Sadr, Basra’da tuzağa mı düştü?

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (AP)
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (AP)
TT

Sadr, Basra’da tuzağa mı düştü?

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (AP)
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (AP)

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, Basra’da ‘Asaib Ehlil Hak’ ile şiddetli çatışmaların ardından silahlı grubunun faaliyetlerini birçok şehirde dondururken zehirli bardaktan da yudumlamış oldu. Birçok kesime göre bu adım, ‘fitneye teşvik’ içindi. Ancak yandaşları açısından ise bir saha yenilgisi.
Son iki gün içerisinde Şarku’l Avsat, Sadr Hareketi aktivistleri ve Barış Tugayları üyelerinin ‘Basra’daki yerel durum’ ile ilgili ifadelerini dinledi. Belirtilene göre ‘çatışmada ölenlerin intikamı’ şehirdeki durumun kötüleşmesinde belirleyici bir faktördü. Bu çerçevede bir aktivist, “Faaliyetlerin dondurulması, Tahran yanlısı gruplar henüz yaşananların bedelini ödemediği için krizin çözümü anlamına gelmeyecek” dedi.
Sadr Hareketi’nden bir aktivistin belirttiğine göre Basra’daki kabileler, geçen haftalarda çıkan çatışmalarda oğullarının şehit olmasına misilleme olarak Asaib Ehlil Hak milislerine karşı silahlandı.
Milisler, Basra’da başta Asaib Ehlil Hak olmak üzere grupların konuşlandığı ve Haşdi Şabi’nin karargahının da yer aldığı hükümet sarayları bölgesini havan toplarıyla bombaladı.
Asaib Ehlil Hak ile çatışmalar konusunda çeşitli yorumlar yapılırken, farklı kaynaklar Sadr Hareketi yandaşlarının kabile içerisinde Sadr’ı utandırmayacak şekilde özgür bir alan istediğini söyledi. Ancak kabileleri siyasi kriz sahnesine iten intikam dürtülerinin başka bir anlatısı hüküm sürüyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan Sadr’a yakın kaynaklar, şehirdeki nüfuz sahibi kanaat önderlerinin aldığı mesajlara yanıt olarak, Basra krizine Barış Tugayları’nın ve diğer grupların faaliyetlerini dondurarak müdahale ettiğini belirtti. Kaynaklara göre ancak bölgedeki ‘fitneyi bastırmak’, yandaşları arasındaki öfke halini ateşledi.
Geçen Ağustos ayındaki Yeşil Bölge çatışmalarından bu yana Sadr’ın yandaşlarının ruh hallerine umutsuz tepkilerin hakim olduğu görülüyor. Basra’da durum hassas ve tehlikeli. Zira çatışmanın zirvesinde ‘dondurma’ kararının neden olduğu umutsuzluğun, şehirdeki ‘terör dengesi’ denklemini değiştirmesi mümkün. Basra’da Sadr Hareketi’ne yakınlığıyla bilinen büyük bir kabilenin lideri, İranlı grupların ‘kendilerini ortadan kaldırmaya ve pazardaki işlerini devralmaya’ çalıştığını iddia etti. Liderin belirttiğine göre Basra’daki gerginliğin tek nedeni Bağdat’taki kriz değil. İsminin açıklanmasını istemeyen kabile lideri, “Çözüm olmadan fitneyi önlemek, bu durumu yeniden ateşleyebilir. Sükûnet arayanlar, Basra’nın silahlarını ve kaynaklarını tekeline almak istemektedir” dedi.
Sadr’ın çatışmaları durdurma ve grupların faaliyetlerini dondurma konusundaki tutumu, siyasi ve toplumsal çevrelerde memnuniyetle karşılandı. Ancak konu, Barış Tugayları bünyesinde faaliyet gösterenlerin çoğu açısından ‘şaşırtıcı’. Öyle ki dondurma kararı karşılığında bir bedel bekliyorlar.
Bununla birlikte hareketin yerel liderleri ve Basra’daki durumu gözlemleyenler, Sadr’ın henüz muhalifleriyle karşı karşıya gelmediğine ve yeni bir mücadele düzeyine hazırlık olarak bu donmuşluk halinin her an ‘eriyebileceğine’ inanıyorlar. Bazı taraflar, yandaşları Yeşil Bölge’ye saldırdığında Sadr’ın ödediği ağır bedeli hatırlatarak, bu beklentinin bile farklı alan ve siyasi koşullar nedeniyle artık gerçekçi olmadığını vurguladı. Onlara göre Sadr, artık Koordinasyon Çerçevesi’ndeki hasımlarının kendisine kurduğu tuzağa bile bile düşmek zorunda.



ABD, DEAŞ'a karşı operasyonda Türkiye ve Suriye ile ortaklığı vurgulamaya özen gösteriyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)
TT

ABD, DEAŞ'a karşı operasyonda Türkiye ve Suriye ile ortaklığı vurgulamaya özen gösteriyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) dün, Suriye'nin kuzeybatısında nadir bir saldırı düzenlediğini ve bu saldırıda DEAŞ'ın önde gelen bir lideri ile iki militanının öldürüldüğünü açıkladı. CENTCOM, askerî açıdan insansız hava araçlarıyla (İHA) yapılan saldırılardan daha tehlikeli olan kara operasyonuyla ilgili çok az ayrıntı verdi.

CENTCOM tarafından yapılan açıklamada, ABD güçlerinin Halep kırsalının doğusundaki el-Bab bölgesinde lider Ziya Zevbe Muslih el-Hardani ve iki oğlunu öldürdüğü bildirildi.

“Öldürülen DEAŞ üyeleri, ABD ve koalisyon güçleri ile yeni Suriye hükümeti için tehdit oluşturuyordu” denilen açıklamada, saldırı sırasında üç kadın ve üç çocuğun da olay yerinde olduğu, ancak zarar görmedikleri belirtildi. Bir ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) yetkilisi de dün yaptığı açıklamada, operasyonda ABD tarafında herhangi bir kayıp yaşanmadığını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın New York Times’tan (NYT) aktardığına göre, kara operasyonları çok önemli bir hedef olarak görülüyor. Zira saldırı bölgesi, terörle mücadele güçlerinin gelecekteki saldırılarını planlamasına yardımcı olabilecek hassas bilgiler (bilgisayarlar, cep telefonları ve diğer veriler) içerebilir.

CENTCOM, kara operasyonu hakkında çok az ayrıntı verdi. Ancak hava saldırılarının aksine, terörle mücadele amaçlı kara saldırıları genellikle komando birlikleri ve helikopterleri içerir ve çoğu zaman saldırı uçakları ve İHA’lar tarafından desteklenir.

Saldırının duyurulması, Başkan Donald Trump'ın haziran ayı sonunda Suriye'ye uygulanan ekonomik yaptırımların çoğunu kaldıran bir yürütme emri imzalamasından sadece birkaç hafta sonra geldi. Trump böylece, liderlerinin El Kaide örgütüyle olan geçmiş bağlantıları konusundaki endişelere rağmen, ülkedeki yeni hükümete desteğini pekiştirdi.

 Özgür Suriye Ordusu ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) arasında Tanf Üssü'nde mayın tespit cihazları konusunda yapılan ortak tatbikatlarÖzgür Suriye Ordusu ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) arasında Tanf Üssü'nde mayın tespit cihazları konusunda yapılan ortak tatbikatlar

Suriye'ye yönelik Amerikan politikasının on yıllardır süren geleneğini sona erdiren bu adım, Trump'ın mayıs ayında Ortadoğu gezisi sırasında yaptığı sürpriz bir açıklamayla geldi. Suudi Arabistan ziyareti sırasında Trump, savaşçıları diktatör Beşşar Esed'i deviren ve aralık ayında iktidara gelen Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü.

Trump, o zamanlar ABD hükümeti tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan bir grubu yöneten eş-Şara'yı ‘genç ve güçlü’ olarak nitelendirmiş ve Suriye'nin Mart 2011'de başlayan yıkıcı iç savaşın ardından kendini yeniden inşa etmek için bir ‘şans’ hak ettiğini söylemişti.

Suriye'nin kuzeyindeki Halep vilayetindeki el-Bab operasyonu, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) güçleri ile yeni Suriye hükümeti arasında gerçekleştirilen ilk ortak uluslararası güvenlik operasyonu olarak kabul ediliyor.

DEAŞ’ın önde gelen liderlerinden Ziya Zevbe Muslih el-Hardani… El-Hardani, Suriye'nin kuzeyinde DMUK, Türkiye ve Suriye'nin ortak operasyonu sırasında öldürüldü.DEAŞ’ın önde gelen liderlerinden Ziya Zevbe Muslih el-Hardani… El-Hardani, Suriye'nin kuzeyinde DMUK, Türkiye ve Suriye'nin ortak operasyonu sırasında öldürüldü.

New York merkezli güvenlik danışmanlığı şirketi Soufan Group’un terörle mücadele analisti Colin P. Clarke, NYT’ye şunları söyledi: “Saldırının duyurulması mantıklı. Çünkü ABD, Türkiye ve Suriye ile (özellikle de Suriye ile) ortaklaşa yürütülen DEAŞ karşıtı savaşı öne çıkarmak ve Şam'ın somut değişiklikler yapma ve ABD'nin taleplerine yanıt vermek için gösterdiği çabaları ortaya koymak isteyebilir.”

CENTCOM Komutanı General Michael Erik Kurilla yaptığı açıklamada, “CENTCOM, bölgeyi, müttefiklerimizi ve vatanımızı tehdit eden DEAŞ teröristlerini kalıcı olarak yenilgiye uğratmaya kararlıdır” ifadelerini kullandı.