Tunus Cumhurbaşkanı ulusal diyalogu başlatmadan önce sivil toplum kuruluşlarının başkanlarıyla buluştu

Cumhurbaşkanı Said, başta Nahda Hareketi olmak üzere bazı güçlü partilerle bir araya gelmekten kaçındı

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (DPA)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (DPA)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı ulusal diyalogu başlatmadan önce sivil toplum kuruluşlarının başkanlarıyla buluştu

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (DPA)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (DPA)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, birkaç siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları tarafından talep edilen siyasi diyalogun başlangıcının işareti olarak görülen bir adımla Tunus İnsan Hakları Savunma Birliği (LTDH) Genel Başkanı Cemal Muslim ve Tunus Yüksek Seçim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Buasker, Tunus Ulusal Kadın Birliği (UNFT) Başkanı Raziye el-Cerbi ile Tunus'taki siyasi krizi sona erdirmek ve diyalog sürecinde odaklanılacak ana konuları belirlemek amacıyla bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Said, üç gün önce Tunus'ta 2013 yılındaki siyasi diyaloga katılan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT), Tunus Sanayi, Ticaret ve El Sanatları Birliği (UTICA) ve Tunus Ulusal Barolar Birliği gibi kuruluşlara Kartaca Sarayı'nın (Cumhurbaşkanlığı) kapılarını açmaya başladı. Cumhurbaşkanı dün de LTDH Başkanı Cemal Muslim ile bir araya geldi. Muslim, Cumhurbaşkanı Said ile yaptığı görüşmeyle ilgili açıklamasında, son on yıl içinde kötü bir sicili olmayan ve ülkenin durumunun kötüleşmesine katkıda bulunmayan tüm ulusal sivil güçleri ve partilerin katılacağını söylediği ulusal diyalog için hazırlıkları ele aldıklarını belirtti.
Ulusal diyalogun dayandırılacağı ana eksenleri ve kesin tarihlerini bilmediği oturumlarına ilişkin şunları söyledi:
“Oturumlarda, esasen anayasanın ve siyasi sistemin nasıl uygulanacağının yanı sıra Tunusluların ekonomik ve sosyal haklarıyla birlikte hak ve özgürlük konularını içerecek ve ihlal edilmemelerinin nasıl sağlanacağı ile ilgili olarak Tunus'un geleceğini ilgilendiren vizyonların ve çıktıların hazırlanmasına odaklanılacak.”
Tunus’un iç işlerini takip eden bazı gözlemciler, siyasi partilerin katılımı olmayan bir ulusal diyalogun, sadece teknik bir diyalog olabileceğini ve siyasi anlaşmazlığı çözemeyeceğini düşünüyor. Gözlemcilere göre bu yüzden diyaloga katılacak olan tarafların listesinin acilen gözden geçirilmesini gerekiyor.
Diyalog çağrısında bulunan başlıca taraflardan biri olan UGTT’nin Sözcüsü Sami et-Tahiri, siyasi partilerin siyaset sahnesine dönmeleri gerektiğini vurguladı. Tahiri, siyasi partiler olmadan siyaset yapılamayacağının altını çizdi. Nahda Hareketi’nin lideri ve Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen Tunus Meclisi’nin Başkanı Raşid Gannuşi’nin siyasi danışmanı Riad eş-Şuaybi de Tarihi’nin sözlerini destekledi. Şuaybi, ulusal diyalogun sonuçlarının ve yakında yapılması planlanan seçimlerin şeffaflığının sorgulanmaması için tüm siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren bir diyalog olmasının önemli olduğuna dikkati çekti.
Siyaset analist ve gözlemcilerden bazıları, Cumhurbaşkanı Said'in Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Başkan Yardımcısı'nı kabul etmesinin, anayasal açıdan tüm seçim merkezlerinin tek denetçisi olarak Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’na prestijini geri kazandırdığına ve Cumhurbaşkanı’nın Kurul’un rolünün önemini, tarafsız ve bağımsız bir kurum olduğunu vurguladığına ve özellikle, önümüzdeki dönemde Tunus’u bekleyen çeşitli zorluklara tam olarak hazır olması çağrısında bulunduğuna inanıyorlar. Aynı gözlemcilere ve analistlere göre bu gelişme, son dönemde İçişleri Bakanlığı'nın seçimleri denetleyeceğine ve Cumhurbaşkanı’nın 25 Temmuz'daki referandum ve 17 Aralık'taki parlamento seçimlerini denetlemek üzere başka bir kurum atayarak Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun görevlerini sona erdireceğine dair ortaya atılan söylentileri de geçersiz kıldı.
Öte yandan feshedilen Meclis’in Başkan Yardımcısı Mahir el-Mezyub, Meclis Başkanı Gannuşi ve Meclis Başkanı İkinci Yardımcısı Tarık el-Fetiti’nin beraberlerindeki milletvekilleri ile birlikte haklarında açılan davanın duruşmasının belirsiz bir süreliğine ertelendiğini açıkladı. Duruşmada şartlı tahliye edilen diğer beş milletvekilinin dinlenmesi bekleniyordu. Mezyub, milletvekillerinin duruşmasının ertelenmesi kararının, davayla ilgili kovuşturmanın halen devam etmesi nedeniyle alındığını kaydetti.



Lübnan hükümetindeki beş Şii bakan: Şii İkili çatısı altında ayrım

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)
TT

Lübnan hükümetindeki beş Şii bakan: Şii İkili çatısı altında ayrım

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)

Lübnan’da tüm gözler yarınki kabine toplantısına çevrildi. Toplantıda Lübnan ordusunun savunma planı dinlenecek. Bu toplantı, 5 Ağustos'taki toplantıda hükümetin silahların devletin elinde toplanmasını onaylamasının ardından, Şii bakanların olası geri çekilme veya boykot olasılığına dair yaygın siyasi tartışmaların ortasında gerçekleşiyor.

Başbakan Nevvaf Selam'ın hükümetinde beş Şii bakan bulunuyor: ikisi Emel Hareketi, ikisi Hizbullah ve beşincisi Selam ve Meclis Başkanı Nebih Berri tarafından atandı.

Yasin Cabir... Sessiz ayrım

Meclis Başkanı Berri ile yakınlığı ve Ekonomi Bakanlığı’nda uzun yıllara dayanan tecrübesiyle tanınan Maliye Bakanı Yasin Cabir, seyahat nedeniyle 5 Ağustos'taki oturuma katılmadı. Ancak onun yokluğu, utançtan kaçınmak için diğer Şii bakanlardan sessizce ayrıldığı şeklinde yorumlandı.

yu7
Lübnan Maliye Bakanı Yasin Cabir (Reuters)

Cabir daha sonra, “Silahların devletin elinde toplanması tartışmasız bir ilke olmaya devam ediyor” diyerek, ulusal sabitelere bağlılığı, Şii İkili’yle uzlaşma kapısını açık bırakmakla birleştirdi. Böylece, reform talebini mezhebin kısıtlamalarıyla uzlaştırabilen Emel Hareketi'nin ılımlı yüzü olarak kendini gösterdi.

Fadi Mekki... Beşinci bakan

Fadi Mekki'nin adı, ‘beşinci Şii bakan’ krizine uzlaşma çözümü olarak Selam ve Berri arasında yapılan bir anlaşma sonucunda ortaya çıktı. Mekki, davranışsal ekonomi ve kamu yönetimi alanlarında seçkin bir akademik ve mesleki geçmişe sahip. Bağımsız ve tarafsız bir isim olan Mekki, her iki gruba da örgütsel olarak bağlı olmadan Şii İkilisi için güven verici bir denge köprüsü görevi görmesi için konsensüsle aday gösterildi.

gft
Lübnan İdari Kalkınma Bakanı Fadi Mekki (Getty Images)

5 Ağustos oturumu sırasında Mekki, meslektaşlarıyla birlikte aceleyle çekilmedi; nihai bir karar almadan hedefleri tartışmaya dayalı bir uzlaşma önerisi sunmaya çalıştı. Sonunda oturumu terk ettiğinde, çekilmesinin ‘sadece o oturumla sınırlı’ olduğunu ve gelecekteki toplantılara katılmaya devam edeceğini açıkladı. Bu tutumuyla Mekki, Şii İkili’nin elinde bir engel aracı haline gelmeden, topluluğunun hassasiyetlerini dikkate alan sembolik bir itirazda bulundu ve bu da bağımsız bir figür olarak imajını pekiştirdi.

Muhammed Haydar... Hizbullah’ın açık sözlü sesi

Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde akademisyen olan Çalışma Bakanı Muhammed Haydar, Hizbullah'ın çizgisine tam bağlılığını gizlemedi. 5 Ağustos'taki oturumda meslektaşlarına şöyle seslendi: “Ben bu insanların oğluyum. Onu koruyan tek garantiyi bıraktığımızı söylersek, bir şehidin annesinin karşısına nasıl çıkabilirim?”

yujı
Lübnan hükümetinde Hizbullah'ın temsilcilerinden biri olan Çalışma Bakan Muhammed Haydar (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)

Haydar, İsrail saldırıları sona ermeden Hizbullah'ın silahlarını tartışmayı reddettiğini en yüksek sesle dile getiren Şii bakanlardan biriydi. Haydar oturumu, “Oturumdan çekildik, hükümetten çekilmedik” diyerek terk etti.

Tamara ez-Zeyn... Emel Hareketi’nin bilimsel yüzü

Ulusal Bilimsel Araştırma Konseyi'nin eski genel sekreteri olan Çevre Bakanı Tamara ez-Zeyn, Emel Hareketi'nin bilimsel yüzünü temsil ediyor. Ez-Zeyn, “Oturumu terk etmek itiraz etmekten daha güçlü bir tutumdur ve tutanaklara kaydedilir” diyerek meslektaşlarına katılmaktan çekinmedi.

ı8
Çevre Bakanı Tamara ez-Zeyn, Lübnan hükümetinde Emel Hareketi'ni temsil ediyor. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)

Ez-Zeyn, daha geniş bir konsensüsle tartışmayı yeniden açmanın gerekliliğini vurguladı, ancak esasen Şii topluluğunun katılımı olmadan alınan herhangi bir kararı reddetme konusunda iki partinin (Emel Hareketi ve Hizbullah) tutumuna katıldığını ifade etti.

Reken Nasreddin... Hizbullah’a bağlı doktor

Hizbullah'a bağlı bir doktor olan Sağlık Bakanı Reken Nasreddin, başlangıçta tartışmaya katıldı, ancak daha sonra meslektaşlarıyla birlikte sessizce çekildi. Nasreddin, sadece ‘açık fikirlilikle katıldıklarını, ancak fikir birliği olmadan devam etme konusunda ısrar edilmesinin şaşırtıcı olduğunu’ söyledi. Bu tutum, Hizbullah'ın tek taraflı kararları önlemek için taktiksel açıklık ve ardından koordineli çekilme stratejisini yansıtıyor.

frgthyuı
Hükümette Hizbullah'ı temsil eden Sağlık Bakanı Reken Nasreddin, ‘silahlar’ konusunun tartışıldığı oturuma katıldı. (Şarku’l Avsat)

 


Rehinelerin aileleri, Hamas'ın kabul ettiği anlaşmayı onaylaması için İsrail'e çağrıda bulundu

TT

Rehinelerin aileleri, Hamas'ın kabul ettiği anlaşmayı onaylaması için İsrail'e çağrıda bulundu

Rehinelerin aileleri, Hamas'ın kabul ettiği anlaşmayı onaylaması için İsrail'e çağrıda bulundu

Gazze Şeridi'nde kalan rehinelerin yakınları, Hamas'ın rehinelerin serbest bırakılması karşılığında kapsamlı bir ateşkes anlaşmasını kabul etmesinin ardından, İsrail hükümetine onları eve getirmek için bir anlaşmaya varmaları yönündeki çağrısını yineledi.

Rehineler ve Kayıp Aileleri Forumu tarafından bugün X platformu üzerinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “700 günün ardından, nihayet hem İsrail hem de Hamas'tan, hayatta olan tüm rehinelerin geri dönmesi ve ölenlerin uygun şekilde defnedilmesi için kapsamlı bir anlaşmaya varmak istediklerini duyuyoruz.”

dfv
Kudüs'teki protestocuları gözaltına alan polis memurları (Reuters)

Açıklamanın devamında, “Başbakan Binyamin Netanyahu, ABD yönetimi ve arabuluculara, derhal müzakere ekipleri kurmalarını ve bir anlaşmaya varılana kadar onları müzakere masasında tutmaları çağrısında bulunuyoruz” denildi.

Gazze Şeridi'nde kalan 48 rehinenin yakınları, onları İsrail'e geri getirmek için ‘zamanın azaldığını’ söyledi.

df
Rehinelerin yakınları Kudüs'te protesto gösterisi düzenledi. (Reuters)

7 Ekim 2023'ten bu yana Hamas ve diğer silahlı gruplar tarafından Gazze Şeridi'nde tutulan rehinelerin yaklaşık 20'sinin halen hayatta olduğu sanılıyor.

İsrailli rehinelerin aileleri, insanları ‘sokaklara çıkmaya, tüm rehinelerin geri dönmesini talep etmeye ve savaşı sona erdirmeye’ çağırdı.


Lübnan medyası: Ordunun silahlanmayı devletle sınırlama planı tamamlanmadı

Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)
Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)
TT

Lübnan medyası: Ordunun silahlanmayı devletle sınırlama planı tamamlanmadı

Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)
Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)

Lübnan medyası, dün diplomatik kaynaklara dayanarak, ordunun silah bulundurma hakkını devletle sınırlandırma planının tamamlanmadığını vurguladı. Planın bugün yapılacak kabine toplantısında sunulacağı, ancak hükümleri ve koşullarının daha derinlemesine incelenmesine olanak sağlamak için görüşülmesinin ileri bir tarihe erteleneceği belirtildi.

Diplomatik kaynaklar MTV televizyonuna, “Lübnan ordusunun planının uygulanması, ülkedeki Şii tarafını güvence altına almak için İsrail'in sınır noktalarından çekilmesine bağlıdır ve planın başarısı, Lübnan güvenlik güçlerinin kapasitesinin güçlendirilmesini gerektirir” açıklamasında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın MTV’den aktardığına göre kaynaklar, Amerikan tutumunun, silahların zorla geri çekilmesini savunanlar, yaptırımların uygulanmaması halinde Lübnanlı yetkililere veya ordu mensuplarına yaptırım uygulanmasını isteyenler ve İsrail'i çekilmeye ikna etmeye odaklananlar arasında bölünmüş durumda olduğunu belirtti.

Televizyon kanalı, Washington'daki kaynaklara dayandırdığı haberinde, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, silah meselesinin yanı sıra Uluslararası Para Fonu ile yürütülen müzakereler kapsamında Lübnan'ın mali dengesinin yeniden sağlanmasına büyük önem verdiğini ifade etti.