Iraklı Şii lider Mukteda es-Sadr, kendisiyle uzlaşmak isteyen siyasi hasımlarına kapısını kapalı tutmaya devam ediyor

ABD Barzani’yi cumhurbaşkanı adayı göstermekle ilgili tavrını değiştirmesi için çabalıyor.

Mukteda es-Sadr’ın 18 Kasım’da Necef’te düzenlediği basın toplantısı (Reuters)
Mukteda es-Sadr’ın 18 Kasım’da Necef’te düzenlediği basın toplantısı (Reuters)
TT

Iraklı Şii lider Mukteda es-Sadr, kendisiyle uzlaşmak isteyen siyasi hasımlarına kapısını kapalı tutmaya devam ediyor

Mukteda es-Sadr’ın 18 Kasım’da Necef’te düzenlediği basın toplantısı (Reuters)
Mukteda es-Sadr’ın 18 Kasım’da Necef’te düzenlediği basın toplantısı (Reuters)

Irak’ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın siyasi hasımları son dönemde ülkedeki siyasi tıkanıklığa son vermek amacıyla sundukları önerilere Sadr’ı ikna etmek veya onunla iletişim kurmak için çeşitli girişimlerde bulundu. Ancak zaman zaman şahsen veya medya aracılığıyla yapılan tüm girişimler başarısızlıkla sonuçlandı. Sadr ‘siyasi itikafına’ devam ediyor. Öte yandan ülkede yeni bir halk hareketi dalgasının başlayacağına dair işaretler ortaya çıkarken, ABD ve İran tarafının Sadr’ın dış müdahalelerden uzak bir hükümet kurma kararlılığına karşı koyma hususuna uzlaştığı iddia edildi.
Sadr Hareketi, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Sünni Egemenlik İttifak’ından oluşan Vatanı Kurtarma İttifakı 26 Mart’ta Meclis’te düzenlenen cumhurbaşkanı seçim oturumunda KDP’nin cumhurbaşkanı adayı Reber Ahmed’in seçilmesini sağlayamaması üzerine Vatanı Kurtarma İttifakı lideri Sadr, Ramazan Bayramı tatili sonrasına kadar uzanan bir ‘siyasi itikafa’ girdiğini ilan etti.
Sadr, Şii Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki siyasi parti ve gruplara itikaf süresi bitene kadar hükümeti kurma fırsatı verdi. Sadr’ın yer almadığı bir hükümet oluşturma amacıyla kurulan Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin çatısı altında Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu, Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu, Kays el-Hazeli liderliğindeki Asayib Ehlil Hak, Ammar el-Hekim liderliğindeki Ulusal Hikmet Akımı ve Haydar el-İbadi liderliğindeki Nasr Koalisyonu bulunuyor.
Sadr, siyasi itikafı sırasında Twitter hesabından paylaştığı mesajda, Koordinasyon Çerçevesi eğer Meclis’te cumhurbaşkanı seçim oturumunun düzenlenmesini engelleyen milletvekillerinin üçte birine sahipse o zaman mezhep ve etnik aidiyetlerin üzerinde bir ulusal koalisyon kurarak kendisini en büyük meclis grubu ilan etmesine ve başbakan seçmesine imkân tanıyacak çoğunluğa da sahip olduğunu ifade etti.
Ancak Yüksek Federal Mahkeme’nin ‘meclis üye tam sayısının üçte ikisinin’ cumhurbaşkanı meclis oturumuna katılmasını şart koşması, Sadr’ın, Vatanı Kurtarma İttifakı’nı en büyük meclis grubu ilan etme ve kuzeni Cafer Muhammed Bakır es-Sadr’ı başbakan adayı ilan etmesinin önünde engel oluşturdu ve oluşturmaya da devam ediyor. Mahkeme’nin ‘üçte iki’ şartı siyaset sahnesinde karmaşaya ve ülkenin anayasal boşluğa girmesine yol açtı.
Koordinasyon Çerçevesi son dönemde birçok girişimde bulundu. Bu girişimler kapsamında Sadr ile uzlaşmak için Necef’in Hanane mahallesinde ikamet eden Sadr’ın evine birçok kez heyet gönderdi. Ancak Sadr tüm bu girişimlere ve heyetlere kapıyı kapattı.
Sadr’ın Koordinasyon Çerçevesi’ne hükümeti kurması için tanıdığı 40 günlük süre için geri sayım devam etmesine rağmen siyasi bir atılımın olduğuna dair ufukta herhangi bir işaret görülmüyor. İki ana Kürt parti, Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Bafıl Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) cumhurbaşkanlığı koltuğuyla ilgili aralarındaki ihtilafı hâlâ çözemedi. Barzani Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) İçişleri Bakanı Reber Ahmed’in adaylığında ısrar ederken, Talabani de mevcut Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih’in ikinci dönem adaylığında ısrar ediyor.
Sadr’ın liderliğindeki Vatanı Kurtarma İttifakı’na yakın bir kaynak, isminin açıklanmaması kaydıyla Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Sadr’ın dış müdahalelerden uzak ve tamamen Irak’taki dinamiklerle bir hükümetin kurulmasını istediği için İran’ın Koordinasyon Çerçevesi’nin yanında durduğunu söyledi. Kaynak, “İran ve aynı şekilde ABD Sadr’ın dış müdahalelerden uzak bir hükümet kurma kararlılığına karşı koyma konusunda ortak tavır aldı. Nitekim Sadr her tweet’inde ‘ne doğu ne batı’ sloganıyla ulusal çoğunluk hükümeti kurmadaki kararlılığını ilan ediyor. Son dönemde meydana gelen tüm gelişmeler; engelleyici üçte bir (Koordinasyon Çerçevesi) yüzünden cumhurbaşkanının seçileceği meclis oturumunun yapılamaması ve aynı şekilde Yüksek Federal Mahkeme’nin cumhurbaşkanının milletvekillerinin üçte ikisinin oylarıyla seçilmesinin yanı sıra cumhurbaşkanı seçim oturumuna milletvekillerinin üçte ikisinin katılması şartını getirdiği içtihadı en nihayetinde anayasal kazanımların tamamlanmasının engellenmesine sebep oldu” diye konuştu.
Kaynak, Federal Mahkeme’nin bu içtihadında siyasi taraf tutmuş olabileceği ihtimalinin olup olmadığı sorusuna, “Federal Mahkeme’nin içtihadı taraflı olsun veya olmasın, bu ihtimalden bağımsız olarak, Anayasa metni, cumhurbaşkanı adaylarından birinin seçimi kazanabilmesi için ilk turda milletvekillerin üçte iki çoğunluğunun oylarını alması gerektiğini ifade etmesi ve adaylardan herhangi birinin üçte iki çoğunluğun oyunu yani Meclis’teki 329 milletvekilinin 220’sinin oyunu alamaması halinde seçimin ikinci turunda yeni cumhurbaşkanının basit çoğunluk oylarıyla seçilmesi gerektiğini belirttiği sürece mevcut durum Koordinasyon Çerçevesi’nin lehinedir” yanıtını verdi.
Kaynak, “Washington en son Erbil’e gönderdiği heyeti aracılığıyla cumhurbaşkanı adayı gösterme konusundaki tavrında değişiklik yapması için Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani’ye baskı uyguladı. Bu da ABD ve İran’ın bu konuda uzlaştığı anlamına gelir” dedi.
Öte yandan Bağdat’ta bir halk hareketinin olabileceğine dair işaretler geliyor. Böyle bir hareketin başlaması halinde ülkenin güney ve orta kesimindeki bazı vilayetlerine yayılması ve Ekim 2019 Halk Hareketi’ni hatırlatan büyük gösterilere dönüşmesi muhtemel görünüyor. Irak makamlarını 2019 protestolarını güç kullanarak bastırmaya çalışması sonucu yaklaşık 600 gösterici hayatını kaybetmiş ve 24 binden fazla gösterici yaralanmıştı.
Irak’ın başkenti Bağdat’ta önceki gün (cuma) hükümeti kurma sürecinin hızlandırılması talebiyle gösteriler düzenlendi. Göstericilerin ABD ve İran karşıtı sloganlar atması dikkat çekti.



Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini Güney Sudan'a yerleştirme planını engellediği doğru mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini Güney Sudan'a yerleştirme planını engellediği doğru mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Medya raporları, İsrail'in Güney Sudan ile Filistinlileri bu ülkeye yerleştirmek için görüşmeler yaptığını ortaya koydu. Diğer yandan Mısır'ın tutumu ve İsrail'in Gazzelileri nakletme planını engellemedeki rolü hakkında sorular ortaya atıldı. Cuba'nın bu konuda İsrail tarafıyla herhangi bir görüşme yaptığını yalanlamasına rağmen, ‘Mısır'ın Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi için baskı yaptığı’ haberleri çıktı.

Mısır, Filistinlileri Gazze Şeridi’nden, ister kendi topraklarına ister başka bir ülkeye olsun, yerinden etme girişimlerini ‘Filistin meselesinin tasfiyesi’ olarak değerlendirerek resmi ve tekrarlı bir şekilde reddettiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre, İsrail ile Güney Sudan arasında Gazze Şeridi sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi olasılığını görüşmek üzere görüşmeler yapıldı. Bunun İsrail'in Gazze Şeridi'nden toplu göçü kolaylaştırmak için daha geniş çaplı çabalarının bir parçası olduğu bildirildi.

Ancak Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı bu iddiaları yalanladı. Bakanlık tarafından çarşamba akşamı yapılan açıklamada, “Cuba, Gazze Şeridi sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi için İsrail ile görüşmeler yaptığına dair son medya haberlerini kesin olarak yalanlıyor. Bu iddiaların hiçbir dayanağı yok; Güney Sudan'ın resmi tutumunu ve politikasını yansıtmıyor” ifadeleri yer aldı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, daha önce ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze nüfusunun büyük bir kısmını ‘gönüllü göç’ olarak nitelendirdiği bir şekilde başka ülkelere yerleştirmek istediğini söylemişti. Netanyahu salı akşamı yaptığı açıklamada, “Savaş hukukuna göre, nüfusun ayrılmasına izin vermek doğru olur” dedi.

Güney Sudan'ın tutumunu memnuniyetle karşılayan Filistin Devlet Başkanlığı, dün yaptığı açıklamada, ‘Cuba'nın İsrail işgal makamlarının yürüttüğü soykırım, açlık ve yerinden etme girişimlerine örtülü olarak katılmamasını’ övdü.

İsrail medyası, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini başka ülkelere nakletmek için diğer ülkelere teklifler sunduğunu belirtti. İsrail Kanal 12 televizyonu, Netanyahu hükümetinin ‘Endonezya, Somali, Uganda, Güney Sudan ve Libya’ olmak üzere 5 ülkeyle, Gazze Şeridi'nden sürülecek Filistinlileri kabul etmeleri için görüşmeler yaptığını bildirdi.

AP, Mısırlı yetkililerin ‘İsrail'in Filistinlileri kabul edecek bir ülke bulma çabalarından, Güney Sudan ile yaptığı temaslar da dahil olmak üzere, aylardır haberdar olduklarını’ söylediğini aktardı. Yetkililer, ‘Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi için baskı uyguladıklarını’ ifade ettiler.

Mısır Dışişleri Konseyi Üyesi Büyükelçi Salah Halime, Mısır'ın İsrail'in Filistinlileri yerleştirmek için bahsettiği ülkelerle temas halinde olduğunu düşünüyor. Halime, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Kahire, temaslarıyla Filistinlileri yerinden etme girişimlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Arap, İslam ve Avrupa ülkelerinin bunu reddettiğini vurgulamayı hedefliyor” dedi.

Halime sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistinlileri yerinden etme çağrıları Arap ve uluslararası kamuoyu tarafından reddediliyor. Buna rağmen İsrail bu çağrılarda ısrar ediyor. Kahire, bu önlemleri reddetmek için diplomatik temaslarını yoğunlaştırıyor. İsrail hükümetinin son uygulamaları, Filistin meselesini ortadan kaldırarak, sözde ‘Büyük İsrail’ hayalini gerçekleştirmek amacıyla yapılıyor.”

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, geçtiğimiz temmuz ayında Güney Sudanlı mevkidaşı Monday Simaya Kumba'dan bir telefon aldı. Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, görüşmede ‘ikili ilişkilerin güçlendirilmesi yolları’ ele alındı.

Kahire Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Tarık Fehmi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Mısır'ın Filistinlilerin yerinden edilmesini reddeden tutumu, diğer ülkelerin tutumlarına müdahale etmek anlamına gelmez. Mısır'ın bu konudaki tutumu sabit ve açıktır. Filistin meselesini korumak için bunun gerçekleşmemesi konusunda uyarıda bulunur, ancak diğer ülkelere kendi tutumunu dayatmaz” ifadelerini kullandı.

Fehmi'ye göre İsrail, Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden yerinden edilmesini kabul ettirmek için bazı Afrika ve Arap ülkelerindeki kriz ve çatışmalardan yararlanmaya çalışıyor. Fehmi, “Uluslararası toplumun yerinden edilme çağrılarını reddeden tutumu göz önüne alındığında, bu hamleler İsrail'in planının başarıya ulaşacağı anlamına gelmiyor” dedi.

Filistinlilerin Güney Sudan'a yerleştirilmesi konusunda tartışmalar, Güney Sudan Dışişleri Bakanı'nın geçen hafta İsrailli mevkidaşının daveti üzerine Tel Aviv'i ziyaret etmesinin ardından başladı. Güney Sudan medyası ise İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Sharren Haskel'in Cuba'ya resmi bir ziyaret gerçekleştirerek iki taraf arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi için yollar aradığını bildirdi.