İsrail ve BAE, serbest ticaret anlaşması müzakerelerini tamamladı

BAE ve İsrail bayrağı (Reuters)
BAE ve İsrail bayrağı (Reuters)
TT

İsrail ve BAE, serbest ticaret anlaşması müzakerelerini tamamladı

BAE ve İsrail bayrağı (Reuters)
BAE ve İsrail bayrağı (Reuters)

İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), serbest ticaret anlaşmasıyla ilgili ikili müzakerelerin tamamlandığını duyurdu.
BAE Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Sani bin Ahmed ez-Zuyudi, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, İsrail ile kapsamlı ekonomik ortaklık müzakerelerini bitirdiklerini belirtti.
Zuyudi, "İbrahimi Barış Anlaşmaları çatısı altında ilişkileri güçlendirmek için bir diğer önemli adım olan anlaşma imzalanmaya hazır. Bu anlaşma, iki ülke arasındaki ticaret ve yatırım için umut verici bir dönemi temsil ediyor" ifadesini kullandı.
İsrail Başbakanlık Sözcüsü Ofir Gendelman da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Tarihi anlaşma: İsrail ve BAE, aralarında bir serbest ticaret anlaşması imzalamak için müzakereleri tamamladılar" değerlendirmesinde bulundu.
Gendelman, anlaşmanın konusunun, İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in Aralık 2021'de Abu Dabi'de Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid ile yaptığı görüşmede ele alındığını ve anlaşmayı sonuçlandırmak için müzakerelerin hızlandırılması konusunda anlaşmaya varıldığını aktardı.
İsrail Ekonomi ve Sanayi Bakanı Orna Barbivai de Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "BAE ile tam ve kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması imzalamak üzere bugün müzakereleri sonuçlandırmak büyük bir onurdur. Bu, bir Arap ülkesiyle öncü bir anlaşmadır ve türünün ilk örneğidir” ifadesini kullandı.
Barbivai, iki ülke arasında ticareti yapılan ürünlerin yüzde 95'inin anlaşmaya dahil edildiğini ve gümrük vergilerinden muaf tutulacağını ifade etti.
İki ülke arasında serbest ticaretle ilgili ikisi İsrail'de ve ikisi de BAE'de olmak üzere 4 müzakere turu gerçekleştirildi.
İsrail ile BAE, 15 Eylül 2020’de Beyaz Saray’da düzenlenen törenle ilişkileri normalleştirme anlaşması imzalamıştı.

 



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times