Gayriaskeri statüdeki Limni Adası'nda Yunan savaş uçakları görüntülendi

Fotoğraf: AP_Arşiv
Fotoğraf: AP_Arşiv
TT

Gayriaskeri statüdeki Limni Adası'nda Yunan savaş uçakları görüntülendi

Fotoğraf: AP_Arşiv
Fotoğraf: AP_Arşiv

Yunanistan’ın 1923 Lozan Antlaşması gereği silahsızlandırması gereken Limni Adası'ndaki askeri üste bulunan F-16 savaş uçakları görüntülendi.
Yunanistan’da yayın yapan SKAI TV’nin özel haberindeki görüntülerde Limni Adası'ndaki 130. Muharebe Filosu'ndan hareket eden bir F-16 savaş uçağı tanıtıldı.
Haberde, uçaksavar füzelerle yüklü uçağın, Türk uçaklarının Yunanistan hava sahasını ihlal etmesini önlemek üzere Ege’de görev yaptığı öne sürüldü.
Limni, 1923 Lozan Barış Antlaşması uyarınca silahsızlandırılmak koşuluyla Yunanistan'a verilen Doğu Ege adaları arasında bulunuyor.
1914 Altı Devlet Kararı ile Taşoz, Bozbaba, İpsara, Semadirek ve Limni adaları Yunanistan'a verilirken, Yunanistan'ın tahkimat yapmaması ve adaları bahri veya askeri amaçla kullanmaması konusunda Altı Devlet'e ve Türkiye'ye yeterli garanti vermesi kararlaştırılmıştı. Bu karar da Lozan Antlaşması'nın 12. maddesiyle onaylanmıştı.

Yunanistan, 16 Doğu Ege adasını silahlandırmış bulunuyor
Atina, halihazırda, 1923 Lozan Antlaşması'na göre silahsızlandırılması gereken Semadirek, Limni, Midilli, Sisam, Sakız, İpsara ile Ahikerya'ya asker çıkarıp tugay, tümen, top ve tüfek gibi unsurları konuşlandırarak, gayriaskeri statüde olması gereken dokuz adadan yedisinde antlaşmayı ihlal ediyor.
Onikiadalardan Batnoz, İleriye, Kelemez, İstanköy, İleki, Kerpe, Sömbeki, Rodos ve Meis'te de aynı tavrı sürdüren Yunanistan, Paris Antlaşması uyarınca gayriaskeri statüde kalması gereken 14 adadan dokuzunda hukuk dışı davranıyor.
Atina, böylece mevcut durumda gayrihukuki olarak 16 Doğu Ege adasını silahlandırmış bulunuyor.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.