İsrail'de 3 boyutlu yazıcıdan çıkan biftek ve burgerler artık restoran menüsünde

Büyük bir fırın boyutundaki "robot şef", biftekleri yaklaşık 6 dakikada pişiriyor (AFP)
Büyük bir fırın boyutundaki "robot şef", biftekleri yaklaşık 6 dakikada pişiriyor (AFP)
TT

İsrail'de 3 boyutlu yazıcıdan çıkan biftek ve burgerler artık restoran menüsünde

Büyük bir fırın boyutundaki "robot şef", biftekleri yaklaşık 6 dakikada pişiriyor (AFP)
Büyük bir fırın boyutundaki "robot şef", biftekleri yaklaşık 6 dakikada pişiriyor (AFP)

İsrail'in Herzliya kentindeki bir restoranda, malzemeleri ve pişirme süresini müşterinin zevkine göre ayarlayan bir 3 boyutlu yazıcı dün itibarıyla kullanılmaya başlandı.
İsrail merkezli SavorEat'in geliştirdiği robot etsiz biftek ve burger servis ediyor.
Müşteriler yemeğin bitkisel protein miktarını, yağ oranını ve boyutunu bir telefon uygulamasıyla ayarlayabiliyor. Üç boyutlu yazıcı aynı anda üç biftek ve burger hazırlayabiliyor. Ancak hamburgerleri bir insan görevli yapıyor.
SavorEat CEO'su Racheli Vizman dokusunun gerçek ete benzediğini söylediği bifteklerin patates, nohut ve bezelye karışımıyla yapıldığını belirtti. Vizman, bifteğin hiçbir hayvansal protein içermediğine dikkat çekti.
Teknolojinin kullanıldığı BBB adlı restorandan Ahuva Turgeman, "Ara sıra et yiyen vejetaryenlerin, flexitarianların ve veganların ve arzularını karşılamak istiyoruz" diye konuştu. Flex (esnek) ve vejetaryen kelimelerinin birleşimiyle oluşturulan flexitarian, vejetaryenliğin daha esnek bir şekli.
Sistemin ilerleyen zamanlarda başka restoran zincirlerinde de kullanılması hedefleniyor.
Vizman'ın Kudüs İbrani Üniversitesi'nden Profesör Oded Şoseyov ve Profesör Ido Braslavski'yle 2018'de kurduğu SavorEat'in hisseleri, gelişmenin ardından yüzde 11 değer kazandı.
Independent Türkçe, AFP, Reuters, CTech



Rekor kıran enerji patlamasının sırrı çözüldü mü?

Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
TT

Rekor kıran enerji patlamasının sırrı çözüldü mü?

Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)

Bilim insanları gizemli bir enerji patlamasının, kırmızı cüce bir yıldızdan ve ölü bir yıldızın kalıntısından geliyor olabileceğini buldu.

Gökbilimciler radyo dalgası yayan bir patlama türünü uzun zamandır anlamaya çalışıyor. Normalde bir bölgeden gelen art arda patlamalar arasında birkaç saniye hatta daha kısa süre olur.

Ancak 2006'dan beri, patlamalar arasındaki sürenin birkaç dakikadan birkaç saate kadar değişebildiği olaylar saptanmaya başladı.

Uzun periyotlu radyo geçişi denen bu olaylar neredeyse 20 yıldır bilim insanlarının kafasını karıştırıyor ve bu aralıklı patlamalarda nasıl radyo dalgası üretildiğini anlamaya çalışıyorlar.

Bunlar genellikle galaksinin kalabalık bölgelerinde görüldüğü için hangi cisimden geldiklerini anlamak da zorlu bir iş.

Bulguları hakemli dergi Astrophysical Journal Letters'ta 26 Kasım'da yayımlanan yeni çalışmadaysa Samanyolu'nun daha az gökcismi içeren eteklerinden gelen bir uzun periyotlu radyo geçişi incelendi.

GLEAM-X J0704-37 adı verilen bu olayda her üç saatte bir 30 ila 60 saniye süren patlamalar gerçekleşiyor. Uzun periyotlu radyo geçişi olayları arasında, art arda patlamaları arasında en çok süre olan GLEAM-X J0704-37 bu anlamda rekoru elinde tutuyor.

Güney Afrika'daki MeerKAT ve Şili'deki Güney Astrofizik Araştırma teleskoplarını kullanan bilim insanları, GLEAM-X J0704-37'nin M-tipi yıldız diye de bilinen bir kırmızı cüceden geldiğini gözlemledi.

Curtin Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Natasha Hurley-Walker "M-tipi yıldızlar, Güneş'in kütlesinin ve parlaklığının çok azına sahip olan düşük kütleli yıldızlardır. Samanyolu'ndaki yıldızların yüzde 70'ini oluştursalar da hiçbiri çıplak gözle görülemez" diyerek ekliyor: 

M-tipi yıldız tek başına bizim gördüğümüz miktarda enerji üretemez.

Verileri tekrar inceleyen ekip kırmızı cücenin muhtemelen ikili bir sistem içinde yer aldığını buldu. Araştırmacılar diğer cismin, beyaz cüce yıldız olduğunu tahmin ediyor. 

Güneş gibi yıldızlar, süpernova patlaması geçirecek kütleye sahip olmadığı için yaşam döngülerinin sonuna geldiğinde dış katmanlarını atmaya başlıyor. Geriye kalan çekirdekse muazzam bir yoğunluğa sahip beyaz cüceye dönüşüyor. 

Bilim insanları sistemdeki güçlü manyetik alanların, hızla dönen nötron yıldızları (pulsar) gibi düzenli enerji patlamalarına yol açtığını öne sürüyor. 

Ekip halihazırda çalışmalarına devam ederek bu sistemi doğrulamaya ve radyo dalgalarını tam olarak nasıl ürettiğini anlamaya çalışıyor. 

Ayrıca teleskopların eski gözlemlerinde, GLEAM-X J0704-37'ye benzer patlamalar da bulmayı umuyorlar.

Independent Türkçe, Space.com, Science Daily, Astrophysical Journal Letters