Lübnan: Avn’ın Berri ve Mikati ile ilişkisi daha da kötüleşiyor!

Washington, Lübnan ve İsrail arasındaki deniz sınırlarını belirleme müzakerelerini İsrail seçimleri sonrasına erteledi

Lübnan’da Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Necib Mikati’nin bir görüşmesinden (AFP Arşiv)
Lübnan’da Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Necib Mikati’nin bir görüşmesinden (AFP Arşiv)
TT

Lübnan: Avn’ın Berri ve Mikati ile ilişkisi daha da kötüleşiyor!

Lübnan’da Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Necib Mikati’nin bir görüşmesinden (AFP Arşiv)
Lübnan’da Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Necib Mikati’nin bir görüşmesinden (AFP Arşiv)

Lübnan ve İsrail arasında deniz sınırı konusunda arabuluculuk yapan ABD Dışişleri Bakanlığı Enerji Güvenliği Danışmanı Amos Hochstein’ın ilerleyen saatlerde Beyrut’a yapması beklenen ziyaret, perde arkasında anlaşmanın yolda olduğuna dair söylentilerin geçerliliğini test etmek için bir istasyon görevinde. Ancak anlaşmanın resmi ilanı, Washington’un talebi üzerine Kasım’daki İsrail seçimlerinden sonraya ertelenecek. Söz konusu talep, ‘İsrail Başbakanı Yair Lapid’in Lübnan tarafına tavizler verdiği gerekçesiyle seçimlerden yararlanıp rakibi Binyamin Netanyahu’nun yolunu kesme arzusuna yanıt olarak ortaya koyuldu.
ABD’li arabulucunun ziyaret hazırlıklarıyla yakından ilgilenen Lübnanlı bir kaynak, Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a bağlı siyasi ekibi, ‘bir yandan Lübnan’ın deniz kaynaklarından faydalanmasını sağlayan bu başarıdan Lübnan’ı mahrum etmek, diğer yandan da Avn’ın cumhurbaşkanlığı dönemi sona ermeden bunu gerçekleştirmesini engellemek için’ Lübnan- İsrail arasındaki deniz sınırı belirleme anlaşmasının imzalanmasında yaşanan gecikmenin arkasında olmakla suçladı. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Necib Mikati’nin bir önceki toplantıdan farklı olarak (Avn’ı ABD’li arabulucu ile bir araya getiren) Baabda toplantısına katılmayacakları söylentileri ortasında bu haberin, başkanların ofisleri arasında gidip gelen Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı İlyas Busaab tarafından doğrulandığını söyledi.
Lübnanlı kaynak, Avn’ın Berri ve Mikati ile ilişkisinin daha da kötüleştiğine dikkat çekerken, bunun askeri hükümet başkanlığı sırasında Avn’ın konuşmasını tekrarlamakta ısrar eden (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) Genel Başkanı Cibran Basil’in iki yetkiliyi hedef alan sözlü saldırılarından kaynaklanmadığını vurguladı. Kaynağa göre daha ziyade Avn’ın, geçici hükümetin etkinliğini bozmak için Mikati ile uyum sağlamada sallantılı davranmasından kaynaklanıyor. Ayrıca Avn, kendisinden sonraki dönemde siyasi konumunu korumak için 30 bakandan oluşan genişletilmiş bir siyasi hükümet tarafından Basil’in şartlarının kabul edilmesini şart koşuyor.
Temsilciler Meclisi Başkanı Berri’nin Basil ile bir tartışmaya girmek üzere olmadığını söyleyen kaynak, Emel Hareketi’ndeki yetkililerden Basil’e cevap vermemelerini ve sözlü saldırılarına göre hareket etmemelerini istediğini söyledi. Öyle ki Basil, dikkatleri ‘Güçlü Lübnan’ bloğu içerisindeki anlaşmazlıklardan uzaklaştırmak için tüm muhalifleriyle sorunlar yaratmakta ısrar ediyor.
Aynı kaynak, seçim hazırlıklarına hâkim olan atmosferin, Güçlü Lübnan bloğu içinde bir çatlağa neden olduğunu dile getirdi. Bu durumun nedeninin Basil olduğunu belirten kaynak, Cibran Basil’in ÖYH mensuplarına kuzey Matn bölgesindeki başarısız Katolik aday ve eski Milletvekili Eddy Maalouf için tercihli oy kullanma çağrısı yaptığını ve bunun, milletvekilleri İbrahim Kenan ve İlyas Busaab’ı zora soktuğunu vurguladı. Aynı durum ÖYH’nin en önde gelen şahinlerinden biri olan Ziyad Esved lehine Jezzine- Sayda seçim dairesinden Maruni adayı Emel Ebu Zeyd için de geçerli.
Lübnanlı kaynak, Basil’in hem Busaab hem de Kenan ile ilişkisinin durgun olduğunu ve Meclis Başkanı Yardımcısı’nın ‘milletvekillerini toplayamadığı’ bahanesiyle Basil’in Berri’ye sarf ettiği sözlerden rahatsız olduğunu kaydetti. Kaynağa göre Basil, Berri’nin darbe yapmaya hazırlandığını ve yeni bir cumhurbaşkanı seçilmesi mümkün olmadığı takdirde, cumhurbaşkanının yetkilerini devralmakla görevlendirilen geçici hükümeti tanımayı reddettiğini, zira bunun ‘güç gaspı’ olduğunu savunduğunu söyledi.
Kaynak ayrıca, savaşının yalnızca Müslümanlarla değil, Hristiyan sokaklarındaki muhalifleriyle de olacağını önceden bilmesine rağmen çatışmayı mezhepçileştirmeme konusunda uyardı.
Öte yandan kaynağa göre Hizbullah, siyasi hareketliliği bastırmak için girişimde bulunurken, arabuluculuğu çıkmaza girdikten ve müttefiki Basil’in tavrını yumuşattıktan sonra yeni bir tavır ortaya koydu. Ayrıca Hizbullah, cumhurbaşkanının yetkilerinin arabuluculuk yoluyla geçici hükümete devredilmemesinin perde arkasında Yurtsever Hareket veya Avn’dan uzak şekilde Sünni bileşenle çatışmaktan uzak duruyor.
Aynı şekilde kaynağın belirttiğine göre Hizbullah, önceden kaybettiğini düşündüğü bir savaşta fazla güç harcamayacak. Çünkü bir yandan başbakanın yetkileri konusunda Sünni unsurla çelişiyor, diğer yandan da stratejik müttefiki Berri ile olan ilişkisinin sarsılmasına neden oluyor.
Bu çerçevede Basil, devrim niteliğindeki fikirleriyle, herhangi bir başarı elde edemedikten sonra kaybedecek bir şeyi olmayan Avn’ın cumhurbaşkanlığı üzerindeki gücünden yararlanarak ileriye atılmaya çalışıyor. Ayrıca Basil, Avn’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun yıllık toplantılarına katılmak üzere Lübnan heyetinin başında New York’a gitmeye istekli olmasının başarısızlıklarını telafi edebileceğine inanıyor.
Kaynak, Avn’ın New York’a gitme konusunda isteksiz olduğunu, ancak Mikati’nin Lübnan heyetinin başında seyahat etmeye hazır olmasına rağmen Basil’in Avn’ı Birleşmiş Milletler’de (BM) Lübnan heyetine başkanlık etmeye ikna ettiğini vurguladı. Ama Avn, daha sonra geri adım atarak, BM’nin ev sahipliğinde ve Genel Kurul çalışmalarına başlamadan önce eğitim konferansına katılmak üzere bir eğitim heyetine başkanlık etmekle yetinme kararı aldı.
ABD’li arabulucunun Başkan Joe Biden’in talimatıyla deniz sınırı belirleme anlaşmasının ilanını İsrail’deki seçimlerden sonraya ertelemek için zaman kazanmaya çalıştığı ortaya çıkarken, ulaşması gereken Lübnan’ın konumuyla ilgili soru ise hala gündemde. Bu çerçevede ABD’li arabulucu, arabuluculuk görevini korumak için bir ilan ile yetinecek mi?



Gazze'de iki yıl süren savaşın ardından Noel kutlamaları Beytüllahim'e geri döndü

Batı Şeria'nın Beytüllahim kentinde Noel kutlamaları (AFP)
Batı Şeria'nın Beytüllahim kentinde Noel kutlamaları (AFP)
TT

Gazze'de iki yıl süren savaşın ardından Noel kutlamaları Beytüllahim'e geri döndü

Batı Şeria'nın Beytüllahim kentinde Noel kutlamaları (AFP)
Batı Şeria'nın Beytüllahim kentinde Noel kutlamaları (AFP)

Batı Şeria’nın Beytüllahim kentinde bando takımları, Noel kutlamalarının başlamasıyla birlikte sokaklara indi. Gazze Şeridi’ndeki savaşın gölgesinde geçen ve Hristiyan inancına göre Hz. İsa’nın doğum yeri olan kenti iki yıl boyunca kutlamalardan mahrum bırakan sürecin ardından, bu yıl kentte yeniden hareketlilik gözlendi.

Batı Şeria’nın güneyinde yer alan Beytüllahim, Gazze Şeridi’nde varılan ateşkes anlaşmasının ardından önceki yıllara kıyasla daha canlı bir atmosfere büründü. Ancak Gazze’de yüz binlerce kişi, savaşın ardından yıkılmış evler ve yıpranmış çadırlarda, sert kış koşullarıyla mücadele etmeyi sürdürüyor.

f
Beytüllahim sokaklarında dolaşan bando takımı (AP)

Vatikan’da ise Papa 14. Leo’nun Noel için ilk ayinini, saat 20.30’da Aziz Petrus Bazilikası’nda yönetmesi bekleniyor. Papa, ayin öncesinde dünyada ‘24 saatlik barış’ çağrısında bulundu.

ABD’li Papa, mayıs ayında Papa Franciscus’un vefatının ardından Kardinaller Meclisi tarafından seçilmişti. Önceki papaya kıyasla daha sakin bir üsluba sahip olduğu belirtilen Papa 14. Leo, göç ve sosyal adalet gibi temel konularda Franciscus’un çizgisini sürdürmesiyle dikkat çekiyor.

‘Umut’

Beytüllahim’de Noel kutlamalarına, ünlü Noel ilahilerinin çalındığı davul ve gayda sesleri damga vurdu. Hristiyanlar, çocuklardan yaşlılara kadar, kentin merkezindeki Manger Meydanı’na doğru yürüdü.

Beytüllahim’de yaşayan 17 yaşındaki Milagros Enstas, “Bugün sevinç dolu bir gün, çünkü daha önce savaş nedeniyle kutlama yapamıyorduk” dedi.

Ortadoğu’nun genelinde olduğu gibi kutsal topraklarda da Hristiyanlar azınlık konumunda bulunuyor. İsrail’de Hristiyan nüfus 185 bini, Filistin topraklarında ise 47 bini geçmiyor.

Yüzlerce kişi, Doğuş Kilisesi’ne ve ona açılan meydana çıkan dar Yıldız Caddesi boyunca ilerleyen yürüyüşe katıldı.

Manger Meydanı’nda kalabalık bir topluluk toplanırken, az sayıda izleyici belediye binasının balkonlarından kutlamaları takip etti.

Meydanın ortasında, kırmızı ve altın renkli süslerle bezeli büyük Noel ağacı yer aldı ve alana bayram havası kattı.

y6
Meydanın ortasında, bayram havasını daha da canlı hale getirmek için kırmızı ve altın renkli süslerle donatılmış büyük bir Noel ağacı duruyordu. (AFP)

Doğuş Kilisesi, Hristiyan inancına göre Hz. İsa’nın yaklaşık iki bin yıl önce doğduğuna inanılan bir mağaranın üzerine, 4. yüzyılda inşa edildi.

Beytüllahim’de yaşayan 18 yaşındaki Katiab Amaya ise kutlamaların yeniden yapılmasının, bölgedeki Hristiyan toplumunun varlığı açısından önemli bir sembol olduğunu söyledi.

Amaya, AFP’e yaptığı açıklamada, “Bu, Hristiyanların hâlâ burada olduğunu, kutlama yaptığını ve gelenekleri yaşatmayı sürdürdüğünü gösteren bir umut kaynağı” dedi.

‘Gazze'deki kardeşlerimiz’

Gazze Şeridi’nde yaşanan yıkıcı savaş sırasında, Noel kutlamalarını organize eden Beytüllahim Belediyesi, kutlamaların kapsamını daraltarak yalnızca dini ayinlerle sınırlı bir program uygulamıştı.

Amaya, “Bu kutlamalar Gazze’deki halkımız için bir umut anlamına geliyor; bir gün onların da yeniden kutlama yapabileceğine ve hayata dönebileceğine dair bir umut” dedi.

Dün öğle saatlerinden önce Kudüs Latin Patriği Kardinal Pierbattista Pizzaballa, Doğuş Kilisesi’nde yapılacak geleneksel ayine başkanlık etmek üzere Beytüllahim’e ulaştı.

Pizzaballa, kiliseye varışında toplanan yüzlerce kişiye hitaben, “Gazze Şeridi’ndeki kardeşlerimizden sizlere selamlar ve dualar getiriyorum” ifadesini kullandı.

Kardinal Pizzaballa, hafta sonunda savaşın ağır yıkıma uğrattığı Gazze’yi ziyaret etmiş ve pazar günü Gazze kentindeki Kutsal Aile Kilisesi’nde Noel ayinini yönetmişti.

df
Kudüs Latin Patriği Kardinal Pierbattista Pizzaballa (AP)

İsrail ile Hamas arasında ABD, Katar, Mısır ve Türkiye’nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes anlaşması, geçtiğimiz ekim ayının 10’unda yürürlüğe girdi. Ancak evlerini ve yakınlarını kaybeden Gazze halkı, ateşkese rağmen zorlu ve yoksunluklarla dolu yaşam koşullarıyla karşı karşıya kalmaya devam ediyor.

İsrail ile Hamas, ateşkes anlaşmasının ihlal edildiği yönünde karşılıklı suçlamalarda bulunuyor.

‘Çok özel bir yer’

Beytüllahim sakinleri, Noel kutlamalarının yeniden başlamasının kente canlılık getirmesini ve turistlerin geri dönüşünü teşvik etmesini umuyor.

Beytüllahim ekonomisi, özellikle turizme dayanıyor.

Gazze Şeridi’ndeki savaş, çatışmalar süresince turistlerin neredeyse tamamen kente gelmemesine yol açarken, işsizlik oranlarının da yükselmesine neden oldu.

Ancak son aylarda Hristiyan ziyaretçilerin kutsal kente kademeli olarak dönmeye başladığı gözleniyor.

5y67
Beytüllahim sakinleri, Noel kutlamalarının geri dönüşünün şehri canlandıracağını ve turistlerin geri dönmesini teşvik edeceğini umuyor. (AFP)

Komşu Beyt Cala kentinden George Hanna, “Beytüllahim çok özel bir yer. Mesajımızın tüm dünyaya ulaşmasını istiyoruz ve bunun tek yolu bu” dedi.

Hanna, “Kutlama yapabilmeyi ve çocukların mutlu olmasını umuyoruz. Bizim için bayramın anlamı bu” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.


Irak, Ukrayna savaşında "yeni askerler" arıyor

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)
TT

Irak, Ukrayna savaşında "yeni askerler" arıyor

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)

Irak, Rusya-Ukrayna savaşında yer alan vatandaşlarına yönelik yargılamaları yoğunlaştırdı ve resmi onay olmadan yabancı askeri güçlere katılanlara ceza verileceği uyarısında bulundu.

Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, yasanın yabancı çatışmalara katılan herkesi hapis cezasıyla cezalandırdığını teyit ederek, özellikle insan ticareti ve militan devşirme ağlarının suç kapsamına alındığını vurguladı.

Bu durum, Iraklıların yabancı ülkelerde savaşmak üzere askere alınmasıyla mücadele etmek amacıyla kurulan özel bir hükümet komitesinin çalışmalarıyla eş zamanlı olarak ortaya çıktı; askere alınanların sayısı hakkında çelişkili raporlar mevcuttu.

Şarku’l Avsat’ın elde ettiği bilgilere göre basın haberlerinde, Rus güçlerinin saflarında savaşmak üzere yaklaşık 50 bin Iraklının askere alındığı belirtilirken, gayri resmi istatistikler 3 bini Rus ordusunda, 2 bini Ukrayna ordusunda olmak üzere yaklaşık 5 bin savaşçıdan bahsetmekte.

Irak'ta bir mahkeme, Rusya ile birlikte savaşmak üzere savaşçı toplamak suçundan bir kişiyi ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.


Hızlı Destek Kuvvetleri, Çad ile olan sınır bölgelerini kontrol ediyor

Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)
Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri, Çad ile olan sınır bölgelerini kontrol ediyor

Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)
Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Çad ile sınır bölgelerindeki kontrolü tamamladıklarını duyurdu ve oradaki birliklerinin konuşlanmasını gösteren videolar yayınladı; Sudan ordusundan ise resmi bir açıklama yapılmadı.

HDK, operasyonun amacının silahlı grupları ortadan kaldırmak ve Sudan ordusu ile müttefik "ortak güçlerinin" yerel yönetim liderlerine ve sivillere karşı gerçekleştirdiği intikam ve kaos eylemlerini durdurmak olduğunu belirtti. HDK, istikrarı yeniden sağlamak amacıyla bu bölgelerde sivilleri, yolları ve kamu tesislerini güvence altına almak için güçlerin konuşlandırıldığını vurguladı.

Bir diğer gelişmede, Sudan ordusunun Babanusa'daki 22. Piyade Tümeni komutanı Tümgeneral Muaviye Hamad Abdullah'ın ölümü doğrulandı. Aralık ayı başlarında HDK tarafından şehre düzenlenen bir saldırı sırasında öldürüldü. Ordu, komutanının ölümüyle ilgili bir açıklama yapmamış olsa da Kuzey Eyaleti hükümetinin resmi internet sitesinde, askeri vali Abdul Rahman İbrahim'in merhumun ailesine başsağlığı dileklerini ilettiği bildirildi.