ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı ve ABD 5’inci Filo komutanı Amiral Brad Cooper, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Bölgenin güvenliğine yönelik taahhütlerimizden geri adım atmayacağız’

Brad Cooper, Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliğinin deniz güvenliğini geliştirdiğini vurguladı.

ABD 5’inci Filo komutanı Brad Cooper.  (ABD Donanması)
ABD 5’inci Filo komutanı Brad Cooper. (ABD Donanması)
TT

ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı ve ABD 5’inci Filo komutanı Amiral Brad Cooper, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Bölgenin güvenliğine yönelik taahhütlerimizden geri adım atmayacağız’

ABD 5’inci Filo komutanı Brad Cooper.  (ABD Donanması)
ABD 5’inci Filo komutanı Brad Cooper. (ABD Donanması)

ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı (NAVCENT) ve ABD 5’inci Filo komutanı Amiral Brad Cooper, dünyanın ilk deniz drone kuvvetinin kurulmasında önemli ilerlemeler olduğunu vurguladığı açıklamasında bölgedeki tüm müttefiklerle çeşitli düzeylerde görüşmeler yapıldığını belirtti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Cooper, bölgedeki deniz güvenliğini artırmak için ortaklık, teknoloji ve inovasyona bel bağladıklarını dile getirdi. Amiral Brad Cooper, 2023 yazına kadar 100 platform içerecek yeni deniz drone filosunun yalnızca bir yıl önce tanıtılan bir teknolojiye dayandığını belirtirken deniz seviyesinin üstündeki ve altındaki tehditlerin takip menzilini ve doğruluğunu artırarak, Körfez sularının güvenliğini benzeri görülmemiş bir şekilde artırmaya katkıda bulunacağını vurguladı.
Cooper, ABD’nin Ortadoğu’nun güvenliğine olan bağlılığını dile getirirken, bu yılın ağustos ayına kadar 50 ortak askeri tatbikatın düzenlendiğini ve geçen yıla göre belirgin bir artış kaydedildiğini söyledi. Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliğine övgüde bulunan Cooper, bu adımı ikili ilişkiler, caydırıcılık ve deniz güvenliği çalışmalarına ortak bağlılığın pekiştirilmesi olarak değerlendirdi.

İngiliz Kraliyet Donanması tarafından yayınlanan, el konulan bir silah sevkiyatının fotoğrafı.
ABD 5’inci Filo komutanı, kaçakçılıkla mücadele için ortak çabalar devam ederken bu yılın başlarında karadan havaya füzeler ve seyir füzesi bileşenleri de dahil olmak üzere kaçak silah sevkiyatlarına ek olarak son 18 ay içerisinde 700 milyon dolar değerinde uyuşturucu ele geçirildiğini söyledi. Kaçakçılıkla mücadele amacıyla filo tarafından başlatılan ödül programına da yanıt verildiğini kaydeden yetkili, girişimin geçen ay başlatılmasından bu yana 250 bilgi alındığını ifade etti.

İnsansız Yüzey Araçları
ABD’li Komutan’ın Şarku’l Avat ile gerçekleştirdiği röportaj boyunca bıkmadan usanmadan tekrarladığı iki kelime ‘ortalık’ ve ‘yenilik’ oldu. Bu tekrar bir tesadüf değil, Cooper’in iletmeyi amaçladığı bir mesajdı.
5’inci Filo’nun Bahreyn’deki askeri üsteki toplantı odasından konuşan Cooper, “Görevimiz iki ana temele dayanıyor: Bölgesel ortaklıkları güçlendirme, inovasyonu ve teknolojiyi hızlandırma” dedi.
Amiral Brad Cooper’a göre bunlar yalnızca vaatler değil, eylemle desteklenen gerçekler. ABD’li yetkili, inovasyonla ilgili olarak, İnsansız Yüzey Araçları (Unmanned Surface Vehicle) filosunun dünyada türünün ilk örneği olacağını söyledi. “İnsansız hava araçları, 20 yıldır, su altı araçları 10 yıldır ve su üstü araçları ise sadece yaklaşık 1 yıldır kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
Cooper, çalışma biçimleriyle ilgili olarak bu araçların radarlar, olağandışı herhangi bir hareketi veya şüpheli etkinliği tespit etmelerini sağlayan yapay zeka ve her saniye fotoğraf çekebilen 360 derecelik kameralarla donatıldığını söyledi. Cooper’a göre bu araçlar, uydu aracılığıyla ülkelerin komuta merkezlerine veri göndererek onları uyarmakta ve uygun kararı vermelerini sağlıyor.
Cooper, iki tür insansız deniz aracına değinirken, “Birincisi, arka arkaya 200 gün boyunca deniz seviyesinin üzerinde kalma yeteneğiyle, diğeri ise yaklaşık 100 deniz miline ulaşan yüksek hızlı tepki ile karakterize ediliyor” dedi.
Bölgedeki ülkelerin bu yeni teknolojiye ne ölçüde ilgi gösterdiği hakkında “Bölgedeki tüm ortaklarımızla farklı seviyelerde görüşmeler yapıyoruz” diyerek, herkesin bununla ilgilendiğini dile getirdi. Aynı şekilde bu insansız platformların bölgedeki ikili ve toplu manevralara katıldığını söylerken, “Ortaklarımızla yakın şekilde çalışarak önemli ilerleme kaydettik” ifadesini kullandı.
Cooper’a göre bu araçlar, bölgenin uçsuz bucaksız deniz ve yoğun nakliye trafiğinin yarattığı zorluğu da çözüyor. “Normalde bir ülke, mevcut sensörleri kullanarak kıyılarından 30 kilometreye kadar etkin bir şekilde keşif yapabilir” diyen Cooper, “Günümüzde insansız deniz araçları sayesinde görüş mesafesi 60 veya 90 km’ye çıkarılmıştır” dedi. Amiral Brad Cooper, bu alanda bölge ülkeleri arasındaki iş birliğinin önemine dikkati çekerken, “Bu araçları konuşlandıran birkaç ülke çabalarını koordine ederse keşif mesafesi birkaç kez artırılabilir” dedi.

Bölgesel ortaklıkların güçlendirilmesi
Cooper, inovasyon ve teknolojiye ek olarak, bölgenin güvenliğini artırmak için bölgesel ve uluslararası ortaklıklara da güvenirken, 33 ortak tatbikata tanık olan geçen yıla göre gözle görülür bir artışla bu yılın ağustos ayına kadar 50 ortak tatbikat düzenlendiğine vurgu yaptı.
Bu tatbikatlardan en öne çıkanı, bu yılın Şubat ayında 60 ülkenin katıldığı ve 80 insansız aracın kullanıldığı, Ortadoğu’daki en büyük ortak uluslararası deniz tatbikatı oldu.
ABD’nin odak noktasını Çin ve Rusya’nın kurulmasına yardımcı oldukları dünya düzenine yönelik tehditlere yönelttiği bir dönemde birçok kesim, Ortadoğu’ya olan bağlılığının azalmaya başladığını söyledi.
Amiral Brad Cooper, geçen temmuz ayında Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi sırasında ABD Başkanı Joe Biden’ın ülkesinin bölgenin güvenliği ve istikrarına bağlılığını teyit ettiğini hatırlattı.

21 Nisan 2022’de Kızıldeniz’de düzenlenen deniz tatbikatı kapsamında konuşlandırılan insansız deniz aracı. (ABD Donanması)
Cooper, ABD ve Ortadoğu’daki müttefikleri arasındaki deniz ortaklığının yönlerine ilişkin şunları söyledi:
“İki büyük ortaklığımız var. İlki, 20 yıl önce kurulan Birleşik Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (CMF). Dünyanın en büyük denizcilik ortaklığıdır ve dört ortak görev kuvvetini içerir; Ticaretin serbest akışını sağlamaya yardımcı olmak için Umman Körfezi ve kuzey Arap Denizi’nde devriye gezen 150 CTF, özellikle Aden Körfezi ve Somali Havzası’na odaklanarak bölgesel düzeyde korsanlıkla mücadele eden 151CTF, çabalarını Arap Körfezi’nde deniz güvenliğine odaklayan 152 CTF, 17 Nisan’da kurulan ve Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde deniz güvenliğine odaklanan 153 CTF.”
Uluslararası Deniz Güvenliği Konsorsiyumu, Ortadoğu’da uluslararası sularda seyreden ticari gemilerin seyrüsefer özgürlüğüne yönelik artan tehditlere yanıt olarak 2019 yılında kuruldu. Bu kurum, esas olarak caydırıcılık ve güvenceye odaklanıyor.
Her iki kuruluşta da yer alan ülke sayısının arttığını söyleyen Cooper, “Sadece son iki hafta içinde, bu deniz ortaklıklarında farklı ülkelerin liderlik rolleri üstlendiğini gördük” dedi.
Amiral Brad Cooper, bölgesel konuma ilişkin “29’a yakın ülkeden yüzlerce ortağımız her gün üssümüzde bizi ziyaret ediyor ve ortak operasyonlarımızı mümkün kılıyor” ifadesini kullandı. ABD’li yetkili, Bahreyn’in bu büyük ve çok taraflı ortaklıkları mümkün kılmakta oynadığı ‘önemli role’ de övgüde bulundu.

Kaçakçılıkla mücadele
5’inci Filo Komutanı, Körfez sularında kaçakçılıkla mücadele için geçen ay başlatılan ödül programına geniş bir yanıt verildiğini belirtirken, “Bu girişim başlamadan önce ayda bir veya iki bilgi alıyorduk. Bugün, gözle görülür bir artışla yaklaşık 250 bilgi aldık” dedi.
ABD’li yetkili, istihbarat hassasiyeti nedeniyle bu bilgilerin niteliği konusunda temkinli davranırken daha doğru bilgiler sayesinde gelecekte kaçak sevkiyat yakalama faaliyetlerinin artacağı yönündeki iyimserliğini dile getirdi. Cooper “Programı duyururken taahhüt ettiğimiz gibi, bu bilgiler kaçakçıların ele geçirilmesine yol açarsa, yüz bin dolara kadar verilecek” ifadelerini kullandı.
Cooper, uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla mücadele çabalarının son derece olumlu sonuçlar verdiğini belirttiği açıklamasında “Son 18 ayda piyasa değeri 700 milyon dolar olan uyuşturucuya el koymayı başardık” dedi. ABD’li yetkili, uyuşturucu sevkiyatlarının genellikle, Ortak Görev Gücü 150’nin çabalarının odaklandığı kuzey Umman Denizi ve Umman Körfezi’nde engellendiğini kaydetti.
Cooper silahlar konusunda yaptığı açıklamada ABD ve müttefikleri, 2021’de, 2020’de ele geçirilenlerden üç kat daha fazla, yaklaşık 9 bin silaha el koyduğu bilgisini verdi.
Ordu komutanı, belgelere göre, el konulan silahların çoğunun İran’dan kaçakçılık için kullanılan koridorlarda ele geçirildiğini belirtirken bu yıl ele geçirilen sevkiyatlar arasında karadan havaya füzeler ve seyir füzelerinin parçalarının bulunduğunu vurguladı.
Geçen Temmuz İngiliz Kraliyet Donanması, ABD desteğiyle Umman Körfezi’nde gelişmiş silah bileşenlerine el koyduğunu duyurdu.
İngiliz Donanması’ndan şu açıklamada bulunuldu:
“HMS Montrose gemisi, rutin deniz güvenliği operasyonlarındayken, İran’ın güneyindeki uluslararası sularda kaçakçılar tarafından işletilen sürat teknelerindeki İran silahlarına el koydu. Ele geçirilen silahlar arasında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararına aykırı olarak, karadan havaya füzeler ve kara saldırı amaçlı seyir füzeleri için motorlar vardı.”
Aynı şekilde ele geçirilen füzelerin bileşenlerinin, bin kilometre menzile sahip olan ve Husiler tarafından Suudi Arabistan'daki hedefleri vurmak için kullanılan 351 ‘Cruise’ füzesinde kullanıldığına da değinildi. Ayrıca bu tür silahın 17 Ocak 2022’de Abu Dabi’ye düzenlenen ve üç sivilin ölümüne neden olan bir saldırı başlatmak için kullanıldığına dikkat çekti.

Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliği
Suudi Arabistan Kraliyet Donanması temmuz ayında Birleşik Görev Gücü CTF 150’nin komutasını üçüncü kez devraldı. Suudi Arabistan Kraliyet Donanması Komutanı Tuğamiral Abdullah Mutayri, Bahreyn’deki ABD Deniz Üssü’nde düzenlenen özel bir törenle, gücün komutasını Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Vakar Muhammed’den aldı.
Bu adımı Washington ve Riyad arasındaki ortaklık gücünün doğal bir yansıması olarak nitelendiren Cooper konuya dair şunları söyledi:
“Suudi Arabistan Kraliyet Donanması ile çok yakın bir çalışma ilişkimiz var. Tuğamiral Mutayri’nin deniz güvenliği ve (kaçakçılık girişimlerinin) engellenmesi alanındaki çabalarımızı güçlendirmemize yardımcı olacağı konusunda iyimserim.”
Cooper, Suudi Arabistan’ın CTF 150 liderliğinin caydırıcılık çabalarının güçlendirilmesine ve tehditler karşısında bölge ülkelerinin güvenliğine katkıda bulunduğunu vurgularken, “Bu, hem ikili ilişkimizin hem de genel olarak caydırıcılık ve deniz güvenliğine olan ortak bağlılığımızın somut bir yansımasıdır” dedi.
ABD’li yetkili ayrıca şunları söyledi:
“İki ülke arasında denizcilik alanındaki iş birliği, özellikle ortak tatbikatlar, operasyonel ve istihbarat seviyelerindeki unsurların değişimi ve deniz devriyelerinin koordinasyonu olmak üzere çeşitli yönleri içeriyor.”

İran nükleer görüşmeleri
İran ve destek verdiği milislerin faaliyetleri, Ortadoğu’nun güvenlik ve istikrarı için en önemli tehdidi oluşturuyor. ABD ve Avrupalı müttefikleri, İran ile ‘geliştirilmiş’ bir nükleer anlaşmayı yeniden başlatmaya çalışırken, bölgedeki birçok kişi zayıf bir anlaşmanın sonuçları konusunda uyarıyor.
Amiral Brad Cooper’ın konuya dair değerlendirmesi şöyle oldu:
“Diplomatik kanallar aracılığıyla ele alınan nükleer anlaşma görüşmelerin ayrıntıları hakkında doğrudan konuşmayacağım. Ancak genel olarak, herhangi bir istikrarsızlaştırıcı faaliyetten endişe duyuyoruz. Kuvvetlerimiz, İran’dan bölgedeki vekillerine kadar, balistik füzeler, seyir füzeleri ve insansız hava araçlarının kaçakçılık girişimlerine özel dikkat veriyor.”

İsrail’in rolü
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), geçen yıl İsrail’i Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı’nın (EUCOM) yetki alanından çıkarıp, Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) yetki alanına dahil ettiğini açıkladı. 
Bu adım, Tel Aviv’in ABD eski Başkanı Donald Trump yönetiminin İbrahim Anlaşmaları sonucunda bölgedeki bazı ülkelerle ilişkilerini normalleştirmesinden aylar sonra atıldı. 
Bu adımın İsrail ile yakın şekilde çalışmalarına izin verdiğini belirten Cooper “İsrail donanması sofistike ve yüksek yeteneklere sahip. Onlarla iş birliği yaparak kolektif yeteneklerimiz daha iyi olacak ve bölge daha güvenli hale gelecek” dedi.
ABD’li yetkili ayrıca, bu ortaklığın sonuçlarının görülmeye başladığını vurguladığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Geçen kasım ayında ABD, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’i içeren taraflı bir tatbikat gerçekleştirdik. O zamandan beri, Intrinsic Defender de dahil olmak üzere bir dizi tatbikat yaptık. Ayrıca yakın zamanda Kızıldeniz’de Noble Rose adı altında başka bir tatbikat daha düzenledik.”



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.