Birleşik Krallık'taki yeni taht sıralaması: Prens Harry, 5. sıraya yükseldi

Kral III. Charles'ın ardından gelecek ilk isim Prens William

II. Elizabeth'in vefatının ardından taht sıralaması değişti (Reuters)
II. Elizabeth'in vefatının ardından taht sıralaması değişti (Reuters)
TT

Birleşik Krallık'taki yeni taht sıralaması: Prens Harry, 5. sıraya yükseldi

II. Elizabeth'in vefatının ardından taht sıralaması değişti (Reuters)
II. Elizabeth'in vefatının ardından taht sıralaması değişti (Reuters)

Birleşik Krallık (BK) tarihinin "en uzun süre tahtta kalan lideri" unvanına sahip Kraliçe II. Elizabeth, 70 yıllık görev süresinin ardından dün 96 yaşında hayatını kaybetti.
II. Elizabeth'in vefatının ardından, Kraliyet Ailesi'nde taht sıralaması değişmiş oldu.
BK tahtına geçen Kral III. Charles'ın ardından, monarşi için yeni veraset sıralaması şöyle:

1 - Prens William
III. Charles ve ölen Prenses Diana'nın büyük oğlu William, 40 yaşında ve tahtın ilk varisi. 

Kral III. Charles'ın ardından BK tahtına en yakın isim Prens William

Annesini 15 yaşındayken kaybeden William, Aziz Andrews Üniversitesi'nde okudu. Burada tanıştığı Kate Middleton'la da 2011'de evlendi.
40 yaşındaki Cornwall ve Cambridge Düşesi Middleton'la William'ın üç çocuğu da veraset sıralamasında yer alıyor.

2 - Prens George
Temmuz 2013'te doğan Cornwall ve Cambridge Prensi George, babasının ardından taht sıralamasında ikinci.

3 - Prenses Charlotte
Mayıs 2015'te dünyaya gelen Prenses Charlotte, kardeşi George'tan sonra üçüncü sırada.

4 - Prens Louis
Nisan 2018 doğumlu Prens Louis, iki kardeşinin ardından 4'üncü sırada yer alıyor. 

5 - Prens Harry
37 yaşındaki Prens Harry, kardeşi Prens William ve çocuklarının ardından tahtın 5'inci varisi.
Kral III. Charles ve ölen Prenses Diana'nın küçük oğlu Harry, Amerikalı aktris Meghan Markle'la 2018'de evlendi.

Harry ve Markle, Kraliyet Ailesi'nin en popüler isimlerinden (Reuters)

Sussex Düşesi unvanını alan Markle ve Harry, 2020'de Kraliyet Ailesi'ndeki görevlerinden çekildiklerini duyurmuş ve ABD'ye taşınmışlardı.
Harry ve Markle'ın iki çocuğu da taht sıralamasında yer alıyor.

6 - Archie Mountbatten-Windsor
Çiftin ilk oğlu Archie Harrison Mountbatten-Windsor, Mayıs 2019'da dünyaya geldi.

Archie, babasının ardından taht sıralamasında 6'ıncı.

7 - Lilibet Mountbatten-Windsor 
Haziran 2021'de doğan Lilibet Mountbatten-Windsor, kardeşinden sonra 7'inci sırada.
"Lilibet", Kraliyet Ailesi arasında II. Elizabeth'in takma adı olarak kullanılıyordu. Harry'nin çocuğuna bu ismi verebilmek için merhum annesinden izin aldığı ortaya çıkmıştı.

8 - Prens Andrew
York Dükü Andrew, Harry ve William'ın ailelerinin ardından 8'inci sırada yer alıyor.
II. Elizabeth ve Prens Philip'in ikinci oğlu olan Andrew, 1986'da Sarah Ferguson'la evlendi. Bunun ardından York Düşesi olan Ferguson ve Andrew'ün bir kızı ve oğlu var. Çift, 1996'da ayrıldıklarını açıkladı. 
Andrew'ün adı milyarder iş insanı Jeffrey Epstein'in fuhuş ağında yer aldığı iddialarıyla da son dönemde gündeme gelmişti.
Epstein, ABD'de en 18 yaş altı onlarca kız çocuğuna yönelik cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağı oluşturmaktan tutuklanmış, daha sonra hapishanede intihar etmişti. 
Virginia Guiffre ise 17 yaşındayken dahil edildiği Epstein ve suç ortağı Ghislaine Maxwell'in fuhuş ağında, Andrew'ün kendisine üç farklı yerde cinsel saldırıda bulunduğunu savunmuş, York Dükü ise iddiaları defalarca reddetmişti.

Prens Andrew hakkındaki iddialar, Kraliyet Ailesi'nde şok etkisi yaratmıştı (Reuters)

Şubat 2022'de taraflar anlaşmış, Andrew kamuoyuna açıklanmayan miktarda bir tazminat ödemiş ve davadan vazgeçilmişti. 

9 - Prenses Beatrice
Andrew ve Ferguson'ın büyük kızı Prenses Beatrice, 34 yaşında.
Beatrice, Temmuz 2020'de gayrimenkul yatırımcısı Edoardo Mapelli Mozzi'yle evlenmişti.

10 - Sienna Mapelli Mozzi
Prenses Beatrice ve Mozzi'nin Eylül 2021'de dünyaya gelen kızı Sienna Mapelli Mozzi, verasette 10'uncu sırada.

11 - Prenses Eugenie
Andrew ve Ferguson'ın küçük kızı olan 32 yaşındaki Prenses Eugenie, ablasının ardından tahta çıkma sırasında 11'inci.
2018'de Jack Brooksbank'le evlenen Eugenie'nin kızı da sıralamada yer alıyor.

12 - August Brooksbank
Eugenie ve eşi Brooksbank'in Şubat 2021'de doğan kızı August Brooksbank, sıralamada 12'inci.

13 - Prens Edward
II. Elizabeth ve Prens Philip'in küçük oğlu olan 58 yaşındaki Prens Edward, taht sıralamasında 13'üncü.
Edward'ın 1998'de evlendiği Sophie Helen Rhys-Jones'tan Leydi Louise ve James adında iki çocuğu var. Louise 18, James ise 14 yaşında.
Wessex Kontu'nun ardından sıralama şöyle devam ediyor:
14 - James, Viscount Severn
15 - Leydi Louise
16 - Kraliyet Prensesi Anne
17 - Peter Phillips
18 - Savannah Phillips
19 - Isla Phillips
20 - Zara Tindall
21 - Mia Grace Tindall
22 - Lena Elizabeth Tindall
23 - Lucas Philip Tindall

Independent Türkçe, BBC, New York Times



Pulitzer Ödülü sahibi Filistinli yazar Musab Ebu Tuha Al-Majalla’ya konuştu: Kullanmama izin verilmeyen tek kelime ‘soykırım’

Filistinli şair ve yazar Musab Ebu Tuha
Filistinli şair ve yazar Musab Ebu Tuha
TT

Pulitzer Ödülü sahibi Filistinli yazar Musab Ebu Tuha Al-Majalla’ya konuştu: Kullanmama izin verilmeyen tek kelime ‘soykırım’

Filistinli şair ve yazar Musab Ebu Tuha
Filistinli şair ve yazar Musab Ebu Tuha

Husam Maruf

Filistinli şair ve yazar Musab Ebu Tuha, The New Yorker'a yaptığı katkılardan dolayı 2025 yılında Gazetecilik Makalesi dalında ABD'nin prestijli ödüllerinden Pulitzer Ödülü'nü kazandığında, bu sadece edebiyat alanındaki yeteneğine yönelik bir ödüllendirme değil, aynı zamanda felaketin merkezinden ve yok oluşun derinliğinden doğan bir sesin hiç vakit kaybetmeden işitilmesiydi. Ebu Tuha, Gazze’nin harap olmuş sokaklarından ABD sürgününün garip sessizliğine, enkazdan ve hayatta kalmaktan doğan bir dil taşıyor. Sözcükleri sempati uyandırmayı değil, bilinmeyi istiyor. Bu durumda onun metinleri metafordan ziyade tarihe düşen kayıttır, yansımadan ziyade kanıttır.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı röportaja göre Rahat ya da inziva halinden değil, bitmemiş bir çığlığın kalbinden, artık anı ve keder dışında var olmayan bir vatandan yazan Ebu Tuha’nın İngilizce olarak kaleme aldığı Filistin'in hikayesi halen canlılığını koruyor. Her cevapta, ‘Hayatta kalmak ne anlama geliyor? Hayatta kalmak ve sonra yazmak ne anlama geliyor?’ şeklinde amansız sorular ortaya çıkıyor.

*Şiir yazmaya Arapça başladınız, sonra İngilizceye geçtiniz. Amaç dinleyici kitlesini genişletmek miydi yoksa Arap dünyasından uzaklaşmanın bir sonucu mu?

Ne yazık ki yazdığım dili seçme lüksüne sahip değilim. Bir dilde yazıp diğerinde yazmama amacım, koşullara ve yazmak zorunda kaldığım konuya bağlı.

Gazze'deki soykırım hakkında İngilizce yazdığımda ister askeri ister siyasi ister basın isterse edebi olsun, soykırım uygulayan bir dünyaya hitap ediyorum. Bana ve halkıma karşı yapılan medya ve edebiyat soykırımına içgüdüsel bir yanıt verme ihtiyacından dolayı İngilizce yazıyorum. Elbette bu da dolaylı olarak çok sayıda insana ulaşmayı sağlıyor.

Siyasi ve insani

*İçsel bir yansımadan kaynaklanan yazı ile siyasi bir belge olarak kabul edilen yazı arasındaki fark nedir?

Yazdıklarımı siyasi bir belge olarak tanımlamaktan hoşlanmıyorum. Onu insani bir belge olarak görüyorum, kelimeler dinleyicinin kulağına ya da okuyucunun gözüne girmeden önce çığlık atan ve kan damlayan insani bir acı.

Bana ve halkıma yönelik medya ve edebiyat soykırımına içgüdüsel bir yanıt verme ihtiyacı duyduğumdan İngilizce yazıyorum.

İçsel bir yansımadan kaynaklanan bir şiir, tüm insanlar tarafından paylaşılan hayalleri, düşleri veya korkuları ifade eden bir sanat eseridir. Aile sevgisi, kasırga korkusu, doğum öncesi kaygı, yeni bir yarına duyulan özlem.

cdfgthy
Musab Ebu Tuha bombalanmadan önce Gazze'deki evinde

Yatak odanızın yıkıntıları arasında ya da sokakta kan kaybından ölme ve başıboş köpekler tarafından yenme kâbusu... Tüm bunlar, içsel bir yansımadan değil, öteki tarafından körüklenen bir korkudan kaynaklanır.

*Şiirlerinizden birinde molozların ruhlara kıyasla ağırlığını hicvediyorsunuz. Kara mizahın edebiyattaki rolünü nasıl görüyorsunuz? Bu sözcük sizce hala ruhun ağırlığını ifade edebilir mi?

Kara mizahın, olayları doğrudan ifadelerimizden daha iyi anlamamızı sağladığına inanıyorum. Dünya ve onun siyasi ve hukuki sistemi, yaklaşık seksen yıldır Filistinlilerin haklarını geri vermek bir yana, onları ölüm makinesinden korumakta bile başarısız oldu.

frgt
Gazete Makalesi dalında Pulitzer Ödülü

Sözcük, kurbanı insanlaştırmayı başarırsa ruhun ağırlığının bir kısmını da ifade edebilir. Bir insanı bir sayıya, diğer son dakika haberleri tarafından bir kenara itilen bir son dakika haberine dönüştürmek suçtur.

Tiyatrodan köke

*ABD’ye taşındıktan sonra bir yazar, bir baba, bir Filistinli olarak hayatınızda ne değişti? Eskiden yaşadığınız bir hayatın uzaktan bir anlatıcısı olmaktan korkuyor musunuz?

Soykırım sahnesinden, medya, askeri ve diplomatik yollarla soykırım üreten ve finanse eden bir ülkeye geçmek kolay değil. Buradan dünyaya anlayacağı bir dille, sadece İngilizce değil, edebi ve kültürel bir dille hitap etmek için daha büyük bir sorumluluk hissediyorum. İnsan kendisini her gün eleştiren bir medyaya konuştuğunda bu rolü daha da büyüyor.

Dünya ve onun siyasi ve hukuki sistemi, yaklaşık seksen yıldır Filistinlilerin haklarını geri vermek bir yana, onları ölüm makinesinden korumakta bile başarısız oldu.

Filistinli anne-babaların çocuklarını ve ölümden ölüme kaçarken taşıyabildiklerini taşımalarını izlerken acı çekiyorum. Çocuklarıma bakıyorum ve zamanda geriye giderek ‘Ya Gazze'de kalsaydım? Çocuklarımı nasıl beslerdim? Onları nasıl korurdum? Hayatta olur muyduk?’ diye soruyorum kendime.

*Ailenizi Gazze’den çıkarmaya çalışırken tutuklandınız. Bu deneyim dil, hafıza ve korku ile olan ilişkinizi nasıl etkiledi?

Etkilendim ve özellikle yeni serbest bırakılan tutukluları gördüğümde, açlık, korku ve hastalığın bedenlerini nasıl paramparça ettiğini gördüğümde etkilenmeye devam ediyorum. Onların arasında yüzümü gördüğümde halen kabuslar görüyorum. Bu deneyim dilimi etkiledi. Artık kelimelere çok daha fazla dikkat ediyorum.

fgthy
Filistinli şair Musab Ebu Tuha’nın San Francisco'da çekilen bir fotoğrafı

Medya neden bir Filistinlinin ‘tutuklandığını’ söylerken, gerçekte bir okuldan ya da hastaneden ‘kaçırıldığını’ söylemiyor? Neden bir İsrailli asker olsa bile ‘rehine’ olarak adlandırılırken, bir Filistinli sivil bir doktor olsa bile ‘tutuklu’ olarak adlandırılıyor? Her bir kelimenin siyasi ve insani çağrışımları vardır.

Silinme

Bir keresinde şöyle yazmıştım:

“Dilimden ve ülkemden bahsetmeyen bir kitap... Sanki ben bu toprakların gayrimeşru bir çocuğuyum. Filistin'in haritalardan silinmesiyle nasıl başa çıkıyorsunuz? Bu silinme karşısında yazı ne yapabilir?”

Bu silinmeyle varlığımı ve hikayemi olumlayarak başa çıkıyorum, ancak ne yazık ki bu varoluşa ister mekanlar ister insanlar olarak olsun, gerçeğin silinişi eşlik ediyor. Maalesef bu silinmeyi telafi etmek için yazmak gerekiyor. Hakkında yazdığımız karakterler ve mekanlar sonsuza dek silinirken dergilerle ve ödüllerle onurlandırılıyorlar.

Neden bir İsrailli asker olsa bile ‘rehine’ olarak adlandırılırken, bir Filistinli sivil bir doktor olsa bile ‘tutuklu’ olarak adlandırılıyor?

fgthy
Musab Ebu Tuha, edebi çalışmaları onuruna verilen American Book Ödülü'nü elinde tutarken

Elbette, dünyanın dört bir yanındaki entelektüellerin Filistinlilerle etkileşimi, savaş ve saldırganlık zamanlarında yani genellikle patlama anlarında insan sesine verilen bir tepki olarak görülebilir. Ancak ben, bu etkileşimin sadece zamanla sınırlı olmadığına, Filistin’in hikayesine sirayet edeceğine ve bunun savaşla başlayıp ateşkesle biten bir hikaye değil, radikal bir şekilde ele alınması gereken bir hikaye olduğuna inanıyorum. Bu hikayenin, politikacıların ve karar alıcıların yanında akademisyenlerin ve entelektüellerin de dahil olduğu adaletsiz küresel sistemin sorumlu olduğu bir hikaye olduğuna inanıyorum.

Baskılar

*Batılı ülkelerde yazılarınızı yayına hazırlarken üstü kapalı da olsa editoryal baskılarla karşılaşıyor musunuz? Filistin hikayesinin nasıl anlatılması gerektiğine dair belirli beklentiler var mı?

Tecrübelerime göre kullanamadığım tek kelimenin ‘soykırım’ olduğunu söyleyebilirim. Bunun dışında aklımdaki ve duygularımdaki her şeyi aktardım ve ifade ettim.

Bu dünyada adaletsizliği gören ve bunu dile getiren gerçek yazarlar var, ancak onların sesi yıkımdan zevk alanlardan daha az güçlü.

*Pulitzer Ödülü'nü nasıl aldınız, bunu edebi bir onur olarak mı yoksa hikayenizin sembolik olarak tanınması olarak mı gördünüz?

Hiç şüphesiz ikisi de. Sadece çok zor bir yıl boyunca yayınlanmış yazılarım için değil, aynı zamanda ele aldığım konular için de edebi bir onur bu. Ancak aynı zamanda denemelerimde kullandığım edebi üslubun gücünün ve edebi platformlarda genellikle görmezden gelinen bir ses olan Filistinliler olarak hikayemizin önemli bir şekilde tanınması olarak da görüyorum.

yu78ı
Musab Ebu Tuha’nın kaleme aldığı “Gazze'den Şiirler” kitabının kapağı

*Bu ödüllerin sesinizin gücü için mi yoksa yaranız için mi verildiğini merak ettiniz mi? Gazze'nin çektiği acıları görmezden gelen bir dünyanın kuruluşları tarafından ödüllendirilmenin yarattığı ironiyle nasıl başa çıkıyorsunuz?

Bu kuruluşların, görmezden gelen ve hatta acı çekmemize neden olan bir dünyaya ait olduğu doğru, ancak dünya bu gerçeklikten daha büyük. Bu dünyada adaletsizliği gören ve bunu dile getiren gerçek yazarlar olsa da onların sesi yıkımdan zevk alanlardan daha az çıkıyor. Ama onlar var ve onları gördüğümüzü, bizim sesimizi duyan ve bunu kalbinde ve dilinde taşıyan seslerini duyduğumuzu bilmelerini sağlamalıyız.

*Batılı platformlar sizi kutladığında, kendinizi bağımsız bir Filistinli ses olarak mı görüyorsunuz yoksa ötekinin dilinde ustalaşmış biri olarak mı?

Batı'nın anladığı bir dile hakim olmamın kutlamayla bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Burada insanlık ve kullandığım edebiyat düzeyi ödüllendiriliyor.