Mısır, Akdeniz’de yapay ada üzerine ilk şehrini inşa etmeyi planlıyorhttps://turkish.aawsat.com/home/article/3990771/m%C4%B1s%C4%B1r-akdeniz%E2%80%99de-yapay-ada-%C3%BCzerine-ilk-%C5%9Fehrini-in%C5%9Fa-etmeyi-planl%C4%B1yor
Mısır, Akdeniz’de yapay ada üzerine ilk şehrini inşa etmeyi planlıyor
Sisi, İskenderiye’nin doğu bölgelerini geliştirme planını ele aldı (Mısır Cumhurbaşkanı)
Mısır’da İskenderiye’nin doğu bölgesinin geliştirilmesi çerçevesinde, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, yeni Ebu Kir şehrinin inşaatının detayları hakkında bilgi aldı. Şehir, İskenderiye’nin doğu bölgesine yeni bir kentsel alan kazandırmanın yanı sıra bir yatırım ve ticaret şehri olma hedefiyle, Akdeniz’de tamamen yapay bir ada üzerine inşa edilen ilk Mısır şehri olarak kabul ediliyor.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi’nin 15 Kasım’da yaptığı açıklamaya göre birçok eğitim projesi, turistik alanlar, lüks oteller, konut kuleleri, pazar kompleksleri, restoranlar, hastaneler, tedavi ve sağlık merkezleri ve spor kulüpleri de dahil, yeni Ebu Kir şehrinin modern teknolojik konseptini gösterecek farklı gelişmiş tesislerin ve hizmet merkezlerinin inşasının yanı sıra şehir, kuzey kıyılarındaki ve Akdeniz’deki en büyük deniz limanını içeriyor.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, Cumhurbaşkanı Sisi’nin İskenderiye vilayetinin kalkınmasına yönelik entegre kalkınma planının bir parçası olarak doğu bölgesinin kalkınmasındaki gelişmeler hakkında bilgi aldığını açıkladı. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı, vilayetin tüm sektörlerde kapsamlı gelişimi çerçevesinde, İskenderiye’nin doğu bölgesindeki kalkınma projelerini en yüksek uluslararası standartlara göre tamamlamak için mevcut çabaların sürdürülmesi talimatı verdi. Plan, İskenderiye’nin doğu ve orta mahalleleri üzerindeki baskının hafifletilmesine yardımcı olacak, vatandaşların ve araçların hareketliliğini ve ticaret hareketini kolaylaştıracak.
Lübnan hükümetindeki beş Şii bakan: Şii İkili çatısı altında ayrımhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5183170-l%C3%BCbnan-h%C3%BCk%C3%BCmetindeki-be%C5%9F-%C5%9Fii-bakan-%C5%9Fii-i%CC%87kili-%C3%A7at%C4%B1s%C4%B1-alt%C4%B1nda-ayr%C4%B1m
Lübnan hükümetindeki beş Şii bakan: Şii İkili çatısı altında ayrım
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)
Lübnan’da tüm gözler yarınki kabine toplantısına çevrildi. Toplantıda Lübnan ordusunun savunma planı dinlenecek. Bu toplantı, 5 Ağustos'taki toplantıda hükümetin silahların devletin elinde toplanmasını onaylamasının ardından, Şii bakanların olası geri çekilme veya boykot olasılığına dair yaygın siyasi tartışmaların ortasında gerçekleşiyor.
Başbakan Nevvaf Selam'ın hükümetinde beş Şii bakan bulunuyor: ikisi Emel Hareketi, ikisi Hizbullah ve beşincisi Selam ve Meclis Başkanı Nebih Berri tarafından atandı.
Yasin Cabir... Sessiz ayrım
Meclis Başkanı Berri ile yakınlığı ve Ekonomi Bakanlığı’nda uzun yıllara dayanan tecrübesiyle tanınan Maliye Bakanı Yasin Cabir, seyahat nedeniyle 5 Ağustos'taki oturuma katılmadı. Ancak onun yokluğu, utançtan kaçınmak için diğer Şii bakanlardan sessizce ayrıldığı şeklinde yorumlandı.
Lübnan Maliye Bakanı Yasin Cabir (Reuters)
Cabir daha sonra, “Silahların devletin elinde toplanması tartışmasız bir ilke olmaya devam ediyor” diyerek, ulusal sabitelere bağlılığı, Şii İkili’yle uzlaşma kapısını açık bırakmakla birleştirdi. Böylece, reform talebini mezhebin kısıtlamalarıyla uzlaştırabilen Emel Hareketi'nin ılımlı yüzü olarak kendini gösterdi.
Fadi Mekki... Beşinci bakan
Fadi Mekki'nin adı, ‘beşinci Şii bakan’ krizine uzlaşma çözümü olarak Selam ve Berri arasında yapılan bir anlaşma sonucunda ortaya çıktı. Mekki, davranışsal ekonomi ve kamu yönetimi alanlarında seçkin bir akademik ve mesleki geçmişe sahip. Bağımsız ve tarafsız bir isim olan Mekki, her iki gruba da örgütsel olarak bağlı olmadan Şii İkilisi için güven verici bir denge köprüsü görevi görmesi için konsensüsle aday gösterildi.
Lübnan İdari Kalkınma Bakanı Fadi Mekki (Getty Images)
5 Ağustos oturumu sırasında Mekki, meslektaşlarıyla birlikte aceleyle çekilmedi; nihai bir karar almadan hedefleri tartışmaya dayalı bir uzlaşma önerisi sunmaya çalıştı. Sonunda oturumu terk ettiğinde, çekilmesinin ‘sadece o oturumla sınırlı’ olduğunu ve gelecekteki toplantılara katılmaya devam edeceğini açıkladı. Bu tutumuyla Mekki, Şii İkili’nin elinde bir engel aracı haline gelmeden, topluluğunun hassasiyetlerini dikkate alan sembolik bir itirazda bulundu ve bu da bağımsız bir figür olarak imajını pekiştirdi.
Muhammed Haydar... Hizbullah’ın açık sözlü sesi
Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde akademisyen olan Çalışma Bakanı Muhammed Haydar, Hizbullah'ın çizgisine tam bağlılığını gizlemedi. 5 Ağustos'taki oturumda meslektaşlarına şöyle seslendi: “Ben bu insanların oğluyum. Onu koruyan tek garantiyi bıraktığımızı söylersek, bir şehidin annesinin karşısına nasıl çıkabilirim?”
Lübnan hükümetinde Hizbullah'ın temsilcilerinden biri olan Çalışma Bakan Muhammed Haydar (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)
Haydar, İsrail saldırıları sona ermeden Hizbullah'ın silahlarını tartışmayı reddettiğini en yüksek sesle dile getiren Şii bakanlardan biriydi. Haydar oturumu, “Oturumdan çekildik, hükümetten çekilmedik” diyerek terk etti.
Tamara ez-Zeyn... Emel Hareketi’nin bilimsel yüzü
Ulusal Bilimsel Araştırma Konseyi'nin eski genel sekreteri olan Çevre Bakanı Tamara ez-Zeyn, Emel Hareketi'nin bilimsel yüzünü temsil ediyor. Ez-Zeyn, “Oturumu terk etmek itiraz etmekten daha güçlü bir tutumdur ve tutanaklara kaydedilir” diyerek meslektaşlarına katılmaktan çekinmedi.
Çevre Bakanı Tamara ez-Zeyn, Lübnan hükümetinde Emel Hareketi'ni temsil ediyor. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)
Ez-Zeyn, daha geniş bir konsensüsle tartışmayı yeniden açmanın gerekliliğini vurguladı, ancak esasen Şii topluluğunun katılımı olmadan alınan herhangi bir kararı reddetme konusunda iki partinin (Emel Hareketi ve Hizbullah) tutumuna katıldığını ifade etti.
Reken Nasreddin... Hizbullah’a bağlı doktor
Hizbullah'a bağlı bir doktor olan Sağlık Bakanı Reken Nasreddin, başlangıçta tartışmaya katıldı, ancak daha sonra meslektaşlarıyla birlikte sessizce çekildi. Nasreddin, sadece ‘açık fikirlilikle katıldıklarını, ancak fikir birliği olmadan devam etme konusunda ısrar edilmesinin şaşırtıcı olduğunu’ söyledi. Bu tutum, Hizbullah'ın tek taraflı kararları önlemek için taktiksel açıklık ve ardından koordineli çekilme stratejisini yansıtıyor.
Hükümette Hizbullah'ı temsil eden Sağlık Bakanı Reken Nasreddin, ‘silahlar’ konusunun tartışıldığı oturuma katıldı. (Şarku’l Avsat)
Rehinelerin aileleri, Hamas'ın kabul ettiği anlaşmayı onaylaması için İsrail'e çağrıda bulunduhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5183158-rehinelerin-aileleri-hamas%C4%B1n-kabul-etti%C4%9Fi-anla%C5%9Fmay%C4%B1-onaylamas%C4%B1-i%C3%A7in-i%CC%87sraile
Rehinelerin aileleri, Hamas'ın kabul ettiği anlaşmayı onaylaması için İsrail'e çağrıda bulundu
Gazze Şeridi'nde kalan rehinelerin yakınları, Hamas'ın rehinelerin serbest bırakılması karşılığında kapsamlı bir ateşkes anlaşmasını kabul etmesinin ardından, İsrail hükümetine onları eve getirmek için bir anlaşmaya varmaları yönündeki çağrısını yineledi.
Rehineler ve Kayıp Aileleri Forumu tarafından bugün X platformu üzerinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “700 günün ardından, nihayet hem İsrail hem de Hamas'tan, hayatta olan tüm rehinelerin geri dönmesi ve ölenlerin uygun şekilde defnedilmesi için kapsamlı bir anlaşmaya varmak istediklerini duyuyoruz.”
Kudüs'teki protestocuları gözaltına alan polis memurları (Reuters)
Açıklamanın devamında, “Başbakan Binyamin Netanyahu, ABD yönetimi ve arabuluculara, derhal müzakere ekipleri kurmalarını ve bir anlaşmaya varılana kadar onları müzakere masasında tutmaları çağrısında bulunuyoruz” denildi.
Gazze Şeridi'nde kalan 48 rehinenin yakınları, onları İsrail'e geri getirmek için ‘zamanın azaldığını’ söyledi.
7 Ekim 2023'ten bu yana Hamas ve diğer silahlı gruplar tarafından Gazze Şeridi'nde tutulan rehinelerin yaklaşık 20'sinin halen hayatta olduğu sanılıyor.
İsrailli rehinelerin aileleri, insanları ‘sokaklara çıkmaya, tüm rehinelerin geri dönmesini talep etmeye ve savaşı sona erdirmeye’ çağırdı.
Lübnan medyası: Ordunun silahlanmayı devletle sınırlama planı tamamlanmadıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5183155-l%C3%BCbnan-medyas%C4%B1-ordunun-silahlanmay%C4%B1-devletle-s%C4%B1n%C4%B1rlama-plan%C4%B1-tamamlanmad%C4%B1
Lübnan medyası: Ordunun silahlanmayı devletle sınırlama planı tamamlanmadı
Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)
Lübnan medyası, dün diplomatik kaynaklara dayanarak, ordunun silah bulundurma hakkını devletle sınırlandırma planının tamamlanmadığını vurguladı. Planın bugün yapılacak kabine toplantısında sunulacağı, ancak hükümleri ve koşullarının daha derinlemesine incelenmesine olanak sağlamak için görüşülmesinin ileri bir tarihe erteleneceği belirtildi.
Diplomatik kaynaklar MTV televizyonuna, “Lübnan ordusunun planının uygulanması, ülkedeki Şii tarafını güvence altına almak için İsrail'in sınır noktalarından çekilmesine bağlıdır ve planın başarısı, Lübnan güvenlik güçlerinin kapasitesinin güçlendirilmesini gerektirir” açıklamasında bulundu.
Şarku’l Avsat’ın MTV’den aktardığına göre kaynaklar, Amerikan tutumunun, silahların zorla geri çekilmesini savunanlar, yaptırımların uygulanmaması halinde Lübnanlı yetkililere veya ordu mensuplarına yaptırım uygulanmasını isteyenler ve İsrail'i çekilmeye ikna etmeye odaklananlar arasında bölünmüş durumda olduğunu belirtti.
Televizyon kanalı, Washington'daki kaynaklara dayandırdığı haberinde, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, silah meselesinin yanı sıra Uluslararası Para Fonu ile yürütülen müzakereler kapsamında Lübnan'ın mali dengesinin yeniden sağlanmasına büyük önem verdiğini ifade etti.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة