Libya Petrol ve Gaz Bakanlığı: İhracatın durdurulması güvenliği tehlikeye atıyor

Libya Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Ahmed Oun (Petrol ve Gaz Bakanlığı)
Libya Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Ahmed Oun (Petrol ve Gaz Bakanlığı)
TT

Libya Petrol ve Gaz Bakanlığı: İhracatın durdurulması güvenliği tehlikeye atıyor

Libya Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Ahmed Oun (Petrol ve Gaz Bakanlığı)
Libya Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Ahmed Oun (Petrol ve Gaz Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Petrol ve Gaz Bakanlığı, dün Libya Ulusal Petrol Şirketi'nin (NOC) ham petrol ihracatını durdurma kararını "ulusal güvenlikten taviz veren ve Libya halkının yeteneklerini kurcalayan" bir karar olarak değerlendirerek, bu tür teknik sorunların, liman ve açık deniz platformundaki idareler düzeyinde ele alınması gerektiğini bildirdi. Mustafa Sanallah başkanlığındaki NOC, ‘kötü hava koşulları’ sebebiyle Brega, Ras Lanuf, Zuveytina, Sidre, Zaviya ve Mellitah limanlarından yapılan petrol ihracatının “geçici olarak” durdurulduğunu açıkladı.
Ancak Petrol ve Gaz Bakanlığı, NOC’un rapor vermeden veya bakanlıkla koordinasyon kurmadan tek taraflı aldığı kararın ülkeye zarar verdiğini belirterek olayı endişeyle izlediğini aktardı.
Bakanlık dün, özellikle dün sabah yayınlanan Ulusal Meteoroloji Merkezi’nin açıklamalarını gözden geçirerek, hava koşullarının uyarı vermediğine atıfta bulunarak, rüzgar hızının 20 knotu geçmediğini ve dalgaların maksimum yüksekliğinin 2,5 metreyi geçmediğini bildirdi. Bakanlık, ham petrol fiyatının varil başına 120 dolara yaklaştığı dönemde petrol ihracatının durdurulmasına gerek olmadığını açıkladı.
Libya’da petrol üretimi geçtiğimiz yıl günlük 1,3 milyon varilden 729 varile düşerken, Libya’da üç kapalı alanda üretimin yeniden başladığı 21 Ocak tarihinden sonra, üretim günlük bir milyon varile çıktı.
Petrol sektörü konusundaki tartışma, UBH Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Ahmed Oun tarafından daha önce iki kez görevden alınan ve idari soruşturmaya sevk edilen, NOC Başkanı Sanallah arasında başlamıştı.



Suriye'nin kuzeydoğusundaki saldırılarda 9 SDG'li öldü

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye'nin kuzeydoğusundaki saldırılarda 9 SDG'li öldü

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri, Deyrizor'un kuzey kırsalındaki karargâhlarına yapılan benzer saldırıların ardından yaptığı açıklamada, Rakka vilayeti kırsalındaki Tabka kenti ve Haseke vilayetinin güneyindeki eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik noktalarını hedef alan bir dizi silahlı saldırıda 5 üyesinin öldüğünü ve 2 üyesinin de yaralandığını duyurdu. Bu arada Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Medya Merkezi, silahlı grupların SDG'nin etki alanlarına yönelik saldırılarında 4 savaşçısının öldürüldüğünü açıkladı.

Kürt yönetimine bağlı İç Güvenlik Güçleri dün resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada, ‘terörist’ olarak nitelediği grupların ‘Tabka kentinde güçlerine ait iki noktayı hedef aldığını ve iki üyesinin yaralanmasına neden olduğunu, 14 Temmuz sabahı da eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik kontrol noktalarından birine saldırı düzenlendiğini ve beş üyesinin öldüğünü belirtti.

Özerk Yönetim ve SDG liderliği söz konusu saldırıları genellikle DEAŞ hücrelerinin gerçekleştirdiğini iddia ederek, ‘medya saldırıları ve Suriye genelinde, özellikle de ülkenin kuzey ve doğu bölgelerinde kaos ve fitne yaymak isteyen tarafların sürekli kışkırtmaları ışığında’ bu saldırıların arttığını ve sıklaştığını kaydetti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri liderlerinden Ali el-Hüseyin Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, son dönemde Özerk Yönetim bölgelerindeki güvenlik durumunun, doğrudan karargâhları ve güvenlik kontrol noktalarını hedef alan DEAŞ hücrelerinin hareketlerinde bir artışa sahne olduğunu söyledi. Hüseyin, “Bu girişimlere rağmen, kuvvetlerimiz yüksek hazırlık ve uyanıklıkları sayesinde saldırıları etkili bir şekilde engellemeyi başardı” dedi.

jukıo
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan karargahlarından birinde (Şarku’l Avsat)

Genel Komutanlığın bu grupların kimliğini ve bağlantılarını ortaya çıkarmak amacıyla kapsamlı soruşturmalar başlattığını belirten el-Hüseyin, “Güvenlik güçlerimiz, bu tür girişimleri boşa çıkarmak konusunda daima tam teyakkuz hâlindedir ve sivillerin güvenliğini ve emniyetini korumak için gerekli tüm önlemleri almıştır” ifadesini kullandı.

SDG'nin güvenlik kanadı olan güvenlik güçlerinin mevzilerine yönelik bu silahlı saldırılar, Suriye'nin kuzeydoğusunda Özerk Yönetim’in kontrolü altındaki bölgelerin akıbetine ilişkin gerginlik ve endişe ortamında, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve SDG lideri Mazlum Abdi tarafından 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmak amacıyla Özerk Yönetim’den bir heyetin ABD ve Fransa arabuluculuğunda başkent Şam'da Suriye hükümeti bakanlarıyla yaptığı son görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığının açıklanmasının ardından geldi.

vdfghyju
Suriye hükümeti Tişrin Barajı'nda bakım çalışmalarına başladı. (Arşiv)

Konuyla ilgili olarak SDG Medya Merkezi, Halep'in doğu kırsalında Türk ordusu ve müttefik Suriyeli silahlı gruplar ile aralarında devam eden çatışmalarda 4 savaşçısının öldüğünü bildirdi.

Bu bölgeler, 10 Nisan'da Münbiç kırsalında varılan Tişrin Barajı anlaşmasından bu yana temkinli bir sükunete tanıklık etti. Cumhurbaşkanı eş-Şera ve Abdi arasındaki ikili anlaşmanın bir parçası olarak, tüm askeri tarafların çekilmesi ve Suriye Savunma Bakanlığı güçlerinin barajı korumak üzere bölgeye girmesiyle birlikte Suriye'nin kuzeyindeki stratejik barajın ortak yönetimi oluşturuldu.