Suriye’de medya ve sosyal medyadaki yasak diziler için geçerli değil

Dizilerde Süleymani suikastına göndermeler ve öğrenci birliği de dahil olmak üzere rejim kurumlarına eleştiriler yer alıyor.

‘Kemiklerin Kırılması’ dizisinin afişi ve kamera arkasından bir kare.
‘Kemiklerin Kırılması’ dizisinin afişi ve kamera arkasından bir kare.
TT

Suriye’de medya ve sosyal medyadaki yasak diziler için geçerli değil

‘Kemiklerin Kırılması’ dizisinin afişi ve kamera arkasından bir kare.
‘Kemiklerin Kırılması’ dizisinin afişi ve kamera arkasından bir kare.

İçinde bulunduğumuz Ramazan Ayı’nın belki de en şaşırtıcı olayı, bazı Suriye dizilerinin siyasi ve sosyal kırmızı çizgileri aşarak gösterdikleri büyük cesaret oldu. Zira Suriye’de sosyal medya üzerinden devlet yetkililerinin ve yolsuzluk yapanların eleştirilmesi yasaklanarak bu suçlara sert cezalar getirilirken bu içeriklerin dizilerde yer almasına izin veriliyor.
Ülkede sosyal medya yayıncılığın tabi olduğu bir medya yasası bulunuyor. 2012 yılında elektronik ortamda yayıncılığı kısıtlayan bir yasa çıkarılmış, 2022 yılının başında da yönetimi ve kamu sektöründeki çalışanları eleştiren içeriklere yönelik cezaları güçlendirmek üzere bu yasada değişiklikler yapılmıştı. Bu bağlamda en ağır cezalar, ‘devletin itibarını zedeleme’, ‘kamu görevlilerinin itibarını zedeleme’ ve ‘devletin mali itibarını zedeleme’ suçlarına yönelik uygulanmaya başladı. Devletin mali itibarını zedeleme, yasada yapılan değişiklikler onaylandığında yeniden tanımlandı. Bazı suçların cezaları 7 yıla kadar hapis veya 10 milyon Suriye lirasına (yaklaşık 3 bin dolar) varan para cezaları olarak verilebiliyor. Yasada yapılan değişiklikler, yaygın yolsuzluk ve boğucu bir güvenlik kıskacının gölgesinde, zorlayıcı yaşam koşullarında yaşayan Suriyelilerin hayatlarının daha da zorlaşması olarak değerlendirildi.
İsmini vermek istemeyen yerel bir gazeteci Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Suriye dizi sektöründeki cüretkarlık, yolsuzluğu ve yetkilileri eleştirme yeni bir durum değil. Savaştan önceki yıllarda da Suriye dizilerini başarılı yapan bunlardı. Aynı zamanda medyanın geçmesinin yasak olduğu kırmızı çizgileri dizilerin geçmesine izin vermek de yeni bir durum değil. Bu savaştan önce gündeme gelmişti ancak yeni olan şey, Suriyelilerin kişisel sosyal medya hesaplarında nefes almasını bile yasaklayan yasalar çıkarıldığı bir dnemde dizilerin kırmızı çizgileri aşmasına izin verilmesi oldu! Savaştan önce kırmızı çizgilerin aşılması dizilerin çok büyük mali getirileriyle temize çıkarılıyordu ve diğer platformlarda yasak olan içeriklerin dizilerde yer almasına izin veriliyordu. Bugün güvenlik güçlerinin Suriyelilere mesajı net: Eleştiri hakkı rejimin tekelinde bulunur, rejim ve muhalefet bir aradadır ve Suriye halkı da bunun tek alıcısıdır.”
Gazeteci dizilere ilişkin yaptığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bu sezon dikkat çeken Suriye dizilerinin herhangi bir sahnesinin, halkın azmini zayıflatmak ile başlayan, devletin itibarını zedelemek, devletin mali durumunu zedelemek, devlet sırlarını ifşa etmek, eğitim, askeri, güvenlik ve gümrük kurumlarının itibarını zedelemek ve Suriye lirasından başka bir birimle ticaret desteklemek gibi suçlarla sona ermeyen, medya, yayın ve siyaset yasalarınca cezalandırılan suçların bir listesini içerdiği yalanlandı.”
2019 yılından bu yana çok sayıda yerel gazeteci ‘devletin itibarını zedeleme’ suçlamasıyla tutuklandı. Rejim yanlısı birçok haber sitesinin faaliyetleri, savaş operasyonlarının azalmasının ardından hükümete yönelik eleştirileri içerikleri yayınlamaları sebebiyle askıya alındı. Muhalefete bağlı internet siteleriyle işbirlikçi olanlar da ülkenin azmini zayıflatan yanlış haberler yaymakla suçlanıyor.
Bu yıl Ramazan Ayı dizi sezonunun başlamasıyla birlikte Suriyeliler şaşkına döndü. Zira yetkililer, sanki medya ve sosyal medya içeriğini izleyen ve Suriyelilerin her nefesini takip edenler onlar değilmiş gibi dizilerde yasaklı içeriklere izin veriyorlardı. Bu durum, Yönetmen Rasha Sharbatgy ve yazar Ali Maan Salih’in Kemiklerin Kırılması dizisinin ve yönetmen Seif Eddin Subaie ve yazarlar Ali Vechi ve Yamin Hacli’nin Askıya Alınmış adlı dizisinin ilk bölümlerinin yayınlanmasından sonra netlik kazandı. İki yapım da güvenlik ve askeri kurumlardaki yolsuzluk, sınır geçişleri ve kontrol noktalarını kiralama operasyonları, savaşın önde gelenlerinin ölümleri ve yıkım ve inşaata yatırım yapmayı ele alıyor.
Suriye Medya Kanunu gereğince askeri kurumlara eleştiride bulunmak yasak. Ancak Kemiklerin Kırılması dizisi askeri kurumların, yolsuzluk mekanizmalarını, oluşturdukları yarattığı güvenlik açıklarını ve dış ve görünmez güçler için çok önemli şahsiyetlerin suikastlerine izin verildiğine ışık tutmaya çalışıyor. Dizideki Talal’ın suikaste uğraması, İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani’nin ölümüne benziyordu. Talal karakteri, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı için kiralanan kontrol noktasından geçerken, Süleymani’nin ölümüne benzer bir şekilde suikaste uğradı. Kontrol noktasının kiralanmasından sorumlu kişi, Talal’ın söz konusu noktadan geçeceğini bilmiyordu.
Dizinin yaptığı bu tehlikeli suçlama aslında medyada yasaklı bir içerik. Sorumlu kişileri de belirsiz bir akıbet bekliyor. En iyi ihtimalle, ‘halkın azmini zayıflatmak veya devletin itibarını zedelemek’ suçlamasıyla hapis cezasına neden olabilir. Suriye halkı ile yerel ve Arap medyasının ilgisinin merkezine yerleşen Kemiklerin Kırılması dizisinin 11’inci bölümünde, Rayan karakterinin intihar sahnesi de tartışmalara neden oldu. Rayan, rejimin kurumlarındaki yolsuzluğa karşı duran tek kişiydi. Samer Ismail, Fayez Kazik ve Nadine Khoury’nin yer aldığı intihar sahnesi, Suriye dizilerini sanatsal parlaklığına kavuşturmayı amaçlıyordu. Aynı zamanda heyecan verici bir siyasi mesajı ileterek, ‘Yolsuzluk dolu bir sistemde namuslular için hayat olmadığını’ söylüyordu.
Dizin ilk bölümlerinde, üniversite yurdu sorumlusunun ofisindeki bayrağa göre Baas Partisi’ne bağlı bir öğrenci derneği tarafından denetlenen yurtta, kız öğrencilerin yozlaşmış yetkililerle sunulduğu bir genelev gibi olması ve soğukkanlılıkla cinayetlerin işlenmesi ile eğitim kurumlarının itibarını zedeleyen önemli eleştirileri temizlemek için intihar sahnesinin kullandığı söylenebilir.
Dizide fuhuş, yolsuzluk sisteminde marjinal bir faaliyet olarak gösteriliyor. Ayrıca dizinin bölümlerinde arka planda daima rejimin Devlet Başkanı’nın fotoğrafı yer alıyor. Fotoğrafta, Suriye haritasına basılmış Declet Başkanı portresinin altında Esed’in Suriye’si ibaresi görünüyor.



Beşinci kol faaliyetleri, Beyrut'un güneyindeki Filistin kamplarında güvenliği tehdit ediyor

Lübnan ordusu ve İstihbarat Müdürlüğü mensupları Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nın girişine konuşlandırıldı. (EPA)
Lübnan ordusu ve İstihbarat Müdürlüğü mensupları Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nın girişine konuşlandırıldı. (EPA)
TT

Beşinci kol faaliyetleri, Beyrut'un güneyindeki Filistin kamplarında güvenliği tehdit ediyor

Lübnan ordusu ve İstihbarat Müdürlüğü mensupları Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nın girişine konuşlandırıldı. (EPA)
Lübnan ordusu ve İstihbarat Müdürlüğü mensupları Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nın girişine konuşlandırıldı. (EPA)

Filistinli liderler, Fetih Hareketi’nin yakın zamanda başlattığı ve tüm kampları kapsayacağını iddia ettiği silah teslim sürecini engellemeye çalışan beşinci kol faaliyetlerinin Beyrut'ta bulunan Filistin kamplarındaki güvenlik durumunu karıştırdığından endişe ediyor.

Son iki gün içinde, Beyrut'un güneyinde bulunan Burc el-Baracne ve Şatilla kamplarında silahlı çatışmalar yaşandı. Çatışmalarda yaralananlar oldu, yıkımlar meydana geldi ve birçok aile yerinden edildi. İki kampın çevresindeki sokaklara da kurşun yağdı.

Lübnan güvenlik kaynakları ve Filistin liderliği kaynakları, Burc el-Baracne'deki çatışmaların devam eden bir aile anlaşmazlığından, Şatilla'daki çatışmaların ise uyuşturucu satıcıları ve kanun kaçakları arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklandığı konusunda hemfikir.

Çatışmaların yayılmasının önlenmesi

Lübnanlı bir güvenlik kaynağı, ‘çatışmalar sırasında ordunun çatışmaların kamp dışına yayılmasını önlemek için güvenlik önlemleri aldığını’ belirterek, ‘şu anda bu tür çatışmalarla başa çıkmak için kamplara girme planı bulunmadığını’ vurguladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynak, sorunun, Burc el-Baracne'de silahlarını teslim eden tek grubun El Fetih olması, diğer grupların, çetelerin ve ailelerin ise silahlarını halen ellerinde tutması ve tereddüt etmeden kullanması’ olduğunu söyledi.

Beşinci kol faaliyetleri

Filistin liderliğinden bir kaynak ise ‘kontrolsüz silahların tüm Lübnan için tehdit oluşturduğunu ve kamplar içindeki kanunsuzluğa son verecek caydırıcı bir güç bulunmadığını’ belirtti.

Kaynak Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Lübnan ordusundan ‘Filistin güçlerinin iç anlaşmazlıklar nedeniyle şu anda durumu kontrol edemediği göz önüne alındığında, durumun daha da gerilmesini önlemek için üzerine düşen görevi yerine getirmesini’ istedi.

Kaynak, “Ordunun Burc el-Baracne'de yaşananlara son vermek için müdahale edeceği tehdidi, çatışmaların durmasına yol açtı” dedi.

Filistin güvenlik güçleri Beyrut'un güneyindeki Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nda konuşlandırıldı. (AFP)Filistin güvenlik güçleri Beyrut'un güneyindeki Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nda konuşlandırıldı. (AFP)

Kaynak, ‘kamplardaki çatışmaları alevlendirmek için beşinci kol faaliyetlerinde bulunulacağı’ endişesini dile getirerek, ‘Şatilla kampı sakinlerinin kampa giren, savaşan grupların evlerine ateş açan ve ardından ayrılan bir yabancıyı gördüklerini’ belirtti.

Kaynak, ‘silahların teslim süreci başlamadan önce, kamplardaki güvenliği kontrol etmek için tüm gruplardan ortak bir Filistin güvenlik komitesi oluşturmak üzere ileri düzeyde istişareler yapıldığını, ancak silahların teslimi konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle bu istişarelerin dondurulduğunu’ ifade etti.

Silahların tesliminden etkilenenler

Konuya yakın kaynaklar Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Silahların teslim edilmesinin devam etmesinden zarar gören birçok kişi var. Bunlar, diğer grupların silahlarını teslim etmeyi reddettiği bir dönemde bu sürece ikna olmayan liderler ya da silahlarını teslim etmemeleri için kendisine yakın gruplara baskı uygulayan Hizbullah'ın kendisi olabilir. Bu durum, silahların devletin elinde toplanması kararına boyun eğmeyi reddetmesi nedeniyle Hizbullah'ı zor durumda bırakacaktır. Söz konusu gruplardan herhangi biri, silah teslim sürecini dondurmak için kamplardaki güvenlik durumunu kışkırtmaya çalışabilir.”

 Beyrut'un güneyindeki Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nın girişinde zırhlı bir araçta bulunan Lübnan askerleri (EPA)Beyrut'un güneyindeki Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nın girişinde zırhlı bir araçta bulunan Lübnan askerleri (EPA)

Devletin otoritesi

Milletvekili Ziyad el-Havat, X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Filistinlilerin silah tesliminin ikinci aşamasının tamamlanmasının ardından Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nda meydana gelen silahlı çatışmalar, şimdiye kadar uygulananların gözden geçirilmesini gerektiriyor. Diyalog ve koordinasyon, devletin elinde ciddi bir silah tekeline yol açmayacak adımlar ve tedbirlerle eş anlamlı olmamalıdır. Aksi takdirde, bu silahlar toplandıkları ve imha edildikleri sırada nasıl ortaya çıktılar?” diye vurguladı.

El-Havat sözlerini şöyle sürdürdü: “Silahların devletin elinde toplanması için kararlar ve sloganlardan daha fazlası olması gerekiyor. Devletin her şeyden önce bir ‘otorite’ olduğu söyleniyor ve biz uzun bir bekleyişin ardından devleti istiyoruz. Hizbullah'ın silahlarının teslim edilmesiyle bizi bekleyen süreç daha karmaşık olacak. Lübnan genelinde güçlü ve yetkin bir devlet arzumuzdan taviz vermeyeceğiz.”

Silah teslim süreci devam edecek

Burc el-Baracne ve Şatilla kamplarındaki güvenlik gelişmeleri, Fetih Hareketi’nin Beyrut'un güney banliyölerindeki Burc el-Baracne kampı ile Litani Nehri'nin güneyinde bulunan er-Reşidiye, el-Bas ve Burc eş-Şemali kamplarında Filistinlilerin silahlarını teslim almaya başlamasından iki hafta sonra gerçekleşti. Bu adım, 21 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Mahmud Abbas arasında yapılan Lübnan-Filistin zirvesinde alınan, Lübnan'ın tüm toprakları üzerindeki egemenliğini, devlet otoritesinin güçlendirilmesini ve silahların devletin elinde toplanmasını teyit eden kararlarla uyumlu.

Şarku’l Avsat'ın elde ettiği bilgilere göre, Fetih Hareketi’nin silahlarını teslim etme süreci el-Bedavi ve el-Celil kamplarında yakında tamamlanacak ve son aşamalar Ayn el-Hilve ve el-Miyye ve Miyye'de gerçekleşecek.


Hizbullah: Silahların devletin elinde toplanması planına ilişkin kabine toplantısı, akıl ve sağduyuya dönüş için bir fırsat

Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. Toplantıda, silahların devletin elinde toplanması planı görüşüldü,(EPA)
Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. Toplantıda, silahların devletin elinde toplanması planı görüşüldü,(EPA)
TT

Hizbullah: Silahların devletin elinde toplanması planına ilişkin kabine toplantısı, akıl ve sağduyuya dönüş için bir fırsat

Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. Toplantıda, silahların devletin elinde toplanması planı görüşüldü,(EPA)
Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. Toplantıda, silahların devletin elinde toplanması planı görüşüldü,(EPA)

Hizbullah yetkilisi Mahmud Kamati bugün Reuters'a yaptığı açıklamada, Hizbullah’ın dün yapılan ve silahların devletin elinde toplanması planını ele alan kabine toplantısını ‘ülkenin bilinmeyene sürüklenmesini önlemek için akıl ve sağduyuya dönme fırsatı’ olarak gördüğünü söyledi.

Lübnan kabinesi dün, ordunun silahların devletin elinde toplanması planını memnuniyetle karşıladı ve ordunun planı uygulamaya başlayacağını belirtti. Kabine bir zaman çizelgesi belirtmedi ve ordunun bu alandaki yeteneklerinin sınırlı olduğunu kaydetti. Ancak, İsrail'in Lübnan'daki askeri operasyonlarının devam etmesinin ordunun ilerlemesini engelleyeceğini de bildirdi. Kabine toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Lübnan Enformasyon Bakanı Paul Morcos, kabinenin planı resmi olarak onayladığını söylemedi.

Kamati Reuters'a verdiği demeçte, Hizbullah'ın, hükümetin dün açıkladığı, bu konudaki ABD yol haritasının uygulanmasının İsrail'in taahhüdüne bağlı olduğu açıklamasına dayanarak değerlendirme yaptığını belirtti.

Kamati, İsrail'in saldırılarını durdurup Güney Lübnan'dan çekilmediği sürece planın uygulanmasının bir sonraki duyuruya kadar askıya alınması gerektiğini vurguladı.

Kamati, “Hükümetin, ABD'nin yol haritasının uygulanmasında herhangi bir ilerlemenin İsrail'in taahhüdüne bağlı olduğunu açıklaması, planın bir sonraki duyuruya kadar askıya alındığı anlamına geliyor” dedi.

Lübnan kabinesi geçtiğimiz ay, tüm silahların devletin elinde toplanması için bir plan geliştirme görevini orduya verdi ve İsrail'in Lübnan'daki askeri operasyonlarını durdurması karşılığında Hizbullah'ın silahsızlandırılmasını amaçlayan ABD yol haritasını onayladı.

Kamati, “Hizbullah bu iki kararı kategorik olarak reddetti. Lübnan hükümetinin ulusal güvenlik stratejisi hazırlamayı taahhüt etmesi bekleniyor” ifadelerini kullandı.

İsrail geçen hafta, Lübnan ordusu Hizbullah'ı silahsızlandırmak için adımlar atarsa Güney Lübnan'daki askeri varlığını azaltacağını ima etti. Ancak son olarak çarşamba günü dört kişiyi öldürdüğü bir saldırı gerçekleştirdi.

Lübnan, geçen yıl İsrail ile yaşanan savaştan bu yana Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda bölünmüş durumda.

Lübnan, ABD ve Hizbullah'ın yerel muhaliflerinin örgütü silahsızlandırması yönündeki baskısı altında. Ancak Hizbullah, silahsızlandırmayı tartışmanın bile büyük bir hata olacağını söyleyerek bunu reddediyor. İsrail ise Lübnan'a hava saldırılarını sürdürüyor ve güneydeki geniş toprakları işgal ediyor.

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım geçen ay iç savaş ihtimalini gündeme getirerek, hükümeti örgüte karşı çıkmaya çalışmaması konusunda uyardı ve sokaklarda protestoların patlak verebileceğini söyledi.


Lübnan, ordunun planına göre ‘silahları devletin elinde toplama’ faaliyetine devam ediyor

Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. (DPA)
Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. (DPA)
TT

Lübnan, ordunun planına göre ‘silahları devletin elinde toplama’ faaliyetine devam ediyor

Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. (DPA)
Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. (DPA)

Lübnan hükümeti, ordunun, silahların devletin elinde toplanmasını beş aşamada uygulamak için geliştirdiği planı kabul ederek bu meseleyi çözdü. Söz konusu planın ilk aşaması yıl sonuna kadar tamamlanacak. Bu, hükümetin geçen ayın başında aldığı kararlarda belirlediği son tarihi aşıyor.

Hükümetin kararı Şii İkilisi’ni memnun etti. Meclis Başkanı Nebih Berri Şarku’l Avsat'a, “Ortam iyi, zehirli rüzgarlar dinmeye başlıyor. Ordunun planı sivil barışı koruyor” dedi. Berri ayrıca, çatışmayı önlemenin önemini vurguladı.

Öte yandan Başbakan Nevvaf Selam Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, kararların açık olduğunu ve yoruma yer bırakmadığını belirterek, bu adımın Hizbullah'ın silahsızlandırılmasına ilişkin kararların geri alınmasına yol açmadığını ifade etti.

Selam, silahların devletin elinde toplanması konusunda geri dönüşün olmayacağını ve hükümetin 5 Ağustos'ta yapılan toplantının kararlarına uygun olarak kendi güçleri aracılığıyla devletin otoritesini genişletmeye devam edeceğini belirtti. Selam, ‘Lübnan'ın Amerikalılarla mutabık kalarak değiştirdiği ve hedefleri hükümet tarafından onaylanan ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın planının, her iki tarafça karşılıklı olarak uygulanması gerektiğini, ancak İsrail'in henüz bu konuda taahhütte bulunmadığını’ kaydetti.