Kedi paraziti insan bağışıklık sistemini yeniden programlıyor

"Kedi paraziti", Toxoplasma parazitleri ile enfekte olmuş bir insan bağışıklık sistemini yeniden programlıyor (Araştırma Ekibi)
"Kedi paraziti", Toxoplasma parazitleri ile enfekte olmuş bir insan bağışıklık sistemini yeniden programlıyor (Araştırma Ekibi)
TT

Kedi paraziti insan bağışıklık sistemini yeniden programlıyor

"Kedi paraziti", Toxoplasma parazitleri ile enfekte olmuş bir insan bağışıklık sistemini yeniden programlıyor (Araştırma Ekibi)
"Kedi paraziti", Toxoplasma parazitleri ile enfekte olmuş bir insan bağışıklık sistemini yeniden programlıyor (Araştırma Ekibi)

İsveç Stockholm Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, kedi parazitinin (insan enfeksiyonu için "toksoplazma" olarak bilinir) kullandığı mekanizmayı ortaya çıkardı. Konuyla ilgili raporların çoğu, dünya nüfusunun büyük bir bölümünün bu paraziti taşıdığını gösteriyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dünya nüfusunun en az yüzde 30'unun bu paraziti taşıdığını tahmin ediyor. Ayrıca üremenin sadece kedilerin bağırsaklarında ve parazitin insan, köpek veya kuş gibi diğer konakçılara bölünmesiyle gerçekleştiği toxoplasmanın yaşam döngüsünde kedilerin özel bir yeri olduğu da tahminler arasında.
Toxoplasma yiyeceklerle ve kedilerle temas yoluyla yayılıyor. Doğada ise parazit tekrarlayan bir döngüde, kemirgenlerin beyninde uyudukları yerde ve kedilerin fareleri yediğinde yayılıyor.
Parazit kedinin bağırsaklarında çoğalır ve dışkı yoluyla atılır. Buradan parazit bitki örtüsüne geçer. Kemirgenler bitkileri yediğinde enfekte olurken insanlar, et tüketerek veya kedilerle, özellikle de kedi kumu ile temas ettiklerinde enfekte oluyorlar.
Şarku’l Avsat’ın akademik dergi Cell Host & Microbe’un son sayısında yayınlanan çalışmadan aktardığı makaleye göre Stockholm Üniversitesi'nden araştırmacılar, parazitin insanları enfekte etmek için kullandığı mekanizmayı keşfettiler. Araştırmalar İsveç nüfusunun yüzde 15-20'sinin (büyük çoğunluğunun bilgisi dışında) parazit taşıdığını gösterdiğinden söz konusu parazit, araştırma konusu edildi.
Araştırmacılar, parazitin insan bağışıklık sistemini yeniden programlamak için bir protein kullandığını ortaya koydular. Parazit, bağışıklık hücresinin çekirdeğine bir protein enjekte eder ve sonra hücrenin kimliğini değiştirerek hücrenin başka bir hücre türü gibi görünmesini sağlar. Böylece, bağışıklık hücresinin gen ifadesini ve davranışını değiştirerek onu Truva atlarına veya paraziti yayan, dolaşan zombilere dönüştürür.
Çalışmayı Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'nden araştırmacılarla iş birliği içinde yürüten araştırmacı Antonio Barragan, Cumartesi günü Stockholm Üniversitesi web sitesinde yayınlanan bir raporda şunları söyledi: "Parazitin, bağışıklık hücrelerinin kimliğini bu kadar akıllı bir şekilde ele geçirmeyi başarması şaşırtıcı. Elde edilen sonuçların, insanlara ve hayvanlara bulaştığında toxoplasmanın vücutta neden bu kadar verimli yayıldığını açıklayabileceğine inanıyoruz." Bir kişi toxoplasma ile ilk kez enfekte olduğunda, hafif grip benzeri semptomlar görülür.



Öğün atlayınca neden daha çok yiyoruz?

Güney Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden araştırmacılara göre, bir öğünü atlamak aşırı yemenin nedeni olabilir. Araştırmacılar, bunun anahtar faktörünün beyinde olduğunu keşfetti (Unsplash)
Güney Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden araştırmacılara göre, bir öğünü atlamak aşırı yemenin nedeni olabilir. Araştırmacılar, bunun anahtar faktörünün beyinde olduğunu keşfetti (Unsplash)
TT

Öğün atlayınca neden daha çok yiyoruz?

Güney Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden araştırmacılara göre, bir öğünü atlamak aşırı yemenin nedeni olabilir. Araştırmacılar, bunun anahtar faktörünün beyinde olduğunu keşfetti (Unsplash)
Güney Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden araştırmacılara göre, bir öğünü atlamak aşırı yemenin nedeni olabilir. Araştırmacılar, bunun anahtar faktörünün beyinde olduğunu keşfetti (Unsplash)

Çok aç hissetmenin nedeni, öğle yemeğini atlamak olabilir.

Güney Kaliforniya Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, yemekle ilgili anıları oluşturan beyin hücrelerini tanımladıklarını ve bir öğünü unutmanın neden aşırı açlığa neden olduğunu ve demansla diğer hafıza sorunlarından muzdarip kişilerin neden sıklıkla aşırı yemek yediğini açıklayabileceğini söylüyor.

USC Dornsife Edebiyat, Sanat ve Bilim Fakültesi'nden doktora sonrası araştırmacı Lea Decarie-Spain yaptığı açıklamada, "Beyin, yemek deneyimini doğru bir şekilde kayıt altına alamıyor" diyor.  

Bu da zayıf veya eksik yemek engramlarına yol açıyor.

Decarie-Spain, salı günü hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışmanın başyazarı.

Engramlar, bir bilginin öğrenilip hafızaya kaydedilmesi sırasında beyinde meydana gelen fiziksel veya kimyasal değişiklikleri ifade ediyor.

Yemek engramları da beyinde yemek yeme deneyimi hakkında bilgi depolayan, hafızanın bıraktığı özel izlerdir. Yemek yerken, beynin hafıza ve öğrenmeden sorumlu kısmı hipokampustaki nöronlar aktif hale gelerek lokmalar arasında bu izleri oluşturuyor. Araştırmacılar yemeğin "nerede ve ne zaman yendiği gibi birçok türde bilgiyi" depolamayı sağlayan bu engramları tanımladı.

Gelişmiş sinirbilim teknikleri kullanarak laboratuvar farelerinin yemek yerken beyin aktivitelerini izlediler ve yemek anılarının nasıl oluştuğunu görerek bu sonuçlara ulaştılar.

Yemek anısı hücreleri yok edildiğinde, fareler yiyeceklerin yerlerini hatırlamakta güçlük çekti. Diğer görevlerle ilgili uzamsal hafızalarındaysa sorun yoktu.

Yazarlar beyin hücrelerinin iki ana türünden biri olan nöronların, açlık ve yeme davranışını kontrol ettiği bilinen beyin bölgesiyle iletişim kurduğunu keşfetti. Ancak lateral hipotalamus diye bilinen bu bölgeyle hipokampus arasındaki bağlantı engellendiğinde, kemirgenler aşırı yemek yedi ve yemeklerin nerede tüketildiğini hatırlayamadı.

Ayrıca düşünmeden atıştırmanın da yemek anılarını bozabileceğini ve aşırı yeme davranışını tetikleyebileceğini saptadılar. Dikkat başka bir yere odaklandığında, ısırıklar arasındaki kodlama anları sekteye uğruyor.

USC Dornsife Edebiyat, Sanat ve Bilim Fakültesi'nde biyolojik bilimler alanında öğretim üyesi olan Scott Kanoski, insan beyninin de benzer bir fenomene maruz kaldığını varsayabileceğimizi söylüyor.

Bu nihayetinde obeziteyi tedavi etme ve kilo yönetimine yönelik yeni klinik yaklaşımlar geliştirmeye fayda sunabilir.

Makalenin sorumlu yazarı şöyle diyor:

Neyi ne zaman yediğimizi hatırlamanın, sağlıklı beslenme açısından gıda seçimi kadar önemli olduğunu nihayet kavramaya başlıyoruz.

Independent Türkçe