AB, Mısır ile 2027'ye kadar sürecek 'ortaklık haritasını' açıkladı

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
TT

AB, Mısır ile 2027'ye kadar sürecek 'ortaklık haritasını' açıkladı

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell

Avrupa Birliği (AB), Mısır ile 2027'ye kadar sürecek ülkenin yeşil ve dijital dönüşümü, dış politika, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü içeren konularda ortaklık yapacak.
AB-Mısır Ortaklık Konseyi'nin 9'uncu toplantısı, dün Lüksemburg'da yapıldı.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, bugün yine Lüksemburg'da AB Dışişleri bakanlarıyla gayriresmi öğle yemeğinde bir araya geldi.
Ardından AB Konseyi'nden yapılan yazılı açıklamada, Ortaklık Konseyi Toplantısı'nda 2027'ye kadar olan dönemde pek çok konuda iş birliğini kapsayacak bir plan kabul edildiği bildirildi.
Buna göre, AB ve Mısır, iş birliğini ekonomi, dış politika ve bölgede istikrarın sağlanması olmak üzere 3 temel alanda geliştirecek.
AB, Mısır'ı yeşil ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında desteklemek amacıyla 2021-2024 dönemi için 240 milyon avroluk yardım da sağlayacak.
Artan gıda, enerji ve emtia fiyatları karşısında AB, Mısır'ın özellikle tahıl üretim ve depolama tesislerini desteklemek için 100 milyon avro aktaracak.
Mısır'ın bölgede enerji merkezi olma yolunda sarf ettiği çabaları memnuniyetle karşılayan AB, COP27 Başkanlığını da destekleyecek.
Açıklamada, AB'nin Mısır ile terör, düzensiz göç, insan kaçakçılığı konularında da iş birliği yapacağı belirtilerek, "Mısır ve AB, uluslararası yükümlülükleri doğrultusunda tüm vatandaşlarının anayasal hakları olarak demokrasiyi, temel özgürlükleri ve insan haklarını, cinsiyet eşitliğini ve fırsat eşitliğini teşvik etmeye kararlıdır" ifadesi kullanıldı.



Suriye'nin kuzeydoğusundaki saldırılarda 9 SDG'li öldü

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye'nin kuzeydoğusundaki saldırılarda 9 SDG'li öldü

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri, Deyrizor'un kuzey kırsalındaki karargâhlarına yapılan benzer saldırıların ardından yaptığı açıklamada, Rakka vilayeti kırsalındaki Tabka kenti ve Haseke vilayetinin güneyindeki eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik noktalarını hedef alan bir dizi silahlı saldırıda 5 üyesinin öldüğünü ve 2 üyesinin de yaralandığını duyurdu. Bu arada Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Medya Merkezi, silahlı grupların SDG'nin etki alanlarına yönelik saldırılarında 4 savaşçısının öldürüldüğünü açıkladı.

Kürt yönetimine bağlı İç Güvenlik Güçleri dün resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada, ‘terörist’ olarak nitelediği grupların ‘Tabka kentinde güçlerine ait iki noktayı hedef aldığını ve iki üyesinin yaralanmasına neden olduğunu, 14 Temmuz sabahı da eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik kontrol noktalarından birine saldırı düzenlendiğini ve beş üyesinin öldüğünü belirtti.

Özerk Yönetim ve SDG liderliği söz konusu saldırıları genellikle DEAŞ hücrelerinin gerçekleştirdiğini iddia ederek, ‘medya saldırıları ve Suriye genelinde, özellikle de ülkenin kuzey ve doğu bölgelerinde kaos ve fitne yaymak isteyen tarafların sürekli kışkırtmaları ışığında’ bu saldırıların arttığını ve sıklaştığını kaydetti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri liderlerinden Ali el-Hüseyin Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, son dönemde Özerk Yönetim bölgelerindeki güvenlik durumunun, doğrudan karargâhları ve güvenlik kontrol noktalarını hedef alan DEAŞ hücrelerinin hareketlerinde bir artışa sahne olduğunu söyledi. Hüseyin, “Bu girişimlere rağmen, kuvvetlerimiz yüksek hazırlık ve uyanıklıkları sayesinde saldırıları etkili bir şekilde engellemeyi başardı” dedi.

jukıo
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan karargahlarından birinde (Şarku’l Avsat)

Genel Komutanlığın bu grupların kimliğini ve bağlantılarını ortaya çıkarmak amacıyla kapsamlı soruşturmalar başlattığını belirten el-Hüseyin, “Güvenlik güçlerimiz, bu tür girişimleri boşa çıkarmak konusunda daima tam teyakkuz hâlindedir ve sivillerin güvenliğini ve emniyetini korumak için gerekli tüm önlemleri almıştır” ifadesini kullandı.

SDG'nin güvenlik kanadı olan güvenlik güçlerinin mevzilerine yönelik bu silahlı saldırılar, Suriye'nin kuzeydoğusunda Özerk Yönetim’in kontrolü altındaki bölgelerin akıbetine ilişkin gerginlik ve endişe ortamında, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve SDG lideri Mazlum Abdi tarafından 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmak amacıyla Özerk Yönetim’den bir heyetin ABD ve Fransa arabuluculuğunda başkent Şam'da Suriye hükümeti bakanlarıyla yaptığı son görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığının açıklanmasının ardından geldi.

vdfghyju
Suriye hükümeti Tişrin Barajı'nda bakım çalışmalarına başladı. (Arşiv)

Konuyla ilgili olarak SDG Medya Merkezi, Halep'in doğu kırsalında Türk ordusu ve müttefik Suriyeli silahlı gruplar ile aralarında devam eden çatışmalarda 4 savaşçısının öldüğünü bildirdi.

Bu bölgeler, 10 Nisan'da Münbiç kırsalında varılan Tişrin Barajı anlaşmasından bu yana temkinli bir sükunete tanıklık etti. Cumhurbaşkanı eş-Şera ve Abdi arasındaki ikili anlaşmanın bir parçası olarak, tüm askeri tarafların çekilmesi ve Suriye Savunma Bakanlığı güçlerinin barajı korumak üzere bölgeye girmesiyle birlikte Suriye'nin kuzeyindeki stratejik barajın ortak yönetimi oluşturuldu.