Cezayir ordusundan Cumhurbaşkanı Tebbun’a, stratejik bağımsızlığı güçlendirme desteği

Askerlere yaptığı konuşma sırasında Şangariha (Savunma Bakanlığı)
Askerlere yaptığı konuşma sırasında Şangariha (Savunma Bakanlığı)
TT

Cezayir ordusundan Cumhurbaşkanı Tebbun’a, stratejik bağımsızlığı güçlendirme desteği

Askerlere yaptığı konuşma sırasında Şangariha (Savunma Bakanlığı)
Askerlere yaptığı konuşma sırasında Şangariha (Savunma Bakanlığı)

Cezayir Genelkurmay Başkanı Korgeneral Said Şangariha, ordunun, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’u Cezayir’in de yaşamakta olduğu küresel güvenlik sorunları ve karışıklıkları konusunda desteklediğini belirtti. Şangariha, ordunun anayasal görevlerini yerine getireceği ve çeşitli zorlukların onu yıldırmayacağına yönelik söz verdi.
Başkentteki Hava Savunma Kuvvetleri karargahında açıklamalarda bulanan Genelkurmay Başkanı Şangariha, “Bugün dünyanın tanık olduğu geniş kapsamlı jeopolitik değişiklikler ve karmaşık güvenlik sorunları, aslında gelecekte büyük değişikliklerin yalnızca başlangıcı. Şüphesiz, istisnasız tüm dünya ülkeleri üzerinde etkileri ve yansımaları olacaktır. Ulusal ordu olarak, ülkemizin Cumhurbaşkanı, Milli Savunma Bakanı ve Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı Abdulmecid Tebbun liderliğinde, Cezayir'in bağlarının güçlendirilmesi, sağlamlaştırma yolunda ilerlemek amacıyla güçlü bir ulusal ekonomiyi yeniden inşa edilmesi, daha fazla gıda güvenliği sağlanması ve jeostratejik bağımsızlığını sağlamlaştırılması yoluyla bu yankı ve etkilere uyum sağlama sınavını başarıyla geçebileceğinden hiç şüphemiz yok” ifadelerini kullandı.
‘Yeni Cezayir’ sloganı, Tebbun’un 2019’un sonlarına doğru gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında, yolsuzluk ve kötü yönetim ile bilinen önceki hükümetin yönetimine sona erdirme niyetine yönelik bir slogandı.
Askerlere yaptığı konuşmada Şangariha, gençlere daha iyi bir gelecek için umut ışığının her zaman kalplerinde parlaması ve dürüst, temiz ve rekabete dayalı, zihinleri aydınlatan mesleki üstünlük arzusunun sürdürülmesi için Cezayir’e ve kabiliyetlerine inanma çağrısında bulundu. Şangariha “Cezayir’in meslek aşkı ışıltısını korumak ve bu uğurda, tüm ruhları ve kalpleri aydınlatan, duyguları ve vicdanı uyandıran tüm değerleri kullanmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Şangariha, sadece en yetenekli, en doğru ve en layık olanın kalması ve askeriyenin her alanında ve tüm liderlik seviyelerinde seçkin kişilerin görev almalarını sağlamak için ordunun üst düzey yetkilileri arasındaki onurlu rekabetin kapılarını ardına kadar açmaya devam edeceğine söz verdi.
Genelkurmay Başkanı aynı zamanda, ordunun anayasal görevlerini, her koşulda samimiyet, etkinlik ve yetkinlikle yerine getirmeye devam edeceği ve çeşitli zorluklar karşısında yılmayacağına dair söz verdi.
Diğer yandan, Tuğgeneral Ali el-Gadiri’yi Savunma Komitesi yaptığı açıklamada, Şangariha’nın ekibine Gadiri’nin dosyasını çevreleyen karışıklığın çözülmesi çağrısında bulundu. Temyiz Mahkemesi’nin Gadiri hakkında çıkardığı 4 yıl hapis cezasına karşı temyiz edilmesinin ardından yeniden yargılamanın süresinin uzunluğuna dikkat çekildi.
Yargı, Savunma Bakanlığı'nda eski genel müdür olan Gadiri’yi ‘ordunun moralini bozmaya çalışması’ sebebiyle dava açmıştı. Bunun nedeni, Gadiri’nin ulusal bir gazeteyle verdiği röportajda, askeri liderliği kızdıracak şekilde ordunun ‘rolü’ hakkında konuşmasıydı. Yaklaşık 3 yıldır cezaevinde olan Gadiri, halk hareketinin baskısı sebebiyle iptal edilen 18 Nisan 2019’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olmuştu. Gadiri dönemin Genelkurmay Başkanı General merhum Gaid Salah’dan Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın 5’inci dönem için aday olmasını engellemesini talep etmiş, Salah ise ordunun seçimlerle hiçbir ilgisi olmadığını belirterek sert bir yanıt vermişti.
Başkentteki Temyiz Mahkemesi, 2017 seçimlerinde parlamentoda koltuk sahibi olmak için rüşvet vermekle suçlanan iş adamı ve eski parlamenter Bahattin Talibe’nin davası bu ayın 19’una erteledi.
2020’nin sonlarına doğru, Asliye Mahkemesi Talibe’yi 7 yıl hapis cezasına çarptırdı. Duruşma sırasında Talibe, yolsuzluk suçlamasıyla cezaevinde bulunan Ulusal Kurtuluş Cephesi Partisi'nin (FLN) eski Genel Sekreteri Cemal Velid Abbas’ın oğlu El-Vafi Velid Abbas tarafından şantaja maruz kaldığını belirtti. Ayrıca el-Vafi’nin, babasının Talibe’yi ülkenin doğusundaki Annaba şehri adaylar listesinin en üstüne koyması karşılığında, yüksek miktarda para istediğini vurguladı.



Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
TT

Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin başkenti Şam'da bu ayın başında uzun zamandır beklenen ve tarihi olarak nitelenen bir toplantı yapıldı. Bu toplantı, Suriye hükümetinden yetkililer ile Fevze Yusuf başkanlığındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetini bir araya getirdi. Toplantıda, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi arasında, Amerikan himayesinde imzalanan anlaşmanın uygulanması için alt komitelerin oluşturulması ve ihtilaflı meselelerin çözümüne yönelik müzakereler için ortak bir zemin bulunması konuları ele alındı.

Fevze Yusuf Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, görüşmelerin olumlu geçtiğini ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK), ABD ve bölgesel güçlerin bilgisi ve desteğiyle yapıldığını belirtti. Ayrıca Kurban Bayramı tatilinden sonra alt komitelerin kurulmasına karar verildiğini ifade etti.

Yusuf, “Her iki taraf arasında, merkezi komite denetiminde tüm alanlarda uzmanlaşmış komitelerin oluşturulması konusunda bir uzlaşı sağlandı. Zira birçok konu ve dosya, her iki tarafın uzmanlarına ihtiyaç duyuyor. Böylece Özerk Yönetim’in Suriye devlet yapılarıyla bütünleştirilmesi için ortak bir vizyona ulaşmak hedefleniyor” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)

Birleşmeye dair farklı yaklaşımlar

Geçtiğimiz mart ayında Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma, kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askerî kurumların yeni devlet yapısına dâhil edilmesini öngörüyor. Bu kurumlar arasında sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da yer alıyor. Anlaşma kapsamında kurulması planlanan komitelerden biri, Özerk Yönetim’deki kurumların ve bu kurumlarda çalışan personelin devletin resmî kurum ve dairelerine nasıl entegre edileceğini ele alacak ‘idari komite’ olacak. Bir diğer komite, öğrencilerin, okulların ve eğitim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlanması ile diplomalarının ve eğitim kademelerinin tanınmasını sağlayacak. Ayrıca güvenlik ve askerî güçlerle ilgili bir komite de oluşturulacak ve bu komite, söz konusu güçlerin Savunma ve İçişleri Bakanlığı yapısına nasıl entegre edileceğini belirleyecek. İhtiyaca göre daha sonra başka komiteler de kurulacak.

Özerk Yönetim bölgeleri, Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan dört vilayete dağılmış durumda: Halep’in doğu kırsalı, Deyrizor’un kuzey ve doğu kırsalı, Rakka şehir merkezi ve Tabka. Bunlara ilave olarak Haseke vilayeti ve Kamışlı şehri. Bu bölgeler, yedi sivil yerel meclis tarafından yönetiliyor.

Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)

Söz konusu kurumların ve çalışanlarının geleceği hakkında konuşan Fevze Yusuf, bu yapıların birleşme süreci boyunca geçiş dönemini yöneteceğini açıkladı. Yusuf, “Anlaşılan o ki, bizim birleşme ve bütünleşme anlayışımız Şam’ın bakış açısından farklılık gösteriyor. Hükümet, birleşme meselesini Özerk Yönetim’in lağvedilmesi ve askerî güçlerinin tasfiyesi olarak anlıyor. Oysa biz, bütünleşmeyi mevcut kurumlarımızın bu aşamayı yönetmeye devam etmesi ve ileride devletin bir parçası hâline gelmesi olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.

Yerel yönetimlerin, onları yöneten halkın bir parçası olan kişiler aracılığıyla yürütülen bir yönetişim sistemi olduğunu vurgulayan Yusuf, bu kişilerin bölgenin sorunlarını çok iyi bildiklerini belirtti. Yusuf, “Başka bir ifadeyle, bu yönetimlerin gelişme ve Şam’la anayasal düzenlemelere dayalı olarak koordinasyon kurma hakkını korumak ve varlıklarını hukuken ve meşru biçimde sürdürmelerini teminat altına almak istiyoruz” dedi.

Askerî ve güvenlik güçlerinin, Savunma Bakanlığı bünyesinde tek bir yapı olarak birleştirilmesi, ancak özgünlüklerinin ve coğrafi dağılımlarının korunması hakkında ise Yusuf şu yorumu yaptı: “SDG’yi diğer silahlı gruplarla sayı, nitelik, silah ve savaş tecrübesi bakımından karşılaştırmak mümkün değil. SDG güçleri, ABD öncülüğündeki DMUK güçleri tarafından eğitildi. Bu güçler, geleceğin Suriye ordusunun çekirdeğini oluşturacak. Çünkü bu güçler disiplinli, örgütlü ve yıllar boyunca bölgelerini ve Suriye sınırlarını koruma noktasında yeterliliklerini ispatladılar.”

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)

Yusuf, hükümet tarafının anlaşma maddelerini uygulama konusunda ciddiyet gösterdiğini ve askerî seçenekler ile güvenlikçi çözümleri dışladığını belirtti. Her iki taraf da Savunma Bakanlığı’na bağlı güçlerle SDG arasında askerî bir çatışma yaşanmamasının, uzlaşıların ve tüm Suriye topraklarında egemen ve güçlü bir devlet inşasının önünü açacak stratejik bir tercih olduğunu ve bu tercihin korunması gerektiğini vurguladı.

Zaman çizelgesine dair anlaşmazlık noktası

Ancak Şara ile Abdi arasında imzalanan anlaşma, yıl sonuna kadar uygulanması gereken bir takvim öngörüyor. Peki, bu takvim hakkında durum ne? Yusuf, birçok mesele ve dosyanın hâlâ karmaşık olduğunu ve daha fazla zamana ihtiyaç duyulduğunu, örneğin, askerî ve güvenlik güçlerinin nasıl entegre edileceği meselesinin zamana yayıldığını kaydetti. Yusuf'a göre bu güçler, Suriye topraklarının üçte biri büyüklüğündeki bir alana dağılmış durumda. Hapishanelerin boşaltılması ve kampların tasfiye edilmesi meseleleri ise daha da uzun bir zamana ihtiyaç duyuyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan Yusuf, Şara ile Abdi’nin anlaşmayı ilan etmesinin ardından Özerk Yönetim’in hükümet heyetiyle ilk toplantısını Haseke’de gerçekleştirdiğini, burada görüş alışverişinde bulunulduğunu aktardı. En acil çözüm gerektiren meselelerden birinin ortaokul ve lise diplomalarına ilişkin bitirme sınavları meselesi olduğunu ve hükümet heyetinin bunu çözmeye istekli olduğunu, ancak bugüne kadar, yani üç ay geçmesine rağmen, sınav sürecinin Özerk Yönetim bölgelerinde nasıl yürütüleceğine dair hiçbir resmî kararın çıkmadığını ve binlerce öğrencinin geleceğinin tehlikede olduğunu söyledi.

Yusuf ayrıca, Özerk Yönetim’in adem-i merkeziyet talebinin ayrılıkçılık ve bölünme anlamına geldiği yönündeki suçlamalara yanıt vererek, ‘Özerk Yönetim’in Şam’da bulunmasının ve Özerk Yönetim heyetinin orada yer almasının, Suriye devletine bağlılığın en büyük kanıtı ve delili olduğunu’ belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)

Yusuf, “Biz Suriye’nin bir parçasıyız ve bu bizim için ilkesel bir duruş. Adem-i merkeziyetçilik birlikle çelişmez. Hepimiz Suriyeliyiz. Ancak her bölgenin kendine has etnik ve dini çeşitliliğe dayalı özellikleri var” dedi. Yusuf, bu farklılıkların göz önünde bulundurulması gerektiğini, birçok gelişmiş ülkede adem-i merkeziyetçi sistemlerin uygulandığını ve bu ülkelerin güçlü devletler olduğunu söyledi. Adem-i merkeziyetçilik kavramının, sanki bölünme ve ayrılık anlamına geliyormuş gibi çarpıtıldığını ifade etti.

Askerî ve idarî dosyaların yanı sıra bu komiteler, ekonomik meseleleri ve petrol ile enerji sahalarının devrini de ele alacak. SDG, ülkenin petrol zenginliğinin yaklaşık yüzde 85’ini, ayrıca doğal gaz sahalarının ve üretiminin yüzde 45’ini kontrol ediyor. Bu sahalar arasında doğu Suriye’de Deyrizor kırsalında yer alan el-Ömer ve et-Tank sahaları da bulunuyor.

Yusuf, hükümet tarafıyla, hazırlanmakta olan Suriye parlamentosunun yapısına katılımları konusunu görüştüklerini açıkladı. Görüşmelerin, Kurban Bayramı tatilinden sonra başlamasının muhtemel olduğunu belirten Yusuf, Özerk Yönetim heyetinin anayasal bildiri konusundaki çekincelerini hükümet tarafına ilettiğini söyledi.

Yusuf, “Adem-i merkeziyetçilik, parlamentoya katılım ve anayasal bildiri meselelerine bazı satırlarda değindik. Ancak bu toplantı türünün ilkiydi. Bu nedenle genel çerçeveyi ele aldık. Bu oturum bir hazırlık niteliğindeydi. Sonraki toplantılarda daha derin tartışmalara gireceğiz” ifadelerini kullandı.

 Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)

Fevze Yusuf, Özerk Yönetim’in, sunulan anayasal bildiri taslağından memnun olmadığını ve bu konuda itirazları olduğunu söyledi. Zira Özerk Yönetim bu bildirinin, merkeziyetçi bir yönetimi dayattığını düşünüyor. Onlara göre anayasa, yetki ve sorumlulukların adil biçimde paylaşılmasını sağlamalı, farklı siyasi görüşlerin özgürce ifade edilmesine izin vermeli, Suriye’deki tüm etnik ve dini toplulukların haklarını tanımalı ve demokratik, adem-i merkeziyetçi bir yönetim sistemini benimsemeli.

Yusuf sözlerini şöyle tamamladı: “Biz diyaloğa hazırız. Hükümet tarafının müzakerelerin yeniden başlatılması için yeni bir tarih belirlemesini ve komitelerin çalışmalara başlamasını bekliyoruz.”