Biden yönetiminin İran’ın Suriye’deki tehditlerine karşı koymak için ‘net bir planı yok’

ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby (AP)
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby (AP)
TT

Biden yönetiminin İran’ın Suriye’deki tehditlerine karşı koymak için ‘net bir planı yok’

ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby (AP)
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby (AP)

Washington’daki uzmanlar, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Suriye’de İran ile yüzleşmek için ‘net bir planı’ olmadığına inanırken, ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü (Pentagon) John Kirby, ABD’nin Suriye ve Irak’ta saldırıların artmasını beklediğini ve bu saldırılar karşısında kendini savunmaya hazır olduğunu söyledi.
Kirby konuya ilişkin açıklamasında, “Suriye’deki son saldırılar, kuvvetlerimizin proaktif önlem ve adımlar atmaya hazır olduğunu gösterdi. Güçlerimize füze saldırısı düzenlemek için hazırlıkların yapıldığı Yeşil Bölge civarındaki bir alana gerçekleştirilen saldırıda da aynısı oldu. Güçlerimizi korumak, sahip olduğumuz bilgiler ve koruma yetkilerimizle yapmamız gerekeni yapmak anlamına gelir” dedi.
Irak konusunda ise Kirby, “Irak güvenlik güçlerine danışmanlık ve yardım yaptığımız muharebe görevlerimizin sona ermesinden sonra görev farklıydı. Ancak bu, liderlerimizin kendilerini ve güçlerini savunmak için daha az yeteneğe veya daha az sorumluluğa sahip olduğu anlamına gelmez” şeklinde konuştu.
Son zamanlarda Washington’da, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen bölgelerdeki askeri üslerde ve Irak-Suriye-Ürdün sınır üçgenindeki Tanf üssünde konuşlanan yaklaşık 900 askerden oluşan ABD kuvvetlerinin Suriye’nin kuzeydoğusundaki rolünü yeniden gözden geçirmeye yönelik siyasi çağrılar arttı.
‘DEAŞ’ın yenilgisini daim kılmak’ için Suriye’de konuşlanan yüzlerce ABD askerine verilen asıl görev, büyük ölçüde, İran destekli milisler, Suriye rejimi ve bazen Rus paralı askerlerinin başlattığı saldırılara karşı aralıksız savaşlara dönüştü. Bu, ABD güçlerinin Suriye’deki rolüne yeni bir tanım getiriyor.
Foreign Affairs dergisindeki bir habere göre, ABD kuvvetleri 2016’dan bu yana yalnızca DEAŞ unsurlarıyla değil, aynı zamanda Suriye rejim birlikleri, İran destekli milisler ve Rus paralı askerleriyle de savaştı.
Bu uzun rakipler listesi, ABD kuvvetlerinin ne kadar karmaşık ve tehlikeli bir ortamda faaliyet gösterdiğini ortaya koyuyor ve konuşlanmalarının altında yatan yasal gerekçeler hakkında soruları gündeme getiriyor.
Hem yerel, hem de uluslararası yasalar savaş yapmayı kısıtlıyor ve bu nedenle, prensipte ülke başkanı, istediği zaman tek taraflı olarak askeri güç kullanmaktan men ediliyor. 
ABD yasaları, Kongre tarafından onaylanan meşru müdafaa ve çatışmalar için istisnalar getiriyor ve uluslararası hukuk da benzer şekilde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından onaylanan meşru müdafaa ve kuvvete izin veriyor.
Ancak Kongre ve BMGK, hem politika, hem de siyasi nedenlerle çatışmaları onaylama konusunda isteksiz olduğundan, ABD hükümeti bu organları atlatmanın yaratıcı yollarını buldu. 
Bu hiçbir yerde, birbirini takip eden ABD yönetimlerinin çok çeşitli ABD operasyonlarına iç hukuk çerçevesinde uyum sağlamak için akıllı yasal manevralar yaptığı Suriye’den daha net olamaz.
2014’te Suriye’de savaşa girmenin asıl gerekçesi DEAŞ ve El Kaide ile savaşmaktı. 
Kongre, DEAŞ’a karşı savaşa önceden izin vermemiş olsa da, daha sonra ABD’nin DEAŞ’a karşı operasyonları için fon tahsis etti. 
Yine de Suriye’deki ABD kuvvetleri, 2016’dan bu yana, hiçbir Kongre yetkisi ve hatta tartışması olmadan bir avuç başka düşmanla da savaştı.
Bir anlamda ABD, Suriye’de köşeye sıkışmış olabilir. 
Uluslararası Kriz Grubu dahil gözlemciler, DEAŞ’a karşı mücadele amacıyla orada bulunan ABD askerlerinin Suriye’nin kuzeydoğusundaki gerilimde önemli bir rol oynamaya başladığını savunuyor.
Öte yandan gözlemciler, İran, Türkiye ve hatta Rusya dahil olmak üzere diğer bölgesel aktörlerin getirdiği komplikasyonlar ışığında, ABD’nin bu bölgeden özgürce çekilmesinin de kanlı sonuçlara yol açacağından korkuyor.
Gözlemciler, Kongre’den, ABD’nin Suriye’deki askeri faaliyetlerinin parametrelerini ve hedeflerini doğrudan tanımlayan yeni mevzuatı tartışmasını talep ediyorlar.
Ancak bu çağrılar, en azından içinde bulunduğumuz dönemde, bu tür tartışmaları yapmak veya sahadaki durumu değiştirmek istemeyen Başkan Biden yönetiminin beyan ettiği niyetlerle çelişiyor.
Foreign Affairs dergisinde yer alan haberde, “ABD yönetimi Suriye’deki mevcut rotasını sürdürse bile, ABD hükümetinin Suriye’de yaptığı hukuksal çarpıklıkların emsal olmasına izin verilmemeli” denildi.
Gözlemciler, İran destekli Hizbullah yanlısı gruplar tarafından Beyrut’taki ABD Büyükelçisi’ne yönelik tehditlerin ardından, asker ve diplomatlar olmak üzere ABD’lilere yönelik artan tehditlere dikkat çekiyor ve Biden yönetiminin bunlara nasıl yanıt vereceği sorularını gündeme getiriyor.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın, İran milislerinin ABD’lilere yönelik bir saldırı düzenleme girişimine karşı yaptığı uyarının, Tahran’ın ‘ABD güçlerini bölgeden çıkar’ sloganını yükselttiği bir dönemde yeterli olmayacağına inanıyorlar.



HDK'ye ait İHA’lar, Hartum'a üst üste üçüncü gündür saldırıyor

Hartum Havalimanı'ndaki enkaz ve yanmış bir bina (Arşiv – Reuters)
Hartum Havalimanı'ndaki enkaz ve yanmış bir bina (Arşiv – Reuters)
TT

HDK'ye ait İHA’lar, Hartum'a üst üste üçüncü gündür saldırıyor

Hartum Havalimanı'ndaki enkaz ve yanmış bir bina (Arşiv – Reuters)
Hartum Havalimanı'ndaki enkaz ve yanmış bir bina (Arşiv – Reuters)

AFP'ye konuşan görgü tanıklarına göre, insansız hava araçları (İHA) üst üste üçüncü günde de Sudan'ın başkenti Hartum ve havaalanını hedef aldı.

Hartum'un karşısındaki Nil nehrinin diğer yakasında, Güney Omdurman'da yaşayan bir tanık, “Sabah saat 4'te, iki İHA’nın üstümden uçtuğunu duydum ve kısa bir süre sonra mühendislik ve sağlık birimlerine yönelik uçaksavar ateşi sesini işittim” dedi. Başka bir tanık ise İHA’ların havaalanına doğru yöneldiğini bildirdi.

AFP'ye konuşan Sudanlı bir askeri kaynak dün, ordu destekli yetkililerin iki yıldan uzun bir süre sonra ilk kez havaalanını iç hat uçuşlarına açma çabaları sırasında, Hızlı Destek Kuvvetleri'ne (HDK) ait İHA’ların Hartum Havalimanı'nı üst üste ikinci gün hedef aldığını söyledi.

Medya ile konuşma yetkisi olmadığı için isminin açıklanmamasını isteyen kaynak, “Terörist milislerin İHA’ları bugün şafak vakti Hartum Havalimanı'nı tekrar hedef aldı ve uçaksavar savunmamız onları durdurdu” dedi.

Hartum Havalimanı, Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile eski yardımcısı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki HDK arasında savaşın patlak vermesinin ardından Nisan 2023'ten beri kapalıydı. Sudan Sivil Havacılık Otoritesi'ne göre havaalanının iç hat uçuşları için yeniden açılması planlanıyordu, ancak salı ve çarşamba günleri yapılan İHA saldırıları, medyaya açıklama yapma yetkisi olmadığı için isminin açıklanmamasını isteyen bir havaalanı yetkilisine göre, havaalanının ‘bir sonraki duyuruya kadar’ kapatılmasına neden oldu.


HDK İHA'larının ikinci dalgası Hartum Havalimanı'nı hedef aldı

Hartum Havalimanı VIP salonunun çıkışında Egemenlik Konseyi Başkanı heyeti (Egemenlik Medyası)
Hartum Havalimanı VIP salonunun çıkışında Egemenlik Konseyi Başkanı heyeti (Egemenlik Medyası)
TT

HDK İHA'larının ikinci dalgası Hartum Havalimanı'nı hedef aldı

Hartum Havalimanı VIP salonunun çıkışında Egemenlik Konseyi Başkanı heyeti (Egemenlik Medyası)
Hartum Havalimanı VIP salonunun çıkışında Egemenlik Konseyi Başkanı heyeti (Egemenlik Medyası)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) komutanı Muhammed Hamdan Dagalo'nun (Hamideti) Sudan ordusuyla çatışmayı tırmandırma tehdidinde bulunmasından sadece birkaç saat sonra, HDK dün Hartum Uluslararası Havalimanı'nı hedef alan yeni bir insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenledi. Bu saldırı, havalimanının iç hat uçuşlarına yeniden başlamasından sadece birkaç saat önce gerçekleşti.

Hamideti Telegram kanalında yayınlanan bir video mesajında, "Uzun zamandır sessiz kaldık. Şimdi beni dinleyin. Herhangi bir havalimanından veya komşu ülkeden gelen herhangi bir uçak veya insansız hava aracı vurulacak, vurulacak veya düşürülecek. Bu havalimanı bizim için meşru bir hedef olacak" dedi.

Ordu komutanı ve Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah el-Burhan, HDK'nin İHA saldırıları ile vurulmasından saatler sonra uluslararası havalimanını denetledi. Burhan, "İsyanı bastırma ve ülkede bir daha asla ortaya çıkmasını engelleme kararlılığını" yineledi.


Suudi Arabistan'dan Gazze halkına 70. uçakla yardım ulaştırıldı

Suudi Arabistan'a yardım malzemesi, El Ariş Uluslararası Havalimanı'na gelişinin ardından 70. yardım uçağından indirildi (SPA)
Suudi Arabistan'a yardım malzemesi, El Ariş Uluslararası Havalimanı'na gelişinin ardından 70. yardım uçağından indirildi (SPA)
TT

Suudi Arabistan'dan Gazze halkına 70. uçakla yardım ulaştırıldı

Suudi Arabistan'a yardım malzemesi, El Ariş Uluslararası Havalimanı'na gelişinin ardından 70. yardım uçağından indirildi (SPA)
Suudi Arabistan'a yardım malzemesi, El Ariş Uluslararası Havalimanı'na gelişinin ardından 70. yardım uçağından indirildi (SPA)

Mısır'daki el Ariş Uluslararası Havalimanı dün, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi Merkezi (KSrelief) tarafından, Savunma Bakanlığı ve Kahire'deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği koordinasyonuyla 70. Suudi yardım uçağını teslim aldı.

Uçaktaki malzemeler, Gazze Şeridi'ndeki etkilenen Filistin halkına ulaştırılacak. Uçak, merkez aracılığıyla Gazze'deki Filistin halkına Gazze Şeridi'ndeki zorlu yaşam koşullarını hafifletmek için sağlanan Suudi desteği kapsamında gıda paketleri ve barınma kitleri taşıdı.

dfg
Suudi Arabistan'ın Gazze'deki yerinden edilmiş kişilere yönelik kamplara sağladığı gıda paketleri ulaştırılıyor (SPA)

KSrelief, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu Filistin Mültecileri Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) temsilcilerinin katılımıyla Gazze'de tuzdan arındırma tesisleri kurma projesinin ilk aşamasını geçtiğimiz günlerde açtı.

Gazze'deki uygulama ortağı olan Suudi Kültür ve Miras Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki hayati noktalara kurmak üzere uygulama şirketlerinden tuzdan arındırma tesislerini teslim aldı ve Han Yunus ve Orta Valiliklerde 300 bin kişiye hizmet erişimi sağladı.

gty
Gazze Şeridi'nde su tuzdan arındırma tesisleri kurma projesinin ilk aşaması başlatıldı (SPA)

Gazze Şeridi'nde faaliyet gösteren BM ve uluslararası kuruluşların temsilcileri, bu hayati insani yardım projesini ve Gazze'de su ve sanitasyon sektörünü destekleme ve yaşam kalitesini iyileştirmedeki önemli rolünü övdüler.

Yararlanıcılar ise kendilerine sağlanan insani yardım için Kral Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a derin şükranlarını sunarak, projenin günlük kullanım için içme suyu sağlamadaki önemini vurguladılar.