FBI'ın Twitter'dan seçimlerle ilgili paylaşımları sansürlemesini istediği ortaya çıktı

Twitter ifşaatının yeni perdesinde platforma, "FBI'ın yan kuruluşu olma" suçlaması yapıldı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

FBI'ın Twitter'dan seçimlerle ilgili paylaşımları sansürlemesini istediği ortaya çıktı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

ABD Federal Soruşturma Bürosunun (FBI), Twitter'ın eski yönetimine gönderdiği elektronik postalarda, ülkedeki seçimlerle ilgili paylaşılan yanlış bilgilere ilişkin önlem alınmasını istediği talepleri ifşa edildi.
Serbest gazeteci olarak bilinen Matt Taibbi, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, Twitter eski yönetimiyle ilgili ifşaat yayınladı.
İfşaatta, FBI'ın Twitter'a gönderdiği onlarca elektronik posta da yer aldı.
FBI'ın "seçimlerle ilgili yanlış bilgilendirme" yaptığını öne sürdüğü hesapları liste halinde Twitter'a gönderdiği yazışmaların ekran görüntüleri paylaşıldı.
Twitter'ın da bu hesapları geçici veya kalıcı olarak askıya aldığı veya paylaşımları sansürlediği görüldü.
Taibbi, FBI'ın seçimle ilgili paylaşılan yanlış bilgilere ilişkin önlem alınmasını istediği çok sayıda talebi olduğuna dikkati çekti.
Taleplere konu olan bilgilerin bir kısmının az takipçisi olan hesaplardan yapılan şakaları da kapsadığını belirten Taibbi, FBI'ın sosyal medyaya ilişkin birimi olan FTIF'ın 2016'daki seçimlerin hemen öncesinde kurulduğu bilgisini verdi.
Taibbi, istihbarat veya İç Güvenlik Bakanlığı gibi kurumlardaki yetkililerin Twitter'a içerikleri kontrol etmesine yönelik baskı yaptığını ifade etti.
FBI'ın Twitter'a gönderdiği listelerde Aktör Billy (William) Baldwin'in hesabının da olduğu ancak Twitter yönetiminin Baldwin'in hesabına ilişkin herhangi bir işlem yapmaması dikkati çekti.

Twitter'ın hukukçularının iç yazışmalarında FBI izi
Şirketin eski hukuk danışmanlarından Stacia Cardille'ın Eylül 2020'de dönemin Baş Hukuk Müşaviri Vekili Jim Baker'e gönderdiği elektronik postalar da ortaya çıktı.
Yazışmalarda Cardille'ın, Twitter'dan önce Adalet Bakanlığı ve FBI'da görev yapan deneyimli hukukçu Baker'ı şirketin FBI ve İç Güvenlik Bakanlığı gibi kurumlarla olan ilişkisi hakkında bilgilendirmesi yer aldı.
Bu kurumların yetkilileriyle yapılan toplantılara atıfta bulunan Cardille, "Hükümetin gizli veya ilgili bilgileri sosyal medya endüstrisiyle paylaşabilmesine bir engel olup olmadığı açıkça soruldu. FBI, bilgi paylaşımında engeller olmadığına son derece kararlıydı" ifadelerini kullandı.

FBI yetkililerinden sosyal medya yöneticilerine "ürün" iddiası
FBI yetkililerinin sosyal medya yöneticilerine "ürünler" de ilettiğini öne süren Taibbi, bunların "kolluk kuvvetleri ve özel sektör ortakları arasında daha fazla işbirliğine duyulan ihtiyacı vurgulayan İç Güvenlik Bakanlığı bültenleri" olduğunu söyledi.
Bu "ürünlerden" birinin de "İzin verilen Sosyal Medya Platformlarının kötü niyetli Rus etkisini" vurgulayan bir bülten olduğu belirtildi.
"Sansür makinesini inşa etmek için bahane olarak söylenen 2016 Rus müdahalesi hikayesinin her yerde mevcut olması abartılamaz" ifadesini kullanan Taibbi, bunun "11 Eylül'ün güvenlik devletinin genişlemesine nasıl ilham verdiğine benzer olduğunu" kaydetti.
Artan "Aşırılıkçı İç Şiddet Tehdidi" ile ilgili başka bir "ürünün" ise söz konusu tehdidi hafifletmek için "kolluk kuvvetleri ve özel sektör ortakları arasında artan birlikteliği gerekli kılan bilgi boşlukları ve radikalleşmenin bireysel doğasıyla ilgili zorluklara" yönelik olduğu belirtildi.
Söz konusu bültende bu ortaklıkların "aşırılıkçı şiddet tehdidi yanlısı" eğilimlerdeki değişiklikleri saptama yeteneklerini geliştireceği ve potansiyel saldırılara karşı erken uyarı sağlayacağı belirtiliyor.

"Teleporter"
Taibbi, öte yandan FBI yetkililerinin, Twitter çalışanlarının harekete geçmesi için içeriği işaretlemek üzere gizli ve gayriresmi "araçlar"a erişebildiğini iddia etti.
FBI'ın San Francisco Siber Şube Sorumlusu Elvis Chan, Twitter'ın eski yöneticilerinden Yoel Roth'a gönderdiği bir e-postada ise Twitter'ın FBI'dan rapor almasını sağlayan bir platform olan "Teleporter" adlı bir araca atıfta bulunuyor.
Taibbi, eyalet hükümetlerinin içeriği işaretlemesi için bir İç Güvenlik Bakanlığının ortak kuruluşu olan İnternet Güvenliği Merkezi tarafından "İş Ortağı Destek Portalı" adı verilen başka bir gizli ve gayriresmi "aracın" oluşturulduğunu da kaydetti.
Öte yandan Taibbi, buradan çıkarılabilecek sonucun, "Çoğu insanın 'derin devlet' olarak düşündüğü şeyin, gerçekten devlet kurumlarının, özel yüklenicilerin ve (bazen devlet tarafından finanse edilen) STK'lerin karmaşık işbirliği" olduğu değerlendirmesinde bulundu.



Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
TT

Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Florida’dan Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti’nin faaliyetlerine son verdi.  

New York Times (NYT), Trump yönetiminin cumartesi günü gönderdiği bir e-postayla 40 yıllık Radyo Marti’nin faaliyetlerinin sonlandırılacağını duyurduğunu aktarıyor.

ABD’de yaşayan ve 2021’de Küba’da patlak veren protestoları destekleyen Ramon Saul Sanchez, bu haberin radyo çalışanlarının kendisiyle söyleşi yapmayı planladığı sırada geldiğini belirtiyor:

Kafaları çok karışmıştı. Bana ‘İşimize son verildiğini öğrendik. Gitmemiz gerekiyor’ dediler.

Trump, başta Amerika’nın Sesi (VOA) olmak üzere federal hükümet tarafından finanse edilen bazı medya kuruluşlarında bütçe ve personel sayısının azaltılması kararını vermişti.

Kararda, VOA, Özgür Avrupa ve Asya Radyosu’yla Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti'ye ev sahipliği yapan ABD Küresel Medya Ajansı'nın fonksiyonlarının minimum seviyeye çekilmesi yönünde talimatlar yer almıştı.

VOA çalışanları ve bazı medya örgütleri, “hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle kararı mahkemeye taşımıştı.

ABD Kongresi’ndeki Küba kökenli üç siyasetçiden biri olan Mario Diaz-Balart, Trump’la görüşerek radyonun faaliyetlerinin yeniden başlamasını talep edeceğini belirtiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise “durumun karmaşık ve değişken olduğunu” bildiriyor. Trump’ın atadığı Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Küba kökenli. Cumhuriyetçi liderin Latin Amerika Özel Temsilcisi Mauricio Claver-Carone sınırlı da olsa radyonun faaliyetlerini sürdüreceğini düşündüğünü ifade ediyor.

Radyo, 1983’te dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından kurulmuştu. Fidel Castro ve Küba Komünist Partisi karşıtı lobicilik faaliyetleriyle tanınan Küba kökenli iş insanı Jorge Mas Canosa’nın talebiyle hayata geçirilen radyo, Soğuk Savaş’ta adaya sansürsüz yayın yapmayı hedefliyordu.

NYT, Trump’ın bu kararla “Castro kardeşlerin 40 yıldır yapamadığını tek hamlede gerçekleştirdiğini” yazıyor.

Diğer yandan Radyo Marti, Soğuk Savaş'tan kalma modası geçmiş bir yayın kuruluşu olarak da görülüyordu. Radyoyu eleştirenler, Küba’daki komünist yönetim hakkında tek taraflı yayınlar yapıldığına dikkat çekiyor. Radyo, defalarca Kongre raporlarına konu olan yolsuzluk skandallarına da karışmıştı. Kuruluşa bağlı televizyon kanalı TV Marti ise Küba’da o kadar sık engellendi ki adada “Görünmeyen TV” diye adlandırılıyor.

ABD'nin Küba'ya yönelik ambargoları ilk kez 1960'da başlatıldı ve ilerleyen yıllarda kapsamı daha da genişletildi. Öte yandan ABD'nin Küba'ya yönelik ambargosunu kaldırmasına dair karar tasarısı 2012'den bu yana her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) kabul ediliyor. Fakat bağlayıcılığı bulunmayan BMGK kararı sadece tavsiye niteliği taşıyor ve uluslararası toplumun tutumunu gösteriyor.

Independent Türkçe, New York Times, El Pais