Müslüman Kardeşler ve terörizm… İhvan’ın diktiği şiddet ağacı

Müslüman Kardeşler ve terörizm…  İhvan’ın diktiği şiddet ağacı
TT

Müslüman Kardeşler ve terörizm… İhvan’ın diktiği şiddet ağacı

Müslüman Kardeşler ve terörizm…  İhvan’ın diktiği şiddet ağacı

Müslüman Kardeşler’in tarihi, örgütün oluşumundan başlayarak radikalizmin ortaya çıkmasına kadar bölgenin tanık olduğu ve grubun düşünce kadrolarının olumsuz etkilendiği bir dizi şiddet olayı ile karakterize ediliyor.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD’nin önde gelen dergilerinden The Atlantic’e verdiği röportajda, Müslüman Kardeşler’in, bölgenin güvenliğine ve istikrarına yönelik en önemli tehditlerden biri olduğunu belirterek, kara bir entelektüel tarihe ve mirasa sahip olduğunu ve radikalizmin yaratılmasında önemli rol oynadığına değindi.
Suudi Arabistan'ın İslam'ı Sünnilerden veya Şiilerden ayırmaya çalışan herkese karşı koyarak İslam'ı ve Müslümanları savunmadaki çabalarını ve tarihsel sorumluluklarını yerine getirdiğine dikkati çeken Veliaht Prens, Suudi Arabistan'ın Müslümanların açık ve barışçıl toplumlardan keyif aldığı ideal İslam öğretilerine geri dönmek ve radikalizm yanlılarının kötü amaçlarını barışa ve kardeşliğe yönlendirmek için yürüttüğü projeye atıfta bulundu.
İhvan ideolojisinin aşırılıkçı ideolojinin büyümesine, Arap bölgesinde ve dünyaya yayılması için verimli bir zemin hazırladığına dikkati çeken Selman, Müslüman Kardeşler’in örgütsel mekanizmaların, radikal grupların eylemlerine olumlu koşullar sağladığını söyledi.

Radikalizm… İlk kıvılcım
Müslüman Kardeşler’in en önde gelen isimlerinden biri olan Seyyid Kutup, kamusal alanda aşırılık tohumları ekme ve bu tohumları ideolojik grupların projelerine dönüştürdü.
Kutup düşüncesinin meyvesi olan ’65 Teşkilatı’, silahlı üyeleriyle dünya coğrafyasına dağılarak şiddeti doğurdu.
Kriminoloji Profesörü Dr. Yusuf el Rumaih, Müslüman Kardeşler’in, sapkın ideoloji ve edebiyattan beslenen, devletin egemenliğine karşı çıkarak gölge bir otorite yaratan el Kaide ve DEAŞ gibi radikal ve tekfirci örgütlerin başı olduğunu söyleyerek, “Müslüman Kardeşler ve diğer radikal yanlısı gruplar, destekçilerine örgüt liderlerine sadık ve itaatkar olmayı empoze etti. Bu kör bağlılık, istikrarlı rejimlerin bozulması, Müslümanların bölünmesi ve şüpheli müfredatın yayılmasına sebep oldu” şeklinde konuştu.
Rakip grupları oluşturmanın, motive etmenin ve iç barışı tehdit etmenin temelinde aşırılıkçı ideolojinin yattığını söyleyen Rumaih, buna karşılık fikir güvenliğinin toplumların güvenliği ve inşası için ideal bir unsur olduğunu aktardı.

Suudi Arabistan’a saldırı
Suudi Arabistan, Müslüman Kardeşler üyelerine altmışlı ve yetmişli yıllarda Mısır'daki siyasi liderliğin gaddarlığına karşı güvenli bir sığınak sağladıktan sonra, grup Suudi Arabistan'da genişlemeye çalıştı. Eğitim sistemi, hayır ve yargı kurumlarında etkilerini genişletmek ve emellerini toplumun zihnine yerleştirmek için tercih ettikleri noktaların başında geldi.
Yazar Yusuf el Dini, Mesbar Eğitim ve Araştırma Merkezi'nin 2018 yılında yayınladığı “Müslüman Kardeşler ve Sembolik Otoritenin Kurulması” adlı araştırmada, grubun yapısının detayları ve Suudi Arabistan’daki eğitim alanında yaptığı çalışmalara değindi.
Bu girişimler, grubun hezeyanlarının etkisine karışan Suudi neslinin kültürel ve entelektüel yapısında dengesizliklerin ortaya çıkmasıyla sona erdi. Ancak bölgenin sıkışıp kaldığı siyasi olaylar, Müslüman Kardeşler'in düşünce ve faaliyetlerinin olumsuz rolünün büyük ölçüde ortaya çıkmasına neden olmdu. Bu, devlet ile örgüt arasında tam bir yabancılaşma ve çatışmanın ilanının habercisi oldu.

2011… Nihai teşhir
2011 yılından sonra bölgedeki siyasi sorunlar, Müslüman Kardeşler’in Arap ülkelerinin istikrarı üzerindeki tehdit edici rolünü artırırken, benzeri görülmemiş bir şiddet dalgasının patlak vermesiyle bazı ülkeler bu durumdan etkilendi. Örgütün meşruiyeti, entelektüel kimselerin mirasıyla finanse edildi.
Entelektüel düzeye gelince Müslüman Kardeşler, ne zaman kendisine kapılar kapatılırsa şiddete başvurdu. Aynı zamanda demokrasi ve modern ilkeleri benimsiyormuş gibi davrandı. Ancak demokrasi ve entelektüel içerikleri temsil etme noktasında hiçbir zaman pratik adımlar atmadı.
ABD Georgetown Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi Profesörü Daniel Bromberg, köktencilerin demokratik yolları kullanmalarına izin veren şeye atıfta bulunarak bu durumu taktik modernite şeklinde tanımladı. Bromberg, bu yöntemin destekçilerini kendine çekme imkanı sağladığını söyledi.

Yüzleşme ve yabancılaşma
Kasım 2020’de Suudi Arabistan'daki Kıdemli Alimler Konseyi tarafından yayınlanan bir bildiride, Müslüman Kardeşler'in (İhvan), İslam çizgisini temsil etmeyen, İslam’ın yüce değerlerini kendi partizan menfaatleri uğruna kullanan, bu dinin emir ve hükümlerine ters eylemlerde bulunan bir terör örgütü olduğu belirtildi.
Kıdemli Alimler Konseyi tarafından yayınlanan bildiri, Suudi Arabistan’ın Müslüman Kardeşler’in düşüncesi ve tezleriyle ilgili duruşunu temsil ediyor. Suudi Arabistan 2014 yılında Müslümanlar Kardeşler’i terör örgütleri listesine aldı.
Suudi Arabistan, bölgedeki birçok ülkenin terörden etkilenmesinin ardından radikalizmi reddetme ve ılımlı düşünceyi destekleme konusunda sistematik bir politika izliyor. Ortadoğu ülkelerinin yeteneklerinin yanı sıra halkların kalkınma ve refahını felç eden bu düşünceler sebebiyle Suudi Arabistan son dönemlerde radikalizme karşı yerel ve uluslararası çabalarını artırdı. Riyad, terörle mücadele ve radikalizm yanlılarını caydırma konusunda uluslararası toplumla birlikte sorumluluklarını yerine getirmeye devam ediyor.



Halid bin Selman, ABD yetkilileriyle ortaklık ve son gelişmeleri görüştü

Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
TT

Halid bin Selman, ABD yetkilileriyle ortaklık ve son gelişmeleri görüştü

Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman bin Abdülaziz, Beyaz Saray'da ABD Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Vekili Marco Rubio, Savunma Bakanı Pete Higseth ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile bir araya geldi.

Görüşmede Suudi Arabistan-ABD ilişkileri, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın çeşitli yönleri gözden geçirildi, bölgesel ve uluslararası gelişmeler, ortak ilgi alanları ve bunların çözümüne yönelik çabalar ele alındı.

Toplantıya Suudi Arabistan tarafından ABD Büyükelçisi Prenses Rima bint Bender bin Sultan, Devlet Bakanı, Bakanlar Kurulu Üyesi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve Savunma Bakanı İstihbarat Danışmanı Hişam bin Saif katıldı. Amerikan tarafında da çok sayıda üst düzey yetkili toplantıda hazır bulundu.


Suudi Arabistan, bölgede ve dünyada güvenliğin sağlanması çabalarına desteğini yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, bölgede ve dünyada güvenliğin sağlanması çabalarına desteğini yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu bugün gerçekleşen toplantıda, ülkenin bölge ve dünyada güvenlik ile istikrarın sağlanmasına yönelik çabalara verdiği sürekli desteği bir kez daha teyit etti. Başkent Riyad’da, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman başkanlığında gerçekleştirilen oturumda, güncel gelişmeler ile bölgesel ve uluslararası alandaki son durum görüşüldü.

Toplantının başında Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu’na, Malezya Kralı Sultan İbrahim İskender ile gerçekleştirdiği görüşmenin sonuçları hakkında bilgi verdi. Görüşmede, iki ülke arasındaki iş birliğinin farklı alanlarda geliştirilmesi ve derinleştirilmesi konuları ele alındı.

Suudi Arabistan Devlet Bakanı Dr. İsam bin Saad, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, devletin ilgili tüm kurumlarıyla hac, umre ve ziyaret hizmetlerine gösterdiği özen ve ilgiyi değerlendirdiklerini belirtti. Saad, Kral Selman bin Abdulaziz’in 1447 Hac Konferansı ve Fuarı’nda yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan’ın iki kutsal caminin hizmetinde çabalarını sürdürme, hacı ve umre ziyaretçilerine en iyi hizmeti sunma, bu hizmetleri sürekli geliştirme ve iyileştirme kararlılığını vurguladığını hatırlattı.

Bakanlar Kurulu, Kral Abdulaziz Vakfı tarafından ilk kez düzenlenen Hac ve Haremeyn Tarihi Forumu’nu da takdirle karşıladı. Etkinliğin, kurucu lider Kral Abdulaziz Al Suud döneminden bu yana Krallığın ve liderliğinin Haremeyn’e hizmet konusundaki çabalarını gözler önüne serdiği belirtildi. Ayrıca Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan’ın Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından onaylanan 16 sağlıklı şehirle Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika bölgesinde ilk sırada yer almasını, insan sağlığını kalkınmanın merkezine koyma ve önleyici sağlık anlayışını yerleştirme taahhüdünün bir göstergesi olarak değerlendirdi. Bu başarının, Vizyon 2030 hedeflerini desteklediği vurgulandı.

Toplantıda ayrıca, Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde düzenlenen ve 57 ülkeden 3 bin sporcunun katıldığı 6. İslami Dayanışma Oyunları’na da değinildi. Etkinliğin, sporu İslam kardeşliğini güçlendiren, barış, sevgi ve centilmenlik ruhunu pekiştiren bir araç olarak öne çıkardığı ifade edildi.

rgt
Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan’ın Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından onaylanan 16 sağlıklı şehirle Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika bölgesinde ilk sırada yer almasını, insan sağlığını kalkınmanın merkezine koyma ve önleyici sağlık anlayışını yerleştirme taahhüdünün bir göstergesi olarak değerlendirdi. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Riyad’da düzenlenen Biban 2025 Forumu’nda, girişimciliği desteklemek ve küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyümesini teşvik etmek amacıyla 38 milyar riyali aşan anlaşma ve girişimlerin imzalanmasını memnuniyetle karşıladı.

Bakanlar Kurulu, Dünya Bankası’nın yayımladığı raporda yer alan ve Suudi Arabistan’da eğitim kalitesinin değerlendirme, ölçme ve ulusal programlar aracılığıyla iyileştirildiğini ortaya koyan bulguların, devletin eğitime verdiği önemin bir yansıması olduğunu vurguladı. Bakanlar Kurulu, eğitimin, insan kapasitesinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin desteklenmesi açısından temel bir unsur olduğunu ifade etti.

Toplantıda, Şura Meclisi’nin katkıda bulunduğu konuların yanı sıra, Ekonomik ve Kalkınma İşleri Konseyi, Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi, Bakanlar Kurulu Genel Komitesi ve Uzmanlar Heyeti’nin sonuç raporları da değerlendirildi.

Bakanlar Kurulu bir dizi karar da aldı. Bu kapsamda, Kültür Bakanı’na Çatışma Bölgelerinde Kültürel Mirası Koruma İttifakı (ALIPH) ile Riyad’da bölgesel bir ofis kurulmasına ilişkin müzakerelerde bulunma ve anlaşmayı imzalama yetkisi verildi. Ayrıca, Kültür Bakanlığı ile Nijerya Sanat, Kültür, Turizm ve Yaratıcı Ekonomi Bakanlığı arasında kültürel iş birliği mutabakat zaptı hazırlanması ve imzalanması için de yetki verildi.

Eğitim Bakanı’na da Bahreyn Eğitim Bakanlığı ile bilimsel ve eğitimsel iş birliği mutabakatı imzalanmasına yönelik görüşmeleri yürütme yetkisi tanındı.

Bakanlar Kurulu ayrıca, Suudi Arabistan ile Suriye arasında enerji alanında iş birliği yapılmasını öngören mutabakat zaptını, Uluslararası Su Örgütü’nün kuruluş tüzüğünü ve Asya Olimpiyat Konseyi (OCA) ile Suudi Arabistan Olimpiyat ve Paralimpik Komitesi arasındaki anlaşmayı onayladı.

zsad
Başkent Riyad'da gerçekleşen Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu toplantısından (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Adalet Bakanlığı ile ABD Adalet Bakanlığı arasında yargı alanında iş birliğini öngören mutabakat zaptını onayladı. Ayrıca, Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanlığı ile İspanya Ekonomi, Ticaret ve İş Bakanlığı arasında ekonomik iş birliğine dair mutabakat zaptı ve Suudi Arabistan Ulusal Sağlık Araştırmaları Enstitüsü ile ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri’ne bağlı Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü arasında iş birliği anlaşmasını da kabul etti.

Bakanlar Kurulu ayrıca, coğrafi işaretlerin korunmasına ilişkin yasayı ve iki deniz koruma alanının oluşturulmasını onayladı.


COP30 bugün başlıyor... Trump, Şi ve Modi'nin yokluğu zorluklar doğuruyor

Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)
Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)
TT

COP30 bugün başlıyor... Trump, Şi ve Modi'nin yokluğu zorluklar doğuruyor

Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)
Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP30) bugün Amazon yağmur ormanlarının kapısı olan Brezilya'nın Belem kentinde başlıyor.

Konferans, iklim değişikliğini ‘büyük bir aldatmaca’ olarak nitelendiren ABD Başkanı Donald Trump'ın yanı sıra, ülkelerini temsil etmek üzere heyetler gönderen Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi gibi önemli liderlerin yokluğunda gerçekleştiriliyor.

Avrupalı liderler, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve gelişmekte olan ülkelere finansman sağlamak için COP30'da bir araya gelirken, dünyanın en büyük kirleticileri Belem'deki zirveye katılmayacak. ABD ise konferansı tamamen görmezden geldi. Öyle ki Washington'dan hiçbir temsilci zirveye katılmayacak.

Washington’un yokluğu, Paris Anlaşması’ndan çekilmesinin ardından beklenen bir durum olarak değerlendiriliyor. Bu anlaşma, dünya liderlerinin 1990 yılı seviyelerine kıyasla küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlamayı taahhüt ettiği bir çerçeveyi öngörüyordu.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de konferansa katılmayacak, ancak yardımcısı Ding Xuexiang Pekin'i temsil edecek. Hindistan Başbakanı Narendra Modi ise ülkesini temsil etme görevini Brezilya Büyükelçisi Dinesh Bhatia'ya verdi.

Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi’nin (Joint Research Center – JRC) 2024 verilerine göre, Çin (yüzde 29,2), ABD (yüzde 11,1) ve Hindistan (yüzde 8,2) küresel emisyonların neredeyse yarısını oluştururken, 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesinin payı sadece yüzde 5,9.

zs
Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren bir turist (AFP)

Bu eksiklik, küresel iklim eylemine verilen desteğin azalacağı endişelerini beraberinde getiriyor. Buna rağmen, organizatörler ve analistler bu oturumu ‘uygulama konferansı’ olarak nitelendiriyor; çünkü önceki taahhütlerin somut eylemlere dönüştürülmesine odaklanılıyor.

Kolombiya ve Şili liderleri, iklim bilimini reddettiği için Trump'ı yalancı olarak nitelendirdi. Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, iklim değişikliğine yönelik siyasi desteğin azaldığını kabul etti. Eskiden bu konunun uluslararası ve ulusal düzeyde birleştirici bir konu olduğunu, ‘ancak ne yazık ki bugün bu konsensüsün ortadan kalktığını’ söyledi.

Amazonlar gündemde

Amazonların kapısı olan Belem'de konferansa ev sahipliği yapmak, iklim değişikliğiyle mücadelede yerli halkların ve ormanların korunmasının rolünü vurgulamak için stratejik bir hamle. Geçen yılki zirveye sadece 170 yerli delegenin katıldığı konferansa bu yıl 3 binden fazla yerli delegenin katılması bekleniyor.

Olumlu bir adım olarak, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, Sonsuza Kadar Tropikal Orman Fonu’nu (Tropical Forests Forever Facility) başlatacağını duyurdu. Bu fon, tropik ormanların korunmasını finanse etmek için 125 milyar dolar toplamayı hedefliyor ve ağaçların kesilmesinden ziyade korunmasının daha kârlı olmasını sağlayacak bir mekanizma sunuyor.

Paris Anlaşması'nın gözden geçirilmesi

COP30, küresel ısınmayı endüstri öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece üzerinde sınırlamayı amaçlayan Paris İklim Anlaşması'nın onuncu yıldönümünde düzenleniyor. Ancak veriler, gezegenin yıllık sıcaklığının sadece son on yılda yaklaşık 0,46 santigrat derece arttığını gösteriyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, eylemdeki gecikmenin ‘ahlaki bir başarısızlık ve ölümcül bir ihmal’ olduğunu vurguluyor; çünkü 1,5 santigrat derece hedefinin aşılması giderek daha olası hâle gelmiş durumda, buna rağmen yenilenebilir enerji maliyetlerindeki düşüş önemli bir ilerleme olarak kaydediliyor.

Geçtiğimiz yıl Bakü'de düzenlenen COP29’u temel alan Küresel Güney, dünyanın en zengin ülkeleri tarafından yılda en az 1,3 trilyon dolar ayrılmasını talep ediyor.

Geçen yıl, en gelişmiş ekonomiler iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için yıllık 300 milyar dolar tahsis etme sözü verdiler. Ancak, gelişmekte olan ülkeler bu miktarı yetersiz buldu.