Tunus'ta Özgür Anayasa Partisi, Başbakan Buden’e ve hükümetindeki bakanlara dava açtı

Tunus’un önde gelen solcu muhalif liderlerinden Şükrü Belayid cinayetinin faillerinden hesap sorulmasını talep etmek için geçtiğimiz hafta protesto gösterisi düzenleyen Tunuslular (EPA)
Tunus’un önde gelen solcu muhalif liderlerinden Şükrü Belayid cinayetinin faillerinden hesap sorulmasını talep etmek için geçtiğimiz hafta protesto gösterisi düzenleyen Tunuslular (EPA)
TT

Tunus'ta Özgür Anayasa Partisi, Başbakan Buden’e ve hükümetindeki bakanlara dava açtı

Tunus’un önde gelen solcu muhalif liderlerinden Şükrü Belayid cinayetinin faillerinden hesap sorulmasını talep etmek için geçtiğimiz hafta protesto gösterisi düzenleyen Tunuslular (EPA)
Tunus’un önde gelen solcu muhalif liderlerinden Şükrü Belayid cinayetinin faillerinden hesap sorulmasını talep etmek için geçtiğimiz hafta protesto gösterisi düzenleyen Tunuslular (EPA)

Tunus’ta muhalefet kanadında yer alan Abir Musa liderliğindeki Özgür Anayasa Partisi, mevcut yönetimin, özellikle Dünya Müslüman Alimler Birliği Tunus şubesi genel merkezinin kapatılmaması ve 2019 yılındaki seçimlerde işlenen suçlara ilişkin Sayıştay kararlarının uygulanmaması sonrasında ülkenin ulusal güvenliğini koruma görevini yerine getirmeyi reddettiği gerekçesiyle, Başbakan Necla Buden ve hükümetindeki bazı bakanlar ile üst düzey yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu.
Özgür Anayasa Partisi, aralarında mevcut Başbakan Necla Buden, eski başbakan Hişam el-Meşişi, eski Hükûmet Genel Sekreteri Velid ez-Zehebi, başkent Tunus'un eski Valisi Şazeli Buallak’ın bulunduğu mevcut ve eski yetkililerin yanı sıra Ulusal Terörle Mücadele Komisyonu’nun eski başkanları Munir el-Kesisi ve Reşad Bitayyib, Dünya Müslüman Alimler Birliği Tunus şubesi temsilcileri, sivil toplum kuruluşları Dünya Çapında İslami Yardım Örgütü (Islamic Relief Tunisia) Temsilcisi ve Marhama Sosyal Girişimler Derneği temsilcisi hakkında dava açtı.
Öte yandan Tunus Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UGTT) Genel Sekreteri Nureddin Tabbu, Başbakan Buden, Tunus Merkez Bankası Başkanı Mervan el-Abbasi ve bazı bakanlarla yaptığı görüşmelerde, ‘vizyonun netleştirilmesi ve ilk etapta sosyal ve ekonomik boyutları olmak üzere tamamlanmış bir hükümet programı sunulması’ çağrısında bulundu. Başbakan Necla Buden, başbakanlık görevine atanmasının üzerinden yüz günü aşkın bir süre geçmesine rağmen halen ekonomik, sosyal ve politik reformlar içeren herhangi bir hükümet programı sunmadı.
Sendika liderleri çeşitli dosyalarda hükümetle iş birliği için özellikle hükümetin Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakereleri sırasında bir reform programının onaylanmasını ve gerçek bir sosyal diyalogun başlatılmasını şart koştular.
UGTT Genel Sekreteri Tabbu, ‘sosyal ve güvenlik konularında istikrarı etkileyecek dayatmalardan ve sıkıntı yaratacak kararlardan uzak’ bir şekilde reformların uygulanmasına aktif olarak katılmaya hazır olduğunu vurguladı. Gözlemcilerin, UGTT’nin Şubat ayı ortalarında yapılması planlanan seçimlere hazırlanmakla meşgul olduğunu ve yeni koronavirüs (Kovid-19) salgınına rağmen seçimlerin ertelenmesini istemekten kaçındığını söylemeleri, Tabbu’nun açıklamalarını teyit eder nitelikteydi.

Sendikacılar, UGTT başkanı hakkında suç duyurusunda bulundular
Bazı UGTT yönetim kurulu üyeleri, iki dönem üst üste seçilen Tabbu’nun yeniden aday olabileceğini açıkladılar, ancak sendikacılar, UGTT başkanına üçüncü kez aday olmasına izin vermeyen İşçi Sendikası Temel Yasası’nı ihlal ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundular. Bu da endişelere yol açtı.
Gözlemciler, iki taraf arasında sendika liderlerine belirtilen tarihte UGTT konferansını düzenlemeleri için yeşil ışık yakmaları karşılığında ekonomik reform programını kabul etmelerini gerektiren ‘siyasi bir anlaşma’ imzalanmış olabileceğini düşünüyorlar.
Diğer taraftan Nahda Hareketi ve ‘Darbe Karşıtı Halk Hareketi’ ortak bir bildiriyle bugün yapılması planlanan protestoların önümüzdeki haftaya ertelendiğini duyurdular. Yapılan açıklamada, ‘protesto gösterilerinin, darbeci yönetimin yararlandığı sahte kutuplaşmaları yeniden canlandırmak amacıyla Şükrü Belayid cinayetinin yıl dönümü için kullanmasına karşı bu kararı aldıklarını’ vurguladılar.
Nahda Hareketi'nin iç işlerinden sorumlu Başkan Yardımcısı Nureddin el-Buheyri’nin avukatlarından Samir Dilo, protestoları erteleme kararının ‘siyasi sorumluluk, ulusal birliği koruma ve bazı kuruluş ve derneklere duyulan saygıdan ötürü’ alındığını açıkladı.
Bununla birlikte Tunus İçişleri Bakanlığı, Şükrü Belayid cinayetinin yıl dönümü arifesinde protesto yasağının ihlal edilmemesi konusunda uyardı. Bakanlık bu uyarıyı, yetkililerin Kovid-19 salgının yayılmasını engellemek amacıyla 13 Ocak'tan bu yana uygulamaya koydukları gece sokağa çıkma yasağının yanı sıra gösterilerin ve toplantıların yapılmamasına yönelik daha önce alınan bir karar çerçevesinde yaptı.
İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, vatandaşların Kovid-19 salgının yayılmasının önlenmesi ile ilgili bakanlar toplantısından çıkan kararlara uyması gerektiği, açık ve kapalı alanlarda halka yönelik gösteriler başta olmak üzere tüm vatandaşların güvenliğini korumak amacıyla getirilen yasakların süresi iki haftalığına uzatıldığı belirtildi.
Partiler ve örgütler bugün, Demokrat Yurtseverler Partisi Genel Sekreteri Şükrü Belayid'in silahlı kişilerce vurularak öldürülmesinin yıl dönümü nedeniyle başkent Tunus’un merkezine yakın el-Menzah bölgesinde öldürüldüğü ofisinin yakınlarında toplandılar.



Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
TT

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Lübnan genelinde Hizbullah çağrı cihazları ve telsizlerine yönelik eşi benzeri görülmemiş güvenlik ihlali ve salı ile çarşamba günleri binlerce eş zamanlı patlama, kişisel cep telefonlarının ne kadar tehlikeli olduğu ve nasıl uzaktan patlatılabildiği konusunda birçok soruyu gündeme getirdi.

Cep telefonu bataryaları son derece yanıcı kimyasallardan üretilir, ancak bir kontrol ünitesi doğrudan bataryaya bağlıdır ve bataryayı güvende tutmak için özel bir yazılımla donatılmıştır.

DeepSAFE Technology'nin kurucusu ve McAfee, Intel ve Nokia'da güvenlik ve koruma araştırmaları eski başkanı olan Ahmed Sallam'a göre bu kontrol ünitesi, en önemlisi tüm üniteyi bataryanın sıcaklığını ateşleme noktasına yükseltebilecek kötü amaçlı yazılım içeren başka bir ünite ile değiştirmek olan çok sayıda hackleme yöntemi ile kötü niyetli olarak manipüle edilebilir. Bu, Lübnan vakasında olduğu gibi belirli cihazları hedef almak için yapılabilir.

grbtny
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarında hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninden (AFP)

Şarku’l Avsat'a konuşan Sallam, “Kötü niyetli bir şekilde üretilebilen bataryalar da var. Bunlar ya sıcaklığı belirli bir dereceye yükselterek ya da patlatma sistemini harekete geçiren bir ünite aracılığıyla ateşlenebilen patlayıcı maddeler içerirler. Tüm bunlar, radyo dalgaları ya da herhangi bir kablosuz elektrik dalgası yoluyla uzaktan sinyal alabilen harici bir iletişim ünitesi ile bataryaya içeriden bağlı çok küçük bir kontrol ünitesi yerleştirilerek yapılabilir” ifadelerini kullandı.

Sallam sözlerini şöyle sürdürdü: “Dış dünya ile iletişim olmasa da patlamalar senkronize edilebilir. Kötü amaçlı yazılım, tıpkı saatli bombaların çalıştığı gibi, tüm patlamaların aynı anda gerçekleşmesi için belirli bir anı bekleyebilir.”

Los Angeles'taki California Üniversitesi Kimya Bölümü'nde yardımcı doçent olan ve pil geliştirme ve üretiminde uzmanlaşmış bir ABD şirketi olan Nanotech Energy'nin bilim ve teknoloji şefi Maher el-Kady, “Lübnan'daki patlamalar tesadüfen değil, kasıtlı olarak meydana geldi. Büyük olasılıkla cihazlara uzaktan etkinleştirilen bir kontrol devresi yerleştirilmişti. Bu da patlamaların senkronizasyonunu açıklıyor” şeklinde konuştu.

cdvfgthy
Lübnan Ordusu tehlikeli gördüğü telsiz ve çağrı cihazlarını imha etmek üzere topluyor. (AFP)

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Kady, “Herhangi bir bataryanın patlamasına yol açabilecek birkaç mekanizma vardır. Bunlardan ilki, mobil cihazın ya da elektrikli otomobilin bataryaya metal bir cismin girmesine yol açan bir kazaya maruz kalması ya da batarya parçalarının sıkışmasına ve parçalarının tahrip olmasına yol açan yüksek orandaki basınç yahut da bataryanın yüksek bir yerden düşerek parçalarının tahrip olmasıdır. İki olasılık daha var: Birincisi bataryanın sıcaklığının çok yüksek oranlara çıkmasına neden olarak patlamasına yol açan harici bir katalizörün varlığı ve ikincisi de bataryanın içindeki pozitif terminalin negatif terminale bağlanmasına yol açan harici bir etkileyicinin varlığıyla ilgili” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre cep telefonları hacklenebilir. Ayrıca üretim ya da tedarik aşamalarından herhangi birinde ya da internet üzerinden erişilerek patlatılmak üzere içlerine kötü niyetli yazılımlar entegre edilebilir.

El-Kady, kasıtlı bir dış neden olmaksızın, üretim hataları nedeniyle bir pilin patlama olasılığının 10 milyon pil başına bir pili geçmediği konusunda kamuoyuna güvence verirken, pillerin 150 santigrat derecenin üzerine çıkabilen yüksek sıcaklıklara dayanmasını sağlamak için titiz testler yapıldığını da belirtti. Ancak bu durum, çağrı cihazlarında ve modern mobil cihazlarda bulunan lityum-iyon pilleri ‘saatli bomba’ olarak tanımlamasına engel olmadı. “Pil patlamalarının neden olduğu hasar, pilin boyutuna ve kullanıcının konumuna veya insan vücudunun hayati organlarından herhangi birine ne kadar yakın olduğuna bağlıdır” diyen el-Kady, elektrikli arabalar söz konusu olduğunda durumun daha da kötüleşeceğini, çünkü batarya boyutlarının bir cep telefonu bataryasının 5 bin ila 7 bin katına ulaşabileceğini belirtti.

Tedarik zincirleri

Yaşananların tekrarlanmasının nasıl önlenebileceği konusunda ise Sallam, tedarik zincirinin güvence altına alınması gerektiğine işaret ederek, Lübnan'a gelen cihazlarda olası değişiklikleri kontrol etmenin ve içlerine yeni bileşenler yerleştirilip yerleştirilmediğini test etmenin birçok yolu olduğunu açıkladı.

 

ascdvrg
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Teknik olarak, hassas bir terazi kullanılarak, ne kadar küçük olursa olsun cihazın ağırlığındaki herhangi bir değişiklik tespit edilebilir, böylece üzerinde herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığı anlaşılabilir. Bu hassas terazi, başta batarya olmak üzere her bir birimin ağırlığını doğru bir şekilde hesaplamak için kullanılmalıdır. X-ray ve CT Scan gibi radyolojik cihazların yanı sıra patlayıcılar için kimyasal tespit üniteleri de kullanılabilir ve tüm bu teknik araçlar genellikle havaalanlarının içinde kullanılır. “Lübnan örneğinde meselenin ele alınışında büyük bir güvenlik açığı olduğunu düşünüyorum” diyen Sallam, herhangi bir patlayıcı maddenin varlığını ya da yokluğunu teyit etmek için kullanılabilen teknolojilerin mevcut olduğunu vurguladı.

fvrbgty
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanları (AP)

Medya kuruluşlarına göre, Lübnan'daki çağrı cihazları Tayvanlı bir şirket tarafından tasarlanmış ve Avrupa'da bilinmeyen başka bir şirkete üretim lisansı verilmişti. Bu nedenle üretim güvenliği ve uygulama kalitesi ile ilgili konular tespit edilememiş olabilir.

Genel olarak çağrı cihazları, ister alıcı uçta tek yönlü bir bağlantı olsun, ister alıcı ve verici uçta iki yönlü bir bağlantı olsun, iletişim sürecini kontrol etmek için bir sunucuya ihtiyaç duyar. Ancak Sallam'a göre bu sunucular veri tabanlarına sahip ve genellikle siber saldırılara ve hacklere karşı savunmasız olan dijital işletim sistemlerini çalıştırıyor.

“Çağrı cihazları tedarik zinciri boyunca değiştirilebilir, aynı şey sunucular için de geçerli olabilir” diyen Sallam, cihazların kendilerinin de değiştirilebileceğini ve üretim süreçleri ya da nakliye ve tedarik zincirleri sırasında ‘kötü niyetli’ yazılımlar eklenebileceğini açıkladı.