İran’ın katı muhafazakar çizgideki Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi hükümetini destekleyen çevreler, 2015 yılında dünya güçleri ile İran arasında imzalanan nükleer anlaşmayı canlandırma müzakerelerinin gidişatına yönelik eleştirilerini artırdılar. Söz konusu çevreler, Tahran'ın “düşmanı” Washington'dan anlaşmayı sona erdirmek için daha güçlü garantiler talep etmesinin ardından, son taleplerinin yerine getirileceğinden şüphe ettiklerini belirttiler. İranlı bir milletvekili dün, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasına yönelik metin taslağının ‘İran'ın kırmızı çizgilerini dikkate almadığını’ söyledi.
Nükleer anlaşmayı canlandırmayı amaçlayan müzakerelerin tarafları, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından 8 Ağustos'ta önerilen nihai anlaşma taslağına İran'ın verdiği ikinci yanıtı inceliyorlar. Borrell’in sözcülerinden biri Cuma günü yaptığı açıklamada, “Her zaman yaptığımız gibi, tüm katılımcılarla nasıl ilerleyeceğimizi tartışacağız” ifadelerini kullandı. Washington ise Tahran’ın ikinci yanıtının ‘yapıcı olmadığını’ söyledi.
Borrell, nükleer anlaşmayı canlandırma amacıyla yapılan müzakerelerin koordinatörlüğünü yapıyor. Geçtiğimiz mart ayında, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasına yaklaşılmış gibi görünüyordu. Ancak Tahran ve Washington arasında yapılan dolaylı müzakereler, başta İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) İran'daki gizli üç nükleer tesiste bulunan uranyum izlerine ilişkin soruşturmalarını kapatması yönündeki ısrarı olmak üzere çeşitli sorunlar nedeniyle çöktü.
ABD, Tahran'ın bir yılı aşkın bir süredir uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştirme sürecini sürdürdüğü bir dönemde İran'ın nükleer faaliyetlerinin olası nükleer silah programlarından arındırılmış olduğunu teyit etmek için, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasını, UAEA tarafından Nükleer Silahların Yayılmasının Önlemesi Antlaşması'ndaki (NPT) yetkileri kapsamında yürütülen soruşturmaların kapatılmasıyla ilişkilendirmeyi reddediyor.
Batılı bir diplomat Cuma günü yaptığı açıklamada, İran'ın AB’nin önerisine verdiği son yanıtta konuyu yeniden açtığını, yapıcı olarak nitelendirdiği bir yanıt olduğunu, ancak ABD'nin buna katılmadığını söyledi. İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, UAEA ile anlaşmazlıklara üstü kapalı bir göndermeyle ‘İran nükleer dosyasının şu an uluslararası çevrelerde bir suikast, cinayet ve suç çetesinin saldırısı altında olduğunu’ söyledi. İslami, “Bu çete, 20 yılı aşkın bir süredir İran'a karşı her türlü suçlamayı yaptı. Bu yalanlar, iftiralar ve yalanlarla dolu uydurma belgeler, kibirli küresel güçlerin İran halkına karşı haksız bir yasak getirmesine neden oldu” şeklinde konuştu.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan geçtiğimiz hafta, ülkesinin anlaşmayı yeniden canlandırmak için Washington'dan daha güçlü garantiler istediğini söyledi. Ancak daha fazla detay vermekten kaçındı. Aynı doğrultuda, İran nükleer müzakere ekibinin danışmanı Muhammed Marandi dün Twitter’dan yaptığı paylaşımda İran’ın ‘anlaşma metnindeki belirsizlikleri ve ya boşlukları kabul etmeyeceğini’ yazdı. Marandi, “Kış yaklaşıyor ve AB boğucu bir enerji kriziyle karşı karşıya” dedi.
Muhafazakar çizgideki İranlı milletvekili Ali Hazaryan ise ‘gecikmeyi’ eleştirdi ve nükleer anlaşma taslağının içeriği hakkında ‘genellemeler’ yayınladı. Hazaryan’ın anlaşma taslağıyla ilgili açıklamasına göre İran'ın nükleer anlaşmaya, yaptırımların kaldırıldığının doğrulanmasından önce uyacak ve Tahran nükleer taahhütlerini yeniden uygulayana kadar tüm yaptırımlar kaldırılmayacak.
Hazaryan, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, İran’ın rejim lideri “Rehber” Ali Hamaney’in yol gösterici uyarıları ve ‘Yaptırımların Kaldırılması İçin Stratejik Adım Yasası’ çerçevesinde, nükleer yaptırımlar kaldırılmadan nükleer faaliyetleri azaltmaya yönelik adımların atılmaması gerektiğini vurguladı. Bunun hem riskli bir adım hem de Hamaney’in tavsiyelerine uygun bir politika olduğunu söyledi. İranlı milletvekili, nükleer anlaşmanın, anlaşmadan bir daha tek taraflı bir çekilme olmayacağı ya da bir daha nükleer anlaşmaya otomatik geri dönüşü sağlayan ‘Snapback’ mekanizmasının etkinleştirilmemesiyle karşı karşıya kalınmayacağı konusunda ABD’nin vereceğini garantileri içermediğine dikkati çekti.
İranlı milletvekili, başka bir tweette İran'ın nükleer anlaşmanın onaylanmasından ve İran’ın taahhütlerine geri dönmesinden 60 gün sonra 50 milyon varile kadar petrol ihraç edebileceğini açıkladı. ABD'nin İran'ın petrol kaynaklarını dolar ve euro dışında bir para biriminde satışına karşı olduğuna işaret eden Hazaryan’a göre İran’ın petrol sevkiyatlarının yapıldığı yer hakkında ABD'ye bilgi vermesi gerekiyor.
İran’ın nükleer anlaşmadan çekilmemesini talep ettiği garantilerle ilgili olarak ise Hazaryan, anlaşma metninde İran'a yaptırımların yeniden uygulanması halinde, İran'la sözleşmesi olan yabancı şirketlerin Tahran'ın nükleer anlaşmaya uymaya devam etmesi şartıyla iki buçuk yıl daha İran topraklarında faaliyetlerini sürdürme imkanına sahip olacaklarını kaydetti. Hazaryan, İran'ın yaptırımların kaldırıldığının doğrulanması talebiyle ilgili olarak ise “ABD doğrulama sürecini üstlenecek ve bununla ilgili bir açıklama yapacak” dedi.
Hazaryan'a göre yaptırımların kaldırılması, yaptırımlar listesindeki bin 600 kişi ve kuruluşu kapsamıyor ve UAEA'nın İran’daki gizli tesislerde bulunan uranyum izleriyle ilgili soruşturmasının kapatılmasını öngörmüyor.
Öte yandan Rehber Hamaney'in sağcı Keyhan gazetesindeki temsilcisi ve gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, İran’ın nükleer programının, ABD ve Avrupa’ya 20 yıllık bir ‘meydan okuma’ olduğunu vurguladı. Şeriatmedari, ‘ABD ve Avrupa ülkelerinin gerçekte İran'ın nükleer silah elde etmesinden endişe duymadıklarını, ancak bu durumu İran’a karşı yaptırım uygulamak için bahane olarak kullandıklarını’ söyledi.
Yaptırımların müzakereler yoluyla kaldırılması girişimini ‘su üzerine yazılan bir yazı’ olarak değerlendiren Şeriatmedari, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) yakın İran'ın yarı resmi haber ajansı Fars’a verdiği röportajda, “Bu müzakereler hiçbir yere varmaz. Hükümet taviz vermeyecek, çünkü bu müzakereler ülke çıkarlarını garanti altına alan bir noktaya varmayacak” ifadelerini kullandı. Şeriatmedari, UAEA’yı ‘nükleer programın ilerlemesini durdurmak, nükleer faaliyetler bahanesiyle askeri merkezlerde kapsamlı teftişler yapmak ve ABD, İsrail ve bazı Avrupa ülkelerine İran’ın askeri bilgileri sızdırmakla’ suçladı.
İran’ın izleyebileceği tek yolun, NPT’den çekilmesi olduğunu düşünen Şeriatmedari, Pakistan, Hindistan ve Kuzey Kore'nin nükleer silahlara sahip olduğuna ve NPT’ye taraf olmadıklarına işaret ederek “Biz nükleer silah üretme peşinde değiliz, ancak UAEA tarafından daha fazla baskıya maruz kalıyoruz” dedi.
İran, Avrupa’nın enerji krizini nükleer anlaşma için kullanmak istiyor
Hamaney'in yakın çevresi, nükleer müzakerelerin sonuca varabileceğine ihtimal vermiyor
İran, Avrupa’nın enerji krizini nükleer anlaşma için kullanmak istiyor
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة