Tunus Cumhurbaşkanı ‘seçim önerileri’ konusunda bir çıkış yolu arıyor

Abir Musa, Cumhurbaşkanı’na Gannuşi’nin partisini hesap verebilirlikten korumaya yönelik adımlarını sona erdirmek için acil kararlar alma çağrısında bulundu. (EPA)
Abir Musa, Cumhurbaşkanı’na Gannuşi’nin partisini hesap verebilirlikten korumaya yönelik adımlarını sona erdirmek için acil kararlar alma çağrısında bulundu. (EPA)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı ‘seçim önerileri’ konusunda bir çıkış yolu arıyor

Abir Musa, Cumhurbaşkanı’na Gannuşi’nin partisini hesap verebilirlikten korumaya yönelik adımlarını sona erdirmek için acil kararlar alma çağrısında bulundu. (EPA)
Abir Musa, Cumhurbaşkanı’na Gannuşi’nin partisini hesap verebilirlikten korumaya yönelik adımlarını sona erdirmek için acil kararlar alma çağrısında bulundu. (EPA)

Tunus Cumhurbaşkanlığı, Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu ve 25 Temmuz çizgisini destekleyen bazı partiler, 17 Aralık’ta yapılması planlanan parlamento seçimleri için öneriler konusundaki ikileme bir çözüm bulmak için çalışıyor. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Kays Said, Faruk Buasker başkanlığındaki Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu üyeleri, Halk Hareketi Başkanı Zuheyr Magzavi, Tunus İleri Hareketi'nin Başkanı Ubeyd Breiki ile bir araya gelerek, sunulan öneriler konusunu görüştü.
Gözlemcilere göre, söz konusu toplantı, Cumhurbaşkanı’nın seçim yasasını değiştirme sözü verdikten sonra gerekli öneriler şartından vazgeçme yaklaşımı göstermesinin yanı sıra Cumhurbaşkanlığı’nın bu projesini destekleyen partilerin, yaklaşan seçimlerde adaylarını desteklemeleri ve seçim kampanyaları için finansman sağlanmasını engellemesinin ardından geldi.
Seçim Komisyonu ve Cumhurbaşkanlığı’nın 25 Temmuz’daki anayasa referandumunda tam mutabakata varmalarına rağmen, şu anda tutumlarının çatıştığı en önemli konulardan biri, yaklaşan milletvekili seçimleri için önerilerin toplanması şartına dayanıyor.
Seçim Komisyonu Başkanı Faruk Buasker, “Bu dönemde seçim yasasına dokunmamak daha iyi. Belirli bir seçim olgusuyla yüzleşmek için değişiklik veya teknik bir revizyon gerekiyorsa da, bunun sürecin düzgün işleyişi üzerinde bir etkisi olmayacaktır ancak yine de Seçim Komisyonu’nun görüşünü aldıktan sonra düşünmek gerekir” ifadelerini kullandı. Buasker, Cumhurbaşkanı’nın bahsettiği revizyonun sevindirici olduğunu belirterek “Bu konu hala inceleniyor, Seçim Komisyonu konuya ilişkin görüş bildirecek. Ancak önerinin alınıp verilmesi olgusunun sınırlandırılması ve yerel yönetim liderinin öneri sürecini etkilemek için konum ve nüfuzlarının kullanılmasından yana olacağı görülüyor” ifadelerini kullandı.
Buasker, seçim sürecinin çoktan başlamış olması, Seçim Komisyonu’nun yaklaşık 140 bin öneri alması ve bundan vazgeçerse akıbetinin ne olacağı bilinmemesi sebebiyle, öneri şartından tamamen vazgeçilmesinin mümkün olmadığını belirtti. Buasker Seçim Komisyonu’nun, seçim sürecinin çeşitli aşamalarıyla ilgili prosedürleri basitleştirmeye ve yasal metinlerle çelişmediği taktirde seçimlere katılma hakkını kolaylaştırmaya yardımcı olacak prosedürler uygulamaya kararlı olduğunu açıkladı. Ayrıca, seçim süreciyle ilgili alınan tüm bilgi ve verileri sürekli olarak takip ettiğini vurguladı.
Bu bağlamda, gözlemciler, milletvekili seçimleri için adayların önerilerini toplamaya başladıktan sonra, Seçim Komitesi’nin görüşlerinin ‘başkanlığın seçim yasasını değiştirme eğilimiyle farklılaştığına’ inanıyor. Komisyon’un son dönemde yaklaşık 140 bin öneri aldıktan sonra hassas bir durumla karşı karşıya olduğunu vurgulayan gözlemciler, adaylık kapısının koşulsuz olarak herkese açılması durumunda Komite’nin bu önerilerle ne yapacağını düşünür hale geldiğini belirtti. Bu önerilerin adaylar arasında fırsat eşitliği ilkesine zarar verebileceğine de dikkat çekildi. 
Yeni seçim yasasının yayınlanmasından önce, Seçim Komisyonu, Cumhurbaşkanı Said’e kadın ve erkeklerden 200 eşit öneri alma şartının eklenmesini önermişti. Ancak, Cumhurbaşkanı adaylara daha fazla şeffaflık sağlamak ve tüm adaylar için zorlu bir koşul olan rastgele adaylık kaosunu bitirmek amacıyla öneri şartını gözden geçirme sözü vererek, bu sayıyı iki katına yani 400’e çıkardı. Ancak, Seçim Komisyonu, önerilerin toplanması ile ilgili şartın değiştirilmesinden haberdar değildi.
Diğer yandan, Hür Anayasa Partisi Başkanı Abir Musa, feshedilen parlamentonun Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi’ye bir uyarı gönderdi. Gönderilen uyarıda, Gannuşi’ye, Hür Anayasa Partisi milletvekilleri adına konuşmaması konusunda uyarı yapıldı. Musa, Gannuşi’nin feshedilen parlamento konusunda verdiği tüm kararların veya attığı tüm adımların ‘adli takip gerektiren, sahtecilik olarak kabul edildiğini’ söyledi.
Mevcut siyasi durumdan Cumhurbaşkanı Said’i sorumlu tutan Musa, Said’e ‘Gannuşi’nin kendisini ve partisini sorumluluk almaktan kaçınmak için dışarıda ve içeride yaptığı aldatmacaları sona erdirmek için derhal adımlar atılması’ çağrısında bulundu.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.