Husiler, Yemenli siyasetçilerin ve aktivistlerin Riyad istişarelerine katılmalarına engel olmaya çalışıyor

Kontrolü sıkılaştıran Husi milisleri 3 kişiyi tutukladı.

Husi milisleri Sana’daki yasa dışı eylemlerine devam ediyor. (Reuters)
Husi milisleri Sana’daki yasa dışı eylemlerine devam ediyor. (Reuters)
TT

Husiler, Yemenli siyasetçilerin ve aktivistlerin Riyad istişarelerine katılmalarına engel olmaya çalışıyor

Husi milisleri Sana’daki yasa dışı eylemlerine devam ediyor. (Reuters)
Husi milisleri Sana’daki yasa dışı eylemlerine devam ediyor. (Reuters)

Sana’daki Husi milisleri, siyasetçilerin ve aktivistlerin Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) tarafından Riyad’da düzenlenen Yemen-Yemen istişarelerine katılmak üzere ülkeden ayrılmalarını engellemek amacıyla güvenlik birimlerinde seferberlik oluşturdu. Milislere yakın kaynaklar tarafından aktarılan bilgilere göre siyasetçilere ve aktivistlere yönelik gözetimi sıkılaştırdı ve bazıları da tutukladı.
Kaynaklar, milislerin başta Sana olmak üzere birçok şehrin çıkışlarında sıkı güvenlik önlemleri aldığını ve bir dizi parti, parlamento ve sivil aktörün Yemen krizine siyasi bir çözüm bulmayı amaçlayan istişarelere katılmak üzere ülkeden ayrılmasına engel olduğunu bildirdi.
Kaynaklara göre KİK’in Sana’daki onlarca ismi de kapsayan ve tüm Yemenli tarafların yer alacağı istişareleri başlattığını duyurmasının hemen ardından, katılımcılar yoplantılara katılmak için önce meşru hükümetin kontrolü altındaki kurtarılmış bölgelere, ardından da Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a yolculuk etmek için harekete geçtiler.  
Ancak kaynaklara göre milisler pazartesi günü, istişarelere katılmak için önce Aden’e orandan Riyad’a geçmek üzere yola çıkan, sivil ve akademik alandan tanınmış üç kişiyi İbb’de tutukladı.
Kaynaklar, milislerin Sana Üniversitesi’nden Sosyoloji Profesörü Dr. Humud el-Avdi, Dr. Enver Şaab ve sivil aktivist Abdurrahman el-Akli’nin İbb şehrindeki bir kontrol noktasında tutuklandığını, söz konusu isimlerin bilinmeyen bir yere götürüldüğünü bildirdi. Söz konusu üç isim, Sana’daki bir milis lideriyle anlaşarak bölgeden ayrılmak için izin almıştı.
Milisler, siyasetçilerin ve aktivistlerin istişarelere katılmak üzere ülkeden ayrılmaları endişesiyle birkaç gün önce mahallelere devriyeler ve casuslar yerleştirdi. Parti yetkililerinin ülkeden ayrılmalarından endişe ederek evlerine yönelik gözetimleri sıkılaştırıldı.
Kaynaklar, milislerin, meşruiyeti bulunmayan darbe hükümetinin lideri Abdulaziz bin Habtur, Yahya er-Rai, Muhammed el-Ayderus ve diğer bazı milletvekillerinin, siyasetçilerin ve parti destekçilerinin evlerine yönelik gözetimi sıkılaştırdığını belirtti.
Parti liderlerinin, siyasi örgütlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve kurumların liderlerinin evlerinin de milislerin gözetimi altında olduğu vurgulandı.
Kaynaklar, milislerin söz konusu adımının üst düzey yetkililerin ve hedeflenen isimlerin oturduğu mahallelerin yanı sıra birçok devlet kurumunu ve merkezini de kapsadığını kaydetti.
Sana’daki politikacılar, aydınlar ve medya çalışanları Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda istişareler konusundaki iyimserliklerini dile getirdiler. Yemenlileri 7 yıldır yaşadıkları acılardan ve krizlerden kurtaracak her türlü diyalog çağrısının milisler tarafından reddedilmesinden duydukları üzüntüyü vurguladılar.
Milislerin intikam almasından korktukları için kimliklerini açıklamak istemeyen söz konusu isimler, Suudi Arabistan topraklarındaki sivil tesisleri hedef alan ve giderek artan saldırıların yanı sıra milislerin diyalog kurulması konusunda daha önce duyurdukları tutumlarını da kınadılar. Milislerin savaşı sona erdirmeye yönelik her türlü fırsate engel olduklarını ifade ettiler. Ayrıca darbecilerin Yemen’i krizden çıkaracak her türden diyalogu reddetmelerinin nedeninin, yasa dışı yollardan elde ettikleri çıkarlarını kaybetmekten korkmalarına bağladılar.



Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılar ve ağır topçu bombardımanında aralarında çocukların da bulunduğu 19 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Bu arada Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, yakıt yetersizliği nedeniyle 48 saat içinde tüm hastanelerin çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail, bir yıldan uzun bir süredir savaş yürüttüğü Gazze Şeridi'ne yakıt girmesine izin vermiyor.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail'in gece yarısından sonra sabaha kadar Gazze Şeridi'ne düzenlediği bir dizi şiddetli hava saldırısında 19 vatandaş şehit oldu ve 40'tan fazla kişi de yaralandı” dedi.

Daha önce Filistin televizyonu, Gazze şehrinin doğusundaki ez-Zeytun mahallesinde bir evi hedef alan İsrail bombardımanında altı kişinin öldüğünü ve birkaç kişinin de yaralandığını bildirmişti.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 38 kişinin öldüğünü açıkladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf hakkında, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda insanlığa karşı suç ve savaş suçu işledikleri şüphesiyle yakalama kararı çıkarmasının ardından uluslararası tepkiler devam ediyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sahra Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Mervan el-Hams, “İşgalcilerin yakıt girişini engellemesi nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki tüm hastanelerin 48 saat içinde çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı konusunda acil bir uyarıda bulunuyoruz” dedi.

Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in biri Gazze Şehri'nin doğusunda diğeri de şehrin güneyinde bulunan iki evi hedef alan saldırısında ölen on iki kişinin cesedine ulaşıldığını ve onlarca kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'teki saldırıya karışan beş Hamas mensubunu öldürdüğünü bildirdi.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre saldırıda onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sekizi yoğun bakımda olmak üzere 80 hastanın ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kısmen faaliyet gösteren iki hastaneden biri olan Kemal Advan Hastanesi'ndeki personelin durumuyla ilgili ‘ciddi endişelerini’ dile getirdi.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'a göre, hastane perşembe günü bir insansız hava aracı (İHA) saldırısının hedefi oldu. Söz konusu saldırı, bir elektrik jeneratörünün ve bir su deposunun tahrip olmasına yol açtı.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiye AFP'ye yaptığı açıklamada, kurumunun dün yine İsrail hava saldırılarının hedefi olduğunu, bir doktor ve hastaların yaralandığını söyledi.

İsrail ordusu, Hamas savaşçılarının yeniden toparlanmasını önlemek amacıyla 6 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük bir kara operasyonu başlattı.

‘Masum çocuklar’

Bilal isimli Filistinli, kurbanların götürüldüğü el-Ehli Arap Hastanesi'nin salonlarından birinde şunları söyledi: “Tüm ailem öldürüldü. Aileden geriye bir tek ben kaldım. Adaletsizliği durdurun.”

AFP'ye konuşan bir başka adam ise hastane yatağında hareketsiz yatan bir çocuğun yanında otururken, “Orada masum çocuklar vardı (...) Onların suçu neydi?” diye sordu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şimdiye kadar çoğu sivil kadın ve çocuk olmak üzere en az 44 bin 56 kişi hayatını kaybetti.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, Hamas'ın İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi öldü.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü. Bunlardan 97'si Gazze Şeridi'nde kaldı ve İsrail ordusu kalan esirlerden 34'ünün öldüğünü tahmin ediyor.

‘Tehlikeli bir emsal’

Savaşın başlamasından bir yıldan fazla bir süre sonra, UCM'nin perşembe günü aldığı karar İsrail'i çileden çıkardı.

Netanyahu perşembe akşamı yaptığı açıklamada, “Hiçbir bariz İsrail karşıtı karar bizi, özellikle de beni, ülkemizi savunmaya devam etmekten alıkoyamaz. Baskılara boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Gallant kararı, ‘terörizmi teşvik eden tehlikeli bir emsal’ olarak değerlendirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, ‘utanç verici’ olarak nitelendirdiği kararı kınadı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise dün yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Netanyahu, Orban'ın tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun ‘ahlaki netliği’ yansıttığını söyledi.

Macaristan da dahil olmak üzere UCM'ye üye 124 ülke teorik olarak üç yetkiliyi kendi topraklarına girmeleri halinde gözaltına almakla yükümlü.

İngiliz hükümeti dün Netanyahu'nun yakalama kararı kapsamında gözaltına alınabileceğini ima etti.

İrlanda Başbakanı Simon Harris, ülkesini ziyaret etmesi halinde Netanyahu'yu gözaltına alacağını söyledi.

Harris, RTE devlet televizyonunda UCM üyesi olan İrlanda'nın Netanyahu'yu ülkeyi ziyaret etmesi halinde gözaltına alıp almayacağı sorusuna “Evet, kesinlikle” yanıtını verdi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni dün yaptığı açıklamada, G7 dışişleri bakanlarının pazartesi ve salı günleri Roma yakınlarında bir araya geldiklerinde mahkemenin yakalama kararlarını görüşeceklerini duyurdu.

İran kararı, ‘Siyonist varlık için siyasi bir ölüm’ olarak değerlendirirken, Çin mahkemeyi ‘objektif ve adil bir duruş’ sergilemeye çağırdı.

Hamas mahkemenin kararını memnuniyetle karşılayarak, bunu ‘tarihi ve önemli’ bir adım olarak nitelendirdi.