Ukrayna'da caydırıcılık ne durumda?

Ülkenin doğusunda, arkasında Rusya Devlet Başkanı'nın resmi bulunan Ukraynalı bir asker (AP)
Ülkenin doğusunda, arkasında Rusya Devlet Başkanı'nın resmi bulunan Ukraynalı bir asker (AP)
TT

Ukrayna'da caydırıcılık ne durumda?

Ülkenin doğusunda, arkasında Rusya Devlet Başkanı'nın resmi bulunan Ukraynalı bir asker (AP)
Ülkenin doğusunda, arkasında Rusya Devlet Başkanı'nın resmi bulunan Ukraynalı bir asker (AP)

Caydırıcılık, karşı tarafın kazanım arzusuna darbe indirmeyi ya da caydırıcının çıkarına uygun olmayan davranışları benimsemekten kaçınmasını amaçlar. Dolayısıyla caydırıcılıkta her zaman bir caydırıcı bir de caydırılan olmak üzere iki taraf vardır. Aralarında yanlış yahut doğru olup olmadığına bakılmaksızın birçok tahminin ve hesaplamanın olduğu dinamik ve istikrarsız bir ilişki olur. Caydırıcı ile caydırılan arasındaki en güçlü bağ, caydırıcılık sistemi işe yaramadığında ortaya çıkar. Yani caydırıcı caydırıcılığı takip eder. Caydırılan caydırıcının kurduğu denklemin kanunlarına ve temellerine bağlı kalır. Böylece savaşın sebepleri ortadan kaldırılmış olur.
O halde asimetri, caydırıcılığın hangi evresinde devreye giriyor? İnsan ilişkileri temelde asimetri üzerine kuruludur. Her zaman ve her yerde güçlü olmak doğaya aykırıdır. Kadın ve erkek arasında simetri yoktur. Entelektüeller arasında da simetri yoktur. Fakat ülkeler, özellikle büyük güçler arasındaki ilişkilerde asimetri vardır ve bu kaçınılmazdır. Bu durumda caydırıcı, caydırılanın zayıf yönlerine ya da caydırılan caydırıcının zayıf yönlerine odaklandığından caydırıcılık temel olarak asimetriye dayanmaktadır.
Öyleyse caydırıcılık, etkiye-tepki oyununda asimetriye dayalı, yaşayan, değişen, dinamik bir sistemdir. Taraflardan herhangi biri zayıflıklarından kaçınırsa bu, asimetrinin ve dolayısıyla caydırıcılığın çöküşü anlamına gelir. Peki, bunu yapabilirler mi? Telafi edilemeyen zayıflıkların yanı sıra üzerinde çalışılabilecek zayıflıklar da vardır. Yani sabit asimetri ve değişken asimetri vardır. Ayrıca stratejik planlarda değişiklikler yapılarak ve bu değişiklikler için gerekli araçlar sağlanarak asimetriyi değiştirmek ve geçici ve koşullu zayıflıklardan kurtulmak mümkün.
Bununla sınırlı olmamakla birlikte bir örnek vermek gerekirse Rusya’nın jeopolitik hesapları ve ulusal güvenliği açısından en zayıf noktası Doğu Avrupa’dır. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'ya karşı savaşından önce ifade ettiği üzere Rusya için yakın çevresi bir ölüm kalım meselesi olarak görülüyor.
Diğer bir örnek ise Çin'in en önemli zayıf noktası ise en büyük idari bölgesi olan Sincan Eyaleti’dir. Sincan Eyaleti, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Kuşak ve Yol Projesi’nin ana geçiş noktasıdır. Aynı durum Tibet için de geçerli. Çünkü Tibet toprakları önemli bir su kaynağı olmanın yanı sıra Hindistan ile coğrafi olarak bir tampon bölge görevi görüyor. Eğer caydırıcılık işe yaramazsa savaş çıkar.
ABD Başkanı Joe Biden, yaptırım silahını kullanarak Putin'i Ukrayna'yı işgal etmekten caydırmaya çalıştı. Aynı zamanda Putin'in niyetleri hakkında gizli bilgileri ve hatta Rusya'nın Ukrayna çevresindeki askeri yığınakları hakkında bilgi ve hava fotoğrafları yayınladı Ancak Putin’i caydırmayı başaramadı. Sonuç olarak savaş patlak verdi. Bunun üzere Rusya'ya daha önce dünya tarihinde hiç görülmemiş bir şekilde ağır yaptırımlar uygulandı. Rusya bir gecede tüm dünyadan özellikle Batı’dan tecrit edildi.
Peki, Ukrayna'da caydırıcılık ne durumda? Ukrayna sahnesinde caydırıcılık, ‘kümülatif caydırıcılık’ (cumulative deterrence) olarak ifade edebileceğimiz zorlu bir mücadeleden geçiyor. O halde kümülatif caydırıcılık ne demek? Savaş, Putin'in istediği gibi gitmedi. Çünkü Putin, savaşın yıldırım hızında sonuca ulaşacağını, ABD’nin ve Batı'nın hızlı bir şekilde yanıt vermesi için yeterli zamanı bulamayacakları bir oldu-bitti (fait accompli) dayatacağını düşünmüştü.
Kümülatif caydırıcılık aşağıda maddeler halinde verilen yaklaşıma dayanıyor:
*Putin'in hızlı bir zafer kazanmasına izin vermemesi
* Rus ordusuna ağır bir insani ve maddi bedel ödetilmesi kaydıyla sınırlı bir coğrafi alandan vazgeçmenin karşılığında savaş süresinin olabildiğince uzatılması
*İdeolojik ve demokratik sloganlara karşı otokratik sloganlarla bile olsa Batı ülkelerini mümkün olduğu kadar bir arada tutulması
*NATO’nun sürekli silah akışıyla Rus ordusunun herhangi bir zafer elde etmesini engellenmesi ve bir şey elde etmesi halinde tanınmaması ve resmileştirilmemesi
*Putin'in baş müttefiki Çin'i, olup bitenler karşısında net bir duruş sergilemeye zorlamak amacıyla baskı yapılması
*Eğer bu strateji, kümülatif caydırıcılık yaratabilirse, şunlar olabilir:
- Putin'e savaşı durdurması için başta aşağıdaki önemli üçgene ve çevresindeki nüfuzlu kişilere dayanan daha fazla iç baskı oluşabilir.  Söz konusu üçgende yer alanlar ise; şu an en çok etkilenen Rus oligarklar, ordu ve Savunma Bakanı. Ancak Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Putin'e çok yakın bir isim. Son olarak da Rusya'nın içerideki değişiminde en etkili taraf olan güvenlik ve istihbarat servisleri.
*Bu durumda geriye iki şey kalıyor:
1 - Eğer bu olursa, onurlu bir çıkış için ‘Altın Köprü’yü hazırlamak
2 - Bu köprünün, Putin'den sonra gelecekler için sağlayacağı belirli kazanç

*Bu analiz, Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı



Norveç’in varlık fonu 11 İsrail şirketinden yatırımlarını çekiyor

Oslo'daki bir binada dalgalanan Norveç bayrağı (Reuters)
Oslo'daki bir binada dalgalanan Norveç bayrağı (Reuters)
TT

Norveç’in varlık fonu 11 İsrail şirketinden yatırımlarını çekiyor

Oslo'daki bir binada dalgalanan Norveç bayrağı (Reuters)
Oslo'daki bir binada dalgalanan Norveç bayrağı (Reuters)

Norveç'in 2 trilyon dolarlık varlık fonu, dün Gazze ve Batı Şeria'daki durum nedeniyle İsrail'deki yatırımlarını yöneten varlık yöneticileriyle olan sözleşmelerini feshettiğini ve yatırım portföyünün bir kısmını ülkeden çektiğini duyurdu.

Bu açıklama, fonun İsrail silahlı kuvvetlerine savaş uçağı bakımı da dahil olmak üzere hizmet veren bir İsrail uçak motoru grubunda hisse satın aldığına dair medya haberlerinin ardından geçen hafta başlatılan acil bir incelemenin sonrasında geldi.

Fon ayrıca "Daha önce dış yöneticiler tarafından yönetilen İsrail şirketlerine yapılan tüm yatırımlar geri gönderilecek ve şirket içinde yönetilecektir" ifadelerini kullandı.

Norveç Maliye Bakanı Jens Stoltenberg, 2 trilyon dolarlık Norveç Devlet Varlık Fonu'nun CEO'su Nikolay Tangen'e güvendiğini, fonun İsrail'deki yatırımlarının gözden geçirilmesinin devam ettiğini açıkladı.

Norveç Merkez Bankası'na bağlı olan fon, 30 Haziran itibarıyla 61 İsrail şirketinde hisseye sahipti. Fon, yakın zamanda 11 şirketten hisselerini elden çıkardığını duyurdu, ancak grup isimlerini vermedi. Fon, "Bu yatırımları tamamen elden çıkardık" diyerek, İsrail şirketlerini olası elden çıkarmalar açısından incelemeye devam ettiğini belirtti.

Bu gözden geçirme işleminin gerekli özeni gösterme prosedürlerini de iyileştireceğini ifade eden O'Neill, fonun İsrail'deki yatırımlarının “artık sadece hisse senedi endeksinde yer alan şirketlerle sınırlı olacağını” belirtti. Bununla birlikte, “endekste yer alan tüm İsrail şirketlerine yatırım yapmayacağız” dedi.

Dünya çapında 8 bin 700 şirkette hissesi bulunan fonun kayıtları, 2024 yılı sonunda 65 İsrail şirketinde 1,95 milyar dolar değerinde hisseye sahip olduğunu gösteriyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre fon geçen yıl, etik kaygılar nedeniyle bir İsrail enerji şirketi ve bir telekomünikasyon grubundaki hisselerini sattı ve etik denetim kurumu, beş bankadan yatırımlarını çekip çekmeyeceğini gözden geçirdiğini açıkladı.

Norveç parlamentosu haziran ayında, fonun işgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet gösteren tüm şirketlerden yatırımlarını çekmesi yönündeki öneriyi reddetti.