İsrail’e karşı ideolojilerden bağımsız bir mücadele vermek: Filistinli örgütlerin devri kapandı mı?

İsrailli güvenlik uzmanı Milshtein: Filistinli gençler yavaş dans etmekten ve yüksek politikalardan bıktı.

İsrail'in oldukça endişeli olduğu düşünülüyor çünkü bireysel saldırganların niyetlerini tespit etmek zor. (AFP)
İsrail'in oldukça endişeli olduğu düşünülüyor çünkü bireysel saldırganların niyetlerini tespit etmek zor. (AFP)
TT

İsrail’e karşı ideolojilerden bağımsız bir mücadele vermek: Filistinli örgütlerin devri kapandı mı?

İsrail'in oldukça endişeli olduğu düşünülüyor çünkü bireysel saldırganların niyetlerini tespit etmek zor. (AFP)
İsrail'in oldukça endişeli olduğu düşünülüyor çünkü bireysel saldırganların niyetlerini tespit etmek zor. (AFP)

Batı Şeria'nın Ramallah kentinin merkezindeki bir giyim mağazasının önünde bir araya gelen kadınlar, oğullarının isteği üzerine üzerinde "M16" makineli tüfek fotoğrafı baskısı olan tişörtler satın almak için toplanıyor.
Geçtiğimiz haftalarda İsraillileri hedef alan kanlı saldırılar, Filistinli aktivistlerin Batı Şeria'ya yayılan ideolojik silahlı gruplar çatısı altında değil artık bireysel inisiyatif ve planlama ile hareket etme şeklinde bir yöntem değişikliğine gittiğini gösterdi.

Otomatik tüfeğin anlamı
14 İsrail vatandaşı ve 23 Filistinlinin ölümü sonrasında İsrail ile Filistin arasında yaşanan son gerginlikten bu yana yaklaşık iki aydır Filistin’deki pazarlarda otomatik tüfek fotoğrafının çeşitli renklerdeki baskının bulunduğu tişörtler arttı.
40 yaşındaki giyim mağazası müdürü Ahmed Ebu Hamza, “Bu tip tişörtlere yoğun talep var. Sanırım bunun sebebi Filistin’deki ve özellikle de Cenin’deki son olaylar” dedi.
Türkiye’den ithal edilen ve Filistin topraklarında üzerine baskı yapılan bu tişörtlerin küçük bedeni yaklaşık 2.5 dolardan, büyük bedenleri ise 10 dolardan satılıyor.
Baskılı tişört ve aynı zamanda pantolonlardan 10 gün içerisinde bin 200 adet sattığını söyleyen Ebu Hamza, “Muazzam talep sebebiyle 12 bin yeni parça sipariş verdim” dedi.
İsminin açıklanmasını istemeyen 40 yaşlarındaki bir kadın, tişörtün parasını ödedikten sonra, “5 yaşındaki oğlum bu tişörtten almamı istedi. Bu tişörtü istemesi her gün televizyonda izlediklerinden olabilir” dedi.

İlham verici semboller
Filistinli ve İsrailli akademisyenler ve politikacılar, bazı Filistinlilerin M16 silahını kullanarak İsrail hedeflerine yönelik son zamanlarda gerçekleştirdiği saldırıların, “bir dizi Filistinli genç için ilham verici bir sembol haline geldiğine ve partilerden uzak bir şekilde bu örnekleri takip etmeyi arzuladıklarına” inanıyorlar.
Geçen Mart ayının ilk gününden bu yana, Filistinliler İsrail içinde 14 İsraillinin ölümüyle sonuçlanan saldırılar düzenledi. Saldırganlardan biri olan Zia Hamaraşe’nin videosu kısa sürede sosyal medyada ve basın yayın organlarında yayıldı. Mart ayının sonlarında kaydedilen görüntülerde Hamaraşe’nin elindeki M16 makineli tüfekle Tel Aviv yakınlarındaki Beni Barak banliyösü sokaklarında gezdiği görülüyordu. Hamaraşe’nin düzenlediği saldırıda 3 İsrailli ve 2 Ukraynalı hayatını kaybetmişti.
Siyaset Sosyolojisi Profesörü İyad Bergusi, “Bir çocuk bu tür bir tişört almak istediğinde, yaşadığı şiddeti protesto etmek ve etkilendiği bir görüntüyü taklit etmeye çalışma noktasında ulaştığı şiddetin boyutunu ifade ediyor" diyor.
Arap Hoşgörü Ağı Başkanı Bergusi’ye göre, gruplar ve partiler artık gençliğin sembolü değil ve bireysel eylemlerin failleri ilgi ve beğeniyi kendi üzerlerine çektiler.

Bireysel eylemler revaçta
Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre, Birzeit Üniversitesi Sosyoloji Profesörü Bader al-Araj, Filistinlilerin düzenlediği saldırıların çoğunun ‘bireysel’ olduğuna dikkat çekerek, bunun arkasında “işsizlik, ümitsizlik, hayal kırıklığı ve Ramazan ayı dolayısıyla da artan dini” gerekçeler bulunduğunu ifade etti.
Kanada’nın Toronto Üniversitesinde Filistinlilerin 2000 ile 2005 yılları arasında düzenlediği intihar saldırıları üzerine doktora tezi yazan Araj, tezinde Filistinlilerin söz konusu zaman diliminde 173 intihar saldırısı gerçekleştirdiğini belirtiyor.
Araj, “Çeşitli gruplardan görüştüğüm 40'tan fazla lider, intihar operasyonları düzenlemeye hazırlananların sayısının, grupların ve partilerin patlayıcı kemerli eylemlerinin sayısını aştığını söylediler. Bugün saldırıların tarzı değişti ve bireyselliğin revaçta olduğu açık bir şey. Kamuoyu yoklamalarına göre, yeni neslin sadece yüzde biri siyasi partilere üye” dedi.
Araj ayrıca bazı partilerin bu eylemlerle ‘bir bağlantısının’ bulunması ve ‘taktiksel nedenlerle bu saldırıları üstlenmemesi’ ihtimalini dile getirdi.
Siyasi analist ve yazar Cihad Harb, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Bu bireysel eylemler, çeşitli siyasi ve sosyal koşulların bir sonucudur. Özellikle siyasi partilerin zayıflığı ve partilerin mücadele kararlılığının olmamasının ışığında bu tür eylemlerin faillerini tahmin etmemiz mümkün değil” dedi.

“Yavaş dans etmekten bıktılar”
İsrailli güvenlik uzmanı Michael Milshtein, Filistinli gençlerin düzenlediği son saldırıların örgütsel ve derin bir ideolojik çerçeveden bağımsız bir şekilde gerçekleştirildiğini ve İsrail’in en azından şimdilik herhangi bir kurumsal meydan okumayla karşı karşıya olmadığını söyledi.
2018 yılına kadar İsrail ordusunda Filistin İşleri Birimi Başkanlığını yürüten Milshtein “Filistinli gençler yavaş dans etmekten, ideolojilerden ve yüksek politikalardan sıkıldılar. Kendilerini ifade etme ve bireysel çabaları artırma hakkı istiyorlar. Bunu yapmanın yolunun bu tür saldırılar düzenlemekten geçtiğini düşünüyorlar” dedi.
Tel Aviv Üniversitesi’nde Ortadoğu Araştırmaları Uzmanı Milshtein, “İsrail'in bu saldırılar konusunda çok endişeli olması gerekiyor, çünkü örgütler ve organize hücrelere kıyasla tek başına hareket eden saldırganların niyetlerini tespit etmek çok zor. Daha kompleks istihbarat bilgilerine ihtiyaç var” ifadesini kullandı.
Milshtein, İsrail’in Filistinli gençlerdeki bu eğilimle başa çıkabilmesi için ‘sadece güvenlik ve istihbaratla yetinmemesi gerektiğini aksine sosyal, ekonomik ve altyapı çabalarına ihtiyacı olduğunu’ kaydetti.



İsrail ordusu, Lübnan'daki "büyük bir silah tüccarının" ortadan kaldırıldığını duyurdu

İsrail'in geçen pazartesi günü Güney Lübnan'daki Nebatiye kentine düzenlediği hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AP)
İsrail'in geçen pazartesi günü Güney Lübnan'daki Nebatiye kentine düzenlediği hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AP)
TT

İsrail ordusu, Lübnan'daki "büyük bir silah tüccarının" ortadan kaldırıldığını duyurdu

İsrail'in geçen pazartesi günü Güney Lübnan'daki Nebatiye kentine düzenlediği hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AP)
İsrail'in geçen pazartesi günü Güney Lübnan'daki Nebatiye kentine düzenlediği hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AP)

İsrail ordusu bugün, bugün, Baalbek (doğu Lübnan) şehrine düzenlediği saldırıda, Suriye'de İsrail'e saldırı düzenlemeyi planlayan terörist hücrelerini Lübnan'dan yöneten büyük bir silah tüccarı ve tedarikçisi olan Hüseyin Seyfo Şerif adlı teröristi etkisiz hale getirdiğini duyurdu. İsrail ordusunun Arapça medya sözcüsü, "X" platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, "Teröristin faaliyetleri, İsrail ve Lübnan arasındaki mutabakatları ihlal etmektedir. Zira İsrail Savunma Kuvvetleri, İsrail Devleti'ne yönelik her türlü tehdidi ortadan kaldırmak için çalışmaya devam edecektir" dedi.

Baalbek şehrinde İsrail insansız hava aracının (İHA) dün akşam bir aracı hedef alması sonucu iki kişi hayatını kaybetti. Şarku’l Avsat’ın Lübnan'ın resmi Ulusal Haber Ajansı’ndan aktardığına göre İsrail İHA’sı Baalbek'in el-Asira semtinde bir aracı hedef alarak iki sivili öldürdü. Halk Sağlığı Bakanlığı'na bağlı Sağlık Acil Durum Operasyon Merkezi yaptığı açıklamada, "İsrailli düşmanın Baalbek şehrinde bir araca düzenlediği saldırıda ilk etapta iki şehit verildiğini" duyurdu.


İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 24 saat içinde 99 Filistinli öldürüldü

Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)
Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 24 saat içinde 99 Filistinli öldürüldü

Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)
Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)

Filistin Haber Ajansı (WAFA), tıbbi kaynaklara dayandırdığı haberinde, İsrail güçlerinin son 24 saatte Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 99 Filistinlinin hayatını kaybettiğini bildirdi. WAFA’nın haberine göre ölenlerden 77'si Gazze Şeridi'nin kuzeyinde hayatını kaybetti.

Hastanelere ulaşan ölü sayısı şöyle: "Şifa Hastanesi'nde 48, Ehli Arap (Baptist) Hastanesi'nde 20, Kudüs Hastanesi'nde 6, Saraya Hastanesi'nde 3, Avda Hastanesi'nde 3, Mescid-i Aksa Şehitleri Hastanesi'nde 1, Nasır Hastanesi'nde ise 18 ölü” bulunmakta.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar, İsrail'in Gazze Şeridi'nde çeşitli bölgeleri hedef aldığını, bunlar arasında yerinden edilmiş kişilerin çadırları, evleri ve konut kulelerinin yanı sıra sivillerin toplanma alanları ve yardım bekleyen insanların da bulunduğunu bildirdi.


İsrail'in çağrı cihazlarını patlatmasının üzerinden bir yıl geçti… Lübnanlılar iyileşme yolculuklarına devam ediyor

Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
TT

İsrail'in çağrı cihazlarını patlatmasının üzerinden bir yıl geçti… Lübnanlılar iyileşme yolculuklarına devam ediyor

Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)

Zeyneb Mustarah, Beyrut'ta bir etkinlik planlama şirketi işletiyordu. Ancak geçen yıl İsrail'in Lübnan'da bubi tuzaklı çağrı cihazlarını patlatması sonucu yüzünden ve sağ elinden yaralandı. Zeyneb, eli ve gözlerinin sağlığına kavuşması için çok sayıda ameliyat geçirdi.

17 Eylül 2024'te, Hizbullah'ın üyeleri tarafından taşınan binlerce çağrı cihazı aynı anda patladı, bir gün sonra da diğer kablosuz cihazlar (telsizler) patladı.

Patlamalarda 39 kişi öldü ve 3 bin 400'den fazla kişi yaralandı. Yaralananlar arasında patlama anında cihazların yakınında bulunan ve İran destekli örgütün mensubu olmayan çocuklar ve siviller de vardı.

Şu anda 27 yaşında olan Zeyneb de yaralananlar arasındaydı.

Zeyneb, Reuters'a verdiği demeçte, evden çalışırken akrabalarından birine ait çağrı cihazının mesaj almış gibi bip sesi çıkardığını, ardından dokunmadan patladığını söyledi. Bilincini kaybetmemiş olsa da yüzünde ve elinde ağır yaralanmalar meydana geldi.

Şok edici bir saldırı

Zeyneb geçtiğimiz yıl 14 ameliyat geçirdi ve önünde halen yedi estetik ameliyatı var. Zeyneb, sağ el parmaklarını ve görme yetisinin yüzde 90'ını kaybetti.

Zeyneb, “Görme yetim sadece yüzde 10 olduğu için artık iç mimarlık okuyamam. Allah izin verirse, gelecek yıl kendime uygun üniversite bölümlerine bakacağız, böylece okula devam edebileceğim. Ama kesinlikle oturup hiçbir şey yapmadan durmayacağım” ifadelerini kullandı.

Çağrı cihazları ve telsizlerin patlaması, İsrail ile Hizbullah arasında yıkıcı bir savaşı tetikledi ve bu da Lübnan'ın geniş alanlarının tahrip olmasına yol açtı.

Patlamalardan iki ay sonra, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sözcüsü, başbakanın saldırıya yeşil ışık yaktığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre İsrail, Hizbullah tarafından satın alınan binlerce çağrı cihazının içine, küçük ama yüksek patlayıcılı fünyeler sakladı.

Bu cihazlar, Hizbullah mensupları tarafından taşınıyordu.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, patlamaları ‘şok edici’ olarak nitelendirerek, siviller üzerindeki etkisinin ‘kabul edilemez’ olduğunu vurguladı.

Volker Türk, cihazları kimin taşıdığını veya nerede bulunduğunu kesin olarak bilmeden binlerce kişiyi aynı anda hedef almanın, ‘uluslararası insan hakları hukukunu ihlal ettiğini’ bildirdi.

Yaralanan sağlık çalışanları

Hizbullah'ın er-Resulu’l A'zam Hastanesi'nin mühendislik ve tıbbi ekipman müdürü 34 yaşındaki Muhammed Nasıruddin, çağrı cihazları patladığı sırada kendi cihazını cebinde taşıyordu. Nasıruddin, bu cihazı, hastanede gerekli olan bakım işlerine erişimi kolaylaştırmak için kullandığını söyledi.

17 Eylül'de, oğlunun okulunun ilk günü olduğu için eşiyle telefonda konuştu. Birkaç dakika sonra, taşıdığı çağrı cihazı patladı.

Patlama sonucu sol gözünü ve sol el parmaklarını kaybetti, kafatasına şarapnel parçaları saplandı. İki hafta komada kaldı. Nasıruddin halen yüz ameliyatları geçiriyor.

Uyandığında, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail'in düzenlediği saldırılarda öldürüldüğünü öğrendi. Bu olay, Hizbullah ve destekçileri için bir dönüm noktası oldu.

Ancak Nasıruddin, oğlu onu bu halde görene kadar tek bir damla gözyaşı dökmedi.

O şöyle dedi: “Gözümü ve parmaklarımı kaybettim ama ağlamadım... Hissettiğim tek üzüntü, oğlumun babasının durumunun böyle olmasını nasıl kabullenebildiğiydi.”

Lübnan Meclisi Milletvekili ve göz cerrahı Elias Jradi, çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarına onlarca ameliyat yaptı ve bazı vakaların ömür boyu tedavi gerektireceğini söyledi.

Reuters'a konuşan Jradi şu ifadeleri kullandı: “Çoğu bu yıl birkaç ameliyat daha geçirmeli. Çoğu ömür boyu takip gerektiriyor… Tedavinin belirli bir noktada sona ereceğini sanmıyorum; devam edecek. Her vaka insani bir vakaydı, özellikle de size ‘Bize ne oldu?’ diye soran çocuklar veya kadınlarla karşı karşıya kaldığımızda... Onlara cevap veremiyorsunuz.”