Kosova Cumhurbaşkanı: "Kosova'daki Sırp askeri varlığı 1999’da kati olarak sona erdi"

AA
AA
TT

Kosova Cumhurbaşkanı: "Kosova'daki Sırp askeri varlığı 1999’da kati olarak sona erdi"

AA
AA

Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, Kosova topraklarındaki Sırp askeri varlığının 12 Haziran 1999’da kati olarak sona erdiğini belirtti.
Osmani, Kosova Meclisinde milletvekillerine hitabında, ülkesinin kuzeyindeki son gelişmeler ile güvenlik durumuna değindi.
Vjosa Osmani, Sırbistan’ın Kosova’ya yönelik toprak iddialarını yasa dışı suç yapılarını finanse ederek ve destekleyerek gerçekleştirdiğini söyledi.
Kuzeydeki suç çetelerinin Sırplar da dahil olmak üzere Kosova vatandaşlarının anavatanları olan kuzeyde yaşama isteğini bastıramayacağını dile getiren Osmani, şu ifadeleri kullandı:
"Sırbistan’ın Kosova’ya yönelik devamlı tehdidine hepimiz şahidiz. Saldırganlık boyutlarına ulaşan bu tehdit, son zamanlarda Sırbistan askeri birliklerinin Kosova’ya konuşlandırılması şeklindeki hegemonyacı fikirlerle ifade edilmiştir. Ancak, Sırbistan ve onun lideri (Aleksandar) Vucic çok iyi biliyorlar ki Kosova topraklarındaki Sırp askeri varlığı 12 Haziran 1999’da kati olarak sona erdi. NATO birlikleri 1999 yılında, Sırbistan’ın ‘Arnavut’suz bir Kosova’ yönündeki hegemonyacı fikrinin belini kırdı. Yok etmek, onların soykırımsal amacıydı."
Kosova kurumlarının "her ne kadar kuzeydeki çetelerin hoşuna gitmese de" ülkenin her yerinde hukukun üstünlüğünden vazgeçemeyeceğini vurgulayan Osmani, Kosova’nın hiçbir zaman bu kadar aktif, anlamlı ve koordineli bir dış politikası olmadığının altını çizdi.
Bu dış politikanın sadece Kosova’nın çıkarlarına odaklandığını ancak bunun Sırbistan ve dışarda bazılarına mani olduğunu aktaran Osmani, "Sınır tüccarlarının zamanı kesin olarak sona erdi. Dış politikanın zorlukları elbette ki sayısız, çünkü büyük boyutlarda hatalar yapılmış. Bizim şimdi bu hasarları adım adım, sabırla ve net bir vizyonla onarmamız gerekiyor." dedi.
Osmani, bu yıl 44 devlet başkanı, 46 başbakan, çok sayıda meclis başkanı ve kurum temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirdiği bilgisini verdi.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.