Nijerya’da düğün konvoyuna kurulan pusuda 30 kişi rehin alındı

Nijerya’da geçen Mayıs ayında Burkina Faso sınırında teröristlerin 8 askeri öldürüp 13 askeri yaralamasının ardından bölgede devriye gezen Togo askerleri (AFP)
Nijerya’da geçen Mayıs ayında Burkina Faso sınırında teröristlerin 8 askeri öldürüp 13 askeri yaralamasının ardından bölgede devriye gezen Togo askerleri (AFP)
TT

Nijerya’da düğün konvoyuna kurulan pusuda 30 kişi rehin alındı

Nijerya’da geçen Mayıs ayında Burkina Faso sınırında teröristlerin 8 askeri öldürüp 13 askeri yaralamasının ardından bölgede devriye gezen Togo askerleri (AFP)
Nijerya’da geçen Mayıs ayında Burkina Faso sınırında teröristlerin 8 askeri öldürüp 13 askeri yaralamasının ardından bölgede devriye gezen Togo askerleri (AFP)

Nijerya’nın Zamfara eyaletinde silahlı saldırganlar düğün konvoyuna pusu kurarak 30 kişiyi kaçırdı. Fransız haber ajansı AFP'ye bilgi veren İki kaynak, silahlı saldırganların hafta sonu kuzeybatı Nijerya'da düğünden dönen konvoyda yer alan 30 kişiyi kaçırdığını söyledi. Bir sendika yetkilisi ve bir güvenlik kaynağına göre, kurbanların tümü, cep telefonu satıcılarından oluşuyor. Zamfara Cep Telefonu Satıcıları Derneği Başkanı Kebir Garba Muhtar, "Otuz üyemiz dün Sokoto'daki meslektaşlarımızdan birinin düğününden dönerken kaçırıldı. Saldırganlar kurbanlardan birinin telefonuyla beni aradı ve 30 meslektaşımızın ellerinde olduğunu söyledi” dedi.
Kuzeybatı ve orta Nijerya, üyeleri "haydutlar" olarak bilinen suç çetelerinin saldırılarına tanık oluyor. Hükümet her ne kadar adam kaçırmayla mücadele kapsamında operasyonlar gerçekleştirse de olayların sonu kesilmiyor. Saldırganlar köylere saldırıp fidye için toplu adam kaçırma eylemlerine devam ediyorlar.
Bölgedeki bir güvenlik kaynağı, 50 kişinin bulunduğu düğün konvoyunun, otobüslerden birinin arızalanması sonucu Lambar Bakura köyünde durduğunu söyledi. Daha sonra silahlı kişiler otobüstekilere saldırdı. Konvoydakilerden 20 kişi kaçmayı başarırken, 30'u saldırganlarca rehin alındı.
Öte yandan, Togo hükümeti, ülkenin kuzeyindeki Burkina Faso sınırında yer alan Savanes bölgesinde benzeri görülmemiş iki "cihatçı" saldırı yaşanmasının ardından önceki gün Lome'de olağanüstü hal (OHAL) ilan etti. Hükümet, resmi medya tarafından yayınlanan bir bildiride, "Kabine, Savanes bölgesinde acil durum ilan edilmesini öngören bir kararname taslağını onayladı" ifadelerine yer verdi.
Enformasyon Bakanı Akoda Ivadan düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: OHAL, belirli bir durumun gerektirdiği istisnai bir önlemdir. Savanes bölgesi terör saldırıları altında ve ülkenin hızlı ve etkili bir şekilde hareket etmesi gerekiyor. Üç aylık bir süre için uygulanacak bu olağanüstü hal anayasaya göre Ulusal Meclisin onayı ile uzatılabilir.”
Kuzey Togo'da Mayıs ayındaki bir terör saldırısında 8 asker öldü, 13 asker de yaralandı. Saldırının sorumluluğunu Sahel bölgesindeki en büyük terör örgütü olan ve El-Kaide ile bağlantılı İslam ve Müslümanlara Yardım örgütü (Nusret el-İslam ve'l-Muslimin) üstlendi. Hükümetin açıklamasına göre, silahlı kişiler, ülkenin kuzeyindeki Sanlaoga köyünde güvenlik güçlerine bir "cihatçı" saldırı düzenledi. Saldırıda can kaybı yaşanmadı. Mali, Burkina Faso ve Nijer terör saldırılarına tanık oluyor. Gana, Togo ve Fildişi Sahili gibi komşu ülkeler ise bu saldırıların sınırlarına kadar yayılmasından korkuyor.



Uluslararası Ceza Mahkemesi el Faşir'deki olayları soruşturuyor

Darfur bölgesinde Tavila kasabasındaki bir kampta el Faşir'den yerinden edilen kadınlar ve çocuklar dün (AP)
Darfur bölgesinde Tavila kasabasındaki bir kampta el Faşir'den yerinden edilen kadınlar ve çocuklar dün (AP)
TT

Uluslararası Ceza Mahkemesi el Faşir'deki olayları soruşturuyor

Darfur bölgesinde Tavila kasabasındaki bir kampta el Faşir'den yerinden edilen kadınlar ve çocuklar dün (AP)
Darfur bölgesinde Tavila kasabasındaki bir kampta el Faşir'den yerinden edilen kadınlar ve çocuklar dün (AP)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcıları dün, Sudan'da Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Batı Sudan'ın Darfur bölgesindeki son ordu kalesi olan el Faşir'in kontrolünü ele geçirmesinin ardından, bazıları savaş suçu teşkil edebilecek toplu katliam ve tecavüz iddialarına ilişkin kanıt topladıklarını açıkladı.

UCM, BM Güvenlik Konseyi'nin 2023'te başlayan iç savaştan çok önce, davayı ilk kez gündeme getirdiği 2005 yılından bu yana Darfur'da işlenen soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suç iddialarını araştırıyor.

Savcıların yaptıkları açıklamada, "Devam eden soruşturma kapsamında, ofisimiz el Faşir'deki iddia edilen suçlarla ilgili olarak gelecekteki kovuşturmalarda kullanılmak üzere ilgili delilleri korumak ve toplamak amacıyla acil adımlar atıyor" denildi. Uzmanlar ise bildirilen şiddetin Darfur'daki önceki olayların izlerini taşıdığını ifade etti.


Trump: Nijerya'daki Hristiyanlar 'varoluşsal bir tehdit' ile karşı karşıya

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

Trump: Nijerya'daki Hristiyanlar 'varoluşsal bir tehdit' ile karşı karşıya

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, dün sağcı siyasi müttefiklerinin "Hristiyanlara yönelik soykırım" iddialarını desteklemesi üzerine, Nijerya'daki Hristiyanların "varoluşsal bir tehdit" ile karşı karşıya olduğu konusunda uyardı.

Son aylarda, Nijerya'daki "Hristiyan soykırımı" ve "zulüm" hakkındaki sosyal medya paylaşımları, ABD ve Avrupa'daki aşırı sağcılar arasında yankı buldu.

Afrika'nın en kalabalık ülkesi, uzmanların hem Hristiyanların hem de Müslümanların ayrım gözetmeksizin öldürülmesine yol açtığını söylediği çatışmalarla boğuşuyor.

Ancak Trump'a göre, "Hristiyanlık Nijerya'da varoluşsal bir tehditle karşı karşıya."

Cumhuriyetçi başkan, Truth Social platformunda yaptığı bir paylaşımda, iddialarını destekleyecek herhangi bir kanıt sunmadan, "binlerce Hristiyan öldürülüyor ve bu toplu katliamdan aşırılık yanlıları sorumlu" ifadelerini kullandı.

Trump, Nijerya'yı Dışişleri Bakanlığı'nın "din özgürlüğünü ciddi şekilde ihlal eden" ülkeler için kullandığı "özellikle endişe verici ülke" olarak nitelendirdiğini de ifade etti.

Nijerya, çoğunluğu Müslüman olan kuzey ve çoğunluğu Hristiyan olan güney arasında neredeyse eşit olarak bölünmüştür.

Kuzeydoğu, 15 yıldan uzun süredir Boko Haram'ın elinde şiddet olaylarına maruz kalmış, bu da 40 binden fazla kişinin ölümüne ve iki milyon kişinin yerinden edilmesine yol açmıştır.

Kuzeybatıda, "haydut" olarak bilinen çeteler köylere baskın düzenleyerek bölge sakinlerini öldürüp kaçırmaktadır.

Orta Nijerya ayrıca, çoğunluğu Müslüman olan çobanlar ile Hristiyan çiftçiler arasında sık sık çatışmalara sahne olmaktadır. Bu da şiddete dini bir boyut kazandırmaktadır. Ancak uzmanlar, toprak anlaşmazlıklarının temel olarak nüfus artışından kaynaklandığını belirtmekteler.

Trump'ın Arap ve Afrika işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos ekim ayı ortasında, "Boko Haram ve DEAŞ, Hristiyanlardan daha fazla Müslüman öldürüyor" demişti.

Şarku’l Avsat’ın ACLED Kriz İzleme Merkezi'nden aktardığına göre veriler, 2020-2025 yılları arasında Hristiyanları hedef alan en az 389 şiddet olayı yaşandığını ve bunlardan en az 318'inin öldüğünü gösteriyor.

Aynı dönemde Müslümanlara yönelik 197 şiddet saldırısı, 400'den fazla kişinin ölümüne yol açtı.

Trump'ın açıklamaları, lobi gruplarının Nijeryalı ayrılıkçıların davasını aktif olarak desteklediği bir dönemde geldi.

Yabancı lobi şirketlerini düzenleyen kurallar kapsamında yayınlanan belgelere göre sürgündeki Biafra Cumhuriyeti hükümetini temsil eden Moran Global Strategies, mart ayında ABD Kongre üyelerine Nijerya'daki "Hristiyanlara yönelik zulüm" konusunda uyarıda bulunan bir mektup yazdı.

Biafra, 1967'de bağımsızlığını ilan eden ve 1970'e kadar süren kanlı bir iç savaşı başlatan, doğu Nijerya'da kısa ömürlü bir ayrılıkçı devletin adıydı.


Yemen, Husilere gelişmiş kimyasal sevkiyatını engelledi

Husilere askeri amaçlı kaçırılan kimyasal sevkiyatının bir kısmı (hükümet medyası)
Husilere askeri amaçlı kaçırılan kimyasal sevkiyatının bir kısmı (hükümet medyası)
TT

Yemen, Husilere gelişmiş kimyasal sevkiyatını engelledi

Husilere askeri amaçlı kaçırılan kimyasal sevkiyatının bir kısmı (hükümet medyası)
Husilere askeri amaçlı kaçırılan kimyasal sevkiyatının bir kısmı (hükümet medyası)

Yemen Ulusal Direniş Güçleri, Donanma, İstihbarat Birimi ve Sahil Güvenlik ile iş birliği yaparak, Bab el-Mendeb Boğazı'ndaki Husilere gelişmiş kimyasal ve askeri teçhizat sevkiyatını engelledi.

Isıya dayanıklılık ve füze ve insansız hava aracı (İHA) yapılarının yalıtımında kullanılan "fenol + formaldehit" adlı bir polimer bileşiğinden 24 varil ve radar izlerini azaltmak için kullanılan türevleri ele geçirdiler. Ayrıca, koruyucu giysiler, maskeler ve diğer askeri teçhizata da el koydular; bu gelişme, Husi kontrolündeki bölgelerde askeri üretim atölyelerinin varlığını gösteriyor.

Yemen askeri medyası, ortak bir devriyenin, İran Devrim Muhafızları tarafından işletilen kaçakçılık şebekeleriyle bağlantılı olduğundan şüphelenilen ahşap bir tekne hakkında kesin istihbarat aldığını bildirdi. Devriye, tekneyi durdurdu ve kargonun inceleme ve soruşturulması için güvenli bir yere çekti.

Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani, operasyonun "İran'ın Yemen'deki projesine bir darbe daha" olduğunu ve Devrim Muhafızları'nın bölge güvenliğini tehdit eden askeri teçhizat kaçakçılığına karıştığının kanıtı olduğunu belirtti.