Suudi Arabistan ve Yemen arasında güneş enerjili su projesi anlaşması

12 güneş enerjili su projesine yönelik anlaşmanın hedefinde yaşam kalitesinin iyileştirilmesi var.

Suudi finansmanıyla Yemen’de güneş enerjisi kullanılarak hayata geçirilecek su projelerine ilişkin imza töreni düzenlendi. (Suudi Yemen'in Yeniden İnşası Programı)
Suudi finansmanıyla Yemen’de güneş enerjisi kullanılarak hayata geçirilecek su projelerine ilişkin imza töreni düzenlendi. (Suudi Yemen'in Yeniden İnşası Programı)
TT

Suudi Arabistan ve Yemen arasında güneş enerjili su projesi anlaşması

Suudi finansmanıyla Yemen’de güneş enerjisi kullanılarak hayata geçirilecek su projelerine ilişkin imza töreni düzenlendi. (Suudi Yemen'in Yeniden İnşası Programı)
Suudi finansmanıyla Yemen’de güneş enerjisi kullanılarak hayata geçirilecek su projelerine ilişkin imza töreni düzenlendi. (Suudi Yemen'in Yeniden İnşası Programı)

Yemen’in geçici başkenti Aden, 31 Ekim’de Suudi Arabistan’ın Yemen Kalkınma ve Yeniden Yapılandırma Programı (SDRPY), Arap Körfezi Kalkınma Programı (AGFUND) ve Selah Kalkınma Vakfı’nın katkısıyla üç vilayette 12 güneş enerjili su projesini uygulamak için bir dizi anlaşmaya tanık oldu.
Yemenlilerin yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlayan projelerin Hadramut, Abyan, Lahic, Taiz ve Hudeyde vilayetlerini kapsaması bekleniyor. İmza törenine SDRPY müdürü Mühendis Ahmed Medhali’nin yanı sıra çok sayıda yerel yetkili de katıldı.
Medhali törende yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın SDRPY aracılığıyla çeşitli temel ve hayati sektörlerin ihtiyaçlarının karşılanmasına niteliksel katkılarda bulunduğunu söyledi. Yetkili, Yemen hükümeti ve yerel makamlar ve uluslararası ve bölgesel kuruluşlar arasından Yemen’in kalkınma ortakları ile işbirliği dahilinde programın kararlı olduğunu belirtirken Yemen ve halkı için istikrarlı ve müreffeh bir geleceğe katkıda bulunmak amacıyla kalkınma çabalarını entegre etmenin ve birleştirmenin hedeflendiğini vurguladı. 
Medhali sözlerine şöyle devam etti:
“Suudi Arabistan’ın Yemen Kalkınma ve Yeniden Yapılandırma Programı, Yemen halkının yaşam standartlarını ve özellikle su alanında günlük yaşamlarını iyileştirmeye katkıda bulunmayı amaçlıyor. Bu önemli proje, temiz ve yenilenebilir enerji ile temiz ve güvenli su kaynaklarının sağlanmasına katkıda bulunacaktır.”  
Diğer yandan AGFUND temsilcisi, video konferans aracılığıyla katılım sağladığı toplantıda bu projelerin seçilmesinin, Yemen vilayetlerinin içme suyunun olmaması ve bunu elde etmenin zorluğu nedeniyle tanık oldukları büyük ıstıraptan kaynaklandığını vurguladı. Yetkili, hedeflenen vilayetlerde içme suyu projelerini desteklemek ve temiz sağlıklı su elde etmek için alternatif enerji sağlamayı ve hedeflenen bölgelerde vatandaşların mağduriyetini sona erdirmeyi amaçladıklarını kaydetti.
Diğer taraftan Selah Kalkınma Vakfı İcra Direktörü Ali Hasan Başmah da projeyle birlikte hedeflenen vilayetlerde içme suyu projelerinin operasyonel verimliliğini artırma açısından niteliksel bir sıçrama gerçekleşeceğini ve günlük tatlı ve temiz su ihtiyaçlarının karşılanacağını dile getirdi. Başmah ayrıca Yemen Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Programı ve AGFUND’un su alanındaki bu tür sürdürülebilir projeleri finanse etme çabalarına övgüde bulundu.

Yemen övgüsü
Yemen hükümetinde Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Muhammed Said ez-Zauri, ülkenin tanık olduğu ekonomik koşullar ortasında sürdürülebilir programlar aracılığıyla projeye katkı sağlayanlara övgüde bulundu.
Bakan Zauri, ülkesindeki hükümetin AGFUND ve Selah ile bu ortaklıklardan ve iş birliğinden dolayı gurur duyduğunu dile getirdi. Bakan, söz konusu ortaklıklar ve iş birliği yoluyla kurtarılan vilayetlerde altyapı inşasına ve vatandaşların acılarının hafifletilmesine katkı sağlandığına dikkat çekti.
Muhammed Said ez-Zauri, akaryakıt fiyatlarının yükselmesi ve su kuyularının bozulması nedeniyle içme suyu projelerinin önemine ve tüm bu vilayetlerde su eksikliğinin ardından güneş enerjisi ile bu projelerin zenginleştirildiğine değindi.

62 bin yararlanıcı
Yemen’deki yenilenebilir enerji projesi, yenilenebilir güneş enerjisi kullanarak temiz ve güvenli su kaynaklarına erişime ve içme suyu sistemlerinin operasyonel verimliliğinin artırılmasına katkıda bulunuyor. Projeyle, Yemen vilayetlerinde yaşam kalitesini iyileştirmek, ihtiyaç sahibi gruplardan 62 binden fazla yararlanıcıya fayda sağlamak, su güvenliğini sağlamak ve kırsal direnci güçlendirmek amaçlanıyor.
Yemen’de yaşam kalitesini artırmaya yönelik yenilenebilir enerji projesi, 20 eğitim ve sağlık tesisine ve 133 eve yenilenebilir enerji sağlamanın yanı sıra 12 içme suyu sisteminin uygulanmasıyla kuyuların rehabilitasyonunu ve yenilenebilir enerjili 35 tarımsal sulama sisteminin sağlanmasını kapsıyor.
SDRPY, projenin sürdürülebilirliğini sağlamak için Yemen'deki kalkınma projeleri kapsamında güneş enerjisi teknolojileri sağlamak için çalışıyor. Program, su kaynakları geliştirme projelerini, sondaj kuyuları ve yol aydınlatma projelerini ve kara limanı aydınlatma projelerini hayata geçirmek için güneş enerjisi kullanıyor. Aynı şekilde program, Aden, el-Mahra, Marib ve el-Cevf vilayetlerinde su kaynaklarının güneş enerjisi kullanılarak iyileştirilmesi projelerini de kapsıyor.

Çeşitli projeler
SDRPY’nin proje ve girişimleri arasında, Aden’deki el-Manasrah su sahasının temiz enerji ile güvenli su üretimine katkıda bulunmak amacıyla rehabilite edilmesi projesini içeren su kaynakları geliştirme projeleri de yer alıyor. Proje, her biri güneş enerjili dalgıç pompa kullanan toplam 594 kilovat kapasiteli 10 kuyunun rehabilitasyonunu içeriyor. Paneller, 6 bin 540 metrekare alana kurulurken, sahada bin 350 adet güneş paneli ile su şebekesinin günde 11 bin 232 metreküp ile beslenmesine katkı sağlanıyor.
Bu proje, günde 124 bin 800 kişiye doğrudan fayda sağlıyor. Su kuyularının üretim verimliliğinin artırılmasına, su temininin artırılmasına, sahanın elektrik şebekesinin güçlendirilmesine, su teminindeki zorluk sorununun ele alınmasına ve iş imkanları yaratılmasına katkıda bulunuyor.
SDRPY’nin proje ve girişimleri, Marib vilayeti yollarının güneş ışığı ile aydınlatılmasının yanı sıra Aden’deki 90. Yolun, Caltex ve el-Hasva yolunun rehabilitasyonunu ve güneş ışığı ile aydınlatılmasını da kapıyor. Bu programların yanı sıra Saada vilayetindeki el-Buka limanını rehabilite etme ve elektrik kapasiteleri sağlayarak ve limanın aydınlatmasında güneş enerjisi teknolojilerini tanıtarak destekleme projesi de gündemde.
SDRPY projeleri ve girişimleri arasında yüksek verimliliği, sürdürülebilirliği, sınırlı bakımı ve uzun ömürlülüğü nedeniyle güneş enerjisi teknolojilerinin kullanımı da bulunuyor.
Aynı şekilde eğitim, sağlık, su, enerji, ulaşım, tarım, balıkçılık olmak üzere yedi temel sektörde ve devlet kurumlarının kapasitelerini geliştirme açısından SDRPY’nin farklı Yemen vilayetlerinde uyguladığı 224 kalkınma projesi ve girişimi sunması da dikkat çekiyor.



Bishara Bahbah, Şarku'l Avsat'a konuştu: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması önümüzdeki ay

Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
TT

Bishara Bahbah, Şarku'l Avsat'a konuştu: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması önümüzdeki ay

Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)

Filistin asıllı Amerikalı arabulucu Bishara Bahbah, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının önümüzdeki ocak ayında hayata geçirileceğini söyledi. Bahbah, bu aşamanın ayın birinci ya da ikinci haftasında başlamasının beklendiğini belirterek, “Gazze Şeridi’ni yönetecek komitenin isimleri hazır. Büyük olasılıkla komitenin başkanlığını Filistin Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan üstlenecek” dedi.

fergt
Filistin Sağlık Bakanı Dr. Macid Ebu Ramazan, Gazze yönetim komitesinin başına aday gösterildi. (WAFA)

Gazze konusunda Beyaz Saray kulislerine yakınlığını sürdüren Bahbah, dün Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Washington, Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlama konusunda en yetkin güç olarak gördüğü için uluslararası istikrar gücü içinde Türk askerlerinin yer almasını destekliyor” dedi. Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılması beklenen görüşmenin ikinci aşama açısından belirleyici olacağını belirterek, “ABD bu görüşmede, sürecin önümüzdeki ay başlatılması ve istikrar gücünde Türkiye’nin rolünün netleştirilmesi için baskı yapacak” ifadesini kullandı.

Görev tanımlama toplantısı

Bahbah, salı günü Katar’ın başkenti Doha’da Gazze Şeridi’nde uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasına ilişkin yapılan toplantının ayrıntılarını da paylaştı. Toplantının hedeflerinden birinin, Washington’un katılıma hazır ülkeleri açık ve net biçimde belirlemesi olduğunu söyleyen Bahbah, her ülkenin katkı türünün de netleştirilmesinin amaçlandığını ifade etti. Bu katkıların asker gönderilmesi, eğitim sağlanması ya da uluslararası güce teknik ve lojistik destek verilmesi gibi başlıkları kapsadığını belirtti.

as
Amerikalı ve İsrailli askerler geçtiğimiz kasım ayında İsrail'in güneyinde bulunan ABD liderliğindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde bir araya geldi. (Reuters)

Bahbah, toplantının ikinci hedefinin bu güçler arasındaki işleyiş mekanizmasının ve komuta zincirinin netleştirilmesi olduğunu söyledi. Bu çerçevede, uluslararası gücün komutasının bir ABD’li general tarafından üstlenilmesine yönelik bir önerinin gündeme geldiğini bildirdi.

Bahbah’a göre görüşmelerde, söz konusu güçlerin konuşlanacağı bölgeler de ele alındı. Bu kapsamda, güçlerin İsrail ile Hamas’ın kontrol alanlarını ayıran sarı hattın dışında mı, içinde mi yoksa hâlihazırda yoğun nüfuslu bölgelerde mi konuşlanacağı ile bu güçlerin finansmanının hangi taraflarca sağlanacağı konuları tartışıldı.

İsrail'in yaklaşımının reddi

Bahbah, olası konuşlanma planının ayrıntılarına ilişkin olarak konunun hâlen tartışıldığını, ancak ‘İsrail’in istediği şekilde bir konuşlanmanın, katılımcı güçlerin temsilcilerinin çok büyük çoğunluğu tarafından reddedildiğini’ söyledi.

Görevlerin niteliğine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Beşara Bahbah, katılımcı ülkelerin çoğunluğunun “silahsızlandırma” gibi bir rol üstlenmek istemediğini vurguladı. Bu ülkelerin, sivilleri korumak amacıyla İsrail güçleri ile yerleşim alanları arasında tampon bir güç olmayı hedeflediğini ifade eden Bahbah, söz konusu güçlerin varlığının nihai amacının “İsrail’in Gazze Şeridi’nden kademeli olarak çekilmesi” olduğunu kaydetti.

sy65
ABD Başkanı Donald Trump'ın planına göre Gazze Şeridi'nden çekilme aşamalarının haritası (Beyaz Saray)

Bahbah, “Bu güçler özellikle silahsızlandırma meselesinde İsrail adına ya da onun yerine bir rol üstlenmeyecek. Nitekim Hamas içindeki bazı liderler bu konuda müzakereye açık olduklarını bana iletti. Ancak güç kullanımı işe yaramaz; zira İsrail iki yıl boyunca hareketi zorla silahsızlandırmayı başaramadı ve hiçbir uluslararası taraf da bunu güç kullanarak başaramaz” dedi.

Türkiye'nin katılımı çok önemli ve Trump da bunun kabul edilmesi için baskı yapıyor

Bahbah, Türkiye’nin olası katılımına ilişkin olarak Ankara’nın rolünü ‘kilit’ olarak niteledi. Türkiye’nin Hamas’a en yakın ülke olduğunu ve silah dosyası konusunda onunla en sağlıklı şekilde uzlaşabilecek aktör konumunda bulunduğunu söyleyen Bahbah, bunun birçok ülke için zor olduğunu vurguladı. Bahbah, “Türk güçlerinin Gazze’de bulunması temel öneme sahip olacak, daha iyi bir istikrar sağlayacak. Washington da bu yönde fikir beyan ediyor” ifadelerini kullandı.

Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump’ın ay sonunda ABD’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapması beklenen görüşmede, Türk güçlerinin kabul edilmesi için Netanyahu’ya baskı uygulamasını beklediğini dile getirdi.

Ancak Bahbah, İsrail’in bazı şartlar öne sürmeye çalışabileceğini, olası uzlaşının Türk güçlerinin niteliği üzerinden şekillenebileceğini belirterek, bu rolün silahlı değil daha çok teknik bir çerçevede tanımlanmasının gündeme gelebileceğini ifade etti. Bahbah, “ABD yönetiminin baskısı belirleyici unsur olacak” dedi.

İkinci aşama taahhütleri

Barış Konseyi’ne ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Bahbah, Trump’ın birçok dünya liderinin bu yapıya katılma isteğinden söz ettiğini aktardı. Ancak Bahbah, bu üyeliğin ‘ücretsiz olmadığını’, konseye katılan ülkelerin finansman sağlama, güvenlik gücü tahsis etme ya da başka yükümlülükler üstlenmek zorunda kalacağını ifade etti.

Konseyde yer alması öngörülen isimlere değinen Bahbah, adaylar arasında ABD’li özel temsilciler Steve Witkoff ve Jared Kushner’ın yanı sıra Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair’in de bulunduğunu söyledi. Ayrıca eski ABD Büyükelçisi Richard Grenell ile eski Bulgar diplomat Nikolay Mladenov’un da aday isimler arasında yer aldığını kaydetti.

Gazze Şeridi’nin yönetimine ilişkin olarak Bahbah, Hamas, El Fetih ve Mısır arasında üzerinde uzlaşılan ve teknokratlardan oluşan komiteye üyelik için 42 ismin yer aldığı bir listenin bulunduğunu doğruladı. Bahbah, Filistin Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan’ın bu komitenin başkanlığını üstlenmesinin muhtemel olduğunu ifade etti.

İkinci aşamaya geçişte yaşanan aksamalara dair değerlendirmelere rağmen ABD’li arabulucu Bahbah, ikinci aşamanın önümüzdeki ocak ayının birinci ya da ikinci haftasında başlatılmasını beklediğini söyledi. Bahbah, bu sürecin, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılacak zirvenin ardından, askıda kalan dosyaların karara bağlanmasıyla netleşeceğini belirtti. Bahbah, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin bu zirveye katılımına yönelik herhangi bir düzenlemeden haberdar olmadığını da sözlerine ekledi.

cdfrg
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile ABD Başkanı Donald Trump arasında geçtiğimiz ekim ayında Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen barış zirvesi sırasında gerçekleşen görüşmeden (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Bahbah, Trump’ın anlaşmanın başarısız olmasına asla izin vermeyeceğini vurgulayarak, “Bu yüzde 100” dedi. Ayrıca, Hamas’ın İsrail’in sürekli ihlallerine rağmen ateşkese bağlı olduğunu belirtti. Bahbah, Hamas’ın, İsrail’in Gazze’deki operasyonları sürdürmek için her türlü bahaneyi aradığını bildiğini ve bu nedenle fırsatı kaçırmamak için daha sabırlı bir tutum sergilediğini ifade etti.


Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda
TT

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, güneydeki ayrılıkçıların ilerlemesinin ardından Yemen'deki tüm taraflara azami itidal çağrısında bulundu. Bu gelişme, uzun bir sakinlik döneminin ardından on yıldır süren iç savaşı yeniden alevlendirme tehdidi taşıyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Guterres, uluslararası örgütün faaliyetlerinin, özellikle Yemen'in başkenti Sana'a ve ülkenin yoğun nüfuslu kuzeybatısı olmak üzere, Husi grubunun kontrolündeki bölgelerde sürdürülemez hale geldiğini belirtti.

Öte yandan, Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer İryani, bazı medya platformları ve sosyal medya sitelerinde yer alan, geçici başkent Aden limanına gemi giriş izinlerinin askıya alındığı yönündeki haberlerin doğru olmadığını belirterek, bu iddiaların asılsız olduğunu ve ülkedeki ekonomik ve denizcilik ortamını bozmayı amaçlayan söylentiler çerçevesinde kaldığını vurguladı.


Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)

Lübnan basını, Lübnan ordusunun Mekanizma Komitesi’nin talebi üzerine yapılan soruşturma sonucunda, ülkenin güneyindeki Tulin beldesinde Hizbullah tarafından inşa edilen tünellerden birini keşfettiğini bildirdi. Basında yer alan haberlerde, bu bölgenin daha önce İsrail tarafından bombalandığı belirtildi.

Lübnan ordusu, daha önce de Mekanizma Komitesi ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) arasındaki koordinasyon çerçevesinde Mekanizma Komitesi'nin talebi üzerine ve İsrail'in tehdidi sonrasında bazı yerleri ortaya çıkarmıştı. Bu son olay ise geçtiğimiz hafta İsrail'in bir evi bombalamakla tehdit etmesinin ardından Lübnan ordusunun güneydeki Yanuh beldesinde bir binayı kapsamlı bir şekilde aramasının ardından geldi. Yapılan aramada evde herhangi bir silah bulunamadı.

Bu olay, İsrail’in Lübnan’ın güneyinde bombardımanlarına devam ettiği ve çarşamba günü Kefer Kila beldesini hedef alan bir hava saldırısı düzenlediği bir dönemde meydana geldi. Ulusal Haber Ajansı (NNA), saldırının el-Aziziye ve eş-Şahrub beldeleri arasındaki Sari Tepesi’ni hedef aldığını bildirdi, ancak herhangi bir can kaybından bahsetmedi.

Başbakan Yardımcısı Mitri: Lübnan Ordusu sonraki aşamalara geçmeye hazır

Öte yandan Lübnan Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri, Mekanizma Komitesi’ni bir tartışma forumu ve anlaşmalara uyumu denetleme ve doğrulama çerçevesi olarak nitelendirdi.

Beyrut'ta düzenlenen Carnegie Ortadoğu Merkezi'nin sekizinci konferansının ilk oturumunun açılışına katıldığı sırada İsrail'in sık sık tekrarlanan ihlallerine karşın, Lübnan'ın ilk günden itibaren bu anlaşmalara bağlılığını teyit eden Mitri, Hizbullah'ın silahlarına ilişkin olarak “Genelkurmay Başkanı Rudolf Heykel, ordunun kapasitesinin güçlendirilmesiyle başlayan beş aşamalı bir plan önerdi” dedi. Litani Nehri çevresindeki bölgede devlet otoritesinin genişlemesinin kademeli bir ilerleme kaydettiğini ve ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki görevini tamamlamak üzere olduğunu ve sonraki aşamalara geçmeye hazırlandığını vurguladı.

jgıu
Sınır kasabası Alma eş-Şaab'da bir askeri aracın üzerinde duran Lübnan askerleri, 28 Kasım 2025 (Reuters)

Yeniden yapılanma konusunda uluslararası toplumun desteğinin ön koşulu olarak devletin otoritesini tesis etmesini istediğini belirten Mitri, Arap ülkelerinin uluslararası ilişkiler yoluyla destekleyici bir rol oynayacağını umduğunu ifade etti.

Lübnan ve İsrail'den sivillerin katıldığı ikinci oturum

Olay, Lübnan-İsrail müzakerelerinde Lübnan heyetinin başkanı Büyükelçi Simon Kerem'in, aralık ayı başlarında gerçekleşen önceki oturumda İsrailli bir sivil ile birlikte iki ülke arasındaki ilk doğrudan görüşmelerde bulunduktan sonra katılacağı ikinci oturum olacak olan ateşkesin izlenmesinden sorumlu Mekanizma Komitesi'nin 19 Aralık'ta yapılması planlanan yeni oturumundan iki gün önce yaşandı. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, çarşamba günü Kerem ile bir araya geldi ve komitenin yaklaşan toplantısı öncesinde kendisine talimatlarını iletti.

Ateşkes İzleme Komitesi'nde Lübnan, İsrail, Fransa, ABD ve BM yer alıyor. Ateşkes anlaşması, düşmanlıkların durdurulmasını ve Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini, bunun sonucunda Lübnan genelinde silahsızlandırılmasını ve İsrail ordusunun son savaş sırasında ilerlediği mevzilerden çekilmesini öngörüyor. Ancak İsrail, Lübnan topraklarındaki beş stratejik noktada askeri olarak varlığını sürdürürken, Hizbullah silah bırakmayı reddediyor.