Hudeydeli yetkili Kadimi: Husiler toplumun yapısını değiştiriyor

Hudeyde vilayetine bağlı el-Carrahi’den bir kare  (EPA)
Hudeyde vilayetine bağlı el-Carrahi’den bir kare (EPA)
TT

Hudeydeli yetkili Kadimi: Husiler toplumun yapısını değiştiriyor

Hudeyde vilayetine bağlı el-Carrahi’den bir kare  (EPA)
Hudeyde vilayetine bağlı el-Carrahi’den bir kare (EPA)

Hudeydeli yetkili Velid el-Kadimi, Husi milisleri Hudeyde vilayetinde Tihame halkına karşı suç işlediğini ifade etti. Darbecilerin limanın gelirlerini savaş için kullandığını ve maaş ödemesini durdurduğunu söyledi
Hudeyde vilayeti Birinci Müsteşarı Velid el-Kadimi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Geriye doğru ilerleyen Stockholm Anlaşması sonrasında Hudeyde, felakete uğradı, halkı yerinden edildi ve altyapısı yok edildi. Limanlar, İran destekli silahları almak ve uluslararası koridorlardaki gemileri hedef alacak bubi tuzaklı tekneler hazırlamak için teröristlerin hedeflerine göre kullanıldı” dedi.
Kadimi, Husi milislerin 2015 yılından bu yana 14 milyar Yemen riyali olduğu tahmin edilen Hudeyde limanı gelirlerini Devrim Konseyi’ndeki liderlerin yararına ve çeşitli savaş cephelerindeki harcamaları karşılamak üzere kullandığını, ayrıca tüm çalışanların maaş ödemelerinin de durdurulduğunu ifade etti.
Kadimi, Hudeyde’de kasabaların gelirlerine el konulup valilik hesabına aktarıldığını ve kasabaların vatandaşlara yönelik herhangi bir kalkınma ve hizmet projesi yürütmesinin engellendiğini belirtti. Velid el-Kadimi, bu gelirlerin çeşitli projelere harcandığını söylerken, “Kamu kasasını boşaltmak ve yağmalamak için ihaleler yapılıyor” dedi.
Müsteşar, “İsveç anlaşmasından bu yana Husi teröristler, Tihame halkını dışlamak ve onları kamu kurumlarındaki görevlerinden uzaklaştırmak için çalışıyor. Milisler, onları herhangi bir diploması ya da niteliği olmayan, vilayet dışındaki Husilerle ya da, kendi sülalelerinden olan kişilerle değiştirmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Husi milislerin ‘toplumsal dokuyu sarsmak ve seferberlik zehirlerini vatandaşlar arasında yaymak için vilayet dışından 40 binden fazla kimlik kartına el koyduklarını ifade eden Kadimi, Husi milislerin son günlerde füze ve deniz kuvvetleri için bir fon üzerinde çalıştığını açıkladı. Bu fonun gelirlerinin, Bacil kasabasındaki taş ocaklarının sahiplerine dayatılan büyük rüşvetlerden ve Salif ve Lahiye madenlerinden sağlandığını belirten Kadimi, gelirlerin günlük 30- 40 Yemen riyaline ulaştığına dikkati çekti. Yetkili ayrıca, söz konusu gelirler için resmi bir banka hesabının açılmadığını vurguladı.
Aynı şekilde Hudeyde şehri ve kasabalarındaki özel elektrik destek fonlarının da şehir için harcanmadığını ifade eden Kadimi, milislerin buralardan sağlanan gelirleri, sahil cephesinin yararına kullanıldığı ifade edildi. Kadimi, “Husi milislerin Hudeyde vilayetinde Tihame halkına karşı işlediği aleni suçlar, gerilimi tırmandırıyor. Stockholm Anlaşması, Tihame ve limanları üzerinde devam eden kontrolleri, kaynakların sömürülmesi ve halkların yerinden edilmesi nedeniyle bu milislerin güvenebilecekleri aşılmaz bir baraj olmaya devam ediyor” açıklamasında bulundu.



Bebekler kuvözleri paylaşıyor... Yakıt tükenirken Gazze bir sağlık felaketinin eşiğinde

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi gören çocuk Ömer el-Hums (AP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi gören çocuk Ömer el-Hums (AP)
TT

Bebekler kuvözleri paylaşıyor... Yakıt tükenirken Gazze bir sağlık felaketinin eşiğinde

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi gören çocuk Ömer el-Hums (AP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi gören çocuk Ömer el-Hums (AP)

Gazze Şeridi'ndeki insani kriz, BM ve tıbbi kuruluşların, ciddi yakıt sıkıntısının daha da kötüleşmesi nedeniyle sağlık sektörünün çöktüğü yönündeki uyarılarının artmasına neden oldu. CNN'e göre hastanelerde aynı kuvözü paylaşan birkaç bebeğin trajik görüntüleri, nüfusun karşı karşıya olduğu felaket durumunun çarpıcı bir göstergesi.

Gazze'deki doktorlar, elektrik kesintileri ve yakıt sıkıntısı nedeniyle bir dizi tıbbi cihazın durdurulmasından dolayı, birden fazla bebeği aynı kuvöze koymak zorunda kaldıklarını doğrularken, hastaneler hayati hizmetlerin azaltıldığını veya askıya alındığını duyurdu. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) ise durumu “çok kritik” olarak nitelendirdi.

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) açıklamasında “Hastaneler şimdiden yakıtı karneye bağlamaya başladı, bazı ambulanslar çalışmayı durdurdu ve su sistemleri çökmenin eşiğinde” ifadelerini kullandı.

Ofis, yeterli miktarda yakıtın acilen ve düzenli olarak girişine izin verilmediği takdirde, yakıt girişine yönelik kısıtlamaların devam etmesinin “ölüm sayısında keskin bir artışa” yol açacağını kaydetti.

Aktivistler ve hastane yöneticileri tarafından sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar, Gazze'nin güneyindeki el-Ehli Hastanesi müdürü tarafından paylaşılan ve prematüre bebekler için temel bakımın tamamen yetersiz olduğu el-Hilu Hastanesi'nde tek kuvözde birkaç bebeği gösteren bir fotoğraf da dahil olmak üzere, sağlık tesislerinin içinden üzücü sahneler gösteriyor.

El Ehli Hastanesi direktörü Dr. Fadel Naim X platformuna şunları yazdı: “Bu trajik aşırı kalabalık sadece ekipman eksikliğinden değil, sağlık sistemini tahrip eden savaş ve kuşatmanın doğrudan bir sonucudur. Abluka yenidoğan bakımını bir hayatta kalma savaşına dönüştürdü... Hiçbir çocuk, yaşayıp yaşamayacağına, bombaların ve ablukaların karar verdiği bir dünyaya doğmamalıdır."

Gazze'nin kuzeyindeki Şifa Hastanesi'nin müdürü Dr. Muhammed Ebu Silmiyye ise birkaç saat içinde hastanenin tamamen çökebileceği uyarısında bulundu: “Önümüzdeki birkaç saat içinde yakıt sağlanmazsa, hastane üç saat içinde hizmet dışı kalacak ve bu da kuvözlerdeki 22 bebek de dahil olmak üzere onlarca hastanın ölümüne yol açacak.”

Ebu Silmiyye CNN'e yaptığı açıklamada, hastanenin ameliyathanelere ve yoğun bakıma odaklanmak için diyaliz bölümünü kapatmak zorunda kaldığını ve çalışmaların artık el fenerleri altında yapıldığını söyledi.

Nasır Tıp Kompleksi yönetimi, kalan yakıtın sadece bir gün yeteceğini ve başta doğum ve yoğun bakım olmak üzere sadece kritik bölümlere tahsis edildiğini duyurdu.

Temel hizmetlerin çökme noktasına gelmesi

Yansımalar yakıt eksikliğiyle sınırlı kalmadı, hastanelerin güvendiği jeneratörleri çalıştırmak için gereken yedek parçaların temininde yaşanan zorluklara ve sürekli elektrik kesintilerine kadar uzandı.

Merkez Valilikteki el Aksa Şehitleri Hastanesi yönetimi, yedek parça eksikliği nedeniyle ana jeneratörün arızalandığını ve tüm bölümleri çalıştırmaya yetmeyen küçük bir yedek jeneratör kullanmak zorunda kaldıklarını duyurdu. Açıklamada şöyle denildi: “Saatler içinde yakıtımız tükenecek ve hastanenin kapanması yarım milyon insanı etkileyecek.”

Tıp ve yardım kuruluşları yakıtın sadece hastaneleri çalıştırmak için değil, aynı zamanda yemek pişirme, tuzdan arındırma ve kanalizasyon arıtma tesislerinin yanı sıra, ambulans ve kurtarma araçları için de gerekli olduğunu vurguluyor.

İsrail, askeri operasyonların başlamasından bu yana Hamas tarafından silah yapımında kullanılabileceği iddiasıyla Gazze'ye yakıt girişine ciddi kısıtlamalar getirirken, insani yardım malzemelerinin girişine derhal ve koşulsuz izin verilmesini talep eden yardım kuruluşları bu iddiayı reddediyor.

Uluslararası uyarılar ve ateşkes çağrıları

Sınır Tanımayan Doktorlar, Gazze Şeridi'nde “eşi benzeri görülmemiş insani felaket” yaşandığı uyarısında bulunan bir açıklama yayınlayarak, acil ateşkes ve geniş çaplı yardım erişimi çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre kuruluş açıklamasında, "Ekiplerimiz, milyonlarca Filistinlinin hayatını tehdit eden koşullar altında yaralıları tedavi ediyor ve aşırı kalabalık hastanelere tıbbi malzeme sağlıyor. İsrail hükümetini ve bu felakete ortak olan ülkeleri, özellikle de Birleşik Krallık'ı, ablukayı sona erdirmek ve Gazze'deki Filistin varlığının silinmesini önlemek için acilen harekete geçmeye çağırıyoruz" ifadeleri yer aldı.

Kötüleşen kriz ortamında, başta bebekler ve kritik durumdaki hastalar olmak üzere yüzlerce hastanın hayatı acil yakıt girişine bağlıyken, abluka kırılmaz ve artan insani ihtiyaçlar karşılanmazsa, sağlık sisteminin günler ve belki de saatler içinde tamamen çökeceğine dair korkular artıyor.