Bayraktar: Ukrayna'daki üretim tesisini 2 yıl içinde tamamlamak istiyoruz

"Şu anda mimari tasarım, ayrıntılı tasarım kısmını geride bıraktık"

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Bayraktar: Ukrayna'daki üretim tesisini 2 yıl içinde tamamlamak istiyoruz

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Türkiye'nin en tanınan insansız hava aracı üreticisi olan Baykar Ukrayna'da devam eden savaşa rağmen, bu ülkede kurma kararı aldığı üretim tesisini iki yıl içinde tamamlamayı planlıyor.
Baykar'ın Rusya işgalinden önce sattığı insansız hava araçları (İHA), işgalin ilk haftalarında Ukrayna'nın ekipman olarak üstün Rus güçlerine karşı koymalarını sağlayan başlıca silahlardan olmuştu.
Bayraktar TB2 İHA'ları savaşın uzamasıyla birlikte kamuoyunun zihnine o kadar yerleşti ki, bazı AB ülkelerinin vatandaşları para toplama kampanyaları düzenleyerek Ukrayna'ya Baykar'ın ürettiği İHA'lardan aldı.
Rus işgalinden kısa bir süre önce Türkiye ile Ukrayna arasında imzalanan devletler arası anlaşma kapsamında Baykar, Türkiye dışındaki ilk imalat tesisini Ukrayna'da kurmaya karar verdi.
Savunma sanayi fuarı SAHA Expo sırasında Reuters'ın sorularını yanıtlayan Baykar'ın CEO'su Haluk Bayraktar, Ukrayna ile aralarında güçlü bir işbirliği olduğunu belirterek üretim ve arge faaliyetlerinin yürütüleceği tesis hakkında, "Planladığımız şekilde ilerliyoruz. Şu anda mimari tasarım, ayrıntılı tasarım kısmını geride bıraktık. Hatta inşaata başlamaya karar verdik... iki yıl içinde (tesisi) tamamlamak istiyoruz" dedi.
Ukrayna Baykar'ın geliştirdiği yeni araçlarda kullanacağı motorların da tedarikçisi konumunda bulunuyor. Şirketler arasında geçen yıl varılan anlaşma kapsamında Bayraktar, şu anda geliştirme aşamasında olan hızlı insansız muharip hava aracı Kızılelma ve ağır yükler taşıyabilen Akıncı İHA'da Ukraynalı Motor Sich ve Ivchenko-Progress motorlarını kullanacak.
Bayraktar, "Ukrayna ve Türkiye stratejik ortaklar. Aramızda stratejik seviyede ilişkiler var. Türbin motorlarını Ukrayna'dan alıyoruz. İşbirliğimiz son derece iyi ilerliyor" dedi.
Tırmanan ihracat siparişleri
Baykar dışında Türkiye'de İHA üretebilen TUSAŞ ve Zorlu Holding'e ait Lentatek gibi üreticiler bulunuyor olsa da, Baykar'a ait İHA'ların Suriye, Libya, Dağlık Karabağ ve son olarak Ukrayna'da çatışmaların gidişatını değiştirecek rollerde kullanılması Baykar'ın büyük bir taleple karşılaşmasını ve ihracat gelirlerinin hızla tırmanmasını sağladı.
Türkiye savunma sanayinin ihracatı geçen yıl TİM verilerine göre 3,2 milyar dolar olurken, bunun beşte birini tek başına Baykar gerçekleştirdi.
Şirketin geçen yıl 650 milyon dolar olan ihracat gelirinin, bu yıl yüzde 50'nin biraz üzerinde artışla 1 milyar dolara çıkacağını belirten Bayraktar, gelecek yıl ihracat gelirlerinde yüzde 50 artış daha beklediklerini ifade etti.
Bayraktar'ın verdiği bilgiye göre şirketin en yaygın İHA'sı TB2'nin ihraç edildiği ülkelerin sayısı geçen yıla göre neredeyse iki katına çıkarak 24 ülkeye yükseldi. İlk olarak geçen yıl TSK'ya teslim edilen daha ağır sınıf Akıncı İHA ise beş ülkeden sipariş aldı.
Keşif, saldırı ve topçu gözlemi yapabilen TB2 150 kilograma kadar silah veya ekipman taşıyabilirken, Akıncı çok daha yüksek irtifada 10 katına kadar yük taşıyabiliyor.
Bayraktar ihracattan sağlanan gelirin ise kapasite artış yatırımına yönlendirileceğini ifade ederek, "TB2 üretim kapasitemiz ayda 20 adet. 2023 için hedefimiz ayda en az 30 adet" dedi.
Yatırımların bir kısmı ise jet motoruna sahip hızlı bir avcı savaş uçağı olacak Kızılelma'nın geliştirilmesine yönlendirilecek. Analistler Kızılelma'nın İHA'ların kabiliyetlerine yenilerini ekleyeceğini ve pilotlu savaş uçaklarına eşlikçi görevi yapabileceğini belirtiyorlar.
Bayraktar, TGC Anadolu gibi kısa pistleri olan amfibi gemilerine iniş ve kalkış yapabilen Kızılelma'nın ilk uçuşunu birkaç ay içinde yapacağını belirtti. Şu anda motor testleri yapılan uçağın uçuş testleri böylece başlamış olacak.
TB2'nin kısa pistli gemilere iniş kalkış yapabilen modeli TB3'ün testlerinin ise 2023 sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.
Bayraktar şirketin yatırımlarla faaliyetlerini geliştireceği yeni alanın ise uzay teknolojileri olduğunu belirtti. Mevcut insansız araçların kabiliyetini artıracağını belirttiği bu alan hakkında Bayraktar, "Gelişimini tamamlamış alanlar yerine yenilikçi çözümler getirebileceğimiz yeni alanlara yatırım yapıyoruz" dedi.
Yaklaşık 3 bin çalışanı olan Baykar'ın giderek genişleyen bir tedarik zinciri olduğuna dikkat çeken Bayraktar, şirketin tedarik zincirinde yer alan bazı şirketlere sermaye ortağı olduğunu belirtti.
"Türkiye içinde ve dışında geniş bir tedarik ağımız var. Yerlilik oranı here yıl artıyor. Bizim sistemlerimize katma değer sağlayan şirketlere yatırım yapıyoruz" diyen Bayraktar, bu yatırımın ortaklık şeklini alıp almadığı sorusuna, "Evet (alıyor). Çoğunlukla iletişim, optik, ağ mimarisi ve yazılım geliştirme alanındaki şirketlere yatırım yapıyoruz" cevabını verdi.
Independent Türkçe, Reuters



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.


Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
TT

Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)

Downing Street sözcüsü dün akşam yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü söyledi.

Açıklamada, “Gazze'deki durumu değerlendiren iki lider, son gelişmelerden duydukları derin endişeyi dile getirdiler ve barış sürecinin yeniden başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldılar” ifadeleri yer aldı.

İki lider, Ukrayna'daki durumla ilgili olarak anlamlı barış görüşmelerinin sağlanması için Rusya'nın 30 günlük ateşkese uyması gerektiğini vurguladı.

df
Ukrayna'nın Sumi bölgesinde Rusya sınırında askeri bir aracın yanında duran Ukraynalı askerler,  16 Ağustos 2024 (Reuters)

 


Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.