Libyalılar, silahlı milislerin orduyu birleştirme girişimini engellemesinden endişe ediyor

Siyasiler bazı milislerin “fitne çıkaracağını” tahmin ediyor.

Libya’daki iki ordunun genelkurmay başkanları geçen hafta Trablus’taki Mitiga Havalimanı’nda bir araya geldi (AFP)
Libya’daki iki ordunun genelkurmay başkanları geçen hafta Trablus’taki Mitiga Havalimanı’nda bir araya geldi (AFP)
TT

Libyalılar, silahlı milislerin orduyu birleştirme girişimini engellemesinden endişe ediyor

Libya’daki iki ordunun genelkurmay başkanları geçen hafta Trablus’taki Mitiga Havalimanı’nda bir araya geldi (AFP)
Libya’daki iki ordunun genelkurmay başkanları geçen hafta Trablus’taki Mitiga Havalimanı’nda bir araya geldi (AFP)

Libyalı siyasiler ülkenin batısındaki milisler arasında silahlı çatışmaların yeniden patlak vermesinin ardından milislerin sahadaki güçlerini kullanarak orduyu birleştirme girişimlerini engellemesinden endişe ediyor.
Libya Genel Ulusal Kongresi’nin eski üyesi Abdulmunaim El-Yesir, milis liderlerin çoğunun orduyu birleştirme girişimine tamamen itiraz ettikleri gerçeğini yansıtmamaya çalıştığını söyledi. Yesir, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Çeşitli milis gruplar ordunun birleştirilmesi fikrini reddediyor ancak ideolojik takıntıları olan ve kendini Şubat Devrimi’nin mirasçısı olarak gören milislerin liderleri sessizliğini sürdürüyor veya siyasi sözcüleriyle koordineli olarak medya üzerinden eleştiriler yöneltmekle yetiniyor” dedi.
Misrata’daki milislerin ülkenin doğusu ile batısı arasındaki sahil bağlantı hattını ulaşıma kapattığını anımsatan Yesir, “Bu gelişme, itirazlarını göstermek için gerginliği tırmandıracak en büyük adım olabilir. Gizli bir şekilde fitne yayacaklarını ve Libyalıların zihninde milislerin imajını ‘Ulusal Ordu’ ile ilişkilendirmek için çalışacaklarını düşünüyorum” diye konuştu.
Libya Ulusal Ordusu Genelkurmay Başkanı Abdurrezzak en-Nazuri ve Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad’ın katılımıyla gerçekleşen askeri toplantı sonrasında yapılan açıklamada, ordunun birleştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Libya’nın eski Savunma Bakanı Muhammed Mahmud el-Bergasi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, ülkenin doğu ve batısındaki siyasi liderlerin gözetiminde Trablus’ta düzenlenen son toplantıda askeri yetkililerin savaşın geri dönmeyeceği konusunda taahhütte bulunduklarını söyledi. Bergasi, “Bu taahhüt milis liderlerin birçoğuna, kendilerinin hedef pozisyonda olmadıkları hususunda güven telkin etti. Dolayısıyla da bu toplantıdan duydukları rahatsızlığı dile getirmediler” dedi.
Bergasi, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Milisler silahlanma gücü ve başkent ile banliyölerindeki askeri üslerdeki kontrolü ışığında orduyu birleştirmeye dönük her türlü finansmanı durdurması için devlet liderlerine her zaman baskı uygulayabilir. Milisler geçtiğimiz yıllar içinde kademeli bir şekilde paralel orduya dönüşmeyi ve devletin bütçesinden hatırı sayılır bir pay almayı nasıl başardı? Milisler bu siyasi liderlerin kendilerine karşı gerginliği tırmandırıcı hiçbir adım atamayacaklarını çok iyi biliyorlar. Hükümet üzerinde kavga eden her iki başbakan da (Abdulhamid Dibeybe ve Fethi Başağa) kendilerini korumaları için milislere güveniyor. Trablus’taki son çatışmaların Libya sahasındaki liderlerin sadece güç gösterisi olduğuna ihtimal vermiyorum. Askerlerin açıklaması da yaşananların etkisini hafifletmeyi amaçlıyor. Ortak ordu ortaya çıktığında bu silahlı oluşumlarda yer alan askerlerin orduya katılmamasını talep ediyorum. Ortak ordunun kuruluşuyla birlikte silahlar toplanmalı ve yabancı güçler ülkeden çıkarılmalıdır.”
Libyalı analist Abdullah el-Kebir, Trablus’ta Caydırma Birimi ve Trablus Devrimcileri Tugayı arasında çıkan son silahlı çatışmaların ortak ordunun kurulmasının ciddi bir başlangıcı olabileceğine işaret etti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Kebir, “Silahlarını yeni ordunun eline teslim etmeyi reddederek, ortak ordunun kurulmasına itiraz eden oluşumlar ile bu ortak ordunun özellikle doğudaki askeri liderler tarafından iktidara ulaşma projesi olmasından endişe eden oluşumlar arasında ayrım yapmak gerekir. Orduyu birleştirme çabaları için bir referans bulunmalı. Bu da Anayasa’nın hedeflerini ve ülküsünü belirlediği bir referans olmalı. Artık resmi olarak temsil gücü bulunan Savunma Bakanlığı’na veya Başkanlık Konseyi’ne bağlı oluşumlar, mali avantajlar sunulur ve takibata uğramayacakları taahhüdü verilirse bireysel ortak orduya katılır. Ancak bu savaş suçu işleyenlerin bu askeri oluşuma katılmasına izin verilmesi anlamına gelmemeli” ifadelerini kullandı.
Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Silahlanma Departmanı Başkanı Ahmed Uleybe, “Genelkurmay başkanları düzeyinde komutanlığı birleştirme girişimindeki asıl risk mevcut siyasi anlaşmaların başarısız olmasıdır. Milisler daima ortamı germe gücüne sahip. Fakat Batı ve Doğu arasında bu yakınlaşmayı sağlayan mevcut siyasi anlaşma sekteye uğrar veya başarısız olursa Libya aynı askeri bölünmeye geri dönmeye başlayacak ve belki de daha kötüsü olacak” dedi.
Yerel milislere destek veren ülkelerin orduyu birleştirme girişimini engellemesinden endişe ettiğini belirten Uleybe, “Bu ülkeler milisleri kaos ortamında çıkarlarını korumaları için görevlendirdi. Bu nedenle güçlü bir ordu olursa hedeflerine ulaşmış olacaklar” diye konuştu.



ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
TT

ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani'nin ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile telefonda kimyasal silahlar, yaptırımlar ve “İran'ın müdahalesi” konularını görüştüğünü bildirdi.

Bakanlığın açıklamasında eş Şeybani'nin, Şam'ın yaptırımların, özellikle de Sezar Yasası'nın kaldırılması için Washington ile birlikte çalışma arzusunu dile getirdiği belirtilerek, iki tarafın bu yasanın devam etmesinin “şirketlerin ve yatırımcıların uzun vadede Suriye'de ekonomik faaliyette bulunma kabiliyetlerini kısıtladığını” vurguladığı kaydedildi.

Açıklamada Rubio'nun, ABD yönetiminin, Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması yönündeki direktiflerini uygulamaya devam ettiği ve “önümüzdeki aylarda Sezar Yasası'nın yürürlükten kaldırılması için Kongre ile birlikte çalışacaklarını” söylediği aktarıldı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFPSuriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFP

Açıklamada, iki ülkenin katılımıyla kimyasal silahlar konusunda özel bir komite kurulması için tarafların ortak koordinasyon içinde hareket ettiği duyuruldu.

İran'la ilgili olarak Şam, “özellikle Tahran'a yönelik son saldırıların ardından İran'ın Suriye'nin iç işlerine karışma girişimleri” olarak tanımladığı durumdan duyduğu endişeyi dile getirirken, Washington da “mevcut meşguliyetlerine rağmen Tahran'ın Suriye'deki güç dengesini değiştirme arayışından vazgeçmeyeceği” uyarısında bulundu.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'na göre iki bakan terörle mücadele dosyasını da ele aldı ve özellikle Şam'daki Mar Elias Kilisesi'ne yapılan son saldırıdan sonra DEAŞ'ın hala “gerçek bir tehdit oluşturduğunu” teyit etti.

Açıklamada, ABD tarafının DEAŞ'ın “şu anda Suriye hükümetine yönelik en büyük tehdit” olduğunu vurguladığı ve bu alanda istihbarat paylaşımı ve Suriye'nin kabiliyetlerinin geliştirilmesi konusundaki kararlılığını ifade ettiği ifade edildi.

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)

İki taraf ayrıca İsrail'in, Suriye'nin güneyine yönelik tekrarlanan saldırılarını da ele aldı ve eş Şaybani Suriye'nin 1974 tarihli Ayrılma Anlaşmasına geri dönmek için ABD ile işbirliği yapma arzusunu dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın açıklamadan aktardığına göre Rubio, “bölgenin tanık olabileceği en kötü şeyin Suriye'nin bölünmesi ya da iç savaşa dönmesi” olduğu uyarısında bulundu.

Rubio, ülkesinin Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açma arzusunu dile getirerek, “iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasına yönelik somut değişimi teyit eden bir adım olarak” eş Şeybani'ye mümkün olan en kısa sürede Washington'u ziyaret etmesi için resmi davette bulundu.