çabalarını sürdürdüğünü belirtti.

Görüşmeye Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçisi Prenses Rima bint Bender bin Sultan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarları Manal Rıdvan ve Muhammed el-Yahya da katıldı.

Reuters'ın haberine göre Blinken, ABD’nin Arap ülkelerinden ortaklarıyla Gazze'deki savaş sonrası durumu görüşmek üzere çıktığı geniş kapsamlı Ortadoğu turunun ilk durağı olarak bugün Suudi Arabistan'a geldi.

Blinken’ın Ortadoğu turunun bir diğer amacı da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya, ABD Başkanı Joe Biden'ın bu ay Gazze'deki trajik insani durumun iyileştirilmesi için atılmasını istediği somut adımları atması için baskı yapmak.

 


WEF Başkanı Brende: Suudi Arabistan küresel ekonomik hırsı yansıtan gelişmelere tanık oldu

WEF Başkanı Borge Brende, Riyad'da düzenlenen WEF oturumunda konuştu, 28 Nisan 2024 (Reuters)
WEF Başkanı Borge Brende, Riyad'da düzenlenen WEF oturumunda konuştu, 28 Nisan 2024 (Reuters)
TT

WEF Başkanı Brende: Suudi Arabistan küresel ekonomik hırsı yansıtan gelişmelere tanık oldu

WEF Başkanı Borge Brende, Riyad'da düzenlenen WEF oturumunda konuştu, 28 Nisan 2024 (Reuters)
WEF Başkanı Borge Brende, Riyad'da düzenlenen WEF oturumunda konuştu, 28 Nisan 2024 (Reuters)

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısında konuşan WEF Başkanı Borge Brende, Suudi Arabistan’ın geçtiğimiz dönemde tanık olduğu gelişmelerin küresel ekonomik hırsı yansıttığını vurguladı.

Uluslararası iş birliğini arttırmak için ekonomik zorluklara çözüm bulunmasının önemine dikkati çeken Brende, bazı ülkelerin sıkıntı yaşadığı enerji kıtlığı da dahil olmak üzere çeşitli sorunlara değindi.

WEF Başkanı, Suudi Arabistan’ın WEF’in ‘Kalkınma için Uluslararası İşbirliği, Büyüme ve Enerji’ başlıklı özel toplantısına ev sahipliği yapma ve bu türdeki ilk toplantıyı düzenleme konusundaki çabalarına işaret etti.

Dünyanın enerji geleceğini yeniden şekillendirmek için iş birliğine dayalı çözümler bulunmasının önemini vurgulayan Brende, toplantıya katılan 92 ülke ve 500'den fazla şirket, kurum ve kar amacı gütmeyen kuruluşun sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlemek için çalıştığının altını çizdi.


Riyad'da toplanan Gazze Temas Grubu, İsrail'e etkin yaptırımlar uygulanmasını istedi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Riyad'da toplanan Gazze Temas Grubu, İsrail'e etkin yaptırımlar uygulanmasını istedi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği'nin Gazze ile ilgili çalışmalar yürütmesi amacıyla oluşturduğu "Gazze Temas Grubu", silah ihracatının durdurulması da dahil olmak üzere uluslararası toplumdan İsrail'e etkin yaptırımlar uygulamasını talep etti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Riyad'daki toplantıda bir araya gelen Temas Grubu, Gazze'nin işgal altındaki Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu, Filistin halkının kendi toprakları dışına tehcir gayretlerinin kati bir şekilde reddedildiğini ve Filistin'in Refah kentine yönelik herhangi bir askeri operasyona karşı olduklarını vurgulamaktadır." ifadeleri yer aldı.

Gazze Şeridi'nde savaşın derhal sonlandırılması için İslam ve Arap dünyasının ortak çalışmalarını yoğunlaştırması için mekanizma konusunun görüşüldüğü belirtilen açıklamada, uluslararası insancıl hukuk gereği sivillerin korunmasının sağlanması gerektiği vurgulandı.

Açıklamada, iki devletli çözümün uygulanması, başkenti Doğu Kudüs ve 4 Haziran 1967 sınırlarında bir Filistin devletinin tanınması sürecinde atılacak ortak adımların da toplantıda masaya yatırıldığı belirtildi.

Temas Grubu'nun, uluslararası toplumdan, İsrail'e silah ihracatını durdurmak da dahil olmak üzere etkili yaptırımlar uygulanmasını talep ettiği kaydedilen açıklamada, batı ülkelerin de Gazze'de savaşın ve İsrail'in işlediği ihlaller ve suçların durdurulmasını isteyen barışçıl göstericilere yönelik uygulamalarının endişe verici olduğuna dikkat çekildi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki gelişmeleri görüşmek üzere bir araya gelen Gazze Temas Grubu'nun düzenlediği toplantıya başkanlık etti.

Toplantıya Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safedi'nin yanı sıra, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitesi Genel Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Şeyh Halife bin Zayid Al Nahyan'ın Diplomasi Danışmanı Enver Gargaş ve Katar Hükümeti Dışişleri Danışmanı Muhammed bin Abdülaziz el-Huleyfi katıldı.