Romanya'da hakim karşısına çıkan Andrew Tate, mahkemeye Kuran getirdi

Kardeşi Tristan'a kelepçelenmiş 36 yaşındaki Tate, dini metni tutarken görüldü

Polis memurları, Andrew Tate (ortada) ve kardeşi Tristan'ı (sağda) Romanya'nın Bükreş kentindeki Temyiz Mahkemesi'ne getirdi (AP)
Polis memurları, Andrew Tate (ortada) ve kardeşi Tristan'ı (sağda) Romanya'nın Bükreş kentindeki Temyiz Mahkemesi'ne getirdi (AP)
TT

Romanya'da hakim karşısına çıkan Andrew Tate, mahkemeye Kuran getirdi

Polis memurları, Andrew Tate (ortada) ve kardeşi Tristan'ı (sağda) Romanya'nın Bükreş kentindeki Temyiz Mahkemesi'ne getirdi (AP)
Polis memurları, Andrew Tate (ortada) ve kardeşi Tristan'ı (sağda) Romanya'nın Bükreş kentindeki Temyiz Mahkemesi'ne getirdi (AP)

Andrew Tate dün Romanya'daki mahkemeye gelirken elinde Kuran'ın bir kopyası vardı.
Organize suç örgütünün parçası olmak, insan kaçakçılığı ve tecavüz suçlarıyla yargılanan sosyal medya fenomeni, tutukluluk süresinin 30 güne uzatılması kararına itiraz etmek üzere duruşmaya katıldı.
Dün sabah Bükreş'teki adliye binasına kardeşi Tristan'a kelepçelenmiş halde giren 36 yaşındaki Tate, dini metni tutarken görüldü.
29 Aralık'ta Tate, başkent Bükreş'in kuzeyinde, kendisi gibi yargılanan kardeşi Tristan'la birlikte gözaltına alınmıştı. İki Romanyalı şüpheli de gözaltında bulunuyor.
Tate, geçen yıl ekimde İslam'a geçtiğini açıklamıştı. Gettr'deki bir paylaşımında, "İşte bu yüzden Müslüman oldum. İyiliğe inanan ve kötülüğe karşı gerçek savaşı anlayan her Hıristiyan din değiştirmeli. 'Sabret, Bil ki Allah'ın vaadi GERÇEKTİR' Kuran 30:60" demişti.
Din değiştirmeden önce Ortodoks Hıristiyan olan Tate, 2017'den beri yaşadığı Romanya'daki kiliseye sürekli büyük miktarlarda para veriyordu.
Daha önce İslam'ı öven Tate, İslam'ın, "erkeklerin şu anda karşı karşıya olduğu pek çok sorunu çözdüğünü" ve "Müslümanların inançlarını savunacak ve dalga geçilmeyi kabul etmeyecek tek toplum olduğunu" söylemişti.
Tate, "Bugün dünyanın en iyi ülkelerinden bazıları birinci dünya Müslüman ülkeleridir. Katar'a gidip kucağınızda bir milyon dolarla sokak ortasında uyuyakalabilirsiniz, başınıza hiçbir şey gelmez. Suudi Arabistan'a gidebilirsiniz, başınıza hiçbir şey gelmez; Dubai'ye gidebilirsiniz, başınıza hiçbir şey gelmez." diye eklemişti.
The Independent'a yazan, yazar Hafsa Lodi, bazı Müslüman erkekler, din değiştirmesinden bu yana sosyal medya fenomenini takip etmeye başlasa da onun "kadın düşmanı duygularından" habersiz olduklarını ifade etti.
Lodi, Tate'in benimsediği İslam yorumunun "kendisinin uygulamaya ve temsil etmeye çalıştığı yorum olmadığını" belirtti.
Hafsa Lodi, "Benim dinim zaten aşırı muhafazakarların ataerkil yorumlamaları nedeniyle yoğun bir şekilde inceleniyor ve ihtiyaç duyduğu son şey, sesi çok çıkan bir kadın düşmanının ona bağlılığını ilan etmesiydi. Dürüst olmak gerekirse bu bir utanç kaynağı; kutlanacak ya da övünülecek değil, örtbas edilecek bir şey" diye ekledi.

 



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.


Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
TT

Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)

Downing Street sözcüsü dün akşam yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü söyledi.

Açıklamada, “Gazze'deki durumu değerlendiren iki lider, son gelişmelerden duydukları derin endişeyi dile getirdiler ve barış sürecinin yeniden başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldılar” ifadeleri yer aldı.

İki lider, Ukrayna'daki durumla ilgili olarak anlamlı barış görüşmelerinin sağlanması için Rusya'nın 30 günlük ateşkese uyması gerektiğini vurguladı.

df
Ukrayna'nın Sumi bölgesinde Rusya sınırında askeri bir aracın yanında duran Ukraynalı askerler,  16 Ağustos 2024 (Reuters)

 


Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.