Sri Lanka'dan kaçan eski Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa neden döndü?

"Yarı tanrı gibi görülüyordu, kendinden hesap sorulmasına alışık değil"

Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını kazandığı 1948'den bu yana en büyük ekonomik ve toplumsal krizini yaşayan Sri Lanka'da hükümet karşıtı birçok protesto düzenlenmişti (AFP)
Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını kazandığı 1948'den bu yana en büyük ekonomik ve toplumsal krizini yaşayan Sri Lanka'da hükümet karşıtı birçok protesto düzenlenmişti (AFP)
TT

Sri Lanka'dan kaçan eski Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa neden döndü?

Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını kazandığı 1948'den bu yana en büyük ekonomik ve toplumsal krizini yaşayan Sri Lanka'da hükümet karşıtı birçok protesto düzenlenmişti (AFP)
Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını kazandığı 1948'den bu yana en büyük ekonomik ve toplumsal krizini yaşayan Sri Lanka'da hükümet karşıtı birçok protesto düzenlenmişti (AFP)

Protestocuların evini ve ofisini basmasının ardından ülkeyi terk eden eski Sri Lanka Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa döndü.
Geçici vizeyle Tayland'da yaşayan Rajapaksa, cumartesi erken saatlerde Singapur üzerinden Sri Lanka'nın başkenti Kolombo'daki Bandaranaike Uluslararası Havalimanı'na gitti.
Sri Lanka Savunma Bakanlığı, Rajapaksa'ya koruma sağlanacağını belirtirken, bazı bakanlar eski devlet başkanını havalimanında karşıladı.
Peki yaklaşık 7 hafta önce ülkesini terk eden Rajapaksa neden döndü?

"Özel jet ve suit odalar"
Rajapaksa’nın ülkeye dönüşünde önemli unsurlardan biri yurtdışındaki masraflarıydı.
Sri Lanka hükümetinden kimliğini paylaşmayan bir kaynak, Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters'a 23 Ağustos'ta yaptığı açıklamada, Rajapaksa'nın lüks yaşam tarzını yurtdışında da sürdürdüğünü belirtmişti. 
Kaynak, özel güvenliğe ve kendine ait bir jete sahip olan Rajapaksa'nın suit odalarda kaldığına, bunun da yüz binlerce dolara mal olduğuna dikkat çekmişti.
Rajapaksa ailesine yakın olduğunu söyleyen ve kimliğini paylaşmayan bir kaynaksa eski devlet başkanının masraflarının büyük kısmının destekçileri tarafından karşılandığını ifade etmişti. 

"Egosu sarsıldı"
Sri Lanka'nın insan hakları komisyonunun eski direktörü Ambika Satkunanathan, "bir zamanlar 'savaşçı kral' olarak saygı duyulan Rajapaksa'nın egosunun ciddi şekilde sarsıldığını" söyledi.
Satkunanathan, "Kalıcı ya da geçici olarak barınacak bir yer bulmak onun için çok zor oldu. Düşündüğünden çok daha fazla zorlandı. Rajapaksa, bir zamanlar yarı tanrı gibi görülen bir siyasetçiydi. Kendinden hesap sorulmasına alışık değil" dedi.

Şimdi ne olacak?
Tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden biriyle boğuşan Sri Lanka, perşembe günü IMF'yle 2,9 milyar dolarlık borç için ön anlaşma sağlamıştı. 4 yıllık program kapsamında gıda, yakıt ve ilaç kıtılığı çeken ülkenin yeniden istikrara kavuşturulmasının hedeflendiği açıklanmıştı.
IMF henüz anlaşmaya tam onay vermezken, Rajapaksa'nın dönüşünün ülkedeki toplumsal krizi yeniden tırmandırabileceği düşünülüyor.
Satkunanathan, "Kesinlikle bir korku söz konusu. Yeniden protestolar yaşanır mı söylemek zor. Fakat yaşam maliyetleri hâlâ yüksek ve enflasyon artmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı.
İnsan hakları avukatı, toplum bu haldeyken Rajapaksa'nın lüks yaşam tarzını sürdürmesinin gerginliği tekrar artırabileceğine dikkat çekerek, "Birçok kişiyi sokaklara döken şey bu. İkiyüzlülük halkı çok öfkelendiriyor" dedi.

"Yargılanması zor" 
Güney Afrika merkezli insan hakları grubu Uluslararası Hakikat ve Adalet Projesi'nden (ITJP) Yasmin Sooka, Rajapaksa hakkında açılan insan hakları ihlali davasını hatırlatarak, eski devlet başkanının ülkesinde yargılanmasının muhtemel olmadığını söyledi.
Sooka, "Siyasi sınıf onu koruyacak. Kaçmasına rağmen güvendiği siyasi yapı ve takipçileri hâlâ yerli yerinde duruyor" dedi. 
ITJP, Rajapaksa hakkında 23 Temmuz'da Singapur'dayken şikayette bulunmuştu. Avukatlar, Singapur Başsavcılığı'na yaptıkları başvuruda, Rajapaksa'nın 2009'da savunma bakanı olduğu dönemde, Tamillere yönelik şiddet uygulayarak Cenevre Sözleşmeleri'ni ihlal ettiğini savunmuş ve tutuklanmasını istemişti.
Singapur şikayetle ilgili harekete geçmemiş, Rajapaksa da 11 Ağustos'ta ülkeyi terk ederek Tayland'a gitmişti.

Konutunu ve evini basmışlardı
Sri Lanka'da protestocular, 9 Temmuz'da başbakanlık konutuna girip binayı ateşe vermişti. Göstericiler, Rajapaksa'nın evini de basmıştı.
Eski devlet başkanı, eşi ve iki korumasıyla 13 Temmuz'da Maldivler'e, bir sonraki gün de Singapur'a gitmişti. ​Rajapaksa, 14 Temmuz'da elektronik posta yoluyla istifa mektubunu göndermişti. 
Bunun ardından 20 Temmuz'da Sri Lanka Meclisi'nde yapılan oylamada, Geçici Devlet Başkanı ve Başbakan Ranil Wickremesinghe, ülkenin yeni devlet başkanı seçilmişti.
Rajapaksa, Maldivler ve Singapur'un ardından 11 Ağustos'ta Tayland'a geçmişti. Eski Devlet Başkanı'nın bu süreçte ABD vatandaşlığı başvurusu yaptığı da bildirilmişti.

Independent Türkçe, CNN, Reuters



İsrailli yetkililer uyarıyor: İran hakkında medyada yer alan sızıntılar yeni bir savaşı tetikleyebilir

 İsrail hava savunma sistemleri, geçtiğimiz haziran ayında Tel Aviv üzerindeki İran füzelerini önledi. (AP)
İsrail hava savunma sistemleri, geçtiğimiz haziran ayında Tel Aviv üzerindeki İran füzelerini önledi. (AP)
TT

İsrailli yetkililer uyarıyor: İran hakkında medyada yer alan sızıntılar yeni bir savaşı tetikleyebilir

 İsrail hava savunma sistemleri, geçtiğimiz haziran ayında Tel Aviv üzerindeki İran füzelerini önledi. (AP)
İsrail hava savunma sistemleri, geçtiğimiz haziran ayında Tel Aviv üzerindeki İran füzelerini önledi. (AP)

İsrailli istihbarat yetkilileri, son günlerde İsrail’den sızan haberler ve basın brifinglerinin, İran ile olası çatışmaların yeniden başlamasına dair tartışmaların, Tahran tarafından düşüncesiz bir tepkiye yol açabileceği ve daha geniş çaplı bir savaşın çıkmasına neden olabileceği konusunda uyarıda bulundu.

İsrail'den sızan bilgiler gerçek bir savaşı tetikleyecek mi?

İsrail’in Yedioth Ahronoth gazetesinin internet sitesi Ynet, yetkililere dayandırdığı haberinde, “Bu sızdırmalar ve basın brifingleri, genellikle üst düzey bir diplomatik yetkiliye veya Batılı istihbarat kaynaklarına atfediliyor; İsrail’deki diğer önemli konulardan dikkatleri saptırmanın yanı sıra (bunlar arasında 7 Ekim saldırılarına yönelik hükümet soruşturması ve Gazze’de Hamas ile varılan ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının gecikmesi de bulunuyor) gerçek bir savaş çıkarma riski taşıyor” ifadelerine yer verdi.

Yetkililer ayrıca, İran ile iletişimin yanlış yönetilmesinin, ‘her iki tarafın da şu an göğüslemeyi istemediği yıpratıcı bir çatışmanın fitilini ateşleyebileceği’ konusunda uyardı.

İsrail ordusundaki kıdemli subaylar, özellikle haziran ayında İsrail ile İran arasında patlak veren savaşın ardından, bu yıl defalarca uyarıda bulundu. Subaylar, İran meselesinin yanlış yönetilmesinin, iki ülke arasında düşmanlıkların yeniden başlamasının başlıca kıvılcımı olabileceğini belirtti.

İran'ın önleyici bir saldırı düzenleyebileceği uyarısı

Şu anda İran’ın tehdit değerlendirmeleri büyük ölçüde İsrail medyasına dayandırılıyor. İran istihbarat ajanları, İsrail içinde sahada faaliyet göstermekte giderek daha fazla zorluk yaşıyor. Savaşın başlangıcından bu yana, İsrail içinde 34 casusluk girişimi engellendi.

İsrailli üst düzey güvenlik yetkilileri, “Eğer İranlılar savaş rüzgârlarının tekrar buradan estiğini hissederse, önleyici bir saldırı düzenlemeyi düşünebilirler” uyarısında bulundu.

Yetkililer ayrıca, “Amaç, saldırıları yeniden başlatmak veya mevcut ateşkesi sürdürmekse, medyayı bu tür büyük haberlerle doldurmak yerine sessiz kalmak daha iyidir. Batılı istihbarat ajanslarının İran’da gözlemlediği olağandışı hareketler, kısmen İsrail Telegram kanallarında yayılan ve tırmanış hazırlıklarıyla ilgili temelsiz söylentilerden kaynaklanıyor olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Yetkililer, İran’ın toparlanmasının herhangi bir engelle karşılaşmadan devam ettiğini vurguladı.

Ayrıca, “Uluslararası bir uygulama mekanizması veya Tahran’ın etkisini sınırlayacak herhangi bir diplomatik düzenleme bulunmadığı için, İran güçleri yazın İsrail ile yaşanan tarihi çatışmanın hemen ardından füze kapasitesini yeniden inşa etmeye başladı. Son aylarda, ileri füze üretim teknikleri ve büyük finansal destek, Yemen’den Lübnan’a İran’ın vekil güçlerine düzenli olarak aktarıldı” denildi.

İsrail ordusundaki yetkililer, bu eğilim devam ederse İran ile yeni bir düşmanlık döneminin olası olduğunu belirtti. İsrail’in yalnızca Tahran belirli sınırları aştığında herhangi bir saldırı düzenlemesi tavsiye edildi.

Ordu, siyasi liderlerin açıklamalarını sorguluyor

Şu anda İsrailli askeri yetkililer, İran’ın belirlenen sınırları henüz aşmadığı görüşünde. İsrail ordusundaki kaynaklar dün, siyasi liderlikten gelen son dönemdeki açıklamalara karşı şüphelerini dile getirdi. Örneğin, bu ay yapılan İran askeri tatbikatlarının, İsrail’e yönelik yakın bir saldırı hazırlığına işaret etmediği kaydedildi.

İsrailli güvenlik yetkilileri, İran’ın bu aşamada İsrail’e karşı stratejik bir çıkarının bulunmadığını düşünüyor. Yetkililer, Tahran’ın ‘yaz dönemindeki başarısızlıklarından ders çıkararak askeri kapasitesini geliştirmeye, istihbarat yeteneklerini güçlendirmeye ve Hizbullah ile Husi güçlerini donatmaya odaklandığını’ belirtti. Ayrıca, İran rejiminin mevcut dönemde intikam arzusundan çok kendi varlığını koruma motivasyonunun öne çıktığı vurgulandı.


İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
TT

İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün salı günü yaptığı açıklamada, İsrail’in “Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini” söyledi. Katz, 2005 yılında İsrail’in Gazze’den çekilmesi kapsamında boşaltılan yerleşimlerin yerine, Gazze’nin kuzeyinde yeni askerî-tarımsal noktalar kurulacağını belirtti.

İsrail basınının aktardığına göre Katz, Beyt El’de düzenlenen bir törende yaptığı konuşmada, “Bunu doğru şekilde ve doğru zamanda yapacağız. Bazıları itiraz edebilir, ancak ipleri elinde tutan biziz” ifadelerini kullandı.

sdcds
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

Katz’ın açıklamaları, Hamas ile varılan ateşkesin ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik uzun vadeli planları hakkında artan spekülasyonların ortasında geldi. Açıklamalar, ABD Başkanı Donald Trump’ın kısa süre önce bu konudaki bir soruya yanıt verirken İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etme ihtimalini dışlamasıyla da aynı döneme denk geldi.

Bu konuya atıfta bulunan Katz, “Bu hükümet bir yerleşim hükümetidir. Egemenliği uygulamak mümkün olursa, bunu uygularız. Şu anda fiili bir egemenlik aşamasındayız. 7 Ekim’deki korkunç felaketin ardından İsrail’in ortaya koyduğu tutum ve güç sayesinde, uzun zamandır görmediğimiz fırsatlar önümüzde duruyor” dedi.

Katz’ın ardından konuşan Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise, son yıllarda Batı Şeria’da yürütülen “geniş çaplı yerleşim kampanyasıyla” övündü.


ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
TT

ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)

ABD ordusu dün, Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığı bilinen rotada seyreden bir teknede şüpheli bir uyuşturucu kaçakçısını öldürdüğünü açıkladı.

Latin Amerika'daki Washington askeri operasyonlarını denetleyen ABD Güney Komutanlığı, X'te yayınlanan açıklamada, "Birleşik Müşterek Görev Gücü Güney Mızrağı, uluslararası sularda belirlenmiş terör örgütleri tarafından işletilen gemiye karşı ölümcül bir saldırı düzenledi" dedi. Açıklamada, hiçbir ABD askeri personelinin yaralanmadığı da belirtildi. Güney Komutanlığı, teknenin gerçekten uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili olduğuna dair kanıt sunmadı.

Güney Komutanlığı tarafından yayınlanan videoda, teknenin bir tarafına su püskürtüldüğü görülüyor. İkinci bir püskürtmenin ardından, teknenin arka kısmı alev alıyor, etrafı daha fazla su püskürtmesiyle çevrili ve alevler şiddetleniyor. Videonun son saniyesinde, teknenin yanında büyük bir alev topuyla sürüklendiği görülüyor.

Daha önceki ABD saldırılarında teknelere yönelik patlamaları gösteren videolarda, gemilerde ani patlamalar görülmüş ve bu da füze kullanımına işaret etmişti. Bazı kayıtlarda ise füze benzeri cisimlerin teknelere doğru düştüğü açıkça görülmüştü.

Trump yönetimi, saldırıların ABD'ye uyuşturucu akışını durdurmayı ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskıyı artırmayı amaçladığını belirtmişti.