Noel, ABD’de ve tüm dünyada bir ritüele ve kültüre nasıl dönüştü?

Noel ağacının kökeni Mısırlılar ve Romalılara kadar uzanırken Noel Baba'nın bilindik görüntüsü ressamlar tarafından oluşturuldu

Washington'da Beyaz Saray'ın yanındaki Ulusal Noel Ağacı (AP)
Washington'da Beyaz Saray'ın yanındaki Ulusal Noel Ağacı (AP)
TT

Noel, ABD’de ve tüm dünyada bir ritüele ve kültüre nasıl dönüştü?

Washington'da Beyaz Saray'ın yanındaki Ulusal Noel Ağacı (AP)
Washington'da Beyaz Saray'ın yanındaki Ulusal Noel Ağacı (AP)

Tarık eş-Şami
ABD’deki bazı dindar ve muhafazakar liderler, her yıl Noel kutlamalarının dini tezahürlerinden saptırılarak şenlikli kutlamalara ve manevi havasından uzaklaştırılarak hediyeler için ticari bir sektöre dönüştüğünden şikayet ederler. Peki Noel ağaçları ve hediyeleşme fikri nereden geliyor? Santa Claus (Noel Baba) kimdi ve Amerikan geleneklerine ne zaman nüfuz etti? Noel, dini inançları ne olursa olsun tüm ABD’lileri birleştiren ulusal bir kültür haline nasıl geldi?

Yılbaşı için yapılan çeşitli kutlamalar
Dini inançlar her yıl, ABD’de bazı kesimlerin Hıristiyanlık ile Noel kutlamaları arasında daha güçlü bir ilişki olduğunu iddia etmelerine yol açıyor. Öyle ki Noel terimi İsa Mesih'in doğum günü kutlamasını ifade eden Christmas kelimesinden geldiğinden bunu küfür ve inkar olarak reddedenler var. Bu kişiler, insanların giderek zayıflayan dini duygularla ‘Happy Holidays’ (İyi bayramlar/tatiller) yerine ‘Merry Christmas’ (Mutlu Noeller) demelerinden yakınıyorlar. Yılbaşlarında tarihi olarak hiçbir temeli olmayan alışveriş ve kutlamalar yapılıyor. Avrupalılar yüzyıllar boyunca İsa Mesih'in doğumu vesilesiyle yapılan kilise ayinlerine katılsalar da bugün artık her şeye hakim olan bu ritüellerini yerine getirmiyorlar. Her yıl 24 Aralık’ta Almanya’da ve diğer Hıristiyan Avrupa ülkelerinde Noel ağaçlarının süslenmeleri ve hediye edilmeleri on sekizinci yüzyılın sonlarında ortaya çıktı ve bu gelenek ABD’ye 1830'larda ulaştı.
Noel kutlamalarında, Kris Kringle, Saint Nicholas, Santa Claus ya da sadece Santa vb. isimlerle bilinen Noel Baba da dahil olmak üzere birçok farklı geleneklerle ailenin bir araya getirilmesi ve toplumsal uyumun güçlendirilmesi fikrine odaklanıldığı kadar, Mesih'in doğumuna önem verilmedi.
Bunun yanı sıra son yıllarda kapitalizm ve tüketim çılgınlığı da yılbaşı kutlamalarına zarar verdi. “Alışveriş yapıyorum, öyleyse varım” sloganı, yılın diğer zamanlarına kıyasla Noel zamanıyla eş anlamlı hale geldi. Noel hediyeleri için yapılan reklamlar ve pazarlamalar, Şükran Günü'nden ve hatta Cadılar Bayramı'ndan çok daha önce başlıyor. İnsanlar, zamanla çeşitli nedenlerle Noel'i kutlamaya başladılar. Peki, bu dönüşüm nasıl başladı?

Noel ağacı geleneğinin kökeni
Tarih alanında bilgilerin yer aldığı ABD merkezli History adlı internet sitesine göre ilk Noel ağaçlarının ortaya çıkışı Almanya'da 1890'lı yılların sonlarına kadar uzanıyor. Noel ağacı süsleme geleneği, Hıristiyanlık dininden bağımsız olarak ortaya çıkmıştır. Noel ağacının yaprak dökmeyen ağaçlardan olması fikrinin kökeni ise Alman gelenekleriyle devam eden eski Mısır ve Roma'daki sembolik kullanımlarına kadar uzanabilmekte.
Yıl boyunca özellikle kış aylarında yeşil kalan bitki ve ağaçların tıpkı Noel'de insanların evlerini çam ağaçlarıyla süslemesi gibi insanlar için özel bir anlam taşıması, Hıristiyanlığın ortaya çıkışından çok öncesine dayanıyor. Eski çağlarda insanlar yeşilliğin büyüyü, hayaletleri, kötü ruhları ve hastalıkları uzaklaştırdığına inandıkları için kapılarına ve pencerelerine yaprak dökmeyen dallar asarlardı.
Yılın en kısa gündüzü ve en uzun gecesinin yaşandığı 21 Aralık kış gündönümü olarak adlandırılır. Eski çağlarda insanların çoğu güneşin bir tanrı olduğuna ve kış gündönümünün her yıl güneş tanrısı hastalanıp zayıf düştüğü için geldiğine inanıyorlardı. Bu yüzden 21 Aralık’ta bir tören yaparlardı. Çünkü bu onlar için güneş tanrısının iyileşmeye başlayacağı ve güçlenip yaz döndüğünde yaprak dökmeyen dalların yeniden büyüyeceği anlamına geliyordu.
Bu nedenle eski Mısırlılar tanrı Ra'ya taparlardı. Ra’nın tacında, yanan güneş üzerine yerleştiren bir şahin başı vardı. Ra hastalığından kurtulmaya başladığında Mısırlılar evlerini yeşil hurma dallarlıyla süslerlerdi. Bu, onlar için yaşamın ölüm üzerindeki zaferini temsil ediyordu. Antik Roma’da gündönümü, tarım tanrısı Satürn'e adanmış Satürnalya Bayramı olarak kutlanırdı. Romalılar bu günü, evlerini ve tapınaklarını yaprak dökmeyen yeşil dallarla süsleyerek kutlarlardı.


24 Aralık'ta Beyaz Saray'ın balkonuna Noel için özel asılan süsler (AP)

Tarih öncesi ve İlk Çağ döneminde Kuzey Avrupa'da yaşayan Keltler’in rahipleri, Romalıların bu putperestlik ritüelini aktardılar ve tapınaklarını sonsuz yaşamın bir sembolü olarak yaprak dökmeyen yeşil dallarla süslediler. İskandinav halklardan Vikingler de her zaman yeşil kalan yaprakların güneş tanrısının özel bitkisi olduğuna inanırlardı.

İlk Noel ağacı
Arkansas Üniversitesi Resim ve Sanat Okulu’nda uluslararası çalışmalar alanında öğretim görevlisi Dr. Thomas Adam, artık tüm insanların bildiği Noel ağacı geleneğini Almanya'nın başlattığını söylüyor. Dr. Adam, Almanların 16. yüzyılda, Noel zamanı süslü ağaçları evlerine koyduklarını ve onları yaprak dökmeyen yeşil dallarla süslediklerini belirtti. Bazı kesimler ise Noel ağacının yanan mumlarla ilk kez 16. yüzyılda Protestanlığın kurucusu Martin Luther tarafından süslendiğine inanıyorlar.
Öte yandan Noel ağacı ilk kez 1799 yılında Almanya’nın kuzeybatısındaki Ratzburg şehrinde kayıtlara geçmiştir. İngiliz şair Samuel Taylor Coleridge, bir Alman evinde süslü bir Noel ağacının tanımlayan satırları kaleme aldı. Ardından Alman besteci ve yazar E.T.A Hoffmann 1816 yılında, elmalar, kurabiyeler ve ışıklarla süslenmiş bir Noel ağacının ilk kez edebi olarak kaleme alındığı ünlü Fındıkkıran Balesi’nin hikayesini yayınladı.
En başından bu yana çocuklar da dahil olmak üzere tüm aile üyeleri, başka birilerinden hediye gelmediği için birbirleriyle hediyeleştiler. Bunu da Almanya'nın yükselen orta sınıfının yeni eşitlikçi kültürünün bir ifadesi olarak, aile üyeleri arasında açıkça yaptılar.

Almanya’dan ABD’ye
19. yüzyılın ilk yarısında Almanya'yı ziyaret eden ABD’liler, Noel kutlamalarını ABD toplumunu inşa etmekte kullanabileceklerini anladılar. Böyle bir Noel kutlamasına katılan ilk ABD’li olan Harvard Üniversitesi’nden Prof. George Ticknor, bu kutlamaların vatansever bir kültür yaratmadaki yararına övgüde bulundu. Prof. Ticknor, 1835 yılında o zamanlar 12 yaşında olan kızı Anna ile birlikte Dresden'de Baron Roman Feodoroviç von Ungern-Sternberg ve ailesinin düzenledikleri unutulmaz Noel kutlamasına katılmıştı. Bundan 20 yıl sonra bir başka ABD’li isim Charles Loring Brace, Berlin'i ziyaret etti. Burada Almanların Noel içinde düzenledikleri bir kutlamaya tanık olan Brace, bunun insanları bir araya getirme ve aralarındaki ilişkileri güçlendirme konusunda kapsamlı bir imkan olduğunu düşündü.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, hem Prof. Ticknor hem de Brace için Noel geleneği, dini inançları ne olursa olsun aile üyelerini ve bir ulusun fertlerini bir araya getirebilecek önemli bir duygusal bağdı. Bu yüzden Prof. Ticknor, 1843 yılında birkaç seçkin arkadaşını, Boston'daki evinde Noel ağacı ve hediyelerle düzenlediği Noel kutlamasına davet etti.
Ancak bu ABD’de Noel ağacıyla yapılan ilk kutlama değildi. New Yorklu bir mühendis ve tarihçi olan Charles Haynes Haswell, “Reminiscences of an Octogenarian of the City of New York” (1800’lü yıllarda bir New Yorklunun Hatıraları) adlı kitabında 1830'lu yıllarda Brooklyn'de yaşayan Alman ailelerin Noel ağaçlarını süslediklerini ve kendisinin de bu ağaçlara ve yeni geleneğe merak sardığını, öyle ki bunun için oldukça rüzgarlı bir gecede kutlama yapan Alman ailelerin evlerinin pencerelerinden Noel ağaçlarını görmek için Brooklyn'e gittiğini anlatıyor.
Alman kökenli Amerikan aileler, her ne kadar, Noel ağacı süsleme geleneğini Almanya'dan getirip buradaki evlerinde sürdürseler de Noel ağaçlarının Amerikan toplumundaki sosyal etkisinin yanı sıra Noel ağacı süsleme ve hediyeleşme dahil olmak üzere bu yabancı geleneklerin toplumda kabul görmesi Prof. Ticknor'a dayanıyor.
Diğer taraftan Noel ağaçları süsleme ve Noel vesileyle hediyeleşme, bu yeni geleneğe karşı duyulan ön yargı nedeniyle onlarca yıl boyunca Amerikan toplumunda son derece yavaş yayılan ve marjinal bir olgu olarak kaldı. Bazıları, şömineye içine hediye koyulması için çorap asmak gibi eski İngiliz gelenekleri ile hediye koymak için uygun bir yer olarak Noel ağacının dibi arasında seçim yapmak zorunda kaldıklarını hissettiler. Bunun yanı sıra Alman geleneği olan Noel ağacının üretilmediğinden ve gerekli süs eşyalarının satılmadığından bunları bulmak da zordu.

ABD’li Noel Baba (Santa Claus)
Her ne kadar Noel Baba ya da Santa Claus, Noel için efsanevi bir karakter olsa da halk tarafından bilinen görüntüsü 14. yüzyılda yaşayan Saint Nicholas'a dayanmaktadır. Bu efsanenin Hollandalılar tarafından New York'a taşındığı biliniyor.
Sonraki yıllarda, ressam ve karikatürist Thomas Nast’ın, Noel Baba’yı çizmesiyle bugün dünyanın bildiği koca göbekli, uzun beyaz sakallı, yaşlı ve neşeli bir adamın görüntüsü ortaya çıktı. Nast, 1866 yılında Noel Baba'nın bir ren geyiği tarafından çekilen kızak üzerinde seyahat ettiği ve gökyüzünde uçtuğu fikrinin yanı sıra Noel Baba'nın görevlerini, hediye vermekten çocukların davranışlarını kaydetmeye kadar titizlikle detaylandıran ‘Noel Baba ve Eserleri’ adlı çizimlerini yayınladı.
Karikatürist Haddon Sundblom tarafından geliştirilen bu çizimler, 1931 yılında Coca-Cola şirketi tarafından başlatılan uluslararası bir reklam kampanyasıyla dünya çapında ün kazandı. Noel Baba'nın kırmızı takım elbiseli, siyah kuşaklı, beyaz kürklü, siyah ayakkabılı, yumuşak kırmızı şapkalı ve uzun beyaz sakallı iri yarı bir beyefendi olarak görüntüsü Sundblom sayesinde kök saldı.

Noel’in resmi olarak kabulü
Noel'in ABD’de resmi tatil olarak ilan edilmesi ve Beyaz Saray'a ilk Noel ağacının konulması, Noel'in ABD’de resmiyet kazanmasını sağlayan adımlar oldu. ABD Kongresi, 28 Haziran 1870 tarihinde, Noel Günü, Yeni Yıl Günü, Bağımsızlık Günü ve Şükran Günü'nü memurlar ve işçiler için resmi tatil ilan eden bir yasayı onayladı. Beyaz Saray'da Noel ağacı süsleme geleneğini başlatan ise Aralık 1889'da dönemin ABD Başkanı Benjamin Harrison olurken bu, First Lady'nin gözetiminde her yıl tekrarlanan bir gelenek haline geldi.



Japonya'nın ilk kadın lideri, "Demir Leydi" mi olacak?

Sanae, LDP'nin tabanından büyük destek alıyor (Reuters)
Sanae, LDP'nin tabanından büyük destek alıyor (Reuters)
TT

Japonya'nın ilk kadın lideri, "Demir Leydi" mi olacak?

Sanae, LDP'nin tabanından büyük destek alıyor (Reuters)
Sanae, LDP'nin tabanından büyük destek alıyor (Reuters)

Japonya'da iktidardaki Liberal Demokrat Parti (LDP), görevi bırakacak Başbakan İşiba Şigeru'nun halefini ve yeni parti liderini belirlemek için yarın seçim düzenleyecek.

Temmuzda gerçekleştirilen Danışman Meclisi (Sangiin) seçim sonuçları, son 70 yılın 65'inde ülkeyi yöneten LDP'ye önemli bir darbe vurmuştu. Bunun ardından İşiba, başbakanlık ve LDP genel başkanlığından istifasını duyurmuştu.

İşiba yerine geçmek için yarışacak 5 aday var. Bunlar arasında öne çıkanlardan biri eski İçişleri Bakanı Sanae Takaiçi.

Reuters'ın analizinde, 64 yaşındaki Sanae'nin muhafazakar çizgisiyle destek topladığı belirtiliyor. "Demir Leydi" lakaplı siyasetçi, agresif devlet harcamalarıyla ekonomiyi canlandırmayı planlıyor.

2022'de öldürülen eski başbakan Şinzo Abe'ye yakın isimlerden biri olan Sanae, özellikle teknoloji, altyapı ve gıda gibi sektörlere büyük yatırımlar vadediyor.

Foreign Policy'nin analizindeyse siyasetçinin "ultramilliyetçi" tavrının, son dönemde Güney Kore ve Çin'le görece iyi ilişkilere sahip Tokyo yönetiminin dış politikasını yeniden belirleyebileceği yazılıyor.

Sanae'nin LDP liderliğini kazanması halinde, Meclis oturumunda Japonya'nın ilk kadın başbakanı olarak seçilmesi bekleniyor. LDP ve koalisyon ortağı Komeito son seçimlerde çoğunluğu kaybettiğinden, bazı muhalefet partilerinden destek almaları gerekiyor.

Yarışta öne çıkan bir diğer isimse eski Tarım Bakanı Şinciro Koyzumi. 44 yaşındaki siyasetçi, yarışta ipi göğüslemesi halinde Japonya'nın II. Dünya Savaşı sonrası dönemdeki en genç başbakanı olabilir.

Eski Japonya Başbakanı Cuniçiro Koyzumi'nin oğlu, artan yaşam maliyetlerinin daha rahat karşılanabilmesi için vergileri düşüreceklerini söylüyor.

Yarışta Kabine Baş Sekreteri Hayaşi Yoşimasa da en deneyimli bürokrat olarak rekabet ediyor. 64 yaşındaki politikacının, radikal değişikliklere gitmeyeceği ve çoğunlukla İşiba'nın programını devam ettireceği belirtiliyor.

69 yaşındaki eski LDP Genel Sekreteri Toşimitsu Motegi ve 50 yaşındaki eski Ekonomi Güvenliği Bakanı Takayuki Kobayaşi de yarışa katılan diğer adaylar arasında.

Ülkenin yeni lideri kim olursa olsun, hem LDP içindeki krizleri hem de göç, enflasyon, gümrük vergileri ve Çin'in Güney Çin Denizi'nde askeri tehdidini artırması gibi sorunları devralacak.

Independent Türkçe, Reuters, Foreign Policy, The Diplomat


İran'da su krizi: Başkenti taşımak zorundayız

İran'ın başkenti Tahran, iklim değişikliği nedeniyle son yıllarda su kıtlığı yaşıyor (Reuters)
İran'ın başkenti Tahran, iklim değişikliği nedeniyle son yıllarda su kıtlığı yaşıyor (Reuters)
TT

İran'da su krizi: Başkenti taşımak zorundayız

İran'ın başkenti Tahran, iklim değişikliği nedeniyle son yıllarda su kıtlığı yaşıyor (Reuters)
İran'ın başkenti Tahran, iklim değişikliği nedeniyle son yıllarda su kıtlığı yaşıyor (Reuters)

İran su kıtlığından ötürü Tahran'dan başka bir şehri başkent yapmayı değerlendiriyor.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, başta su krizi ve toprak çökmesi olmak üzere altyapı ve kaynak sorunları nedeniyle başkentin güneye taşınması gerektiğini söyledi.

Pezeşkiyan, Hürmüzgan eyaletinde dün yaptığı açıklamada, başka bir şehri başkent yapma teklifini Ayetullah Ali Hamaney'e sunduğunu söyledi.

Dini liderin herhangi bir yanıt verip vermediğine ilişkin bilgi paylaşmayan Pezeşkiyan, Tahran, Karal ve Kazvin şehirlerindeki su krizinin kolayca çözülemeyeceğini belirtti.

İran'ın su kaynaklarının neredeyse yüzde 25'i yaklaşık 10 milyon nüfuslu Tahran tarafından tüketiliyor.

Başkentteki barajlar şehrin su ihtiyacının yüzde 70'ini karşılarken, kalan yüzde 30'u da yeraltı sularından elde ediliyor. Ancak yağışların azalması ve buharlaşmanın artmasıyla barajlardaki su miktarı düşerken, yeraltı kaynaklarına bağımlılık da arttı.

Ülkedeki su kriziyle ilgili uzun süredir uyarı yapan Pezeşkiyan, yağışların yüzde 50 ila 60 oranında azaldığına dikkat çekerek, başkentin güneydeki Basra Körfezi'ne taşınması gerektiğini belirtti.

Dubai'nin karşı kıyısında yer alan Hürmüzgan'ın bunun için uygun bir bölge olduğunu söyleyerek, "Burası Basra Körfezi kıyısında ve açık denize doğrudan erişimi var. Ticaret ve ekonominin gelişmesi açısından büyük potansiyele sahip" dedi.

Başkent payesinin Tahran'dan alınması önerisi daha önce de gündeme gelmişti. Eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, çeşitli seçenekleri içeren planlar da hazırlamıştı.

2016'da İran Meclisi, başkentin taşınması önerisini incelemek için toplanmış ancak yüksek maliyet ve yönetimdeki muhafazakarların itirazları sonucu süreç durdurulmuştu.

Independent Türkçe, Guardian, Iran International


Birleşik Krallık'ı şoke eden sinagog saldırısına dair tüm bilinenler

Sinagog saldırısı, başta Yahudi cemaati olmak üzere Birleşik Krallık'ı yasa boğdu (Reuters)
Sinagog saldırısı, başta Yahudi cemaati olmak üzere Birleşik Krallık'ı yasa boğdu (Reuters)
TT

Birleşik Krallık'ı şoke eden sinagog saldırısına dair tüm bilinenler

Sinagog saldırısı, başta Yahudi cemaati olmak üzere Birleşik Krallık'ı yasa boğdu (Reuters)
Sinagog saldırısı, başta Yahudi cemaati olmak üzere Birleşik Krallık'ı yasa boğdu (Reuters)

Birleşik Krallık'ın (BK) Manchester şehrindeki sinagoga düzenlenen saldırının yankıları sürüyor.

Greater Manchester Polisi'nden yapılan açıklamada, dün yaşanan olayda saldırganın aracını sinagog önündeki kaldırıma sürerek yayaları ezmeye çalıştığı belirtildi.

Daha sonra saldırganın araçtan inip etraftakileri bıçaklayarak sinagoga girmeye çalıştığı aktarıldı. Kimliği Jihad al-Shamie olarak açıklanan zanlının, ibadethaneye girmeden polis tarafından vurularak öldürüldüğü ifade edildi. Ayrıca olayla ilgili üç kişinin daha gözaltına alındığı belirtildi, şüphelilerin kimliği açıklanmadı.

Yahudiliğin en kutsal bayramı olan Yom Kippur'da düzenlenen saldırıda iki kişi yaşamını yitirirken, üç kişi de ağır yaralandı. Polis ölen kişilerin kimliğini 53 yaşındaki Adrian Daulby ve 66 yaşındaki Melvin Cravitz olarak paylaştı. Öte yandan hayatını kaybeden kişilerden birinin, olaya müdahale sırasında polis tarafından vurulduğu duyuruldu. Greater Manchester Polisi'nin açıklamasında, Yahudi cemaatinden birinin polis kurşunuyla hayatını kaybetmesi "öngörülemez ve trajik" diye nitelendi.

Saldırganın üzerinde ve aracında el yapımı patlayıcılar bulunduğu aktarılıyor. Bomba imha ekipleri patlayıcıları uzaktan infilak ettirdi.

Tarihi 18. yüzyılın başlarına kadar uzanan Heaton Park İbrani Cemaati Sinagogu, Britanya'nın en büyük Yahudi cemaatlerinden birinin yaşadığı Crumpsall bölgesinde yer alıyor. Burası, Manchester'ın en büyük Müslüman nüfuslarından birinin yaşadığı Cheetham Hill'e de yakın.

Yetkililerin paylaştığı bilgilere göre 35 yaşındaki saldırgan, Suriye kökenli bir BK vatandaşı. Britanya medyasındaki haberlere göre Shamie, 2006'da vatandaşlık almış. Sinagoga yakın bir mahallede oturan zanlının daha önce sabıkası olmadığı ve terörle mücadele ekiplerinin takip listesinde yer almadığı belirtiliyor.

cxdvfgt
Komşuları, Jihad al-Shamie'yi "sıradan biri" olarak anlatıyor (Facebook/X)

Birleşik Krallık İçişleri Bakanı Shabana Mahmood, olayın ardında herhangi bir terör örgütü olup olmadığının henüz belirlenemediğini söyledi.

Diğer yandan saldırının yaşandığı günün akşamı Manchester'da Filistin'e destek yürüyüşü düzenlenmesi de tartışma yarattı. Mahmood, protestoları eleştirerek şunları söyledi:

Dün gece bu protestoların devam etmesini görmek beni çok hayal kırıklığına uğrattı. Bence bu davranış temelde Britanyalılara yakışmıyor. Onursuzca bir davranış.

Bakan, ayrıca BK'nin geçen ay Filistin devletini tanımasının antisemitizmi güçlendirdiği iddialarını reddetti.   

Metropoliten Polis Teşkilatı da cumartesi günü Londra'da düzenlenmesi planlanan Filistin'e destek eyleminin iptal edilmesini istedi.

İngiliz Milletler Topluluğu Başhahamı Sör Ephraim Mirvis, olayın son dönemde yükselen antisemitizmin bir sonucu olduğunu söyledi.

BK Başbakanı Keir Starmer, saldırıyı kınayarak Yahudilerin ülkede güven içinde yaşaması için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını söyledi. Olayı "terör saldırısı" diye niteleyen Starmer, saldırganın "Yahudileri Yahudi oldukları için, Britanya'yı da değerleri nedeniyle" hedef aldığını belirtti.

Kral III. Charles da "Yahudi toplumu için böylesine önemli bir günde Manchester'daki saldırıdan dolayı üzüntü ve şok içindeyiz" dedi.

İsrail lideri Binyamin Netanyahu da olayı "barbarca saldırı" diye niteleyip, "Britanya'daki Yahudi topluluğuyla yas tutuyoruz" ifadelerini kullandı.

Independent Türkçe, Guardian, BBC, Times of Israel, CNN