Trump'ın Instagram ve Facebook'a dönmesi hakkındaki kararı kimin vereceği belli oldu

Trump'a getirilen sosyal medya yasakları, ABD'de ifade özgürlüğü tartışmalarına neden olmuştu (AFP)
Trump'a getirilen sosyal medya yasakları, ABD'de ifade özgürlüğü tartışmalarına neden olmuştu (AFP)
TT

Trump'ın Instagram ve Facebook'a dönmesi hakkındaki kararı kimin vereceği belli oldu

Trump'a getirilen sosyal medya yasakları, ABD'de ifade özgürlüğü tartışmalarına neden olmuştu (AFP)
Trump'a getirilen sosyal medya yasakları, ABD'de ifade özgürlüğü tartışmalarına neden olmuştu (AFP)

Facebook'un çatı şirketi Meta'nın küresel ilişkilerden sorumlu başkanı Nick Clegg, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın sosyal medya hesaplarının yeniden aktif hale getirilmesine dair kararı kendisinin vereceğini söyledi.
Haber sitesi Semafor'un perşembe günü Washington'da düzenlediği etkinlikte konuşan Clegg, 2023'te Trump'ın Facebook ve Instagram hesaplarının tekrar açılmasını değerlendirdiklerini belirtti.
Clegg, "Ben sorumluyum ve süreci ben yürütüyorum. Bu kaprisle verilecek bir karar değil. Trump'ın yeniden platforma dönmesi kararının gerçek dünyadaki etkilerini ölçerek ilerleyeceğiz" dedi.
Son kararın kendisinde olduğunu söyleyen Clegg, değerlendirme sürecinde CEO Mark Zuckerberg'den, Facebook yönetim kurulundan ve şirket dışındaki uzmanlardan fikir alacağını da belirtti.
2010-2015'te Muhafazakar Parti üyesi eski Birleşik Krallık Başbakanı David Cameron'ın yardımcılığını da yapan Clegg, açıklamasında şunları söyledi:
"Kamusal alanı etkileyebilecek kararlar almak gibi önemli bir yetkiniz varsa, bir özel şirket olarak çok dikkatli davranmalısınız. Amerikan demokrasisi bizim değil sizin demokrasiniz."
Öte yandan Clegg, Facebook ve Instagram'a dönüp kurallara karşı gelen paylaşımlar yapması halinde Trump'ın yeniden uzaklaştırılabileceğini ifade etti.
Trump'ın Twitter ve Facebook gibi platformlardaki hesapları, 6 Ocak 2021'deki ABD Kongre baskınında şiddet olaylarını körüklediği gerekçesiyle kapatılmıştı.
Twitter, Trump'ın hesabının kalıcı olarak kapatılmasına karar vermiş, Facebook ise hesabın iki yıl süreyle askıya alındığını ve yapılacak değerlendirmeye göre hareket edileceğini açıklamıştı.
Facebook'un inceleme kurulu, Mayıs 2021'de geçici kapatma kararının devamında uzlaşmıştı. Son karar yetkisiyse Meta'ya devredilmişti.
Clegg, Trump'ın Meta'ya ait platformlardaki hesaplarına dair nihai kararı 7 Ocak 2023'te vereceğini söyledi.
2007-2015'te Liberal Demokratlar'ın liderliğini yapan Clegg, 1999-2004'te de Avrupa Parlamentosu üyesiydi.
2017'de siyaseti bıraktığını açıklayan Clegg, bir yıl sonra Zuckerberg tarafından Facebook'un küresel ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı olarak göreve getirilmişti. Şubat 2022'deyse şimdiki pozisyonuna yükselmişti.

Musk "Geri getireceğim" demişti
Öte yandan Elon Musk, mayısta Twitter'ı satın alacağını duyurduğunda Trump'a uygulanan yasağı kaldıracağını da belirtmişti.
Ancak teknoloji milyarderi temmuzda farklı hükümlerin ihlalini gerekçe göstererek anlaşmayı feshetmişti. Platformsa anlaşmayı iptal ettiği için Musk'a dava açmıştı.
Sosyal medya deviyle Musk arasındaki dava 17 Ekim'de görülecek.
Truth Social adlı kendi sosyal medya platformunu açan Trump ise Twitter'a dönmeyeceğini söylemişti.

Independent Türkçe, Guardian, Politico



‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
TT

‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)

İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da büyüdüğü Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki evleri yıkmaya başladığında Malik Lütfi, sahip olduğu birkaç dakika içinde ailesinin eşyalarından ne alacağını düşünürken kafası karışmıştı.

Altı çocuk babası 51 yaşındaki Lütfi, yakınlardaki Tulkerim kentinde küçük bir oda kiraladı. Ancak kuşatma altındaki kampta elektronik ev aletleri tamirhanesine erişimi olmadığı için kirayı ödeyecek geliri yok ve ailesinin geleceği konusunda endişeli.

asdfrgt
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin üzerini arayan İsrail askeri (DPA)

Lütfi şunları söyledi: “Bizi 27 Ocak 2024'te yerlerimizden ettiler. Bizi evlerimizden çıkardılar ve geri gelmememizi söylediler. Bu yüzden altı aydır Tulkerim Mülteci Kampı’na dönmedik. Kendi başımıza oradan ayrıldık, çoğu insan yanına hiçbir şey almadı.”

Lütfi, durumu kendisinden daha kötü olan, aşırı kalabalık okullarda ya da tarım arazilerinde yaşamak zorunda kalan çok sayıda aile tanıdığını söyledi.

Lütfi, “Hükümetten ve insanların masraflarının karşılanması için yardım sözü veren hayırseverlerden yardım bekliyoruz” dedi.

cdfrgt
İsrail askerlerinin kestiği yolun kenarında bekleyen Tulkerim Mülteci Kampı sakinleri (DPA)

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), İsrail operasyonlarının Batı Şeria'da Lütfi gibi on binlerce Filistinliyi evlerinden etmeye zorladığını bildirdi.

Bağımsız bir merkez olan B'Tselem, Tulkerim, Nur Şems ve Cenin mülteci kamplarında yaşayan yaklaşık 40 bin kişinin bu yıl askeri operasyonlar nedeniyle yerlerinden edildiğini belirtti.

İsrail, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim ve Cenin kentleri de dahil olmak üzere Filistinli militanların faaliyetlerine karşı harekete geçtiğini söylüyor.

Bir İsrail ordu sözcüsü dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu, kuvvetlerin bölgede serbestçe hareket etmesine ve engellenmeden hareket etmesine izin vermek için binaların yıkılmasını gerektiriyor.”

dfvghy
Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki İsrail askerleri (DPA)

Açıklamada, “Bu yapıları yıkma kararı operasyonel gerekliliğe dayanmaktadır ve alternatif seçenekler değerlendirildikten sonra alınmıştır” denildi.

İsrail'in yıkımları yaygın uluslararası eleştirilere neden oldu ve Filistinliler arasında İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği Batı Şeria'yı resmen ilhak etmek için organize bir çaba içinde olduğuna dair korkuların arttığı bir döneme denk geldi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre görgü tanıkları, bu hafta buldozerlerin bina enkazları arasında ilerlediğini ve yeni yolların moloz ve beton bloklarla dolduğunu ifade etti. Bölge sakinleri kamyonların üzerine sandalye, battaniye ve mutfak aletleri gibi eşyalarını yığdı.

swdert
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin kimliğini kontrol eden İsrail askeri (DPA)

Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, yıkımların son haftalarda arttığını, yakındaki Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarında 106 ev ve 104 diğer yapının yıkıldığını açıkladı.

Kemyil, “Tulkerim Mülteci Kampı'nda yaşananlar İsrail'in siyasi kararıyla işlenen bir suçtur ve bunun güvenlikle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.

Kemyil sözlerine şöyle devam etti: “Operasyon devam ediyor, altyapının yıkımı sürüyor. Kampta hiçbir şey bırakmadılar. Tulkerim Mülteci Kampı, çeşitli yerlerinde sadece keskin nişancıların bulunduğu bir ‘hayalet kamp’ haline geldi.”

İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde ocak ayında başlattığı operasyon, 20 yıl önceki İkinci İntifada’dan bu yana gerçekleştirilen en büyük operasyonlardan biri.

Operasyonda insansız hava araçları (İHA) ve helikopterler tarafından desteklenen birkaç ordu tümeninin yanı sıra on yıllardır ilk kez ağır savaş tankları da kullanılıyor.

ABD ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlama çabaları yoğunlaşırken, bazı uluslararası yetkililer ve insan hakları örgütleri de Batı Şeria'daki çalkantılı durumdan duydukları endişeyi dile getirdiler.

B'Tselem İletişim Direktörü Shai Barnes, “İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik mevcut saldırısında geliştirdiği taktik ve savaş doktrinlerini Batı Şeria'nın kuzeyinde de uygulamaya başladı. Bu, evlerin ve sivil altyapının kasıtlı ve yaygın bir şekilde tahrip edilmesini ve sivillerin ordunun savaş bölgesi olarak belirlediği alanlardan zorla göç ettirilmesini içeriyor” ifadelerini kullandı.

Hükümet içindeki ve dışındaki İsrailli aşırılık yanlıları, Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan ve Gazze Şeridi'ni de içine alacak bağımsız bir devlet kurmak istedikleri Batı Şeria'nın ilhak edilmesi için defalarca çağrıda bulundu.

İsrailli bakanlar Batı Şeria operasyonunun militan gruplarla mücadele dışında bir amacı olduğunu reddediyor. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, uluslararası hukuka uyduğunu ve militanları hedef aldığını ifade etti.

Vali Abdullah Kemyil, yerinden edilmenin zaten ekonomik olarak zor durumda olan bir toplum üzerinde baskı yarattığını söyledi. Binlerce kişi camilere, okullara ve aileleriyle birlikte tıkış tıkış yaşadıkları evlere sığındı.

Altı ay sonra ilk kez geri dönen Lütfi, evlerdeki yıkımın boyutunun kendisini şok ettiğini söyledi.

Lütfi, “Çoğu insan gitti ve geri dönüp evlerine baktığınızda yıkılmış olduklarını görüyorsunuz. Yıkım çok büyük; geniş caddeler, altyapı, elektrik, internet… Eğer yeniden inşa etmek istiyorsanız, bu uzun zaman alacak” şeklinde konuştu.