Suudi Arabistan'daki 400 mağara macera seven turistleri kendine çekiyor

15 mağara, tarihi, genişliği ve derinliğiyle diğerlerinden ayrılıyor.
15 mağara, tarihi, genişliği ve derinliğiyle diğerlerinden ayrılıyor.
TT

Suudi Arabistan'daki 400 mağara macera seven turistleri kendine çekiyor

15 mağara, tarihi, genişliği ve derinliğiyle diğerlerinden ayrılıyor.
15 mağara, tarihi, genişliği ve derinliğiyle diğerlerinden ayrılıyor.

Suudi Arabistan gerek iklimi gerekse topografyası bakımından eşsiz bir çeşitliliğe sahip. Kuzeyi estetik kompozisyonu ile güneydeki tepelere ve sislere benzemediği gibi doğu ile batı kıyıları da birbirine benzemiyor. Ülke eşsiz bir tarihe sahip. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı istatistiklere göre her bölge kendine has güzelliğe sahip. Birçok Suudi kentinde sayıları 400'e ulaşan mağaraların derinliklerinde, doğanın ortasında yeni bir turizm ve eğlence konsepti arayanlara ve ziyaretçilere hitap eden birçok güzellik bulunuyor. Bu mağaralar turizm rotalarına eklenmesi ve iki milyon kilometrekarelik bir alana yayılmış genişliğiyle keşif ve macera tutkunlarını kendisine çekmesinin sektöre katma değer oluşturacağı vurgulanıyor. Mağaralar özellikle Avrupa ve ABD’den maceraperestler olmak üzere yurtiçi ve yurt dışından gelen ziyaretçilerin ve turistlerin öncelikli destinasyonları arasında yer alıyor.


Suudi Arabistan’daki turizm sektöründe birçok seçenek bulunuyor.

Suudi Arabistan çok sayıdaki mağarasının tarihi, derinliği ve iklim çeşitliliği ile turizm sektöründe birden fazla seçeneğe sahip birkaç ülke arasında yer alıyor. Suudi Arabistan turizm sektöründe seçenekleri çeşitlendirmek için yakın zamanda bir dizi düzenleme yapıldı. Dünyanın farklı ülkelerinden turistik amaçlı faaliyetlerde bulunmak isteyenlere giriş süreci kolaylaştırıldı. Bir taraftan 2030 yılına kadar gelen turist sayılarına konaklama hizmeti sağlayabilmek için ülke genelinde 500 bin otel odası inşa etmeyi hedefleyen Suudi Arabistan diğer taraftan da bu mağaralarda tur rehberliği ve mağara maceraları için lojistik desteklerle 1,6 milyondan fazla kişiye iş imkanı sağlamayı amaçlıyor.
Mağaralar çok eski zamandan bu yana dinlenme, konaklama veya ibadet için kullanılıyor. Ashâb-ı Kehf’in yer aldığı mağara da söz konusu alanda bulunuyor.
Eski çağlardan günümüze kadar geçen süre ve mağaralara yapılan ziyaretin kalitesindeki farklılık nedeniyle, mağaraların özellikleri ve genişlikleri hakkında araştırmalar yapıldı. Bu mağaralarda su damlaları altında dolaşmanın ve yüzyıllar boyunca kireçtaşı da dahil olmak üzere doğal olaylara tanıklık eden iç yapıların güzelliğine tanık olmanın deneyimi eşsiz olarak nitelendiriliyor. Bunlar arasında kireçtaşı ve buzulun yanı sır denizlerin ve okyanusların kıyısındaki mağaralar da bulunuyor.
Bilimsel özelliklerinin yanı sıra ilgili ülke otoriteleri tarafından yayınlana bilgilere göre tüm dünyada, gençlik arasında mağara keşif gezilerine yönelik ilgi artıyor. Akademik çalışmalar ve bilimsel araştırmalar için kullanılabilecek bu zenginlikleri korumak ve ilerlemesini sağlamak için yapılması gerekenler listesinin başında belki de güvenlik önlemleri ve tur rehberlerinin deneyimi bulunuyor.

Suudi Arabistan Jeolojik Araştırmalar Uzmanı Mahmud eş-Şanti, Şaruk’l Avsat’a yaptığı açıklamada birçok Suudi şehrine dağılmış binlerce mağara olduğunu ve bu mağaralardan yaklaşık 400 tanesinin tespit edildiğini belirtti. Öne çıkanları ise Maker Al-Şeyahin, Umm Cersan, Ebu‘l Vaul, Ebû’l Cemacim el-Akrabu’l Esved, Merzuk, et-Tahalib, el-Habaşi ve eş-Şevims mağaraları olarak sıraladı. Şanti ayrıca mağaraları ziyaret etmek ve bu yerlerin güzelliğinin tadını çıkarmak isteyenler için hedeflenecek turistik yerler arasında 15 farklı mağara tespit edildiğini kaydetti.
Eş-Şanti açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Suudi Arabistan Jeolojik Araştırmalar Kurumu’nun yeraltı mağaralını keşfetme alanındaki kalkınma planının uygun mağaraları tespit etmeyi ve özellikle Suudi Arabistan’daki onlarca mağaranın varlığı ile turizm açısından hazır hale getirmeyi ve çalışmayı hedefliyor. Özellikle Suudi Arabistan’da çeşitli tarihi sırlar barındıran onlarca mağaranın bulunması, mağaralardan yararlanmanın önemini ortaya koyuyor. Ekonomik bir zenginlik olarak mağaralardan yararlanmaya hız verilmesiyle eşsiz bir ekosistem üzerinde koruma ve muhafaza çalışmaları yürütülüyor. Mağaralar hakkında bilgi edinilmesi ile uçsuz bucaksız bir çöl ve dağlık ortamda gizli olan mağaralara yönelik turizmi desteklemek de başlıca hedefler arasında yer alıyor.”
Mağara uzmanı, ülkedeki bu türden zenginliklere ilişkin toplumsal farkındalık düzeyini yükseltmenin ve çöl eko-turizmini büyük ölçüde geliştirecek yeni alanlar keşfetmenin önemine dikkat ekti. ,Bu adımların, Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda atıldığını vurguladı.



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.