Avrupa, koronavirüsün endemik hastalık olarak ele alınmasında aceleye karşı uyardı

AB Sağlık Bakanları Konseyi, Kovid-19 ile mücadelede politikalarını koordine etmek için fikir birliğine vardı

Dün Berlin Film Festivali ziyaretçileri girişte aşı pasaportlarını gösterirken (AFP)
Dün Berlin Film Festivali ziyaretçileri girişte aşı pasaportlarını gösterirken (AFP)
TT

Avrupa, koronavirüsün endemik hastalık olarak ele alınmasında aceleye karşı uyardı

Dün Berlin Film Festivali ziyaretçileri girişte aşı pasaportlarını gösterirken (AFP)
Dün Berlin Film Festivali ziyaretçileri girişte aşı pasaportlarını gösterirken (AFP)

Avrupalı ​​sağlık yetkilileri, Kovid-19’u mevsimsel grip ile mücadeleye benzer şekilde ele almak için henüz çok erken olduğunu düşünüyor. Bu konudaki görüş, Avrupa Birliği ülkeleri sağlık bakanlarının Sağlık Bakanları Konseyi toplantısında, sağlık politikalarını güçlendirme, pandemiden çıkış önlemlerinde koordinasyon kurma ve gelecekteki pandemilere karşı hazırlıklı olma ihtiyacı üzerinde fikir birliğine varmalarının ardından, Avrupa Birliği (AB) Sağlık Komiseri Stella Kyriakides tarafından dile getirildi. 
Toplantının sonunda, ülkesi AB dönem başkanlığını yürüten Fransa Sağlık Bakanı Olivier Veran “Gerçek şu ki, görülmemiş bir hızla yayılan Omikron varyantı, salgınla mücadele için belirlenen planlarda ayarlamaları zorunlu kılıyor ve hepimizin dikkatli davranmasını gerektiriyor. Dolayısıyla pandemi durumundan çıktığımızı söylemek için henüz çok erken” ifadelerini kullandı.
Sağlık Komiseri Stella Kyriakides, Kovid-19 konusunda kesin olan tek şeyin ‘belirsizlik’ olduğunu söylerken, AB üye ülkelerini önümüzdeki aylarda hastalıkla ilgili olarak yüksek oranlarda izleme, takip çalışmaları yapma ve yeni varyantların ortaya çıkmasına hazırlıklı olma çağrısında bulundu. Aynı zamanda orta ve uzun vadede pandeminin sonraki aşamalarıyla nasıl başa çıkılacağının “gerçekçiliğe sahip bir iyimserlikle” düşünmenin gerekli olduğunu belirtti. Fransız Bakan Perşembe akşamı Avrupa Komiseri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında “Pandemiyi endemik bir hastalık olarak düşünmek için henüz çok erken, zira bu virüs haşa aramızda yayılırken, izleme ve takip çalışmalarımıza son vermemiz, koruyucu maske ve aşı sertifikalarının kullanılması gibi enfeksiyonu önleme ve sınırlama kısıtlamalarının terk edilmesi anlamına gelir. Böyle bir durum için henüz çok erken” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamalar, bazı tarafların Kovid-19’un mevsimsel bir grip ile mücadelede olduğu gibi ele alınması çağrısı yaparken, birkaç Avrupa ülkesinin de Kovid-19 ile mücadele kısıtlamalarını hafifletmeye başladığı, açık hava ve kalabalık olan kapalı mekanlarda maske kullanımını kaldırdığı bir zamanda geldi.

Olivier Veran, halka açık kapalı alanlarda maske zorunluluğunu kaldırdı
Fransa Sağlık Bakanı Olivier Veran dün (Cuma) yaptığı açıklamada ise, hükümetin tam doz aşı ve ek doz aşı uygulandığını gösteren aşı sertifikası sunulması şartı ile halka açık kapalı alanlarda koruyucu maske takma zorunluluğunu kaldırma kararı aldığını açıkladı.
Berlin’deki Robert Koch Enstitüsü dün, son 24 saatteki yeni vaka sayısının 240 bini aştığını ve pandeminin başlangıcından bu yana Almanya’da kaydedilen toplam vaka sayısını 12 milyona çıkardığını bildirdi. Alman hükümetinin bulaşıcı hastalıklarla mücadele çalışmalarına yön veren Robert Koch Enstitüsü, son 24 saatteki can kaybı sayısının 226’ya ulaştığını belirterek toplam can kaybının 119 bine ulaştığını ifade etti.
ABD’de, Sağlık Bakanlığı, ABD hükümetinin Omikron varyantı ile enfeksiyonu tedavi etmek için geliştirilen, Bebtelovimab adlı yeni bir ilacın 600 bin dozunu satın almaya karar verdiğini belirtti. Sağlık Bakanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada, ilacın monoklonal bir ilaç olduğunu, gerçekleştirilen ön deneylerin yeni varyanta karşı etkinliğini gösterdiğini söyledi. Bununla birlikte ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) henüz ilacı onaylamadı.
Bakanlık Sözcüsü, FDA’nın henüz kullanımını onaylamadığını belirterek, ön deneylerin yeni varyanta karşı etkinliğini gösterdiğini söyledi. ABD Sağlık Bakanı Xavier Becerra ABD’de yüzde 100 oranında baskın olan Omikron’a karşı önceki iki tedavinin istenilen sonuçları alamadığını belirtti.
Cenevre’de Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Sözcüsü dün, başta kapalı alanlarda koruyucu maske kullanımı olmak üzere koruyucu tedbirlerinin kaldırılması veya hafifletilmesi konusunda dikkatli ve sabırlı olunması çağrısında bulundu. Sağlık sistemlerini ve temel hizmetleri güçlendirmeye yönelik çabaların sürdürülmesi ve aşı kampanyaların ilerleme kaydetmede hâlâ geride kalan yoksul veya gelişmekte olan ülkelere sunulan yardımların hızlandırılması gerektiğini vurguladı. WHO yetkilisi dünyada hala salgının yoğun bir şekilde yayıldığı birçok bölge olduğunu, yüksek düzeyde aşı kapsamına ulaşmış ülkelerde bile yeni bir varyantın ortaya çıkma olasılığının güçlü bir şekilde var olduğunu belirtti. Ayrıda bunun sebebinin Omikron’un yoğun bir şekilde yayılması olduğunu da sözlerine ekledi.
Bunun yanı sıra, Avrupa ülkeleri, Kanada’nın başkentinde, zorunlu aşı uygulamasına karşı çıkan kamyon şoförlerinin, trafiği felç ederek bir haftayı aşan bir süredir yaptığı protestoların ardından bu protestoların kendi ülkelerinde de görülmesinden korkmaya başladı. Bu bağlamda Fransa ve Belçika dün, şehirlerde Kovid-19 ile mücadele önlemlerini karşı protestolarda kamyon kullanımını yasaklama kararı aldığını duyurdu. Fransa, bu konuyu AB İçişleri Bakanları Konseyi’nin bir sonraki toplantısının gündemine alınacağını duyurdu.



İranlı diplomat, Rusya'yı 12 günlük savaşta İsrail'e yardım etmekle suçladı

İranlı diplomat Muhammed Sadr (Khabar Online)
İranlı diplomat Muhammed Sadr (Khabar Online)
TT

İranlı diplomat, Rusya'yı 12 günlük savaşta İsrail'e yardım etmekle suçladı

İranlı diplomat Muhammed Sadr (Khabar Online)
İranlı diplomat Muhammed Sadr (Khabar Online)

İranlı deneyimli bir diplomat, Rusya'yı İran savunma bilgilerini İsrail'e aktarmakla suçlayarak, eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopterinin düşürülmesinin İsrail tarafından planlandığını belirtti.

Uygunluk Ayırt Etme Konseyi üyesi Muhammad Sadr, bugün bir gazeteye verdiği röportajda, “İsrail ile İran İslam Cumhuriyeti arasında 12 gün süren savaşta ve önceki savaşta Ruslar, ülkenin savunma merkezleri hakkındaki bilgileri İsrail'e teslim etti” ifadelerini kullandı.

İsrail, ABD'nin de kısa süreliğine katıldığı 12 günlük bir hava saldırısıyla İran'a saldırdı. Bu saldırılar sırasında önemli nükleer tesisleri bombaladı ve üst düzey askeri liderler ile nükleer bilim insanlarını öldürdü.

İsrail, bu savaş sırasında İran'ın hava savunmasını büyük ölçüde yok etti ve İran'ın balistik füze stokunun büyük bir kısmının İsrail saldırıları nedeniyle hasar gördüğü düşünülüyor.

Savaşın sona ermesinden bu yana İran, gelecekteki herhangi bir İsrail saldırısına karşı koymaya hazır olduğunu giderek daha fazla vurguluyor.

Muhammed Sadr şunları söyledi: Burası Rusya. Rusya, NATO üyesi Türkiye'ye S-400 sistemini teslim etmeye hazırdı, ancak bize teslim etmedi. Onunla stratejik anlaşması olan biziz. Sukhoi-35 uçaklarının satın alınması konusunda uzun süredir konuşuluyor, ancak bunları da bize teslim etmedi. Sadr, “Rusya'nın İsrail'e özel bir eğilimi var” diyerek, “Rusya ile ilişkilerimizi sürdürelim, ancak güven olmadan" dedi.

Sadr, Mayıs 2024'te Azerbaycan sınırına yakın dağlık bir alanda düşen Reisi'nin helikopterinin, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tebriz Cuma İmam-ı Ayetullah Haşim, Doğu Azerbaycan Valisi Malik Rahmeti, Cumhurbaşkanlığı Koruma Birimi Başkanı Seyyid Mehdi Musevi ve Devrim Muhafızları Ensar el-Mehdi Kolordusu üyelerinden birinin yanı sıra pilot, yardımcısı ve bir teknik yetkiliyle birlikte ölümüne yol açan kazayla ilgili de konuştu. Sadr analizine dayanarak, Cumhurbaşkanı Reisi'yi taşıyan helikopterin düşmesinin İsrail'in işi olduğuna inandığını ifade etti.

Sadr, "İsrail, bu fiili suikastla, İran devam ederse biz de devam edeceğiz mesajını vermek istedi" değerlendirmesinde bulundu. Musa es-Sadr'ın yeğeni ve Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi döneminde eski dışişleri bakan yardımcısı olan Sadr'ın bu açıklamaları, Rusya'nın geri çekilme sürecini engelleyebileceği izleniminin arttığı bir dönemde geldi. Tahran ve Moskova, cumartesi günü Avrupa ülkelerini BM'nin 2231 sayılı Kararı'nın planlanan tarihte uygulanmasını durdurmaya çağırdı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu çağrı, Avrupa'nın 2015 nükleer anlaşması kapsamındaki yaptırımları yeniden uygulayarak «Snapback» mekanizmasını harekete geçirme yönündeki ciddi adımlarıyla eş zamanlı olarak yapıldı. Bu arada Tahran, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan (NPT) çekilme tehdidinde bulunuyor.


Fransa, hükümetin antisemitizmle mücadelede başarısız olduğunu iddia eden ABD Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı

ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner (AFP)
ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner (AFP)
TT

Fransa, hükümetin antisemitizmle mücadelede başarısız olduğunu iddia eden ABD Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı

ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner (AFP)
ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner (AFP)

Fransa Dışişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a yazdığı mektupta hükümeti antisemitizmle mücadele için yeterli önlem almamakla eleştiren ABD Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı'na çağıracağını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre, ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner'ın dün basına sızdırılan mektubu, İsrail'in birkaç gün önce Fransa'ya yönelik benzer eleştirilerini yansıtıyor. İsrail’in eleştirileri Paris'ten sert bir tepki almıştı.

Kushner, Macron'a yazdığı mektupta, pazartesi gününün Nazi Almanyası işgali altında ‘Yahudilerin Fransız topraklarından sürülmesine son veren müttefiklerin Paris'i kurtarışının 81. Yıldönümü’ olduğunu belirtti.

Mektupta, “Fransa'da antisemitizmin keskin bir şekilde artmasından ve hükümetinizin bununla mücadele etmek için yeterli önlem almamasından derin endişe duyduğum için size bu mektubu yazıyorum” ifadesi yer aldı.

Mektubun devamında, “Fransa'da Yahudilerin sokaklarda saldırıya uğramadığı, sinagogların ve Yahudi okullarının tahrip edilmediği, Yahudilere ait işyerlerinin vandalizme uğramadığı tek bir gün bile geçmiyor” denildi.

Kushner’a göre, antisemitizm uzun zamandır Fransız yaşamında izlerini bırakmış olsa da, Yahudilere yönelik nefret, 7 Ekim 2023'te Hamas tarafından gerçekleştirilen ve Gazze Şeridi'nde devam eden savaşı tetikleyen acımasız saldırıdan bu yana patlak verdi.

Mektubun yayınlanmasından saatler sonra, Fransa Dışişleri Bakanlığı bu son iddiaları şiddetle reddeden bir açıklama yayınladı ve ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi.

Dışişleri Bakanlığı, Fransa'nın antisemitizmle mücadeleye ‘tamamen bağlı’ olduğunu vurguladı.

Bakanlık, büyükelçinin açıklamalarının ‘Fransa ile ABD arasındaki transatlantik ilişkilerin kalitesine ve müttefikler arasında olması gereken güvene yakışmadığını’ ifade etti.

Bakanlık, ‘1961 Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi'nde belirtildiği üzere, devletlerin iç işlerine karışmama yükümlülüğüne’ işaret etti.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Kushner'in bugün Dışişleri Bakanlığı'na çağrılacağı bildirildi.

“Antisiyonizm, antisemitizmdir”

ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın babası olan Charles Kushner'ın eleştirisi, Netanyahu'nun Fransa Cumhurbaşkanı’nı Filistin devletinin tanınması çağrısı yaparak ‘antisemitizm ateşine körükle gitmekle’ suçlamasından birkaç gün sonra geldi.

Fransa Cumhurbaşkanlığı, Netanyahu'nun sözlerini kınayarak, Filistin devletinin tanınması kararı ile antisemitik şiddetin artışı arasındaki bağlantıyı ‘yanlışlara dayalı, aşağılık ve kabul edilemez’ olarak nitelendirdi.

Netanyahu gibi Kushner da “İsrail'i karalayan açıklamalar ve Filistin devletini tanıyan adımlar aşırılıkçıları cesaretlendiriyor, şiddeti körüklüyor ve Fransa'daki Yahudi kimliğini tehlikeye atıyor” dedi.

Kushner, “Bugün artık lafı dolandırmaya gerek yok. Antisiyonizm, antisemitizmdir. Nokta” ifadelerini kullandı.

ABD'nin Fransa Büyükelçisi, ‘genç Fransızların yaklaşık yarısının Holokost'u hiç duymadığını’ söyleyerek öfkesini dile getirdi.

Kushner, “Bu cehaletin devam etmesi, Fransız okullarının müfredatını sorgulamamıza neden oluyor” dedi.

Antisemitizm konusu, Batı Avrupa'nın en büyük Yahudi topluluğuna (500 bin kişi) ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere sempati duyan büyük bir Arap Müslüman topluluğuna ev sahipliği yapan Fransa'da son derece hassas bir konu.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının başlamasından bu yana her iki toplulukta da nefret suçlarında keskin bir artış kaydedildi.

Macron'un eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantısında Fransa'nın Filistin devletini resmi olarak tanıyacağını açıklaması, o dönemde İsrail'den hızlı bir şekilde eleştiri aldı.

Bu adımın ardından Kanada, Avustralya, Andorra, Finlandiya, İzlanda, İrlanda, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, Norveç, Portekiz, San Marino ve Slovenya da eylül ayında Filistin'i tanıma niyetlerini açıkladı.


Trump'ın aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmeler

ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
TT

Trump'ın aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmeler

ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)

“I24 News” televizyonu, dün, Amerikan ve İsrailli yetkililerin, Başkan Donald Trump'ın önümüzdeki aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmelerin sürdüğünü bildirdi.

Ziyaretin kesinleşmesi halinde, Trump'ın ikinci dönem başkanlığı sırasında Kudüs'e yaptığı ilk ziyaret olacak.