Mısır’dan Nil Havzası ülkelerinde kalkınmayı destekleme taahhüdün

Tanzanya’nın Julius Barajı’nın gölünün doldurulmasının ilk etabı başlatıldı.

Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, Mısırlı bakanların da katılımıyla Julius Barajı projesinin ilk dolum etabının açılışını yaptı.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, Mısırlı bakanların da katılımıyla Julius Barajı projesinin ilk dolum etabının açılışını yaptı.
TT

Mısır’dan Nil Havzası ülkelerinde kalkınmayı destekleme taahhüdün

Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, Mısırlı bakanların da katılımıyla Julius Barajı projesinin ilk dolum etabının açılışını yaptı.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, Mısırlı bakanların da katılımıyla Julius Barajı projesinin ilk dolum etabının açılışını yaptı.

Mısır, Nil Havzası ülkeleri arasındaki kalkınma programlarını ve projelerini destekleme taahhüdünü vurgularken Havza ülkeleri arasındaki iş birliğinin ancak ‘siyasi irade bulunduğu taktirde mümkün ve etkili’ olacağını belirtti. Mısırlı şirketlerden oluşan bir şirketler birliği tarafından Tanzanya’daki Rufiji Nehri üzerinde inşa edilen Julius Nyerere Barajı’nın ilk etabının açılış töreni perşembe günü yapıldı. Törene, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve Mısır İskan ve Kamu Hizmetleri Bakanı Asım el-Cezzar katıldı.
Tanzanya, Nil Havzasının 11 ülkesinden biri. Kahire söz konusu projeyi, Etiyopya’nın Mısır’ı havza ülkelerindeki kalkınma projelerini engellemekle suçlamasına yanıt olarak sunuyor. Kahire yönetimi, Mısır ve Etiyopya arasında, Addis Ababa’nın 2011’den bu yana Nil’in ana kolu üzerine inşa ettiği Nahda Barajı konusundaki anlaşmazlıklarda, barajın sudaki payını tehdit ettiğini savunuyor.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan’ın da katıldığı törende, Mısır Dışişleri Bakanı Şukri şu açıklamada bulundu:
“Mısırlı ve Tanzanyalı ekipler tarafından gururla inşa edilen dev proje, Afrika ülkelerinin, yapıcı bölgesel iş birliğini teşvik ederek halklar için kalkınma açısından neler başarabileceğinin canlı bir örneğini sunuyor. Bu aynı zamanda Mısır’ın Nil Havzası ülkelerindeki kalkınma programlarını ve projelerini destekleme taahhüdünü yansıtıyor.
Bakan ayrıca ‘Nil Havzası ülkeleri arasındaki iş birliğinin siyasi irade olduğu takdirde mümkün ve etkili olduğunu’ söyledi.
Mısırlı Bakan’a göre proje Tanzanya’nın kalkınmasına önemli bir katkıda bulunuyor ve stratejik düzeyde ortak iş birliğinde bir büyük bir sıçramayı temsil ediyor. Bakan projeyi ‘son yıllarda bir dizi Afrika ülkesinde altyapı alanında büyük projelerin uygulanmasında, Mısır şirketlerinin artan potansiyel ve yeteneklerinin gelişiminin pratik kanıtı’ olarak değerlendirdi.
İki ülkenin yetkilileri, Julius Barajı’nın çalışmaların büyük bölümünün tamamlanmasını ve su depolama sürecinin başlatılmasını kutladı. Şukri bunu, 2024’te beklenen enerji üretiminin başlangıcına yönelik ‘kritik bir nokta’ olarak nitelendirdi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı, Rufiji Nehri’ndeki derivasyon tünelinin kapatılacağını belirtti. Bu, birçok kaynak ve yan kol hariç 158 bin km2’ye ulaşan bir alan üzerinde maksimum 34 milyar m3 kapasiteli yeni bir rezervuar oluşturarak, nehrin yıllık yaklaşık 27,9 milyar m3’e aşan fazla su akışının barajın arkasında tutulmasının ardından, suyun projenin ana barajının alt kapılarından doğal akışına döneceğine yönelik bir sinyal oldu.
Mısır Arap Müteahhitler Birliği ve Elsewedy Electric tarafından hayata geçirilen proje, Tanzanya elektrik şebekesinin kapasitesini iki katına çıkarmayı hedefliyor. Proje, Rufiji Nehri’ndeki Stiegler Kanyonu’nda inşa edilen Julius Barajı ve Hidroelektrik Üretim Santrali’nin tasarımını ve uygulamasını içeriyor. Baraj, çoğu çocuk olmak üzere binlerce kişinin ölümüne ve kaybolmasına yol açan sellerin kontrol altına alınmasını sağlayacak, sıtma gibi ciddi hastalıkların yayılmasının ana nedeni olan mevsimsel bataklıkların oluşumunu azaltacak, ayrıca tarım ve nehir balıkçılığı faaliyetleri için gerekli suyu sağlayarak sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak.
Baraj ana gövdesinin yapım çalışmaları ekim ayında tamamlandı. Baraj yaklaşık 20 bin metrekarelik bir taban üzerinde, deniz seviyesinden 190 metreye yükseğe ulaşıyor. Barajın zirve noktası ise bin 33 metreye kadar varıyor. Bu hafta ayrıca barajda yılda en az 6,3 milyar kilovatsaat düşük maliyetli elektrik enerjisi üretecek olan 9 dev türbin de kuruldu.
Aralık 2018’de imzalanan sözleşmeye göre proje maliyetinin 2,9 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Yaklaşık 17 milyon Tanzanyalı ailenin elektriktik tüketimini karşılayacak olan proje, yıllık 6,3 milyar kilovatsaat enerji üretmek amacıyla 2 bin 115 megavat kapasiteli bir baraj ve bir hidroelektrik santral inşa edilmesini de kapsıyor.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.