Tantora Kış Festivali lezzet severleri ağırlıyor

‘Al-Ula Lezzetleri’ kapsamında yemek pişirme konusunda birçok etkinlik düzenleniyor.
‘Al-Ula Lezzetleri’ kapsamında yemek pişirme konusunda birçok etkinlik düzenleniyor.
TT

Tantora Kış Festivali lezzet severleri ağırlıyor

‘Al-Ula Lezzetleri’ kapsamında yemek pişirme konusunda birçok etkinlik düzenleniyor.
‘Al-Ula Lezzetleri’ kapsamında yemek pişirme konusunda birçok etkinlik düzenleniyor.

Tantora Kış Festivali’nde düzenlenen ‘Al-Ula Lezzetleri’ etkinliği kapsamında bir grup ünlü şefin gözetiminde profesyonel aşçılık dersleri veriyor. Suudi Arabistan'a ve bölgeye has geleneksel yemekler ve ürünler sunuluyor. Ayrıca zengin ve farklı bir deneyim sağlayan lezzet büfeleri kurularak eğlenceli aktiviteler gerçekleştiriliyor.
Festival, aşçılık mesleğinin sırlarının yanı sıra turunçgiller ve hurma gibi Al- Ula ürünlerini içeren ve şefler tarafından kullanılan malzemeler hakkında daha fazla bilgi edinmek için eşsiz bir fırsat sunuyor.
Al-Ula Lezzetleri, kumda yemek pişirme derslerinden Moringa bitkisinin özellikleri ve yararları ile demir, kalsiyum ve antioksidanlar açısından zengin bu yerel organik mahsulün nasıl kullanılacağına dair eğitim derslerine kadar yeni beceriler kazanmak için birçok atölye çalışması sunuyor.
Festival, farklı yaş gruplarına suşi hazırlama sanatını, yemek koordinasyonu ve sunumunu, yenilebilir çatal bıçak takımı üretimini ve meyveleri süslemeyi öğretmek için profesyonel dersler veriyor. Festival kapsamında gıdanın başta sanat eserleri olmak üzere çeşitli faaliyetlerde gıda kullanımıyla ilgili de dersler veriliyor.


Etkinlikte uluslararası ve yerel lezzetler öne çıkıyor.

Kayo Sweets Bakery ve Café Kala'nın kurucu ortağı Şef Kerim Burji, festivalin ilk hafta sonu boyunca ziyaretçilere yemekleri çekici, sanatsal şekilde dekore etmenin önemini öğretmek için oturumlar düzenleyecek ve bir de sürpriz yarışma sunacak.
Festivalde ayrıca Ömer el-Vatban, Eric el-Şerif, Semira Sadık, Gufran er-Ramihi ve Erva Ali gibi yemek pişirme dünyasındaki yaratıcılıklarını ve bilgilerini ziyaretçilerle paylaşacak bir grup yerel şef de hünerlerin sergileyecek.
Ömer el-Vatban, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘yemek pişirme dünyasına sosyal medya aracılığıyla girmeye başladığını, halen dünyanın dört bir yanından takipçileri ile tariflerini paylaştığını ve onları farklı Suudi yemekleriyle tanıştırdığını’ belirtti. Ayrıca Al-Ula Lezzetleri’ne katılmasının, artık çeşitli hurma türlerini yemeklerinde kullandığı için şehirde bulunan tarifler ve ürünler hakkında daha fazla bilgi sahibi olmasına yardımcı olduğunu vurguladı.
El-Vatban, turistlerin Al-Ula'da buldukları yeni lezzetleri tatmaktan büyük keyif aldıklarını ve burada yetişen bazı malzemelerin kullanıldığı dünyaca ünlü yemekleri görünce mutlu olduklarını kaydetti.
Diğer özel etkinlikler arasında ziyaretçilerin kutudaki yiyecekleri görmeden, sadece tat ve koku yoluyla ne olduklarını bulmaya çalıştıkları yarışma da yer alıyor. Festivale ayrılan ve tarihi bir ağacın da bulunduğu alanda ziyaretçilerin özel ve eşsiz tariflerini sunduğu bir eğlence platformu da bulunuyor. Ayrıca festivalde çocukların masayı meyvelerle süslemek ve sağlıklı sebze ve meyve tarifleri ile ilgili diğer etkileşimli oyunlar oynamak gibi birçok benzersiz deneyimin tadını çıkarmalarına olanak tanıyan alanlar da var.
Festival ile Al-Ula'nın zengin yerel ürün çeşitliliği kutlanıyor. Katılımcılara Arap ve Asya krepleri, boba fasulyeli sütlü çay, organik lezzetler ve lezzetli sebze ruloları gibi ürünler sunan birçok stant sergileniyor.
Al-Ula Lezzetleri’nde çocuklar için kuruyemişlerle süsleme sanatını öğrenmelerini sağlayan oyun ve eğlence platformu ve X-O gibi yenilebilir oyunlar yaparak katılımcılarla etkileşim içinde düzenlenen aile etkinlikleri de bulunuyor. Ayrıca çocuklara yönelik Gülen Sandviçler, Kurabiye Canavarı ve Kahraman Sos gibi atölyeler de düzenleniyor. Bu tür etkinlikler, gençlerin mutfak becerilerini geliştirmek ve onları yemek dünyasının eğlenceli yüzüyle tanıştırmak için yeşiz bir fırsat olarak gösteriliyor.
Tantora Kış Festivali konserler, dünyaca ünlü restoranlar, lüks giyim mağazaları, Al-Ula Narenciye Festivali gibi çeşitli kültürel ve müzikal etkinlikler sunuyor.



Aşırı işlenmiş gıdalar tüketmenin Parkinson'la ilişkisi tespit edildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Aşırı işlenmiş gıdalar tüketmenin Parkinson'la ilişkisi tespit edildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre aşırı işlenmiş gıdaları düzenli tüketen kişilerde Parkinson hastalığının erken belirtilerinin görülme riski, tüketmeyenlere göre daha yüksek olabilir.

Aşırı işlenmiş gıdalar arasında koruyucu maddeler, yapay renklendirici ve tatlandırıcıların yanı sıra emülgatör gibi katkı maddeleri içeren, seri üretilen ekmek, cips, tahıl gevrekleri ve gazlı içecekler var.

Daha önceki araştırmalarda, aşırı işlenmiş gıdaların sık tüketilmesinin obezite, kalp hastalığı, kanser ve erken ölüm gibi sağlık sorunlarıyla bağlantılı olduğu tespit edilmişti.

Hakemli dergi Neurology'de yayımlanan bir araştırma, aşırı işlenmiş gıdaları düzenli olarak tüketmenin, Parkinson hastalığının erken belirtileriyle güçlü bir bağlantısı olduğunu ortaya koydu. Bunlar daha sonra titreme ve hareket yavaşlaması gibi daha ciddi semptomlara dönüşebiliyor.

Çin'deki Fudan Üniversitesi'nden araştırmanın yazarı Xiang Gao, "Araştırmamız, şekerli gazlı içecekler ve paketlenmiş abur cuburlar gibi işlenmiş gıdaları çok fazla tüketmenin, Parkinson hastalığının erken belirtilerini hızlandırabileceğini gösteriyor" diyor.

Sağlıklı beslenme, nörodejeneratif hastalık riskinin azalmasıyla ilişkilendirildiğinden kritik önemde ve bugün yaptığımız beslenme seçimleri gelecekte beyin sağlığımızı önemli ölçüde etkileyebilir.

Çalışmada, öncesinde Parkinson hastalığına yakalanmamış ve ortalama yaşları 48 olan 43 bin kişi incelendi. Düzenli anketler ve tıbbi muayenelerle katılımcıların sağlık durumu 26 yıl boyunca takip edildi.

Araştırmacılar, katılımcılarda Parkinson hastalığının erken belirtileri olup olmadığını belirlemek için uyku davranışları, kabızlık, depresif belirtiler, vücut ağrısı, renk görme bozukluğu, gündüz aşırı uykulu hissetme ve koku alma yeteneğinde azalma gibi faktörleri inceledi.

Ayrıca katılımcılardan her iki ila 4 yılda bir, neyi ve ne sıklıkla yediklerini ayrıntılı bir şekilde yazdıkları bir beslenme günlüğü tutmalarını istediler.

Araştırmacılar, her bir kişinin günde ortalama ne kadar aşırı işlenmiş gıda tükettiğini hesapladı ve bunları ne kadar yediklerine dayanarak katılımcıları 5 kategoriye ayırdı.

İlk grup, günde ortalama 11 veya daha fazla porsiyon aşırı işlenmiş gıda tüketirken, en alttaki kategoridekiler günde üç porsiyondan az tüketiyordu.

Araştırmacılar ilk grubun Parkinson hastalığının en az üç erken belirtisini gösterme olasılığının, günde üç porsiyondan az tüketenlere kıyasla 2,5 kat daha yüksek olduğunu buldu.

Bu sonuç, yaş, fiziksel aktivite ve sigara kullanımı gibi faktörler hesaba katılarak elde edildi.

Araştırmacılar ayrıca aşırı işlenmiş gıdaların daha fazla tüketilmesinin, kabızlık hariç neredeyse tüm semptomların görülme riskinin artmasıyla güçlü bir bağlantısı olduğunu saptadı. Dr. Gao, "İşlenmiş gıdaları daha az, tam ve besleyici gıdaları daha fazla tüketmeyi tercih etmek, beyin sağlığını korumada iyi bir strateji olabilir" diyor.

Çalışmanın bir sınırlamasına değinen araştırmacılar, katılımcıların aşırı işlenmiş gıdaları tüketme miktarlarını kendilerinin bildirdiğini ve ne kadar yediklerini doğru bir şekilde hatırlamayabileceklerini belirtiyor.

Dr. Gao şu ifadeleri kullanıyor:

İşlenmiş gıdaların daha az tüketilmesinin Parkinson hastalığının en erken belirtilerini yavaşlatabileceği bulgumuzu doğrulamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.

Independent Türkçe