Suriye rejimi yaptırımları atlatmak için paravan şirketler kuruyor

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed (AP)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed (AP)
TT

Suriye rejimi yaptırımları atlatmak için paravan şirketler kuruyor

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed (AP)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed (AP)

The Guardian gazetesinin elde ettiği resmi belgelere göre, Suriye rejimi, 2011’de ülkede çatışmanın patlak vermesinin ardından kendisine uygulanan Batı yaptırımlarından kaçınmak için sistematik bir şekilde paravan şirketler kuruyor.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, Ekim 2021’de kurulan Trappist, Generous ve Super Brandy adlı yeni paravan şirketler, karmaşık bir ağla Suriye rejimine bağlı kişilere ait.
Belgelere göre, yeni paravan şirketler, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile Suriye’deki ekonomik açıdan güçlü seçkinler arasında açık bağlantıları gösterdi.
Suriye’nin kurumsal mülkiyet yapısının karmaşıklığı, rejimin finansmanını güçlendirmede oynadıkları rolü tanımlamayı ve yabancı güçlerin hükümetin yakın çevresine etkili bir şekilde yaptırımlar uygulamasını zorlaştırıyor.
Suriye Ekonomi Bakanı Muhammed Samir el-Halil, geçtiğimiz Ekim ayında yaptırımlardan kaçınmanın Suriye için bir ‘marifet’ haline geldiğini söyleyerek, piyasaya katılmak isteyen yabancı yatırımcıları ‘yerel piyasada gerçek isimlerini kullanmamaya’ çağırdı.
Yeni açılan üç paravan şirketlerden birinin sahibi, 2022 başlarında ülkenin üçüncü telekom operatörü olmak üzere lisans alan Wafa JSC’nin bir kısmına sahip olan Tele Space şirketinin ortağı Ali Necib İbrahim.
Paravan şirketlerin sahibi olan diğer iki isim ise, Ali Necib’in ortağı, Tele Space şirketinin yarısına sahip olan Ahmed Halil’in kızları Rana Ahmed Halil (20) ve Rita Ahmed Halil (21).
Ahmad Halil, aynı zamanda Rus fosfat sevkiyatlarının Suriye’nin merkezinden Tartus limanına ulaşmasını sağlamaktan sorumlu Sanad Koruma ve Güvenlik Hizmetleri Şirketi’nin de ortağı.
Londra merkezli Suriye Hukuki Geliştirme Programı’nda araştırmacı olan Eyad Hamid, “Rejimin Suriye’de insan haklarını ihlal etmek için kullandığı varlıkların dondurulması ve kaynakların kurutulması için paravan şirketlerin izini sürmeye devam etmek önemli” dedi.
Sertifikalı Kara Para Aklamayı Önleme Uzmanları Derneği’nin (ACAMS) Küresel Yaptırımlar Başkanı Justine Walker ise, “Hükümetler, yaptırım uygulamadan önce paravan şirketlerin hisse satın almaya başlamasını veya para transfer etmelerini beklemek zorunda değil. Yaptırımların bir kısmı, şirketin faaliyetlerine devam edememesini ve ilk etapta kurulmamasının sağlanmasıdır” dedi.



Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
TT

Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)

Gazze'deki sağlık çalışanları, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım noktalarında her gün Filistinlilerin öldürüldüğünü anlatıyor.

Han Yunus’taki Nasser Hastanesi’nden Dr. Muhammed Sakr, haftalardır yüzlerce kişinin acile getirildiğini belirterek şunları söylüyor: 

Görüntüler gerçekten şok edici, kıyamet gününün dehşetini andırıyor. Bazen yarım saat içinde 100 ila 150 arasında, ağır yaralanmalardan ölümlere kadar çeşitli vakalar geliyor. Bu yaralanma ve ölümlerin yaklaşık yüzde 95'i ‘Amerikan gıda dağıtım merkezleri’ olarak adlandırılan erzak noktalarından geliyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Guardian’a konuşan doktor, GHF’nin yarattığı kaosun halihazırda çökmenin eşiğindeki sağlık sistemine daha fazla yük bindirdiğini belirtiyor: 

Zaten her yatakta bir hasta var ve bu ek vakalar bize inanılmaz bir yük getiriyor. Hastaları acil servisin zemininde tedavi etmek zorunda kalıyoruz. Yaralanmaların çoğu göğüs ve kafaya ateşli silahla yapılan saldırılarla oluşmuş. Bazı hastalar bacakları ve kolları ampute edilmiş halde geliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden yapılan açıklamada da doktorların büyük bir yük altında ve çok zor koşullarda çalıştığı ifade ediliyor. Özellikle yaralı sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çekiliyor: 

Bir aydan biraz fazla bir sürede tedavi edilen hasta sayısı, önceki yıl boyunca meydana gelen tüm kazalarda tedavi edilen toplam hasta sayısını aştı. Yaralılar arasında bebekler, gençler, yaşlılar ve anneler var. Yaralıların çoğunu genç erkekler ve çocuklar oluşturuyor. Birçok kişi sadece aileleri için yiyecek veya yardım almaya çalıştıklarını söylüyor.

Komitenin Refah’taki hastanesinde çalışan sağlık görevlilerinden Haytam Hasan, günde 30 ya da 40 kişinin ameliyathaneye alındığını belirtiyor.

İsrail ordusu, 7 Ekim 2023’ten beri sürdürdüğü saldırılarda Gazze’deki 36 hastanenin neredeyse yarısını kullanılmaz hale getirdi. Kalan hastanelerse çok düşük kapasitede çalışıyor. Bunlara ek olarak Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre İsrail, savaşın başından bu yana en az 1580 doktoru ve sağlık görevlisini öldürdü.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, pazartesi günü yaptığı açıklamada, orduya Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinde "insani yardım kenti" kurulması talimatını verdiğini duyurmuştu. Gazze'deki tüm sivillerin kademeli olarak bu bölgeye toplanması, daha sonra da başka ülkelere sürülmesi hedefleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "Ortadoğu'nun Rivierasına" çevirme planı da tepki çekmişti. Trump, Filistinlilerin çevre ülkelere yerleştirilmesiyle bölgenin kontrolünün ABD'ye geçmesini ve Gazze'nin turizm merkezine dönüştürülmesini önermişti. 

Reuters’ın görüştüğü Gazzeliler, ABD ve İsrail’in sürgün planını kabul etmeyeceklerini söylüyor. Filistinli Mansur Ebu Hayer, şu ifadeleri kullanıyor: 

Burası bizim toprağımız. Kime bırakacağız, nereye gideceğiz?

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Reuters