Belucistan’da protestolar yeniden hız kazandı

İran polisi göstericilere ateş açtı.

Zahidan’daki protestolarda kadınlar ‘Kadın, Özgürlük, Yaşam’ sloganı attılar. (Twitter)
Zahidan’daki protestolarda kadınlar ‘Kadın, Özgürlük, Yaşam’ sloganı attılar. (Twitter)
TT

Belucistan’da protestolar yeniden hız kazandı

Zahidan’daki protestolarda kadınlar ‘Kadın, Özgürlük, Yaşam’ sloganı attılar. (Twitter)
Zahidan’daki protestolarda kadınlar ‘Kadın, Özgürlük, Yaşam’ sloganı attılar. (Twitter)

İran’da protestolar 12’inci haftasına girerken ülkenin güneydoğusundaki Zahidan şehrinde güvelik güçlerinin Dini Lider Ali Hamaney aleyhinde sloganlar atan göstericilere ateş açtığı yürüyüşler hız kazandı. Din adamı Abdulhamid İsmail Zahi ise eylemcilere yönelik idam cezası içeren ‘savaş’ suçlamalarını eleştirdi.
Sosyal ağlarda, Belucistan vilayetinin yönetim merkezi olan Zahidan’daki Makki Camii yakınlarında kalabalık sokaklarda adeta ‘mermi yağmuruna’ tanık olunduğu, ve ayrıca göz yaşartıcı gaz dumanlarının yükseldiği videolar yayıldı.
Kadınlar üst üste iki haftadır Mahsa Amini’nin ölümüyle alevlenen büyük çaplı protestolara katılırken bu kez daha geniş tepki vardı.
İnternette dolaşan videolarda, Zahidan’da eylül ortasında başlayan protesto hareketinin en önemli sloganlarından ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ yazılı pankartlar taşıyan onlarca kadın görüldü.
Twitter’da dolaşan videolara göre yerel Beluc kıyafetleri giymiş kadınlar, “Başörtüsü olsun ya da olmasın haydi devrime gidelim” sloganları attı. Çabahar, İranşehr, Haş şehristanı ve Zehek şehirlerindeki eylemciler, Zahidan’ın Cuma İmamı ve önde gelen Sünni din adamlarından Abdülhamid İsmail Zahi’ye destek verirken ‘Hamaney’e ölüm’ sloganları attı.
İsmail Zahi, yetkilileri sert şekilde eleştirmeyi sürdürdü. Telegram üzerinden, eylemcilere yönelik ‘savaş’ suçlamasını eleştirirken “Kur’an’a göre savaş, eğer silah varsa savaştır. Taş, sopa, slogan atmak savaş değildir” dedi. Yargıçları da ‘Hesap Günü’nde ölüm cezası vermenin sonuçları konusunda uyardı.
İsmail Zahi sözlerini şöyle sürdürdü:
 “Protestocular, savaşçılardan ve yozlaşmış insanlardan farklıdır. İranlılar, protestolara sahip. Millet ve halk 44 yıldır sabretti. Şimdi protesto ediyorlar. Sabırlı olmalısınız.”
‘Beluci Aktivistler Kampanyası’, iki küçük erkek kardeşe yönelik savaş suçlamasına karşı uyarıda bulunmuştu. Belucistan eyaleti yönetimi bu yönde çıkan haberleri yalanlarken, “Yalnızca bu iki kişiye için değil, reşit olmayan hiç kimseye bu suçlamayı yöneltmeyeceğiz” açıklamasında bulundu.
İsmail Zahi’nin eleştirisi, ülkedeki yasaklı Bahai inancının takipçileri de dahil olmak üzere, herhangi bir ‘din ve ırktan’ tüm İranlıların haklarına saygı gösterilmesi çağrısında bulunarak ve iktidardaki düzenin en belirgin kırmızı çizgilerine meydan okuyarak daha da ileri gitti.
Protestolar sırasında tutuklananlar için ‘esir’ tanımını kullanan İsmail Zahi şunları söyledi:
“Tutuklu, bir esirdir. Dayak, taciz, hakaret ve saldırıya maruz kalması, İmam Ali’nin, Ehl-i Beyt’in, Peygamberimizin ve İslam’ın öğretilerine aykırıdır. Muhalif ve eleştirmenlere, İslam’ın öğretilerine göre muamele edilmelidir.”
Sünni din adamı, son protestolarda öldürülenlerin ailelerine yönelik ‘kışkırtma ve sindirme’ eylemlerini de reddettiğini yinelerken, Zahidan ve diğer şehirlerde öldürülenlerin ailelerinin ‘protestocuları öldürmekten sorumlu olanların cezalandırılmasını talep ettiğini’ vurguladı. İsmail Zahi, “İnsanları sebepsiz yere vurdular. Birçoğumuz öldü ve yaralandı. Ancak 2-3 saat sonra bölgenin güvenliğinin sağlanması gerektiğine dair bir bildiri yayınladık. Öldük ama kimseyi öldürmedik” dedi.
İran sokaklarında da Hamaney’i kınayan ve İsmail Zahi’yi destekleyen sloganlar atıldı. ‘Black Reward’ adlı bir hacker grubu, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami için hazırlanan gizli bir haber özetinin ayrıntılarını yayınladı. Buna göre Hamaney, Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi ve İran polisinin Zahidan Cuma İmamı’nın tutuklanmasına ilişkin önerisine karşı çıktı. Öyle ki Hameney, Zahidan imamına karşı ‘esnek’ olma ve onu ‘yavaş yavaş zayıflaması’ talimatı verdi. İsmail Zahi de Hamaney’in tavsiyesi üzerine örtülü bir yorum yaparken, “İktidar ve kudret senin elindeyse, bu Allah’ın takdirindendir. Biz de insanların saygısını ve sevgisini görüyoruz ve bu Allah’ın bir lütfudur. Allah, verdiğini geri almaya da kadirdir” dedi.
İsmail Zahi’nin açıklamasından birkaç saat önce İran internet siteleri, İran Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri’nin üstü kapalı olarak Zahidan şehrinin cuma imamına değindiği ifadelerini yayınladı. Aktarılana göre Muntazeri, “Kadına hiç saygı duymayan adam, bugün kadının savunucusu olduğunu iddia ediyor” dedi.

Belucistan’da şiddet sürüyor
Sünni çoğunluklu Belucistan, İran’ın en fakir bölgesiyken, Beluci nüfusu da ayrımcılığa maruz kalıyor.
İran’daki İnsan Hakları Örgütü’ne göre İran yetkilileri tarafından başlatılan güvenlik baskısında, Belucistan’da en az 128 kişi öldürüldü. Bu, İran’ın 31 eyaletinin 26’sında kaydedilen en yüksek ölü sayısı.
Uluslararası Af Örgütü, geçen salı günü yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:
“İran Beluc azınlığı, eğitime, sağlık hizmetlerine, işlere, yeterli barınma ve siyasi konumlara erişimlerini kısıtlayan köklü bir ayrımcılıkla karşı karşıya kaldı. Beluc azınlığı, eylül ayından bu yana İran’ı kasıp kavuran ayaklanma sırasında güvenlik güçleri tarafından yürütülen acımasız güvenlik eylemlerinin yükünü taşıyor.”
Amini’nin doğum yeri olan Kürdistan, protestolarda ölenlerin sayısı (53 kişi) bakımından ikinci sırada yer alıyor. İran’ın batısında, Irak sınırında bulunuyor ve protestoların bir başka merkezi sayılıyor. Sünniler nüfusun çoğunluğunu oluşturuyor. Ancak geçen hafta Mahabad şehrinden Milletvekili Celal Mahmudzade’ye göre ülkenin batısındaki dört vilayete yayılmış Kürt şehirlerinde ölü sayısı en az 105 kişi olarak bildirildi.
İran ABD, İngiltere ve İsrail’i büyük ölçüde ‘isyan’ olarak tanımladığı olayları körüklemekle suçluyor. Kürdistan’daki protestolarla ilgili şiddet olaylarından ‘ayrılıkçıları’ sorumlu tutuyor.
Geçen 2 Aralık’ta Zahidan şehrinde kaldırılan bir pankartta, “Kürtler ve Beluciler ayrılıkçı olsalardı, İran için değil, İran’a karşı savaşırlardı” ifadelerine yer verildi.
İslami Şura Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkan vekili Şehriyar Haydari, reformist ‘ILNA’ ajansına yaptığı açılamada “Sokağa çıkanların yüzde 90’ı mevcut duruma karşı protestocular, yüzde 10’u isyancılar, dış istihbarat servisleri ve teröristler” dedi.
İran medyası, Tahran’daki Devrim Muhafızları Komutanı Hasan Hasanzade’nin, kuvvetlerin ‘zaferlerini güçlendirmek için çalıştıklarını’ belirtirken, yetkililerin protestoculara yönelik baskılarına dikkat çekti. Hasanzade şu açıklamada bulundu:
“İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Birleşmiş Milletler’deki (BM) bir konuşmasıyla bağlantılı olarak, Tahran sokaklarında ve ülkenin 22 vilayetinde çatışmalara dahil olduk. İşler İran’da binlerce insanın öldüğünü ilan etmeye doğru gidiyordu. Kayıplar verdi. Ama düşmanın iradesinin yerine getirilmesine izin vermedik.”
“İsrail ile çatışmanın son noktasındayız” diyen Hasanzade sözlerinin devamında “İsrail ne karada ne denizde sükûnet tanımaz. Haberlere bakarsak bu ülkeye karşı topraklarında ve dışarıda 5 ile 10 arasında operasyon düzenlendiğini görürüz” dedi.
Devrim Muhafızları’nın füze birimi komutanı olan Tuğgeneral Amir Ali Hacızade, geçen hafta protestolarda 300’den fazla kişinin öldüğünü bildirdi. Hacızade, “Olaylarla ilgili olarak binlerce İranlı ve yaklaşık 40 yabancı tutuklanırken, adli makamlara göre iki binden fazla kişi suçlamalarla kaşı karşıya” açıklamasında bulundu:
İran İnsan Hakları Aktivistleri Ajansı (HRANA), protestocular arasındaki ölü sayısının Aralık ayının ilk perşembe günü 64’ü çocuk olmak üzere 462’ye ulaştığını bildirdi. Ajans, genç Kürt kadın Mahsa Amini’nin 17 Eylül’de öldürülmesinden bu yana protestolara tanık olan 157 ilde ve 143 üniversitede 18 bin 206 kişinin tutuklandığını açıklarken, 61 güvenlik gücünün de öldüğünü aktardı.
Oslo merkezli İran İnsan Hakları Örgütü’ne göre ise güvenlik güçleri şimdiye kadar çoğu Belucistan’da olmak üzere en az 448 protestocuyu öldürdü.
Örgütün yöneticisi Mahmud Emiri Mukaddam, Zahidan’daki son kadın protestosu hakkında “Gerçekten de türünün ender bir örneği” ifadelerini kullandı. Öyle ki son iki aydır şehirde, cuma namazı sonrasında erkekler sokaklara akın ediyor.
AFP’ye göre Mukaddam şu ifadeleri kullandı:
“İran’daki mevcut protestolar, bir onur devriminin başlangıcından başka bir şey değil. Bu protestolar, kırk yıldır ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören kadınları ve azınlıkları, sokaklara çıkma ve temel haklarını talep etme konusunda güçlendirdi.”
Belucistan’daki protestolara paralel olarak yayınlanan videolar, Enzeli Limanı’nda ölen Mahran Sammak’ın (27) cenaze törenine geniş bir katılım olduğunu gözler önüne serdi. Sammak, İran milli takımının Dünya Kupası elemelerinde ABD karşısındaki yenilgisini kutlarken, güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirmişti.
Videolarda, eylemcilerin İran Dini Liderini kınayan sloganlar attığı görüldü.
Erak şehrinde ölen Sina Malayeri’nin cenaze törenine de onlarca kişi katıldı.
Diğer yandan Kanada Dışişleri Bakanı Melanie Joly cuma günü yaptığı açıklamada Kanada’nın kadınları ve kız çocuklarının haklarından mahrum bırakmasının yanı sıra barışçıl protestoları bastırdığı için İran’a ek yaptırımlar uyguladığını duyurdu.
Son yaptırımlar, dört kişiyi ve beş kuruluşu hedef alıyor. Başkent Ottava, yaptırımların Tahran’ın ‘sistematik insan hakları ihlalleri’ ve ‘uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden eylemleri’ bağlantılı olduğunu bildirdi.
Reuters’ın aktardığına göre rejimin İran halkına yönelik insan hakları ihlallerinin kapsamı ve şiddeti artarken Kanada’nın buna seyirci kalmayacağı vurgulandı.



Hartum Vali Vekili’nin olağanüstü hâl kararına Sudan sivil muhalefetinden tepki

Sudan ordusu tarafından kontrol edilen eski Omdurman'da bir sokak (Reuters)
Sudan ordusu tarafından kontrol edilen eski Omdurman'da bir sokak (Reuters)
TT

Hartum Vali Vekili’nin olağanüstü hâl kararına Sudan sivil muhalefetinden tepki

Sudan ordusu tarafından kontrol edilen eski Omdurman'da bir sokak (Reuters)
Sudan ordusu tarafından kontrol edilen eski Omdurman'da bir sokak (Reuters)

Sudan sivil muhalefeti, Hartum Vali Vekili Ahmed Osman Hamza’nın geniş yetkilere sahip bir ‘güvenlik hücresi’ kurma ve eyalette olağanüstü hâl ilan etme hamlesini, ‘Müslüman Kardeşler'in siyasi muhaliflerinden intikam alma’ girişimi olarak değerlendirdi. Muhaliflere göre orduyu desteklemek üzere bir güvenlik hücresinin oluşturulması, yasadışı eylemler gerçekleştiren kötü şöhretli Halk Güvenliği Aygıtı’na geri dönüş anlamına geliyor.

Hamza, perşembe günü eyalette ilan ettiği olağanüstü hâl yasalarına dayanarak, herhangi bir tehdide karşı koymak için acil istihbarat ve güvenlik bilgilerine odaklanan, silahlı kuvvetler için erken uyarı aracı olarak hareket etmek üzere bilgi toplayan ve sınıflandıran bir ‘güvenlik hücresi’ kurdu.

Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu (Tekaddum) liderlerinden Şihab İbrahim, mevcut hükümetin savaşın bir parçası olduğunu ifade ederek, ‘tehlikeli’ kararlarının savaşı sürdürmeye ve iç savaşa dönüştürmeye davetiye çıkardığını” söyledi. İbrahim, “Bu adım, savaşın bir parçası olmayan ancak bundan etkilenen vatandaşları hedef alıyor. Söz konusu kararlar savaş bölgelerinde bulunanları hedef alıyor ve onları savaştan kendilerini bekleyen başka bir savaşa kaçarken daha zor seçimlerle karşı karşıya bırakıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Tepkiler hakkında uyarı

Tekaddum böyle bir hareketi, İslami Hareket ve Ulusal Kongre Partisi'nin 2003 yılından beri Darfur'da sürdürdüğü yaklaşımın devamı olarak değerlendirdi. Bu da devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir ile İslami Hareket ve devletin 50 liderinin, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından suçlanmasına yol açan ‘savaş suçları’ ile sonuçlandı.

Başkent Hartum 15 Nisan 2023 tarihinden beri Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında çatışmalara sahne oluyor. (Reuters)Başkent Hartum 15 Nisan 2023 tarihinden beri Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında çatışmalara sahne oluyor. (Reuters)

İbrahim, söz konusu kararların tehlikesinin, diğer tarafın (Hızlı Destek Kuvvetleri) kontrol ettiği bölgelerde savaş suçlarını artırabilecek şiddetli ‘tepkiler’ vermesinde yattığını belirtti. Zira bu tür davranışlar, vatandaşları dış görünüşlerine göre hedef aldığı için ‘savaş suçu’ olarak kabul ediliyor.

İbrahim, bu tür kararların ‘İslami Hareket ve Ulusal Kongre Partisi'nin savaşın sona ermesinden sonra siyasi süreç için herhangi bir formülün dışında tutulmasının’ önemini vurguladığını; ayrıca bölgesel ve uluslararası toplumdan İslami Hareket'in ‘terörist grup’ olarak sınıflandırılması talebini de güçlendirdiğini söyledi.

Düzenli kuvvetler için erken uyarı aygıtı

Hartum Vali Vekili Hamza, perşembe günü eyalette olağanüstü hâl ilan eden bir acil durum emri yayınladı. Ardından Hartum eyaleti için bilgi toplamak, analiz etmek, sınıflandırmak ve ele almak üzere bir ‘güvenlik hücresi’ oluşturma kararı da aldı.

Kararda hücre, düzenli kuvvetler için acil ve gecikmeli istihbarat ve güvenlik bilgileri toplayan bir ‘erken uyarı aygıtı’ olarak tanımlandı.

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Hartum'da olağanüstü hâl ilan edilmesi önerisini onayladı. (Reuters)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Hartum'da olağanüstü hâl ilan edilmesi önerisini onayladı. (Reuters)

Söz konusu güvenlik hücresi, ‘uyuyan hücreler’ olarak adlandırılan kişileri izlemek, şüpheli kişi, yer ve faaliyetleri takip etmek ve soruşturmakla görevlendirildi. Ayrıca hücreye arama, baskın yapma, gözaltına alma ve sorgulama yetkisi verildi.

Gözlemciler, Hamza’nın oluşturduğu güvenlik komitesine ‘toplumsal kuluçka merkezlerinin düşmanın bulunduğu bölgelerden silahlı kuvvetlerin kontrolü altındaki bölgelere hareketini’ izleme yetkisi vermesini, olağanüstü hâl emirlerinin en ciddi hükmü ve sivillerin bölge, ten rengi ve etnik kökenlerine göre hedef alınması olarak değerlendirdi.

Güvenlik komitesinin yetkileri

Bağımsız el-Ceride Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eşref Abdulaziz Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Hartum Vali Vekili Ahmed Osman Hamza’nın İslamcı güvenlik geçmişi ve Halk Güvenliği Aygıtı’yla olan ilişkisiyle bilindiğini ifade etti. Abdulaziz, Hamza’nın bu kararla, İslami Hareket’in Halk Güvenliği Aygıtı’nın, ülkeyi yönettikleri dönemde muhalifleri bastırma konusundaki deneyimlerinden faydalanmaya çalıştığını belirtti.

Sudan ordusunun kontrolü elinde tuttuğu Omdurman'da yardım kuruluşlarından yiyecek almak için bekleyen insanlar (Reuters)

Sudan ordusunun kontrolü elinde tuttuğu Omdurman'da yardım kuruluşlarından yiyecek almak için bekleyen insanlar (Reuters)

Eski bir İslamcı olan Abdulaziz, güvenlik hücresinin ilan edilen yapısıyla olağan kontrolün dışında olduğunu ve geçmişi bilinen Vali Vekili’ne bağlı gruplardan oluşacağını açıkladı. Abdulaziz, “Böyle olduğu sürece hücre, hassasiyetle hareket eden, sivil güçleri ve Aralık 2018 devriminin tüm taraflarını hedef alan İslamcılardan oluşacaktır” ifadelerini kullandı.

Bu hücreye verilen yetkileri, zamanında Halk Güvenliği Aygıtı’nın oluşumuna kapı açan ‘tehlikeli yetkiler’ olarak nitelendiren Abdulaziz, “Bu, yeniden Halk Güvenliği Aygıtı’na dönüştür” dedi.

Halk Güvenliği Aygıtı, Sudan Ulusal Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı’na paralel İslamcı bir güvenlik örgütüdür. Aygıt, Beşir döneminde yargısız gözaltına alma, işkence, işkence altında öldürme ve o zamanlar ‘hayalet evler’ olarak bilinen, muhaliflere karşı ihlallerin işlendiği devlet denetimi dışındaki göz altı merkezlerinin kurulması da dahil olmak üzere ciddi ihlaller ve zulümler yapmakla suçlanmıştır.

Etnik gruplar ve bölgeler arasında ayrımcılık

Tekaddum liderlerinden Şerif Muhammed Osman Facebook hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda, ‘HDK toplumsal kuluçka merkezlerinin Hartum eyaletinde HDK kontrolündeki bölgelerden hareketlerinin’ izlenmesine ilişkin hükmü ve güvenlik komitesine gözaltına alma ve soruşturma yetkisi veren diğer kararları, ‘geçtiğimiz dönemde alınan en tehlikeli kararlardan biri’ olarak nitelendirdi.

Osman, kararın, Sudanlılar arasında etnik köken ve bölge temelinde ayrımcılık yaptığını ve hedef alınanların ülke içinde ve eyalette silahlı kuvvetler tarafından kontrol edilen bölgelerde hareketlerini tehdit ettiğini belirtti.

Osman, “Savaş zaten uyarıda bulunduğumuz noktaya geldi. Ancak hükümetin bu emirleri yayınlaması bölünmeyi meşrulaştırmak, ulusal birliğe ve Sudanlı erkek ve kadınların güvenliğine yönelik bir tehdittir” ifadelerini kullandı.

Osman, savaşın durdurulması ve herkesin mümkün olan en kısa sürede savaşı durdurmak için çalışması çağrısında bulundu.

Yedi bölgeden oluşan Hartum eyalet hükümeti, sadece Omdurman şehrinin kuzeyinde yer alan ve savaşın başından beri Sudan ordusunun kontrolünde olan Kerri bölgesini ve ordunun yakın zamanda geri aldığı eski Omdurman bölgesinin bazı kısımlarını etkin bir şekilde kontrol ediyor. HDK ise eyaletin geri kalan altı bölgesini neredeyse tamamen kontrol ediyor. Bu da güvenlik hücresinin yetkilerini ordu tarafından kontrol edilen bölgelerle, HDK kontrolündeki bölgelerden gelen sivillerle ya da HDK bölgeleriyle kültürel ve coğrafi olarak bağlantılı olan ve ordu kontrolündeki bölgelerde yaşayan gruplarla sınırlı kılıyor.


Mikati: Yerinden edilmiş Suriyelilerin Lübnan’da kalması için "Avrupa'nın rüşvet" verdiği yönündeki söylentiler doğru değil

Lübnan Başbakan Necib Mikati
Lübnan Başbakan Necib Mikati
TT

Mikati: Yerinden edilmiş Suriyelilerin Lübnan’da kalması için "Avrupa'nın rüşvet" verdiği yönündeki söylentiler doğru değil

Lübnan Başbakan Necib Mikati
Lübnan Başbakan Necib Mikati

Lübnanlı geçici Başbakan Najib Mikati bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Avrupa'nın yerinden edilmiş Suriyelilerin Lübnan'da kalması için "rüşvet" teklif ettiği yönündeki iddiaları yalanladı ve bunları asılsız suçlamalar olarak nitelendirdi.

Lübnan Bakanlar Kurulu'nun "X" platformundaki hesabından yayınlanan açıklamada, Avrupa Birliği'nin taahhüt ettiği 1 milyar avroluk paketin "sadece Lübnan ve Lübnanlılar için koşulsuz yardım" olduğu belirtildi.

Mikati'nin medya ofisi tarafından yapılan açıklamada, Avrupa hibesinden yararlananların arasında; sağlık, eğitim, sosyal koruma sektörleri ve en yoksul ailelerin yanı sıra, kamu güvenliği ve iç güvenlik güçleri de dahil olmak üzere ordu ve güvenlik güçlerine yapılan yardımların da yer aldığı belirtildi. Yardımların ayrıca kara sınırlarının kontrolü ve ekipmanlarının güçlendirilmesinde de kullanılacağı ifade edildi.

Açıklamada, bunun aksi yönündeki söylemler "boş konuşma ve yanlış siyasi suçlamalar" olarak nitelendirerek, Lübnan'ın yasalarının uygulanacağı ve yasa dışı ikamet eden herkesin ülkesine sınır dışı edileceği vurgulandı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçtiğimiz perşembe günü Lübnan'a 1 milyar avro değerinde mali yardım paketi sağlanacağını duyurdu.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı(LBN), Leyen’in, Mikati ve Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides ile düzenlediği basın toplantısında, yeni mali paketin "bu yıldan itibaren 2027'ye kadar geçerli olacağını" açıkladığını aktardı.

Ursula von der Leyen açıklamasında, “Lübnan halkına yönelik eğitim, sosyal koruma ve sağlık gibi temel hizmetleri güçlendirerek, Lübnan'da sosyal ve ekonomik istikrara katkıda bulunmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.


Hizbullah, İsrail'in Bayad Blida üssünü top atışları ile hedef aldığını duyurdu

Gazze Şeridi'nin güney sınırında, Refah yakınlarındaki İsrail askerleri (AP)
Gazze Şeridi'nin güney sınırında, Refah yakınlarındaki İsrail askerleri (AP)
TT

Hizbullah, İsrail'in Bayad Blida üssünü top atışları ile hedef aldığını duyurdu

Gazze Şeridi'nin güney sınırında, Refah yakınlarındaki İsrail askerleri (AP)
Gazze Şeridi'nin güney sınırında, Refah yakınlarındaki İsrail askerleri (AP)

Lübnan Hizbullahı yaptığı açıklamada, bu sabah (Cumartesi) Bayad Blida bölgesindeki İsrail askerlerini top atışları ile hedef aldığını duyurdu.

Hizbullah yaptığı kısa açıklamada, bombalamanın "Gazze Şeridi'ndeki kararlı Filistin halkımızı ve yiğit direnişini desteklemek için" yapıldığını belirtti.

7 Ekim'de İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşının başlamasıyla birlikte, bir yanda İsrail ordusu ile diğer yanda Lübnan'daki Hizbullah grubu ve silahlı Filistinli gruplar arasındaki sınırda neredeyse her gün karşılıklı bombardımanlar yaşanıyor.

Öte yandan İsrail ordusu dün (Cuma) yaptığı açıklamada, hava savunma sisteminin Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine sızan bir İHA'yı düşürdüğünü duyurdu.


İsrail güçleri Batı Şeria'da bir Hamas liderinin evini yıktı

Batı Şeria'nın Deyr el-Ğasun beldesinde askeri aracın yanında duran bir İsrail askeri (Reuters)
Batı Şeria'nın Deyr el-Ğasun beldesinde askeri aracın yanında duran bir İsrail askeri (Reuters)
TT

İsrail güçleri Batı Şeria'da bir Hamas liderinin evini yıktı

Batı Şeria'nın Deyr el-Ğasun beldesinde askeri aracın yanında duran bir İsrail askeri (Reuters)
Batı Şeria'nın Deyr el-Ğasun beldesinde askeri aracın yanında duran bir İsrail askeri (Reuters)

İsrail özel kuvvetleri bugün (Cumartesi) şafak vakti, Batı Şeria'daki Tulkerim kentinin kuzeyinde yer alan Deyr el-Ğasun beldesine baskın düzenleyerek bir evi yıktı.

Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) konuşan görgü tanıkları, İsrail güçlerinin Deyr el-Ğasun beldesinde Hamas liderlerinden birine ait evi kuşatmasının ardından bölgede patlama sesleri duyulduğunu bildirdi.

Görgü tanıkları, İsrail ordusuna bağlı özel kuvvetlerin beldeye baskın düzenleyerek doğu mahallesindeki bir evi kuşattığını ve ağır silah sesleri arasında eve askeri takviye gönderdiklerini belirtti.

Görsel kaldırıldı.

İsrail'in Batı Şeria'daki Deyr el-Ğasun beldesine düzenlediği baskının ardından hasar gören bir binadan yükselen dumanlar (Reuters)

Görgü tanıkları ayrıca, İsrail güçlerinin kuşatma altındaki eve havan topu attığını ve gençlerden teslim olmalarını istediklerini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığı habere göre İsrail güçlerinin dört saatlik kuşatmanın ardından, evin duvarlarını ve çevresindeki bazı yolları buldozerlerle yıktığı bildirildi.

Haberde, İsrail buldozerlerinin ağaçları ve kuşatma altındaki evin bitişiğinde bulunan evlerin duvarlarını yıktığı ve yoğun keşif uçuşları eşliğinde birçok vatandaşın yollardaki araçları ile altyapıyı tahrip ettiği belirtildi.

İsrail güçleri gençlerin evin içinde barikat kurduğunu iddia ederek, bu kişileri, geçtiğimiz kasım ayında Tulkerim'in doğusundaki Beyt Lid köyünün girişinde bir askerin ölümüne yol açan silahlı saldırıyı gerçekleştirmekle suçladı.

WAFA, 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın başlamasından bu yana İsrail güçleri ve yerleşimcilerin Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da Filistin vatandaşlarına ve mülklerine yönelik saldırılarını arttırdığını, 491 vatandaşın öldüğünü ve 4 bin 950'den fazla kişinin yaralandığını bildirdi.


Mısır: İsrail ve Hamas birçok anlaşmazlık noktasında uzlaşmaya vardı

Refah'taki büyük yıkımın ortasında duran Filistinli bir adam (AFP)
Refah'taki büyük yıkımın ortasında duran Filistinli bir adam (AFP)
TT

Mısır: İsrail ve Hamas birçok anlaşmazlık noktasında uzlaşmaya vardı

Refah'taki büyük yıkımın ortasında duran Filistinli bir adam (AFP)
Refah'taki büyük yıkımın ortasında duran Filistinli bir adam (AFP)

El-Kahire el-İhbariyye televizyon kanalının üst düzey bir kaynaktan aktardığına göre İsrail ile Hamas arasındaki müzakerelere aracılık eden Mısır güvenlik heyeti ‘birçok anlaşmazlık noktasında uzlaşma formülüne’ ulaştı.

Kanala konuşan bir kaynak, Hamas heyetinin Mısır'a vardığını ve müzakerelerde önemli ilerlemeler kaydedildiğini söyledi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir Arap kaynak, Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) yaptığı açıklamada, yeni bir engel çıkmaması halinde Hamas ile İsrail arasında bir anlaşmanın yakın olduğunu belirtti. Kaynak ayrıca, Hamas’ın Mısır'ın önerisine olumlu yaklaştığını bildirdi.

Kaynak, Hamas heyetinin Mısır'a geldiğini ve müzakerelerde gözle görülür bir ilerleme kaydedildiğini ifade etti.

Anlaşmaya son rötuşların yapılacağı konusunda ümitvâr olduğunu ifade eden kaynak, bunun en az üç aşamalı olacağını kaydetti.

Kaynak, anlaşmanın ilk aşamasının tutuklu İsrailli kadınların, yaşlıların ve hastaların serbest bırakılmasına ayrılacağını, ikinci aşamanın geri kalan sivillere, üçüncü aşamanın ise askerlere ayrılacağını söyledi.

Kaynak, detayların ve son gelişmelerin bugün Kahire'de görüşüleceğini ve her şeyin müzakere masasında olacağını dile getirdi.


Sudani, siyasi taraflara ‘devlete saygı duymaları’ çağrısında bulundu

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Asaib Ehli’l Hak hareketinin Bağdat'taki programında (X)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Asaib Ehli’l Hak hareketinin Bağdat'taki programında (X)
TT

Sudani, siyasi taraflara ‘devlete saygı duymaları’ çağrısında bulundu

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Asaib Ehli’l Hak hareketinin Bağdat'taki programında (X)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Asaib Ehli’l Hak hareketinin Bağdat'taki programında (X)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, ülkenin siyasi ortaklarına ‘devleti koruma ve Irak'ı yeni bir aşamaya taşıma’ çağrısında bulundu.

Sudani bu açıklamaları dün (Cuma) Kays el-Hazali liderliğindeki Asaib Ehli’l Hak hareketinin 21’inci kuruluş yıldönümü münasebetiyle Bağdat’ta düzenlenen törene katılımı sırasında yaptı.

Sudani, “Geniş bir parlamento ve halk iradesi tarafından desteklenen hükümet, sürdürülebilir kalkınma yolunda ilerliyor” ifadelerini kullandı.

“Herkes yasaları uygulama ve adalet, eşitlik ve kurumsal istikrarı inşa etme görevini taşıyor” diyen Sudani, ‘devlete sahip çıkmanın, anayasayı korumanın ve yasaları uygulamanın alternatifi olmadığını’ vurguladı.

Diğer taraftan siyasi güçlere, Amerikan ve Türk güçlerini ülkeden çıkarma çağrısında bulunan el-Hazali, Sünni güçlere de Meclis Başkanlığı için ortak bir aday belirleme çağrısında bulundu.


Husiler ‘gemi savaşını’ Akdeniz'e taşımakla tehdit ediyor

Aden Körfezi'nde Husilere ait bir füze tarafından vurulan kargo gemisinin havadan fotoğrafı (ABD Ordusu)
Aden Körfezi'nde Husilere ait bir füze tarafından vurulan kargo gemisinin havadan fotoğrafı (ABD Ordusu)
TT

Husiler ‘gemi savaşını’ Akdeniz'e taşımakla tehdit ediyor

Aden Körfezi'nde Husilere ait bir füze tarafından vurulan kargo gemisinin havadan fotoğrafı (ABD Ordusu)
Aden Körfezi'nde Husilere ait bir füze tarafından vurulan kargo gemisinin havadan fotoğrafı (ABD Ordusu)

Husiler,  liderleri Abdulmelik el-Husi'nin direktiflerini uygulamak üzere, gerilimin dördüncü aşamanın bir parçası olarak Akdeniz'deki gemileri hedef almaya başlayacaklarını duyurdu.

ABD ordusu, gemilere yönelik saldırıları sınırlandırmak için önleyici operasyonlar kapsamında üç insansız hava aracının (İHA) imha edildiğini iddia ederken, Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri dün (Cuma) yaptığı açıklamada “Husilerin Akdeniz'deki limanlara giden İsrail bağlantılı tüm gemileri hedef alacağını” söyledi.

İran destekli Husiler, gerilimin dördüncü aşamasında Kızıldeniz, Umman Denizi, Aden Körfezi ve Hint Okyanusu'ndan sonra Akdeniz'de de gemilere saldırmayı hedefliyor.

Seri, İsrail'in Refah kentine operasyon düzenlemesi halinde, Husilerin İsrail’e ikmal yapan ve Tel Aviv limanlarına girmeye çalışan (hangi milletten olursa olsun) tüm gemilere saldıracağını ifade ederek, ‘gemi savaşı’ olarak tanımlanan durumu tırmandırma tehdidinde bulundu.

Husi lideri Abdulmelik el-Husi perşembe günü yaptığı açıklamada, geçtiğimiz kasım ayında denizde gerilimin başlamasından bu yana 107 geminin saldırıya uğradığını iddia etti. Kendi ifadesiyle Husilerin operasyonlarını engellemek ya da sınırlandırmak için bölgeye gelen 10 ABD ve Avrupa donanma savaş gemisinin ‘çaresizlik ve başarısızlık duygusu’ içinde Kızıldeniz'den çekildiğini öne sürdü.


Rapor: İsrail, işgale hazırlık olarak Refah sakinlerini nakletmeye başlama planını Washington'a bildirdi

Refah'ta bir evin yıkıntılarını inceleyen Filistinliler (AP)
Refah'ta bir evin yıkıntılarını inceleyen Filistinliler (AP)
TT

Rapor: İsrail, işgale hazırlık olarak Refah sakinlerini nakletmeye başlama planını Washington'a bildirdi

Refah'ta bir evin yıkıntılarını inceleyen Filistinliler (AP)
Refah'ta bir evin yıkıntılarını inceleyen Filistinliler (AP)

Politico internet sitesinin dün (Cuma) ABD'li bir yetkiliye ve iyi bilgilendirilmiş olarak tanımladığı iki kaynağa dayandırdığı haberine göre İsrail, ABD hükümetini ve yardım kuruluşlarını işgale hazırlık olarak Filistin'in Refah kenti sakinlerini nakletmeye başlama planı konusunda bilgilendirdi.

İsrail'in planının Refah sakinlerini Gazze Şeridi'nin güneybatı sahilindeki el-Mevasi bölgesine nakletmek olduğunu ifade eden internet sitesi, İsrail ordusunun bu hafta yardım görevlilerine bölgenin bir haritasını gönderdiğini belirtti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) günün erken saatlerinde, İsrail'in Refah'taki herhangi bir askeri operasyonunun ‘katliama yol açabileceği’ ve Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çalışmalarını felç edebileceği uyarısında bulundu.

OCHA Sözcüsü Jens Laerke, Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında, herhangi bir kara operasyonunun Refah ve çevresindeki 1,2 milyon Filistinli sivil ve yerinden edilmiş insan için “daha fazla acı ve ölüm anlamına geleceğini” söyledi.


Hamas: Anlaşmaya varmak için Kahire'ye olumlu bir ruhla gidiyoruz

srail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hasar gören Refah'taki bir evde duran Filistinli bir çocuk (Reuters)
srail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hasar gören Refah'taki bir evde duran Filistinli bir çocuk (Reuters)
TT

Hamas: Anlaşmaya varmak için Kahire'ye olumlu bir ruhla gidiyoruz

srail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hasar gören Refah'taki bir evde duran Filistinli bir çocuk (Reuters)
srail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hasar gören Refah'taki bir evde duran Filistinli bir çocuk (Reuters)

Hamas tarafından yapılan açıklamada, hareketin ‘ateşkes önerisini ele alışındaki’ olumlu ruh doğrulandı ve bir anlaşmaya varmak için aynı ruhla Kahire'ye gidileceği bildirildi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre dün (Cuma) yapılan açıklamada, “Hamas ve Filistin direniş güçleri anlaşmayı, halkımızın saldırganlığın tamamen durdurulması yönündeki taleplerini karşılayacak şekilde olgunlaştırmaya kararlıdır” ifadeleri yer aldı.

Mısırlı üç güvenlik kaynağı ise ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns'ün Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarla ilgili toplantılara katılmak üzere Kahire'ye geldiğini bildirdi.

Wall Street Journal'ın haberine göre Mısırlı yetkililer, İsrail'in Refah kentine saldırı başlatmadan önce Hamas'a ateşkes önerisini kabul etmesi için bir hafta süre verdiğini söyledi.

Gazete, Mısır'ın, geçen hafta Hamas'a sunulan gözden geçirilmiş bir ateşkes önerisi üzerinde İsrail ile birlikte çalıştığını bildirdi. Mısırlı yetkililer, hareketin siyasi liderliğinin Gazze Şeridi'ndeki askeri kanadıyla istişare ederek öneriye yanıt vermesinin beklendiğini belirtti.

Amerikan gazetesi, Hamas yetkililerinin ‘son önerinin muğlak olduğu ve İsrail'e her an çatışmalara yeniden başlama imkânı verdiği’ yönündeki endişelerini dile getirdiklerini kaydetti.


İsrail Lübnan'da operasyon için hazırlıklara başladı

 İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi (DPA)
TT

İsrail Lübnan'da operasyon için hazırlıklara başladı

 İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi (DPA)

İsrail ordusu kuzey cephesinde bir saldırı operasyonu simülasyonu gerçekleştirirken, Güney Lübnan'da aralıklı bombardıman devam etti.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, saldırı simülasyonunu duyurdu. Adraee, “Geçtiğimiz hafta boyunca çeşitli senaryoların prova edildiği sürpriz bir tatbikat gerçekleştirildi. Tatbikat, Lübnan sınırında Hizbullah'a karşı farklı savaş senaryolarını simüle etmek amacıyla saldırı amaçlı silahların hızlı bir şekilde konuşlandırılmasını içeriyordu” ifadelerini kullandı.

Söz konusu tatbikat İsrail ile Hizbullah arasında çatışmalar devam ederken gerçekleşti. İsrail ordusu dün (Cuma) yaptığı açıklamada, hava savunma sisteminin ‘Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine sızan’ bir insansız hava aracını (İHA) önlediğini duyurdu. Açıklamada, İHA’nın önlenmesinden kaynaklanan şarapnel parçaları nedeniyle İsrail'in kuzeyindeki Julis köyünde küçük çaplı hasar meydana geldiği kaydedildi.