WHO Genel Direktörü Ghebreyesus, Şarku'l Avsat için kaleme aldı: Fırtınalı bir yıl olsa da Kovid-19’un nasıl biteceğini biliyoruz!

WHO Genel Direktörü Ghebreyesus, Şarku'l Avsat için kaleme aldı: Fırtınalı bir yıl olsa da Kovid-19’un nasıl biteceğini biliyoruz!
TT

WHO Genel Direktörü Ghebreyesus, Şarku'l Avsat için kaleme aldı: Fırtınalı bir yıl olsa da Kovid-19’un nasıl biteceğini biliyoruz!

WHO Genel Direktörü Ghebreyesus, Şarku'l Avsat için kaleme aldı: Fırtınalı bir yıl olsa da Kovid-19’un nasıl biteceğini biliyoruz!

2021’in sonlarına doğru yaklaşırken, geriye bakıp muhasebe yapmak için iyi bir zaman. 2021 yılı çok zor bir yıl olsa da şükredecek çok şey var.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınından henüz hiçbir ülke tümüyle kurtulmamış olsa da, yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) önlemek ve tedavi etmek için birçok yeni aracımız mevcut.
Dünya genelinde milyonlarca hayatın kurtarılmasına yardımcı olan 8,5 milyardan fazla koronavirüs aşı dozu uygulandı. Ölüm oranını azaltacak yeni tedaviler geliştirildi.
Ancak bazı ülkelerde dar milliyetçilik ve aşıların biriktirilmesi bu konudaki eşitliği baltaladı.
Koronavirüsün mutasyona uğramış yeni türü Omikron varyantının ortaya çıkması ideal koşulları oluşturdu. Eşitsizlik ne kadar uzun süre devam ederse, önleyemeyeceğimiz veya öngöremeyeceğimiz şekilde virüs gelişme riski de o kadar artar. Eğer söz konusu eşitsizliği bitirirsek, salgını da bitirmiş oluruz.
Dünya Sağlık Örgütü ve Kovid-19 Araçlarına Erişimi Hızlandırma Girişimi (ACT), aşıların, testlerin ve tedavilerin dünya çapında ihtiyaç sahiplerinin kullanımına sunulmasına aracı oluyor.
Pandeminin üçüncü yılına girerken bu senenin ancak ve ancak birlikte çabalarsak salgını bitireceğimiz yıl olacağından eminim.
Kovid-19’a bağlı ölüm ve hastalıklardan ayrıca salgın, yirmi yılı aşkın süredir elde edilen sağlık kazanımlarını kaybetmekle tehdit ediyor.
Milyonlarca insan rutin aşılama, aile planlaması hizmetleri, bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan hastalıkların tedavisi ve çok daha fazlasına olan erişimi kaybetti. Ancak bu alanda hala yapılması gereken başarılar ve kaydedilmesi gereken ilerlemeler var.
WHO, her yıl on binlerce hayat kurtarabilecek dünyanın ilk RTS,S sıtma aşısının geniş çaplı kullanımını önerdi.
Geriye kalan iki ülkede kaydedilen sadece beş vaka ile çocuk felcinin ortadan kaldırılması hiç bu kadar yakın olmamıştı. Öte yandan tütün kullanımı azalmaya devam ediyor.
Aynı zamanda WHO ve ACT, yeni Ebola ve Marburg humması salgınlarını durdurmak da dahil olmak üzere dünya çapındaki krizlere etkili yanıtlar verdi.
Dünyayı gelecekteki salgınlara ve buna bağlı hastalıklara hazırlamaya yardımcı olmak ve ülkelerin gelişmekte olan biyolojik materyalleri paylaşmaları için yeni biyolojik havuz sistemini kurduk.
Ayrıca, kamu sağlığı gözetimi ve müdahalesi için veri bilimlerindeki yeniliklerden yararlanmak üzere WHO tarafından koordine edilen merkezi Berlin’de olan ‘Salgın ve Salgın İstihbaratı için Küresel Merkez’ adı verilen kurumu açtık. Kovid-19, dünya nüfusunun gelecek yıl karşı karşıya kalacağı tek sağlık tehdidi olmayacak.  WHO, her yerde, herkesin sağlığını korumak ve güçlendirmek için dünyanın dört bir yanında çalışmaya devam ediyor.
Her yeni yılın yeni kararlar getirdiği yerde, bu yıl dünya için kararlarım şunlardır:
İlk olarak salgını sona erdirmeliyiz. Bunun gerçekleşmesi için, tüm ülkeler, 2022'nin ortasına kadar ülke nüfusunun yüzde 70'inin aşılanması şeklindeki küresel hedefe ulaşmak için birlikte çalışmalıdır.
Hükümetlerin, varyantların tespit edilmesi, sıralanması ve raporlanması dahil olmak üzere, uyarlanmış halk sağlığı ve sosyal önlemleri, cezai önlemlerden korkmadan kullanmaya devam etmesine ihtiyacımız var.
Her birimizin maske takarak, sosyal mesafeyi koruyarak, kalabalıktan kaçınarak, mümkün olduğunda dışarıda veya içeride iyi havalandırılmış bir alanda buluşarak üzerimize düşeni yapması gerekiyor.
İkincisi ise, küresel sağlık güvenliği için daha güçlü bir küresel çerçeve oluşturmamız gerekiyor.
2022'de ülkeler, dünya ülkelerinin salgın ve pandemileri önlemek, mücadeleye hazırlanmak, tespit etmek ve hızlı bir şekilde müdahale etmek için ihtiyaç duyduğu yönetişimi, finansmanı, sistemleri ve araçları güçlendirmek için küresel bir salgın anlaşması müzakere etmeye başlayacaklar.
Üçüncüsü, tüm ülkeler evrensel sağlık kapsamının temeli olarak daha güçlü birinci basamak sağlık hizmetlerine yatırım yapmalıdır. Kovid-19 salgını, sağlığı tehlikeye atmanın her şeyi riske attığını gösteriyor.
Bu sebeple WHO, sağlığı desteklemek, dünyada güvenliği sağlamak ve savunmasız kişilere hizmet etmek için çalışmaya devam ediyor.
2022 yılının herkes için mutluluk, güvenlik ve sağlıkla dolu bir yıl olmasını diliyorum.

*Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus



1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)
TT

1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)

İngiltere'nin güneybatısındaki Wiltshire'da metal dedektörü kullanan kişiler, yaklaşık 1400 yıl öncesine ait Anglosakson döneminden kalma altın ve lal taşından nadir bir kuzgun başı buldu.

Ayrıca küçük boncuklar ve üçgen lal taşlarıyla süslenmiş altın bir halka veya yüzük de keşfettiler.

Yaklaşık 60 gram ağırlığındaki kuzgun başı, çarpıcı bir lal taşı göz ve "tüylü" kısımlarının hatlarını çizen minik altın kürelerden oluşuyor.

Eserleri ocak ayında bulan iki dedektörcüden biri Paul Gould, bunların MS 7. yüzyıl Anglosakson dönemine tarihlendirildiğini söylüyor.

Kuzgun başının neyi temsil ettiği net değil ancak daha önceki araştırmalar, Cermen ve Viking çağlarında İskandinav tanrısı Odin'le bağlantılı şekilde karanlığı ve ölümü sembolize ettiğini gösteriyor.

Diğer dedektörcü Chris Phillips "Bu hayatta bir kez yapılacak bir keşif: Paul ve ben Sakson altınını keşfettik" diyor. 

İnanılmaz bir şey. Biraz duygusalım.

Ender nesneler halihazırda British Museum'daki uzmanlar tarafından temizlenip işlemden geçiriliyor.

Kuzgun başının sağ tarafında lal taşı bir gözün eksik olduğu tespit edildi ve içinden çıkarılan pislik, başka bir esere takılmış olabilecek küçük iğneleri gözler önüne serdi.

Phillips, uzmanlara atıfla kuzgun başının bir zamanlar bir boynuzdan yapılmış bir kadehin ucuna takılmış olabileceğini söyleyerek "hiçbir şeyin buna benzemediğini" ekliyor.

"Diğer taraf ya hasar görmüş gibi görünüyor ya da bu şekilde olması gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.

Parıltılı, yanardöner görünümünü hâlâ koruyor.

Diğer altın ve lal taşı eserin ayrı bir mücevher mi yoksa daha büyük bir mücevherin parçası mı olduğu sorusu da cevapsız.

"Bunun bir yüzüğün parçası mı yoksa başka bir şeyin parçası mı olduğundan emin değiliz, belki de boynuzdan yapılan kadehe takılıydı" diyen Phillips, tüm lal taşlarının sağlam olduğunu da ekliyor.

Bu eserleri tam olarak kimin yaptığı belirsiz olsa da uzmanlar, Anglosakson ya da İskandinav kökenlerine uyduklarını söylüyor.

Daha önce Sutton Hoo ve Staffordshire istiflerinde de bulunan bunun gibi kuş benzeri mücevher parçalarının üzerinde, belirgin lal taşı kakmalı gözler ve gaga şekilleri vardı.

LiveScience'a göre Phillips, "Bölgede yapılacak sonraki araştırmalarda yer almayı umuyoruz ve tüm doğru prosedürleri uygulayarak keşif yapmaya devam edeceğiz" diyor.

Organizatörlerin alandaki metal dedektör çalışmalarını durdurduğu ve Wiltshire'ın irtibat görevlisini bilgilendirdiği bildirildi.

Independent Türkçe