Rusya-Ukrayna savaşında son durum: Rus güçleri başkent Kiev bölgesinde

Ukrayna askerleri başkent Kiev'de (AFP)
Ukrayna askerleri başkent Kiev'de (AFP)
TT

Rusya-Ukrayna savaşında son durum: Rus güçleri başkent Kiev bölgesinde

Ukrayna askerleri başkent Kiev'de (AFP)
Ukrayna askerleri başkent Kiev'de (AFP)

Rusya'nın, Ukrayna'nın doğusundaki Donbass operasyonu başladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in açıklamasıyla sabah saatlerinde başlayan operasyon devam ediyor. Rus askerleri çeşitli noktalardan Ukrayna topraklarına girerken birçok bölgede sıcak çatışmalar yaşanıyor. Rus hava kuvvetleri ise Ukrayna’daki stratejik ve askeri noktaları hedef alıyor. Edinilen bilgiye göre, Rus kuvvetleri Kiev'e girdi. Rus kuvvetleri kara, deniz ve havadan Ukrayna’yı işgal ederek, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’daki bir ülkeye en büyük saldırıyı gerçekleştiriyor.

Kiev, Rusya'nın 2. kez füze saldırısını yaptığını da bildirdi. Odessa'daki füze saldırısında en az 18 kişinin öldüğü öne sürüldü.   Ukrayna ordusu dört Rus tankının ülkenin doğusundaki Kharkiv kenti yakınında yol üzerinde imha edildiğini, Luhansk bölgesi yakınında 50 Rus askerinin öldürüldüğünü ve ülkenin doğusunda altı Rus uçağının düşürüldüğünü açıkladı.
Ukrayna sınır güvenliği ise Kherson bölgesinde üç muhafızlarının öldürüldüğünü ve bazı yararalılar olduğunu açıkladı.

"40 Ukrayna askeri öldü"
Ukrayna Cumhurbaşkanlığı danışmanı, 40 Ukraynalı askerin öldüğünü, onlarca askerin yaralandığını duyurdu.

Rusya'dan yalanlama
Rusya, ise uçaklarının ve silahlı araçlarının imha edildiği haberlerini yalanladı. Rusya Savunma Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, ülkenin Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalesine yönelik değerlendirmelere yer verildi. Keşif verilerine göre, Ukrayna ordusuna ait bazı birliklerin geri çekildiklerine işaret edilen açıklamada, "Ukrayna ordusunda silah bırakan birimlerin mevzileri saldırıya tabi değildir" ifadesi kullanıldı. Açıklamada, Ukrayna ordusunun Rusya’ya ait uçak ve zırhlı araç kayıplarının gerçeği yansıtmadığı belirtildi.

Ukrayna’da askeri uçak düşürüldü: 14 ölü
Ukrayna polisi ve acil servisleri, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin ülkeyi büyük bir Rus askeri operasyonundan korumaya çalıştığı sırada Ukrayna’ya ait bir askeri uçağın düşürüldüğünü ve 14 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.  Kaynaklar, uçağın başkentin yirmi kilometre güneyinde bulunan bölgeye düştüğünü söyledi.

Pentagon: 75 Rus savaş uçağı Ukrayna’ya girdi
ABD Savunma Bakanlığından (Pentagon) bir yetkili, dün gece 75 Rus savaş uçağının Ukrayna’ya girdiğini, Rus ordusunun Ukrayna’ya 100 civarında füze fırlattığını ve birçok askeri noktanın yanı sıra 10 hava üssünü vurduğunu açıkladı.
Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi dün gece başladı ve Pentagon’dan üst düzey bir yetkili çatışmanın ilk aşamasına ilişkin detayları verdi.
Yetkili, Rusların üç ana eksenden Ukrayna’ya saldırdığını bildirdi.
Rusya’nın ana amacının Ukrayna hükümetini ortadan kaldırmak olduğuna dikkati çeken yetkili, bir kısım Rus unsurlarının Kırım’dan kuzeye doğru, bazı unsurların da kuzeyden başkent Kiev’i hedef alacak şekilde saldırı başlattığını diğer eksenin ise Ukrayna’nın kuzeydoğusundan Harkov’a yönelik saldırı yaptığını ifade etti.
Çatışmaların Harkov’da yoğunlaştığını belirten Pentagon yetkilisi, "Tahminimize göre Ruslar dün gece uzun menzilli, kısa menzilli, karadan karaya, denizden karaya seyir ve balistik füzeler olmak üzere farklı ölçeklerde 100’den fazla füze fırlattı.” bilgisini verdi.
Yetkili ayrıca Rus Hava Kuvvetlerine bağlı 75 savaş uçağının Ukrayna hava sahasına girdiğini, bu sabah itibarıyla da Rus kara birliklerinin Ukrayna’nın kuzeydoğusundan kara harekatı başlattığını belirtti.
Savaşın henüz ülkenin batı kısımlarına sıçramadığını ve ülkeye denizden çıkarma yapılmadığını kaydeden yetkili, “Dünkü saldırı genel olarak kışlalar, cephaneler, depolar gibi askeri noktaları ve yaklaşık 10 hava üssünü hedef aldı.” dedi.
ABD’nin Ukrayna hava sahasında herhangi bir hava unsurunun bulunmadığına işaret eden yetkili, ABD güçlerinin ise Ukrayna’dan çıkacak ABD vatandaşlarına destek vermek üzere Polonya’da hazırlık yaptığını duyurdu.

Zelenskiy: Rus işgal güçleri Çernobil santralini ele geçirmeye çalışıyor
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, "Rus işgal güçleri"nin Çernobil nükleer santralini ele geçirmeye çalıştıklarını duyurdu. Zelenskiy, Twitter'dan yaptığı açıklamada, santraldaki güvenlik görevlilerinin 1986 trajedisi bir daha yaşanmasın diye canlarını verdiklerini belirtti.

"Rus işgal güçleri"nin Çernobil santralini ele geçirmeye çalıştığını aktaran Zelenskiy, bunun tüm Avrupa için bir savaş ilanı olduğunu ifade etti.
'Herson bölgesinin bazı noktaları Ukrayna'nın kontrolünden çıktı'
Ukrayna'nın güneyindeki Herson bölgesinin bazı noktalarının artık Ukrayna'nın kontrolünde olmadığı belirtildi. Açıklama, bölge yönetiminden geldi.

NATO: 100'den fazla savaş uçağı kalkışa hazır
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, bugün düzenlediği basın toplantısında, NATO’nun müttefik ülkeler için hazırlanan savunma planlarını devreye soktuğunu açıkladı. Bu arada Rusya, NATO’nun üyesi olmayan Ukrayna'ya yönelik askeri operasyonunu sürdürüyor.
Müttefik topraklarda daha fazla askerin konuşlandırılacağını söyleyen Stoltenberg, 100'den fazla savaş uçağının kalkışa hazır olduğunu belirtti. NATO Genel Sekreteri, “Buna yeni bir kararlılık ve birlik ile yanıt vermeliyiz. Yaptığımız en güçlü şey savunma eylemidir” dedi.
Stoltenberg, NATO’nun Cuma günü Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri operasyonunun ele alınacağı çevrimiçi bir zirve düzenlemeyi planladığını da ekledi.

Ukrayna'dan dostlarına "Rusya ile diplomatik ilişkileri kesin" çağrısı
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, tüm partnerlerini Rusya'yla diplomatik ilişkileri kesmeye çağırdı. Kuleba, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Rusya'yla diplomatik ilişkileri kestiklerini vurguladı. Tüm partnerlerini de aynısını yapmaya davet eden Kuleba, "Bu somut adımla Ukrayna'nın yanında olduğunuzu ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'daki en bariz saldırganlığı reddettiğinizi göstereceksiniz" ifadelerini kullandı.

İngiltere Başbakanı Johnson: Ukrayna, Rus diktatöre boyun eğmeyecek
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e atıfta bulunarak, “Rus diktatörün Ukrayna'ya boyun eğdireceğine inanmıyorum” ifadelerini kullanarak, ülkesinin müttefikleriyle birlikte Rusya’ya karşı sert yaptırımlar paketi üzerinde anlaşacağını söyledi.
Johnson açıklamasında, “Bu yalnızca Ukrayna'ya değil, Avrupa'da ve dünyadaki demokrasiye bir saldırıdır. Ukrayna'nın bağımsızlığı için müttefiklerle birlikte çalışacağız” diyerek Putin’in girişiminin başarısızlıkla sonuçlanacağını dile getirdi.
Johnson, Ukrayna devlet başkanına, koordineli bir Rus kara, deniz ve hava saldırısı karşısında İngiltere'nin ülkesine sınırsız desteği konusunda güvence verdi.
Batılı ülkelerin, Rusya’nın Ukrayna’daki iki ayrılıkçı bölgenin bağımsızlığını tanımasıyla getirilen sınırlı yaptırımlara tepki çekti. Yaptırımlar konusunda koordineli olarak çalışması bekleniyor.
İngiltere Başbakanı açıklamasında, “Bugün müttefiklerimizle birlikte, Rus ekonomisini aksatmak için tasarlanmış büyük bir ekonomik yaptırım paketi üzerinde anlaşacağız” dedi.
Johnson ayrıca, Batı’nın, Putin’in Avrupa’daki politikaları tehdit etmek için silah, petrol ve gaz sağlamak için Rusya’ya olan bağımlılığına son vermesi gerektiğini söyledi.
Daha önce olası Ukrayna’ işgalini felaket olarak nitelendiren Johnson, G7 ülke liderleriyle görüşeceğini vurguladı.

Ukrayna Türkiye'den Boğazları Rusya'ya kapatmasını talep etti
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, ülkesinin Türkiye’den Çanakkale ve İstanbul boğazlarının Rus gemilerinin geçişine kapatılmasının yanı sıra Rusya tarafından gerçekleştirilen hava ve kara saldırılarının başlamasıyla Moskova’ya yaptırım uygulanması talebinde bulundu.
NATO üyesi olan Türkiye'nin Karadeniz'de Ukrayna ve Rusya ile deniz sınırı bulunuyor. Türkiye, her ne kadar yaptırım konusunda karşı çıksa da Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik adımlarını kabul edilemez olarak nitelendiriyor. Ankara 1936’da yapılan Montrö Boğazlar Sözleşmesi kapsamında, tehlikede olma veya savaş sırasında Boğaz’daki gemilerin hareketlerini kısıtlayabilir.
Bodnar Ankara’da düzenlediği basın toplantısı sırasında, “Hava sahasının, İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kapatılmasını istiyoruz. İlgili talebimizi Türk tarafına ilettik. Aynı zamanda Rus tarafına yaptırımlar dayatılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

AB’nin Rusya’ya ve ayrılıkçı bölgelere uyguladığı yaptırımlar
Avrupa Konseyi’nden dün akşam yayınlanan açıklamaya göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Moskova yanlısı ayrılıkçılar tarafından kontrol edilen Ukrayna bölgelerinin bağımsızlığını tanıması ve Ukrayna'ya askeri operasyon ilan etmesinin ardından Avrupa Birliği (AB) tarafından kabul edilen yaptırımlar belli oldu. Yaptırımlar listesi AB Resmi Gazetesi'nde yayımlandıktan sonra yürürlüğe girdi. 27 üyeli AB, Rus Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanları, üst düzey Kremlin görevlileri, Russia Today'in (RT) Genel Yayın Yönetmeni, Rusya Dışişleri Bakanlığı Bilgi ve Basın Dairesi Direktörü ve Sözcüsü’nü yaptırım listesine aldı.
AB yaptırımları, ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlığını tanıyan karara onay veren Rusya Parlamentosu’nun alt kanadı Duma'nın 351 üyesini de kapsıyor. Yaptırımlar ayrıca Ukrayna’ya yönelik saldırganlığa katılarak siyasi kararlar alan veya ‘medyada dezenformasyon savaşı’ yürüten 23 ismi de içeriyor.  Söz konusu isimler arasında Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Putin'in Özel Kalem Müdürü Anton Vaino’nun yanı sıra maddi ve manevi olarak Rus operasyonları destekleyen bankalar ve iş insanları da bulunuyor.
Yaptırım listesinde ‘işgal ve istikrarsızlaştırma’ faaliyetlerindeki rolleri nedeniyle Rus silahlı kuvvetlerinin üç komutanının adı da yer aldı. Avrupa Birliği, Rusya devleti ve hükümetinin yanı sıra Merkez Bankası'nın finansmanına da ‘kısıtlamalar’ getirdi.
Avrupa Konseyi bildirisi, söz konusu yaptırımların Moskova'nın "düşmanca ve gerilimi artıran politikalarına" yönelik finansmanı kesmeyi amaçladığını bildirdi.
Ayrıca, Kiev tarafından kontrol edilmeyen bölgelerden ‘belirli mal ve teknoloji’ ihracatına ek olarak AB ürün ithalatı da yasaklandı.



Trump’ın ekibi içinde ideolojilerdeki farklılıklar bölünmeye neden oluyor

Trump yönetiminin üyeleri Beyaz Saray'da bir araya geldi, 30 Nisan 2025 (Reuters)
Trump yönetiminin üyeleri Beyaz Saray'da bir araya geldi, 30 Nisan 2025 (Reuters)
TT

Trump’ın ekibi içinde ideolojilerdeki farklılıklar bölünmeye neden oluyor

Trump yönetiminin üyeleri Beyaz Saray'da bir araya geldi, 30 Nisan 2025 (Reuters)
Trump yönetiminin üyeleri Beyaz Saray'da bir araya geldi, 30 Nisan 2025 (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın ikinci dönemindeki ekibinde yer alan isimler, ilk başkanlık döneminde seçtiği isimlerden daha uyumlu görünüyor.

Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz gibi geleneksel Cumhuriyetçi simalardan Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance gibi ‘Amerika’yı Yeniden Harika Yap’ (Make America Great Again/MAGA) hareketinden yüzlere kadar, bu kez ekibini ilk döneminde rahatsızlık yaratan skandallar, sızıntılar, kovulmalar ve ayrılmalar gibi olaylardan kaçınmak için dikkatle seçti.

Ancak bu temkinlilik, özellikle hassas konuların ele alınışındaki radikal anlaşmazlıklardan kaynaklanan rahatsızlıkları engelleyemedi. İlk kurban, kısa süre önce görevinden alınan Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz oldu. Rubio, Waltz’ın sorumluluklarını geçici olarak devralarak New York Times (NYT) gazetesinin ifadesiyle ‘Her Şeyin Bakanı’ oldu.

Şarku’l Avsat gazetesi ve Al Sharq (eş-Şark) televizyon kanalı işbirliğiyle hazırlanan Washington Report adlı programda Trump’ın ekibindeki ideolojik bölünmelerin yurtiçi ve yurtdışındaki hassas konuları nasıl etkilediği, Waltz'ın kovulmasının etkileri, Rubio'nun artan sorumlulukları ve Witkoff'un artan nüfuzu ele alındı.

Waltz görevden mi alındı terfi mi etti?

‘Sinyal’ adlı mesajlaşama uygulamasındaki mesajların sızdırılmasıyla patlak veren skandal, bir tartışma fırtınası yaratırken Trump’ın ekibinin farklı bir kriz yönetimi tarzını da ortaya koydu. Bu olay Waltz'un Ulusal Güvenlik Danışmanlığı kariyerinin sonunun başlangıcı olsa da, bazı haberlere göre İran gibi diğer meseleler Waltz'un görevden alınması ve ABD'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi olarak aday gösterilmesi kararının alınmasında kilit rol oynadı.

ascdfvgrth
Trump’ın ikinci dönemindeki yönetiminin ilk kurbanı Mike Waltz oldu (AFP)

Trump yönetimi, bu hamlenin Waltz için bir terfi olduğunu savunurken, aralarında The Cohen Group'un kıdemli danışmanı, eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Biden'ın Libya Büyükelçiliğine aday gösterdiği Jennifer Gavito'nun da bulunduğu bazı isimler, bu görüşe katılmıyor. Waltz'un çeşitli hükümet birimleri arasında dış politikayı koordine eden üst düzey bir pozisyondan Trump yönetiminin sürekli olarak küçümsemeye çalıştığı uluslararası bir kuruluş olan BM’de temsilcilik pozisyonuna getirildiğini belirten Gavito, buna karşın “Başkan, yönetiminde artık istemediği kişileri kovmaktan çekinmedi. Dolayısıyla Waltz'un başka bir pozisyona getirilmesi, yönetimin kendisine halen bir tür güven duyduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyetçi Ulusal Komite'nin eski İletişim Direktörü ve Temsilciler Meclisi eski Cumhuriyetçi Çoğunluk Lideri'nin İletişim Direktör Yardımcısı Douglas Hay, Waltz'ın kovulmasının zamanlamasının şaşırtıcı olduğunu belirtti.

Hay, şunları söyledi:

Trump başkanlığının ilk 100 gününde ekibinde herhangi bir değişiklik yapmak istemedi çünkü medyaya ya da Demokratlara koz vermek istemiyordu. Bu yüzden 101’inci güne kadar bekledi ve ardından Mike Waltz'ı başka bir göreve getirdi.

Ancak Hay, Waltz'ın başına gelenlerin Signal'deki konuşmalara katılan ekibinin geri kalanı için bir uyarı niteliğinde olabileceğinin altını çizdi.

fgtrhy
Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Waltz Fransa Cumhurbaşkanı'nın Beyaz Saray ziyareti sırasında, 24 Şubat 2025 (AFP)

ABD'nin eski Honduras Büyükelçisi, George W. Bush döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi'nin eski yetkilisi ve Trump döneminde ABD'nin Afganistan'daki misyonunun eski direktörü olan Hugo Lawrence ise Waltz'ın görevden alınmasında politika görüşlerindeki farklılığın önemli bir rol oynadığını düşünüyor. Waltz'un İran konusunda şahin bir Cumhuriyetçi olarak bilindiğini ve Trump'ın diplomasiyi öne çıkardığı bir dönemde Tahran'a karşı askeri harekatla ilgili fikirler öne sürmeye çalıştığını belirten Lawrence, ayrıca Waltz'ın güvenilirliğini sarsan Signal skandalının MAGA hareketi içindeki siyasi rakiplerini ortaya çıkardığını da sözlerine ekledi. Lawrence, Waltz'ın ABD’nin BM Daimi Temsilcisi olarak aday gösterilip tamamen görevden alınmamasıyla ilgili olarak bunun Waltz'ın kendi eyaleti Florida'da sahip olduğu nüfuzdan kaynaklandığını öne sürdü.

Trump'ın buradaki tabanını kızdırmak istemediğini düşünen Lawrence, “Bu terfi sadece ismen oldu. Bu gerçek bir terfi değil, bir uzlaşma” ifadelerini kullandı.

Rubio ve dört görev

Waltz'un görevden alınmasıyla birlikte Dışişleri Bakanı Marco Rubio, aralarında ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) Yöneticiliği ve Ulusal Güvenlik Danışmanlığının da bulunduğu Dışişleri Bakanlığı’ndaki dört görevi geçici olarak devraldı. Birçok kişi, bu durumun Rubio'nun performansını etkileyeceğini söylüyor. Gavito, Henry Kissinger'ın uzun süre Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevlerini yürüttüğünü belirtirken, Rubio'nun Waltz'un görevini geçici olarak devralmasının Trump'ın ‘Ulusal Güvenlik Konseyi'nin rolünü önemli ölçüde azaltmaya çalıştığının’ bir göstergesi olduğu yorumunda bulundu. Gavito, “Ulusal Güvenlik Konseyi'nin politika koordinasyon rolünün çöktüğünü görüyoruz” diye ekledi.

u7ı8o9
Rubio, Witkoff'un Beyaz Saray'daki yemin töreni sırasında, 6 Mayıs 2025 (Reuters)

Gavito’ya göre bu durum, Trump'ın dış politika yürütme tarzından ve birçok görev verdiği Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da dahil olmak üzere ‘ABD dış politikasını onun vizyonu doğrultusunda uygulayan’ birkaç kişiye güvenme eğiliminden kaynaklanıyor.

zxsc
Witkoff ve Trump Beyaz Saray'da tokalaşırken, 6 Mayıs 2025 (AP)

Hay ise Rubio'nun ABD Senatosu'ndaki Cumhuriyetçilerin ve Demokratların güvenine sahip olduğunu hatırlatarak Trump yönetiminde oybirliğiyle onaylanan tek aday olduğunu ve bunun ‘ileriye dönük Trump yönetimi için çok önemli olduğunu’ belirtiyor. Witkoff ya da onaylanan diğer adaylar için durumun aynı olmadığını ifade eden Hay, “Rubio, Demokratların Senato desteğine ihtiyaç duyulan dış politika konularında ilerleme için gerekli güvenilirliğe sahipken diğerleri için bu güvenilirlik söz konusu değil” yorumunda bulundu.

Lawrence ise kesin ifadelerle şunları söyledi:

Bu yüzyılın diplomasisinde bir kişinin hem dışişleri bakanlığı hem de ulusal güvenlik danışmanlığı görevlerini üstlenmesi mümkün değil. Waltz'dan boşalan koltuk başka biri tarafından doldurulabilir.

Trump'ın dosyaları yönetme konusunda kendine has bir tarzı olduğunu kabul eden Lawrence, bunun bir ulusal güvenlik danışmanı olmayan eski Başkan Harry Truman'dan Henry Kissinger ile Beyaz Saray'dan işleri yürütmek isteyen Richard Nixon'a kadar diğer başkanlar için de geçerli olduğunu belirterek, “Trump'ın durumunda, başkanın kiminle rahat ettiğiyle ilgili benzersiz bir liderlik tarzı var. Anlaşmalar yapıyor ve bunun Ortadoğu’dan Ukrayna’ya kadar dış politika dosyalarını Witkoff'a teslim etmesine de yansımasını istiyor” dedi.

Witkoff ve birikmiş görevler

Öte yandan Witkoff'a özellikle Ortadoğu temsilciliğinin verilmesiyle ilgili uyaran Gavito, bu tür müzakerelerde yer alan bir kişinin bu karmaşık bölge hakkında daha derin bir bilgi birikimine sahip olması gerektiğini söyledi. Deneyim ve anlaşma yönetiminin önemli olduğunu, ancak hassas ayrıntıları gerçekten anlayan bir ekibe sahip olmanın da aynı önemde olduğunu vurgulayan Gavito, İran ile müzakereleri örnek vererek, ABD ekibinin aksine İran müzakere ekibinin ABD ile ilişkiler konusunda onlarca yıllık deneyime sahip olduğunu belirtti. Gavito, “Müzakere masasında ABD heyetinde gerçek uzmanlar olmadan, ABD'nin en iyi anlaşmayı elde edemeyeceği bir duruma düşeceğinden korkuyorum” diye ekledi.

vfdgthy
Witkoff Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü, 25 Nisan 2025 (AP)

Gavito’nun yaklaşımına katılan ve İran ya da Ukrayna'da başarılı müzakerelerin dışişleri ve savunma bakanlıkları ile istihbarat teşkilatlarının koordinasyonunu gerektireceğini vurgulayan Lawrence, “Witkoff başarı şansı elde etmek istiyorsa, başta Dışişleri Bakanı olmak üzere tüm kurumlarla yakın iş birliği içinde çalışmalı” yorumunda bulundu.

ABD’de 2016 yılında yapılan seçimlerde Rubio ile Trump arasındaki oldukça gergin olan ilişkiyi ve dış politika konularındaki radikal farklı görüşlerini hatırlatan Lawrence, “Rubio, Trump ile ilişkilerini onarmak için çok zaman harcadı ve dış politika yönelimini ‘Önce Amerika’ gündemine daha yakın olacak şekilde kökten değiştirdi. Siyasi olarak çok hırslı ve gelecekte başkanlığa aday olmayı planladığı aşikar. Bu yüzden Başkan’ı memnun etmek için çaba gösterecektir” dedi.

xcsdvfgthy
Witkoff, Beyaz Saray'da Rubio karşısında yemin ederken, 6 Mayıs 2025 (AP)

Öte yandan başkanlık yarışı sırasında rakipler arasında gerginlik yaşanmasının son derece normal olduğunu düşünen Hay, Barack Obama ve Hillary Clinton, George H. Bush ve Ronald Reagan arasındaki sürtüşmeleri hatırlatarak Trump'ın Rubio ile yakın çalışmasının ‘şaşırtıcı olmadığını’ söyledi. Ancak özellikle Trump Küba'ya açılmaya karar verirse, Rubio ile Latin Amerika konularında anlaşmazlık yaşayabileceğini düşünen Hay, “Tüm kariyerini Küba'dan kaçmak ve komünizmle mücadele üzerine kuran Marco Rubio böyle bir durumda ne yapacak?” diye sordu.

Geleneksel Cumhuriyetçiler ve MAGA destekçileri arasındaki farklı ideolojiler nedeniyle Trump ve Rubio arasında zaman içinde başka sorunlar yaşanabileceğini düşünen Lawrence, “Trump'ın liderlik tarzının kaosa, sürprizlere ve herkesi diken üstünde tutmaya dayanıyor” şeklinde konuştu.

Lawrence, son olarak şunları söyledi:

Marco Rubio'nun önümüzdeki üç yıl boyunca görevde kalıp kalamayacağını göreceğiz. Çünkü Başkan Trump ile çalışmak kolay değil.