Libya’da hükümet müzakereleri sürüyor

Dibeybe ve Başağa müzakereler yürütüldüğünü yalanladı.

Geçici Libya Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe başkent Trablus’ta teftiş gerçekleştirdi. (Hükümet)
Geçici Libya Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe başkent Trablus’ta teftiş gerçekleştirdi. (Hükümet)
TT

Libya’da hükümet müzakereleri sürüyor

Geçici Libya Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe başkent Trablus’ta teftiş gerçekleştirdi. (Hükümet)
Geçici Libya Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe başkent Trablus’ta teftiş gerçekleştirdi. (Hükümet)

ABD’nin Libya Büyükelçisi ve Özel Temsilcisi Richard Norland, ülkedeki iktidar konusunda yaşanan anlaşmazlıkları sona erdirme yolunda barışçıl bir anlaşmaya varmak için Temsilciler Meclisi tarafından görevlendirilen Başbakan Fethi Başağa ile geçici Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeyne arasındaki arabuluculuk çalışmalarını sürdürdü.
Norland geçen cumartesi günü Tunus’ta Başağa ile bir görüşme gerçekleştirdiğini açıkladı. Başağa’nın ‘geçici hükümet döneminin son aşamalarının nasıl yönetileceği ve mümkün olan en kısa sürede parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine nasıl hazırlanılacağı’ konusunda Dibeybe ile siyasi bir anlaşmaya varmak için Birleşmiş Milletler’in (BM) kolaylaştırdığı acil müzakereler gerçekleştirme konusundaki yaklaşımına övgüde bulundu.
ABD Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamaya göre Norland, Başağa’ya ‘Dibeybe’nin bu görüşmelere katılmaya hazır olduğu’ bilgisini verdi. Yetkiliye göre Dibeybe, görüşmenin şeklinin ve yerinin, BM ve uluslararası ortaklarla istişare halinde tarafların kendileri tarafından belirleneceğini söyedi.
Açıklamada, ABD’nin tavrının net olduğu vurgulanarak, “Libyalıların kendi geleceklerine karar verme haklarına saygı duyuyoruz” ifadelerine yer verildi.
Taraflara şiddete başvurmama ve süreci barışçıl yollarla sürdürme çağrısında bulunan Norland, kalıcı istikrarın tek formülünün ‘özgür, adil ve kapsayıcı seçimler’ olduğuna yönelik inancını dile getirdi.
Mevcut durumda bir tarafı diğerine karşı savunmanın bir seçenek olmadığına inandığını belirten Norland, tek yolun barışçıl müzakereler olduğunu vurguladı.
Başağa hükümeti de meşruiyetini savunurken geçen cumartesi günü yaptığı açıklamada ‘tüm Libya’yı temsil eden meşru bir organ olarak Temsilciler Meclisi’nin güvenine ulaştıktan ve mevcut siyasi süreç uyarınca kabul göründükten’ sonra, görevlerini kanunlara göre devraldığını belirtti. 
“Temsilciler Meclisi’ni ilgilendiren ve Devlet Yüksek Konseyi ile mutabık kalınan bu egemen konuda müzakere hakkı yoktur” açıklamasında bulunan hükümet, Libya egemenliğine ve aldığı kararlara saygı gösterme gerekliliğinden dolayı her türlü uluslararası veya yerel girişime önem gösterildiğini bildirdi. Başağa hükümeti ayrıca, dost ülkelerden gelen bu çabaların, Birlik Hükümeti’nden sorunsuz bir yetki devri çerçevesinde memnuniyetle karşılandığını kaydetti.
Hükümetten yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Libya krizinin, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin açık ve belirli mekanizma, tarih ve üzerinde anlaşmaya varılmış bir anayasal temel uyarınca yapılması dışında radikal bir çözümü yoktur.”
Başağa, ABD merkezli ‘Newsweek’ dergisine yaptığı açıklamada hükümetinin, ‘önceki hükümetin şeffaf seçimler yapmamasının doğrudan bir sonucu olarak’ doğduğunu söyledi. Temsilciler Meclisi ve Yüksek Devlet Konseyi arasında kararlaştırılan zaman çerçevesi içerisinde cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini düzenleme taahhüdüne bağlı olduğunu vurgulayan Başağa ayrıca seçimlerin şeffaflığını ve tarafsızlığını sağlamak için aday olmayacağı sözü verdi.
Hükümetinin ‘herhangi bir şiddet eylemine dahil olmayacağını’ belirten Fethi Başağa sözlerini şöyle sürdürdü:
“Libya’da çözümlerin siyasi anlaşmalar ve diyalog yoluyla olduğu kanıtlandı. Tüm Libyalıları, hükümetin başkent Trablus’taki görevlerini barışçıl ve güvenli bir şekilde üstleneceğine dair temin ederim.”
Başağa, Kaddafi’nin devrilmesinden bu yana Libya’nın krizden çıkamamasına katkıda bulunan ‘birkaç faktörün’ farkında olduğunu söylerken Libya’nın bazı sektörlerdeki altyapı eksikliğinin bunların başında yer aldığını vurguladı. Başağa açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bu durum, örneğin zaman zaman olumsuz dış müdahaleye ek olarak Kaddafi rejiminin düşüşünden sonraki toparlanma sürecini Tunus ve Mısır’dakinden çok daha uzun hale getirdi. Bu önemli yolculuğu destekleyebilecek uluslararası ortaklarımızla altyapıyı ve önemli ittifakları yeniden inşa ederek Libya’yı ileriye taşımaya kararlıyız.”
Başağa ayrıca Batı ile ilişkileri geliştirme, ülkenin petrol ve gaz alanında bir oyuncu olarak konumunu geri kazanma ve Libya’nın iç işlerine müdahale etmeyen tüm ülkelerle çalışma arzusunu dile getirdi.
Diğer yandan Dibeybe ise rakibi Başağa ile Türkiye’de bir araya gelebileceği yönündeki haberleri yalanladı. Geçen cumartesi günü Twitter üzerinden kısa bir açıklama yapan Abdulhamid Dibeybe şunları söyledi:
“Bazıları, kafa karıştırmaya ve yalan haber yaymaya çalışıyorlar. Bugün tek önem verdiğim mesele, başta Birlik Hükümeti olmak üzere mevcut tüm organlar için seçimler konusunda çok çalışmaktır. Bunun dışındaki herhangi bir çözüm krizin uzantısı olacaktır ve Libya halkı bunu kabul etmeyecektir.”
Abdulhamid Dibeybe, başkent Trablus’taki hayvanat bahçesinde süren kötü koşulları da eleştirdi. Kent merkezindeki trafik sıkışıklığını ortadan kaldırmak için ‘hayata dönüş’ planı kapsamında bir meydanın açılışını gerçekleştirdi.
Yerel medya organları, Birlik Hükümeti’nden bir kaynaktan alıntı yaptıkları haberlerde hükümetin herhangi bir müzakereye girdiği yönündeki söylentilerin yalanladığını aktardı. Dibeybe’nin, meşru hükümette olması dolayısıyla seçimleri kazanmaya odaklandığına dikkat çekildi.
Yerel televizyon kanalı ‘Al-Masar’ da Dibeybe hükümetinin Dışişleri Bakanı Necla Menguş’un görevinden istifa etmeyeceğini bildirdiğini ve bu yöndeki haberleri yalanladığını aktardı. Menguş, Sirenayka veya Bingazi’nin bir parçası olmadığı yönünde hakkında çıkan söylentilere cevaben Libya’ya olan bağlılığının ve sadakatinin ve Bingazi şehri ile olan ilişkisinin tartışmaya veya müzakereye tabi olmadığını vurguladı.
Necla Mankuş geçen cumartesi akşamı Twitter üzerinden yaptığı kısa açıklamada, bazı medya organları aracılığıyla kendisi hakkında ortaya atılan iddiaların ‘fitne, karalama ve iftira amaçlı, yanlış ve aslı olmayan söylentiler’ olduğunu belirtmesine rağmen kanal daha sonra Menguş ile gerçekleştirdiği özel görüşmenin bir fotoğrafını yayınladı.
Bakan, 13 Mart’ta Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Çad barış müzakereleri sırasında şu açıklamada bulundu:
“Libya’nın güneyindeki ve Çad’ın kuzeyindeki istikrarsızlık ve güvensizlik, o bölgede birçok yıkıcı olgunun yayılmasına katkıda bulundu. Bölge, insan kaçakçıları, uyuşturucu satıcıları, silah ve terörizm için bir sığınak haline geldi. Birlik Hükümeti, bu toplantıdan doğan anlaşmaları destekleyecek, Libya topraklarında bulunan grupların ülkelerine geri dönmesi için baskı yapacak ve topraklarımızı Çad’ı istikrarsızlaştırmak için bir üs olarak kullanmalarını önleyecektir.”
Tartışmalar sürerken diğer yandan Dibeybe hükümetinde Planlama Bakanı Faher Boufarna ve Sanayi Bakanlığı Müsteşarı Munsif eş-Şalavi, görevlerinden istifa ettiklerini duyurdular.



Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
TT

Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani'nin açıklamaları, yardımcısı Muhsin el-Mendelavi ile yaşadığı tartışmanın ardından siyasi krize yol açarak dün yapılması planlanan oturumun ertelenmesine neden oldu.

El-Meşhedani, ‘Irak'ın kimliği’ olarak tanımladığı şeyin anayasa metninde belirtildiği gibi ‘Arap Birliği'nin kurucu üyesi’ olmakla ilişkilendirilmesini kınamış ve açıklamasında ‘bu kimliğin binlerce yıl öncesine dayandığını’ belirtmişti.

Söz konusu kimliğin bu bağlantıyla nitelendirilmesine ilişkin bir soruya cevaben el-Meşhedani, bu bağlantıyı tamamen uygunsuz bularak ‘saçma’ kelimesini kullandı ve siyasi bir krize yol açtı.

Oturumun ertelenmesine, yapılmaması konusunda ısrar etmesine ve açıklamalarını geri çekmemesine rağmen el-Meşhedani bugün X platformunda “Gerçek bir sınav anında Sünni bloklar başkan etrafında kenetleniyor” diye yazdı ve meclis başkanına destek vermek için parlamento merkezinde toplanan Sünni milletvekillerine atıfta bulundu.

Irak'ın siyasi geleneğine göre meclis başkanlığı Sünni güçlerin elindeyken, Kürtler cumhurbaşkanlığı, Şiiler ise başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu, yardımcısıyla patlak veren krizi kontrol altına almak amacıyla Sünni kampı dışından el-Meşhedani'ye desteğini açıklayan ilk siyasi bloklardan biri oldu.

İnşa ve Kalkınma Bloğu Sözcüsü Firas el-Meslemavi yaptığı basın açıklamasında, “Cabbar el-Kenani, Muhammed es-Sayhud, Kazım et-Tuki ve Murtaza es-Saadi'nin de aralarında bulunduğu 5 milletvekilinden oluşan blok liderliği, oturumu etkileyen sözlü tartışmalarla ilgili olarak parlamento içinde yaşananların koşullarını belirlemek üzere Temsilciler Meclisi Başkanlığı ile kapalı bir toplantı gerçekleştirdi” dedi.

El-Meslemavi, “Yaşananlar, meclis başkanlığının toplu olarak sorumlu olduğu bir emsal teşkil ediyor. Çünkü en yüksek yasama otoritesi olan yasama kurumunun başkanlığını ve üyelerini düzenleyen usul kuralları ve Temsilciler Meclisi yasası vardır. Bu nedenle bir blok olarak çözümlerle birlikteyiz ve oturumları düzenlemek ve önemli yasaları geçirmek için uygun yolları destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sudani liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu’nun el-Meşhedani ve yardımcılarıyla görüşmesi, parlamentodaki Sünni blokların el-Meşhedani'yi destekleyici bir tutum sergilemek üzere bir araya gelmesinin ardından gerçekleşti.

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)

Yanlış anlama

Sünni bir siyasetçiye göre, ‘el-Meşhedani'nin açıklamaları herhangi bir belirsizlik içermiyor, ancak Şii güçlerin yardımcısını bu yöne iten kasıtlı bir iradesi olduğu anlaşılıyor’.

Adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan Sünni siyasetçi, “El-Meşhedani ile pek çok konuda aynı fikirde olmasam da, Irak'ın kimliği ve anayasal olarak Arap Birliği üyeliğiyle ilişkilendirilmesi konusunda söyledikleri doğru. Hatalı olan Irak anayasasını hazırlayan taraftır” dedi.

Söz konusu tartışma, Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin el-Meşhedani'yi telefonla arayarak “Irak'a hakaret ettin” demesiyle başladı.

Telefon görüşmesiyle yetinmeyen el-Mendelavi tartışmayı sürdürmek üzere el-Meşhedani'nin ofisine gitti ve ‘Irak'ın kimliği’ hakkındaki açıklamalarına itiraz etti. El-Meşhedani ise “Irak, Arap Birliği kurumundan daha büyüktür, 7 bin yıllıktır ve kimliğini onlarca yıllık bir kurumdan alması makul değildir” şeklinde yanıt verdi.

El-Meşhedani'nin Arap Birliği'ne ilişkin açıklamaları, meclis başkanlığı ile ilişkilerde bardağı taşıran son damla gibi görünse de el-Meşhedani televizyonda yaptığı açıklamalarda, Irak'ta önümüzdeki ay gösteriler düzenleneceğini ve bir güvenlik sorunu yaşanması halinde ‘acil durum hükümetine’ gidilebileceğini söylemek gibi başka önemli konuları da gündeme getirdi. ABD'nin Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile ilgili olarak tüm siyasi liderlere mesaj gönderdiğini de doğrulayan el-Meşhedani, ABD'nin yaklaşımının Halk Seferberlik Güçleri’ni yapılandırmak değil, güvenlik güçlerine entegre etmek olduğunu belirtti.

‘Boşluğu doldurmak’

Araştırmacı Yahya el-Kubeysi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Devlet içindeki Sünni temsiliyeti sadece bir boşluğu dolduruyor, çünkü bu boşluğu Şii siyasi aktörler yönlendiriyor.”

El-Kubeysi'ye göre bu durum, Federal Yüksek Mahkeme'nin Irak Temsilciler Meclisi eski Başkanı Muhammed el-Halbusi'yi görevinden alma ve parlamentodan ihraç etme kararına kadar uzanıyor.

El-Kubeysi, “Bu karar anayasal ya da yasal bir argümana dayanmıyordu; daha ziyade siyasi bir karardı. Federal Yüksek Mahkeme de bu kararı almak için bir araçtı” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Seyf es-Saadi'ye göre ‘Temsilciler Meclisi'nin krizi 61. madde ve fıkralarında öngörülen yasama sürecinden sapması ve siyasi bloklar ile liderlerinin meclisin genel gidişatını kontrol etmesidir. Tüm sorumluluk meclis başkanlığına atfedilemez; aksine Temsilciler Meclisi Başkanı’nın sorumluluğu milletvekillerinin sorumluluğunu tamamlayıcı niteliktedir. Milletvekillerinin çoğu kendi bloklarının direktiflerini takip etmekte ve başkanlarının kararlarına uymamakta, bu da parlamento içinde tıkanıklığa yol açmaktadır.’

Es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘beşinci parlamento döneminin sona erdiğini ve halen yürütme makamının performansını denetleyecek anayasal bir dayanaktan yoksun olduğunu’ ifade etti.