İngiltere Dışişleri Bakanı Cleverly, Şarku’l Avsat’a konuştu: İran'ın bölgenin istikrarını bozan faaliyetlerine karşı önlem alacağız

Cleverly: Putin, Ukrayna’ya yönelik saldırganlığı nedeniyle uluslararası sahneden kendisini tecrit etti

İngiliz Dışişleri Bakanı Cleverly, 18. Manama Diyalog Forumu’na katıldı (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü)
İngiliz Dışişleri Bakanı Cleverly, 18. Manama Diyalog Forumu’na katıldı (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü)
TT

İngiltere Dışişleri Bakanı Cleverly, Şarku’l Avsat’a konuştu: İran'ın bölgenin istikrarını bozan faaliyetlerine karşı önlem alacağız

İngiliz Dışişleri Bakanı Cleverly, 18. Manama Diyalog Forumu’na katıldı (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü)
İngiliz Dışişleri Bakanı Cleverly, 18. Manama Diyalog Forumu’na katıldı (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü)

İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Londra’nın İran’ın bölgenin istikrarını bozan eylemlerini önleyecek tedbirleri almak üzere müttefikleriyle çalışmaya devam edeceğini söyledi. Celeverly, “İran’ın eylemlerinden, Rusya'ya insansız hava araçları (İHA) tedarik etmesinden ve Rusya’nın da bunları sivilleri ve sivil bölgeleri hedef almak için kullanmasından ötürü İranlı bazı isimlere yaptırımlar uygulandı” ifadelerini kullandı.
İngiliz Bakan, kendisine yöneltilen ve Londra merkezli Iran International TV'yi İran'ın tehditlerinden korumak için gerekli güvenlik önlemlerinin alınıp alınmadığına ilişkin bir soruya, “Birleşik Krallık'taki insanların güvenliğini son derecede ciddiye alıyoruz. Özgür, dürüst ve açık gazeteciliğin önemini inanılmaz derecede ciddiye alıyoruz.  Birleşik Krallık’ya yönelik açıkça tehditler olduğuna inandığımızda buna karşılık veriyoruz” yanıtını verdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ‘Ukrayna'ya yönelik saldırganlığı nedeniyle uluslararası sahneden tecrit edildiğini’ söyleyen Cleverly, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak'ın birkaç gün önce Kiev'e yaptığı ziyaretin, ülkesinin Ukrayna'ya verdiği desteğin devam ettiğinin yeni bir teyidi olduğunu ve dünyaya, müzakere masasına oturulduğunda, barış anlaşmasının hangi şartlar altında kabul edeceğine karar verecek tarafın Ukrayna olduğunu hatırlatmayı hedeflediğini söyledi.
Batılı liderlerin Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı görüşmelere ilişkin değerlendirmede bulunan Cleverly, “Ortak çıkarlarımız olduğuna inandığımız konularda iş birliği yapacağız. Bunun yanında anlaşamadığımız noktalarda bunlara karşı olduğumuzu da açıkça ifade edeceğiz” şeklinde konuştu.
İşte Bahreyn'de düzenlenen 18. Manama Diyalog Forumu çerçevesinde başkent Manama’da İngiltere Dışişleri Bakanı Cleverly ile ikamet ettiği konutta gerçekleşen röportajın tam metni:

-Iran International TV’nin Londra'daki genel merkezinin önünde olağanüstü güvenlik önlemleri alındığı görüldü. Gerçekten İran’dan tehditler geliyor mu? Bu tür eylemler hangi mesajı taşıyor?
İngiltere'de insanların güvenliğini korumayı ve özgür, şeffaf ve dürüst gazeteciliği sürdürmenin önemini son derece ciddiye alıyoruz.
Birleşik Krallık topraklarına karşı tehdit olduğunu düşündüğümüzde, insanlara Birleşik Krallık’ta kendilerini güvende olduklarını ve korunduklarını hissetmeleri gerektiği mesajını göndererek bu tehditlere net bir şekilde yanıt veriyoruz. Ayrıca İran Maslahatgüzarı'nı Dışişleri Bakanlığı’na çağırdığımızda gazetecilere yönelik tehditlerin kabul edilemez olduğuna dair nota verdik ve bunu reddetmeye devam edeceğiz.
Bu önlemleri, İngiltere’deki insanları İran’dan gelen tehditlerden korumak için aldık. Çünkü insanların İran'da olup bitenler hakkında açık ve net bir şekilde konuşabileceklerini hissetmeleri çok önemli.

-Manama Diyalog Forumu’nda İran’ın ve Rusya'nın Arap bölgesinin güvenliği için tehdit oluşturduğunu söylediniz. Sizce Londra’da bu tür önlemlerin alınması, yaptırımların uygulanması ve İran maslahatgüzarlarının Dışişleri Bakanlığı’na çağrılması İran’ı tehditlerinden caydırmak için yeterli mi?
(İran'daki) bazı kişilere eylemlerinden dolayı bir takım yaptırımlar uyguladık. İran’ın Rusya'ya İHA sattığını ve bu İHA'ların Ukrayna'da sivilleri ve sivil noktaları hedef almak için kullanıldığını öğrendiğimizde İran’da Rusya'ya İHA ihraç etmekten sorumlu kişilere ve şirketlere, İran rejimi tarafından İranlı kadınlara yönelik kötü muameleyi gördüğümüzde de Ahlak Polisi’ne (İrşad Devriyeleri) karşı özel yaptırımlar aldık.
İranlı yetkililerin İran halkını dinlemesini istiyoruz. İranlı yetkililer kabul edilemez şeyler yaptığında, onları caydırmak için ciddi önlemler alarak ve yaptırımlar uygulayarak onları açıkça hedef alacağız.

-Peki, İran’ın bölgede oynadığı rol hakkında ne söyleyeceksiniz?
İran'ın komşu ülkelerin istikrarını bozan eylemlerde bulunmaya çalıştığını öğrendiğimizde harekete geçiyoruz. Birleşik Krallık Donanması’na ait bir gemi, İran’dan yapılan füze sistemlerine ait ekipman sevkiyatını durdurdu. İran’ın bölgede istikrarsızlaştırıcı eylemlerini engellemeye yönelik tedbirler almaya ve eylemlerinden dolayı insanlara yaptırım uygulamaya devam edeceğiz.

-İran ile nükleer dosya üzerindeki müzakereler sona erdi mi?
Geçtiğimiz Mart ayında masaya İran için gerçekçi bir anlaşma koyduk. Ancak Tahran henüz bir yanıt vermedi. Anlaşmanın sunulmasından sonra İran'ın haklarını savunan İranlı kadınlara karşı acımasız uygulamalarda bulunduğuna tanık olduk. Rusya'ya Ukrayna'da sivillere ve sivil hedeflere karşı kullanılan İHA’lar ihraç ettiğini gördük.
İran’ın nükleer silah edinmesini engellemeye devam edeceğiz. Şimdi teklifimize anlamlı bir yanıt vermek İran'a düşüyor. Top İran'ın sahasında. İran'ın bu teklife yanıt vermesi gerekiyor.

-Bu, nükleer anlaşma müzakere masasına dönüldüğü anlamına mı geliyor?
Söylediğim gibi İran'a ciddi ve adil bir teklifte bulunduk. İran buna uygun davranmadı. İran yönetimine mesajım, sürece olumlu bir şekilde dahil olmaları yönünde. Biz bir anlaşma sunduk. Teklif iyi ve İran buna olumlu yanıt vermeli.

-Ukrayna demişken, Rusya Devlet Başkanı Putin, G20 Zirvesi’nde Londra ve müttefiklerinin istediği kadar yalnız mıydı?
Putin'in G20 zirvesine katılamayacağını hissetmesi açık bir mesaj. G20 Zirvesi’nin sonuç bildirgesini imzalayan ülkelerin çoğunun Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığını nasıl kınadığına tanık olduk. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul’da Rusya'nın Ukrayna'nın doğu ve güney bölgelerini ilhak etme kararını 153 ülkenin nasıl kınadığını ve reddettiğini gördük.
Putin’in uluslararası sahneden tecrit edilmesine neden olan onun eylemleridir. G20 Zirvesi'ne katılmak için Endonezya'ya gidemeyeceğini hissettiği açık. Ayrıca, Rusya ile uzun süreli ilişkileri olanlar da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından ülkeler, Putin'e Ukrayna'ya yönelik saldırganlığın çok büyük bir hata olduğunu söylüyor ve buna son vermesi çağrısında bulunuyorlar.
Daha öncede ifade ettiğim gibi BM üyesi birçok ülke, Rusya’ya karşı oy kullandı ve eylemlerini kınadı. Putin’i uluslararası sahneden tecrit eden bizzat kendisidir.

-İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, geçtiğimiz günlerde Kiev'i ziyaret etti. Ukrayna'daki ‘oyunun sonunu’ nasıl görüyorsunuz? Sizce Rusya hangi sınırlara çekilmeli; 2014 sınırlarına mı, 24 Şubat 2022 öncesi sınırlara mı yoksa fiili sınırlarına mı?
İngiltere Başbakanı Sunak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy başta olmak üzere Ukraynalı yetkililer ve Ukrayna halkı ile dayanışma içinde olduğumuzu teyit etmek için Kiev'i ziyaret etti. Başbakan Sunak, ülkesinin Ukraynalıların kendilerini Rusya’nın saldırılarına karşı savunmaları için desteklemeye devam ettiğini vurguladı.
Ayrıca Sunak’ın ziyareti, müzakere masasına ne zaman oturulacağına ve barış anlaşmasının hangi şartlar altında kabul edeceğine karar verecek olan tarafın Ukrayna olduğunu tüm dünyaya hatırlatmayı hedefliyordu.
Ukraynalılara bir barış anlaşmasının nasıl görünebileceğini söylemek diğer ülkelere düşmez. Bu ancak Ukrayna yönetiminin kararıdır. Ayağa kalkıp galip gelene kadar Ukrayna’yı desteklemeye kararlıyız.

-G20 Zirvesi’nde Putin’i tecrit etmeye çalıştınız, fakat Çin Devlet Başkanı Şi'ye elinizi uzattınız. Batı, yeni bir dünya düzeni oluşturmak için Çin ile çalışmaya hazır mı?
Dünyanın ihtiyaçlarına yönelik ortak çıkarlarımızın olduğu konularda Çin ile çalışmaya devam edeceğiz. Örneğin yeşil enerjiye geçişte Çin'in büyük bir rolü var.
Ama tıpkı Çinli meslektaşım Wang Yi ile New York'taki BM Genel Kurul görüşmelerinin oturum aralarında yaptığım gibi Çinli yetkililerle konuştuğumuzda, Uygur Müslümanlarına yönelik muameleleri, Kovid-19 pandemisini ele alma şekilleri, Hong Kong konulu anlaşmalara uymamaları ve İngiliz milletvekillerine uyguladıkları yaptırımlar gibi anlaşmazlık yaşadığımız konuları tartışıyoruz.
Dolayısıyla ortak çıkarlarımız söz konusu olduğunda onlarla iş birliği yaparken anlaşmazlık yaşadığımız noktalarda bunlara karşı olduğumuzu da açıkça ifade edeceğiz.

-Suriye ile ilgili bir soru sormak istiyorum. Suriye unutuldu mu? Topraklarında 5 yabancı ordunun (ABD, Rusya, Türkiye, İran ve İsrail) olduğu ve büyük insani acıların yaşandığı bir ülke unutulabilir mi?
Suriye aklımızda. Komşu ülkelerde milyonlarca mülteci görüyoruz. Bu ülkelere Suriyeli mülteciler için gösterdikleri çaba ve destekten dolayı teşekkür ediyoruz. Aynı şekilde yerinden edilmiş çok sayıda Suriyeli halen Suriye'deki kamplarda yaşıyor.
Suriyelilerin anavatanlarına dönmesi ve Suriye'nin eski canlı, refah içinde, aktif ve öncü ülke haline gelmesi için çatışmaya çözüm bulmak amacıyla çalışmayı sürdüreceğiz.
Ancak, dünyada birçok insan Rusya ve Ukrayna hakkında konuşsa da sizi ve bu röportajı okuyacak Suriyelileri halen Suriye’yi çokça düşündüğümüze temin ederim. Bölgedeki komşu ülkelerle Suriyeli mültecileri nasıl koruyacağımızı tartışıyoruz. Suriye’de barışa ulaşmak için çalışmaya devam edeceğiz.



Trump yönetimi binlerce Afgan'ın bir hafta içinde Amerika'yı terk etmesini istedi

İç Güvenlik Bakanlığı tarafından sağlanan bu fotoğrafta, Afgan mültecileri taşıyan son otobüs 19 Şubat 2022 tarihinde New Jersey'deki McGuire-Dix-Lakehurst Ortak Üssünden ayrılıyor (AP)
İç Güvenlik Bakanlığı tarafından sağlanan bu fotoğrafta, Afgan mültecileri taşıyan son otobüs 19 Şubat 2022 tarihinde New Jersey'deki McGuire-Dix-Lakehurst Ortak Üssünden ayrılıyor (AP)
TT

Trump yönetimi binlerce Afgan'ın bir hafta içinde Amerika'yı terk etmesini istedi

İç Güvenlik Bakanlığı tarafından sağlanan bu fotoğrafta, Afgan mültecileri taşıyan son otobüs 19 Şubat 2022 tarihinde New Jersey'deki McGuire-Dix-Lakehurst Ortak Üssünden ayrılıyor (AP)
İç Güvenlik Bakanlığı tarafından sağlanan bu fotoğrafta, Afgan mültecileri taşıyan son otobüs 19 Şubat 2022 tarihinde New Jersey'deki McGuire-Dix-Lakehurst Ortak Üssünden ayrılıyor (AP)

Trump yönetimi, Taliban'ın 2021'de iktidarı ele geçirmesinin ardından yasal yollardan ABD'ye giren Afgan mültecilere bir hafta içinde ülkeyi terk etmeleri talimatını verdi, aksi takdirde gözaltına alınma ve sınır dışı edilme işlemleriyle karşı karşıya kalacaklar.

Alman programlarında çalışan ve orada risk altında olarak sınıflandırılan Afganistanlıları taşıyan SmartWings Çek Havayollarına ait bir uçak, 16 Nisan 2025 tarihinde Pakistan'ın İslamabad kentinden Almanya'nın doğusundaki Leipzig havaalanına iniş yaptı (AFP)Alman programlarında çalışan ve orada risk altında olarak sınıflandırılan Afganistanlıları taşıyan SmartWings Çek Havayollarına ait bir uçak, 16 Nisan 2025 tarihinde Pakistan'ın İslamabad kentinden Almanya'nın doğusundaki Leipzig havaalanına iniş yaptı (AFP)

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, insani şartlı tahliye programları veya diğer yasal yollarla ABD'ye girmelerine izin verilen Afgan vatandaşlarına “şartlı tahliye fesih bildirimleri” göndererek, yedi gün içinde gönüllü olarak ayrılmalarını ya da artık geçerli yasal statüleri olmayanlar tarafından alınan e-postalara göre, tutuklama ve sınır dışı işlemleriyle karşı karşıya kalacaklarını bildirdi.

Bir Taliban güvenlik mensubu Kabil'deki Rus Büyükelçiliği'nin girişinde bir aracı inceliyor, 17 Nisan 2025.Bir Taliban güvenlik mensubu Kabil'deki Rus Büyükelçiliği'nin girişinde bir aracı inceliyor, 17 Nisan 2025.

Bu hamle, Trump'ın “Amerika tarihindeki en büyük toplu sınır dışı etme” olacağını vaat ettiği daha geniş kapsamlı göçmen karşıtı kampanyasının bir parçasıdır. Bu yılın başlarında göreve geldiğinden beri yönetim, 11 Eylül 2001 terör saldırılarının ardından terörle savaşın bir parçası olarak başlayan 20 yıllık askeri varlığa son vererek, Ağustos 2021'de ABD güçlerinin Kabil'den çekilmesinin ardından iktidarı ele geçiren Taliban'ın zulmünden korktukları için ülkelerinden kaçan Afganlar da dahil olmak üzere Trump'ın vaadini uygulamak için önlemleri artırdı.

Newsweek, ABD'nin çekilmesiyle birlikte Taliban'ın Afganistan'da kontrolü nasıl hızla yeniden ele geçirdiğini ve on binlerce Afgan'ın, özellikle de ABD ordusuyla birlikte çalışanların yanı sıra anavatanlarındaki dini ve etnik zulümden kaçan diğer Afganların kaçmasına neden olduğunu hatırlattı. Kaçanların birçoğu, kendilerini ABD'den sınır dışı edilmekten koruyan özel göçmen vizeleri, sığınma ya da Geçici Koruma Statüsü için başvuruda bulundu. Trump yönetimi şimdi binlerce Afgan vatandaşı için TPS korumalarını sona erdirmek üzere harekete geçiyor ve bu da Afganistan'a sınır dışı edilmelerine yol açabilir” dedi.

Geçtiğimiz haftalarda İç Güvenlik Bakanlığı, insani şartlı tahliye gibi yasal programlarla gelenler de dahil olmak üzere çeşitli kişilere yedi günlük sınır dışı bildirimleri gönderdi.

Beyaz Saray sözcüsü Carolyn Leavitt, "X" platformunda askeri uçağa binenlerin fotoğrafını paylaşarak, "Sınır dışı uçuşları başladı" yazdı (sosyal paylaşım siteleri)Beyaz Saray sözcüsü Carolyn Leavitt, "X" platformunda askeri uçağa binenlerin fotoğrafını paylaşarak, "Sınır dışı uçuşları başladı" yazdı (sosyal paylaşım siteleri)

7 günlük süre

Kuzey Karolina'nın Raleigh kentindeki bazı yerel medya kuruluşları, Afgan bireylerin İç Güvenlik Bakanlığı'ndan yedi gün içinde ülkeyi terk etmelerini ya da yasal işlemle karşılaşmalarını isteyen bir e-posta aldıklarını bildirdi. Misyoner olarak çalışan ve sığınma talebinde bulunmasına izin veren vizeye sahip olan bir Afgan göçmen, aldığı e-postada “şartlı tahliyesinin bu bildirimden yedi gün sonra sona ereceğinin” belirtildiğini ve “ABD'yi derhal terk etmezseniz, olası yasal işlemlere tabi tutulacaksınız” uyarısında bulunulduğunu bildirdi. “Afganistan'a geri dönersek güvende olmayacağız. Bu kendimiz için bir intihar görevi imzalamak gibi bir şey” dedi.

Newsweek, ABD'li göçmenlik avukatı Nicole Mescheroni'nin İç Güvenlik Bakanlığı'nın kendisine “ABD'den ayrılma zamanınız geldi” dediğini aktardı. Ancak üst düzey bir DHS yetkilisi, postaların şartlı tahliye davalarına dahil olanlara gönderildiğini ve Mecheroni'nin şartlı tahliye edilmediğini doğruladı.

Şarku’l Avsat’ın Kongre belgelerinden elde ettiği verilere göre, Ağustos 2021 ile Ağustos 2024 arasında yaklaşık 150 bin Afgan Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleştirildi.

İç Güvenlik Bakanlığı bugün, belgesiz göçmenlerin 30 gün içinde hükümete kayıt yaptırmaları veya cezalarla karşı karşıya kalmaları anlamına gelen yabancı kayıt şartını uygulamaya başladı.

Amerikan mülteci yerleştirme kuruluşu Global Refugee Resettlement'ın direktörü Krish O'Meara Vignaraja geçen hafta New York Times'a verdiği demeçte “Afgan kadınları ve kızları için bu insani korumanın sona ermesi, fırsatlara, özgürlüğe ve güvenliğe erişimlerinin sona ermesi anlamına geliyor” diyerek “onları sistematik baskı ve cinsiyete dayalı şiddetle karşı karşıya kaldıkları Taliban yönetimine geri dönmeye zorlamak, ulusumuzun itibarı için affedilemez bir leke olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

AfghansEvac CEO'su Sean Vandiver birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “TPS kapsamında burada bulunan her kişi, ABD ile olan ilişkileri nedeniyle ülkelerine dönmeleri halinde risk altında olan kişilerdir” dedi. Sean Vandiver, “TPS'yi sona erdirmek sadece korkakça bir hareket değildir. Çoğu durumda, bu insanlar savaş sırasında ihtiyaç duyduğumuz anda yanımızda durdular” diyerek, ”Afganlar için TPS'yi sona erdirmek sadece korkakça değil, aynı zamanda sorumsuzca. Onlara güvenlik sözü vermiştik. Şimdi yanımızda duran bu 10 binden fazla insanın ayaklarının altındaki halıyı çekiyoruz ve onlar dehşete düşmüş durumdalar. Korkuyorlar” ifadelerini kullandı.