Kanada’da kamyon şoförlerinin başkent Ottawa’da trafiği felç ederek sağlık önlemlerini protesto ettiği eylemler Fransa, Hollanda ve Yeni Zelanda dahil olmak üzere birçok ülkeye aktarıldı. Batı’daki başkentler, sağlık pasaportuna ve düzenli test uygulamalarına karşı çıkan protestolara katılanlar ile güvenlik güçleri arasında çatışmalara tanık oldu.
Kanadalı tır şoförlerinin Ocak ayı sonunda başlattığı Özgürlük Konvoyu hareketi, dünyanın dört bir yanında Kovid-19 ile mücadele önlemlerine karşı protestolara ilham oldu.
Ontario protestolar bastırıldı
Kanada Polisi pazartesi gününden itibaren Kanada ve ABD arasındaki ana sınırların çevresini kapattıktan sonra, dün sağlık önlemlerine karşı protestocuları tahliye etmek için Ambassador Bridge’in (Büyükelçi Köprüsü) yanına konuşlandı. Fransız haber ajansı AFP’nin aktardığına göre, köprünün bulunduğu Windsor bölgesindeki polis güçleri Twitter’da yapılan paylaşımda, müdahalenin başladığını açıklarken, “Tüm protestocuları yasal ve barışçıl bir şekilde hareket etmeye çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi. Aynı zamanda sakinlere bölgeden uzak durma çağrısında da bulundu. Onlarca polis ve polis araç olay yerine gönderildi ve Windsor, Ontario’yu ABD şehri Detroit’e bağlayan köprüdeki trafiği felce uğratan yaklaşık 50 protestocuyla yüzleşmek için görevlendirildi.
Ontario Yüksek Mahkemesi cuma günü protestoculara bölgeden alma emri verdi ancak bu adım protestocuların cesaretlerini kırmadı. Protestocular eylemlerini sürdürmeye kararlı olduklarını söylediler. Bu ana sınır geçişinin kapatılması, sınırın her iki tarafındaki otomobil endüstrisi üzerinde etkisi oldu.
Washington perşembe günü, Kanada hükümetine baskı yaparak protestoyu dağıtmak üzere federal yetkilerini kullanması çağrısında bulundu. ABD Başkanı Joe Biden, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile gerçekleştirdiği bir telefon görüşmesinde, ABD ile Kanada arasında ihraç edilen malların yüzde 25’inden fazlasının bu köprüden geçiyor olması sebebiyle, Kanadalıların yaptığı protestolarının bir sonucu olarak, ABD ekonomisindeki bozulmanın ciddi sonuçlarını ele aldı. Saatler sonra Trudeau, sınırın kapalı kalmayacağını vurguladı ve protestoculara yönelik polis müdahalesini artırma sözü verdi. Başbakan protestocuların eylemlerini sona erdirmek için tüm seçeneklerin masada olduğunu vurguladı ancak orduyu konuşlandırmaya hazır olmadığını da açıkça belirtti ve bunu “son çözüm” nitelendirdi.
Diğer yandan, yüzlerce büyük kamyonun 15 gün önce durduğu başkent Ottawa’da çok sayıda protestocu toplandı. Bu toplanmalar Fransa ve Yeni Zelanda’da benzer hareketlerin başlaması için ilham verdi. Ontario Başbakanı Doug Ford cuma sabahı, Büyükelçi Köprüsü ve federal başkent Ottawa’da olağanüstü hal (OHAL) kararı alındığını duyurdu. Ford bir basın toplantısında “Sınırların yeniden açılması için gerekli tüm önlemleri alacağız. Ottawa sakinlerine şunu söylüyorum: Mümkün olan en kısa zamanda normal hayata dönebilmenizi sağlayacağız.” dedi.
Windsor Belediye Başkanı Drew Dilkens’e göre, saatler sonra bir yargıç cuma günü yüzlerce protestocunun yanı sıra onlarca kamyon şoförüne köprüyü terk etme emri verdi.
Aşı karşıtı protestocular Büyükelçi Köprüsü’nün yanı sıra iki ana yolu daha kapattı. Bunlardan ilki Manitoba’yı Kuzey Dakota’ya bağlayan Emerson’da, ikincisi ise Alberta’daydı. Muhalefet partileri Justin Trudeau’yu krizi ele alamamakla suçlamasının yanı sıra komşu ABD’nin suçlamaları da geldi. Muhafazakar Parti'nin geçici lideri Candice Bergen, Trudeau’nun olanları barışçıl bir şekilde derhal durdurmak üzere harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
Kanada Yeni Demokrat Parti (NDP) Genel Başkanı Jagmeet Singh, “Dünyanın en güçlü ülkelerinden ve G7 ülkelerinden biri olan bir ülkenin Başbakanı’nın harekete geçmemesi ve durumu çözmek üzere liderlik duygusu göstermemesi kabul edilemez” dedi.
Montreal’deki McGill Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Daniel Béland ise “Sorun, Trudeau’nun tüm protestocuları tek bir sepete koyarak ateşe körükle gitmesi sonrasında 5 gün boyunca sessiz kalmasında yatıyor ve şimdi de sorumluluklarını alıyor gibi görünmüyor” dedi.
Aşı karşıtı Özgürlük Konvoyu, ülkenin batısında ABD-Kanada sınırını geçen kamyon sürücülerinin aşı olma veya test yaptırma zorunluluğunu protesto etmek üzere başladı ancak sonrasında sağlık kısıtlamalarına ve Trudeau hükümetine karşı olan büyük bir gösteriye dönüştü.
Protestoculardan Matt Lenier, AFP’ye verdiği röportajda endişelenmediğini söylerken “İnandığımız şeyin arkasındayız ve hiçbir kanunu çiğnemiyoruz.” dedi. Parlamento önünde oturan Matt hafta sonu binlerce Kanadalı’nın protestolara katılmasını bekliyor. 34 yaşındaki protestocu Jessika Dusseau, “Barışçıyız, nefret sebebiyle burada değiliz. Seçim özgürlüğünü geri getirmek için buradayız.” dedi. Polis perşembe günü bu gösteriyi takviye olmadan sonlandırmanın mümkün olmadığını yineledi. Bazı protestocular, Montreal veya Toronto gibi Kanada’nın diğer büyük şehirlerinde protesto sözü verdiler böylece protestoların kıvılcımı dünyanın diğer bölgelerine de ulaştı.
Paris’teki çatışmalar
Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığına göre, Fransız polisi başkentte Kovid-19’un yayılmasını önlemek için uygulanan kısıtlamalarını protestoculara müdahale etmesinin ardından dün Paris’teki Şanzelize Caddesi’ndeki protestoculara göz yaşartıcı gaz fırlattı.
Protestocuları taşıyan araçlar Paris’in merkezindeki güvenlik kontrol noktalarından geçmeyi başardı. Bu durum Zafer Takı’ndaki (Arc de Triomphe) trafiğin aksamasına neden oldu. Protestocular polisin şehre girmeleri emrine karşı çıkarak, Kanada’daki Özgürlük Konvoyu protestolarına benzer şekilde, sürücüler Fransız bayrakları salladılar ve korna çaldılar.
Polis, Zafer Takı yakınlarındaki birçok mekana giriş için gerekli olan sağlık pasaportuna karşı olan protestoculara karşı göz yaşartıcı gaz kullandı ve şehrin diğer tarafında başka bir protestoya katılanları dağıttı.
Protestolara katılmak için Fransa’nın güneybatısından bir otobüsle gelen Nathalie Galdeano Reuters’a verdiği röportajda “Aşı pasaportu çalışabilmek veya spor yapabilmek için gerekli hale geldi. Daha fazla katlanamayız.” dedi. Galdiano “Aşıyı istemiyoruz. Seçme hakkı istiyoruz” ifadelerini de sözlerine ekledi.
Polis, Paris'e girmeye çalışan 500 arabanın engellendiğini 14 kişinin tutuklandığını, öğlene kadar 337 ihlalin tespit edildiğini kaydetti.
Bu sırada, Paris’te Kovid-19’un ile mücadele kapsamında uygulanan kısıtlamalar ve yaşam standartlarının düşmesine karşı düzenlenen protestolara Sarı Yelekliler hareketi protestocuları da dahil olmak üzere iki ila üç bin kişi katıldı. Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki aydan az bir süre kala, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hükümeti, 2018’deki Sarı Yelekliler protestolarında olduğu gibi eylem çemberinin genişlemesine engel olmak için çalışıyor.
Öte yandan polis, Paris’in güneyinde sapan, çekiç, bıçak ve gaz maskesi bulunduran 5 protestocunun tutuklandığını bildirdi. Polis 7 binden fazla personelini seferber etti. Protestolara hazırlık olarak kontrol noktaları kurulurken, zırhlı personel araçları ve tazyikli su tankerleri konuşlandırıldı.
Fransız protestocular, halka açık birçok mekana giriş için aşı gerektiren kurallara itiraz ediyor. Söz konusu protestolar, Paris ve diğer şehirlerde aşı zorunluluğuna karşı aylarca süren düzenli gösterilerin ardından geliyor.
Sınır ötesi protestolar
Hollanda’da sağlık tedbirlerine karşı olan protestocular güvenlik güçlerinin mekanı boşaltmalarını talep etmesine rağmen dün ülkenin dört bir yanından toplanarak Lahey merkezini kapattılar ve bölgede kalma niyetinde olduklarını açıkladılar. Polis, Twitter’da yaptığı paylaşımda “Lahey merkezindeki protestocuların araçlarıyla birlikte bölgeyi terk etmeleri için öğleden sonraya kadar süreleri var” uyarısında bulunurken aksi takdirde tutuklanacaklarını para cezasına çarptıracaklarını söyledi.
Belçika’nın başkentindeki yetkililer perşembe günü, sosyal medyada dolaşan ve Avrupa’nın dört bir yandan gelecekler için bir buluşma noktasından bahseden protesto çağrısına cevaben gelen bir konvoyun belirledikleri alana ulaşmalarına engel olunduğunu duyurdular. Yeni Zelanda’da, salı gününden bu yana başkent Wellington’daki Parlamento önünde aşı karşıtı göstericiler konuşlandı ve bir ‘Özgürlük kampı” kuruldu. Perşembe günü, polis protestocuları dağıtmaya çalıştı ancak sonuç alamadı, bu da şiddetli çatışmalara yol açtı. AFP’ye göre, çatışmaların ardından 120’den fazla kişi tutuklanırken, ilk başta yaklaşık 250 kişinin oluşan protestocuların sayısı cuma günü yaklaşık bin 500’e yükseldi.



