Gazzeli üniversite mezunları İsrail’de iş arıyor

Filistinliler, geçtiğimiz Şubat ayında İsrail'e varmadan önce Gazze'nin Beyt Hanun kentindeki bir sınır kapısında kamyona binerken (AFP)
Filistinliler, geçtiğimiz Şubat ayında İsrail'e varmadan önce Gazze'nin Beyt Hanun kentindeki bir sınır kapısında kamyona binerken (AFP)
TT

Gazzeli üniversite mezunları İsrail’de iş arıyor

Filistinliler, geçtiğimiz Şubat ayında İsrail'e varmadan önce Gazze'nin Beyt Hanun kentindeki bir sınır kapısında kamyona binerken (AFP)
Filistinliler, geçtiğimiz Şubat ayında İsrail'e varmadan önce Gazze'nin Beyt Hanun kentindeki bir sınır kapısında kamyona binerken (AFP)

Gazzeli Hüseyin, İsrail'de çalışma izni alabilmek için Gazze'deki bir üniversiteden uluslararası ilişkiler alanında yüksek lisans yapma hayalini ailesi için askıya almaktan çekinmedi.
38 yaşındaki Hüseyin AFP’ye yaptığı açıklamada “Fırsatın kapılarının benim için açıldığını hissettim. Çalışmayı seçtim ve okulu bıraktım. Üniversiteden mezun olduktan ve halkla ilişkiler alanında lisans derecesini aldıktan sonra Gazze Şeridi'nde iş bulabilecek kadar şanslı değildim. Bu da beni yüksek lisans yapmak, özeli bir kurumda çalışmak veya devlette iş bulma şansını artırmak için üniversiteye yeniden katılmaya sevk etti” ifadelerini kullandı. Ancak üniversiteye olan birikmiş borçlarını ödemek için 3bin 500 dolara ihtiyacı vardı ve iki ay önce Tel Aviv yakınlarındaki Yafa'da toptan erzak dağıtımında yardımcı satıcı olarak çalışmaya başladı.
2.3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi’ndeki işsizlik oranı yüzde 50’yi aşarken, yoksulluk oranı yüzde 60 civarında. Sosyal hizmet diplomasına sahip 40 yaşındaki Mahmud ise, yakın zamanda İsrail’de çalışmak için izin aldığını ve Tel Aviv’in kuzeyindeki Hertsliya’daki bi restoranda çalışmaya başladığını ifade etti. Mahmur işsiz kalmadan önce Gazze’deki uluslararası kuruluşlarda çalıştı. 3 çocuğu olan Mahmud, Hertsliya’da fazla mesai yaparak 50 şekel (170 dolar) kazandığını söyledi.
İsrail içinde Gazze'den gelen işçilerin çoğu tarım, inşaat ve turizm sektörlerinde çalışıyor ve günlük 70 ila 250 dolar arasında değişen yevmiye alıyor. Bu yetki ve fazla mesailere göre Gazze’de bir işçinin aldığı ücretin beş katı. Hamas'ın 2007'de iktidarından ve İsrail ablukasından önce, Gazze'den yaklaşık 120 bin Filistinli İsrail'de çalışıyordu. Mahmud'a göre Hamas Gazze'nin kontrolünü ele geçirdikten sonra "artık iş fırsatları” kalmadı.
2019 yılında İsrail 26 yaşından büyük olmak şartıyla Gazzelileri İsrail’de çalışmasına tekrar izin verdi. İsrail’de çalışacak kişilerin evli olması ve güvenlik standartlarını karşılaması gerekiyor. Bu da büyük olasılıkla İsrail'e yönelik operasyonlara veya saldırılara karıştığından şüphelenilmemek için. Gazze Şeridi'ndeki on binlerce Filistinli İsrail'de çalışmak istiyor, ancak mesele İsrail'in onayına bağlı. Koronavirüsün patlak vermesinin ardından İsrail, salgını kontrol altına almak için yaklaşık bir buçuk yıl boyunca Beyt Hanun (Erez) kapısını işçilere kapattı.
Son aylarda İsrail makamları, altı aylık bir dönem için 120 bin kişiye yeni izin verdi. Her gün güneş doğmadan önce Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır kapısındaki bekleme odası yüzlerce Filistinli işçiyle dolup taşıyor.
58 yaşındaki Abdusselam Elvan, “Yaşamak için çalışıyoruz. Oğlum ya da torunum bir elma ya da muz istediğinde ödeme yapabilmek istiyorum” dedi.
Sınırın Filistin tarafındaki 65 yaşındaki Kamil Hamada da, iki ay önce altı aylık izin aldıktan sonra kendisini İsrail’e götürecek otobüsü bekliyor. AFP’ye konuşan Kamil, şeker ve kalp hastası olmasına rağmen inşaat sektöründe çalıştığını söyledi. 15 aile bireyinden sorumlu olan baba ilaçlarını yanında taşıyor.
İsrailli  Kav LaOved (Acil İşçi Hattı), Gazze sakinlerine verilen izinlerin “ekonomik koşullar” veya “tüccar” adını taşıdığını ve işçi statüsü taşımadığını belirterek, işveren gerekli adımları atmadıkça veya nadiren bir olay olmadıkça, işçilerin kazalara karşı sigortalı olmadığını açıkladı. İşçi Sendikası Başkanı Sami el Amsi, İsrail'i, verdiği çalışma izinlerinde işçi statüsünü kullanmaya çağırdı. Amsi, Gazzeli bir işçinin "birkaç hafta önce Tel Aviv'de çalışırken maruz kaldığı bir devrilme olayı sonucu öldüğünü ve ailesinin herhangi bir tazminat almadığını" bildirdi.
Halk sağlığı ve bilişim alanında üç derece sahibi olan 35 yaşındaki Adham, restoran, süpermarket veya fabrika gibi her alanda çalışmaya hazır olduğunu söyledi. İsrail'de çalışmak için başvuranlar arasında kendisini Ebu Udey olarak tanıtan 38 yaşındaki bir foto muhabiri de var. 15 yıldır freelance çalıştığını söyleyen Gazzeli, sadece savaş döneminde çalıştığı sırada iyi gelir elde ettiğini söyledi.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.