Cidde’de ilk İslam Sanatları Bienali: Tarihsel Miras gelecekle kucaklaşıyor

Bienal Direktörü el-Hüseyni Şarku’l Avsat’a konuştu: “Müslüman sanatçının deneyimleriyle ilgileniyoruz ve sergiyi duygusal bir şekilde sunuyoruz” dedi

Altın Kûfî Mushaf Bienal'de sergilenecek
Altın Kûfî Mushaf Bienal'de sergilenecek
TT

Cidde’de ilk İslam Sanatları Bienali: Tarihsel Miras gelecekle kucaklaşıyor

Altın Kûfî Mushaf Bienal'de sergilenecek
Altın Kûfî Mushaf Bienal'de sergilenecek

İslam sanatına ilgi duyanların gözleri bugünlerde İslam Sanatları Bienali’nin lansmanına hazırlanan Cidde şehrine çevrildi. Bienal, İslam medeniyetinin eski tarihi mirasını sanatsal bir şekilde kutlayan; çağdaş sanatı nadir koleksiyon parçaları, el yazmaları ve benzersiz parçalarla birleştiren ve dünyada bu alanda düzenlenen ilk etkinlik.
İslam Sanatları Bienali Direktörü Feride el-Hüseyni, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda bu küresel etkinliğin hazırlıkları hakkında detaylı bilgi verdi. Röportajın ilk sorusu, Bienal’in bir araya getirdiği İslam sanatlarının mahiyetiyle ilgiliydi. El-Hüseynî bu soruya şöyle yanıt verdi: “Farklı görüşlerin ve sanatsal akımların ifade edildiği bir platform olma arzumuz nedeniyle tek bir İslam sanatı kavramı tanımlamaktan uzak durmayı tercih ettik. Çalışma ekibi ve küratörler aracılığıyla fikir ve kavramları değiştirmek, geliştirmek için çalışıyoruz. Kavramı tanımlamaya veya özetlemeye çalışmadık, bunun yerine küratörlerin algıladıkları şekilde, Suudi Arabistan Krallığı'ndaki Müslümanları birbirine bağlayan ve tüm İslam toplumları arasında bulunan ortak özellikleri göstermeye odaklandık. Çünkü Bienal'in hedeflerinden biri de Suudi Arabistan ile İslam ülkelerinden ve dünyanın her yerinden Müslümanlar arasındaki bağları güçlendirmek.”


Feride el-Hüseynî- Yakında Sergilenecek Bir Eser (İslam Sanatları Bienali)

Hüseyni açıklamasına şöyle devam etti: “İslam sanatının anlamını veya temel konseptini tanımlamaktan çok, Müslüman sanatçının deneyimiyle ilgileniyoruz.” Bienal Direktörü, bu konunun akademik bağlamda ve diğer çeşitli alanlarda sıklıkla tartışıldığını, ancak küratör ekibin, İslam Sanatları Bienali’ne bakışının, “dünyanın dört bir yanından Müslümanları bir araya getiren manevi yön yanında, İslam'ın beşinci şartı olan ibadet ve hacca odaklanma eğiliminde” olduğunu kaydetti. Bu manevi yön ve ibadet ikilisi, Bienal’in neyi göstereceğini de ortaya koyuyor.
İslam Sanatları Bienali'nde ziyaretçilerin dikkatini çekmesi beklenen husus; Bienal’in, çağdaş sanat ve tarihi eserler arasındaki birleşme ve farklı bir sanatsal meydan okuma oluşu. Bu noktada el-Hüseynî, “Geçmişle bugünü ilişkilendirmeye çalışıyoruz ve geleceği de iple çekiyoruz” diyor. Bienal’in direktörü, “Suudi Arabistan'da, yeteneklerini geliştirmek isteyen ve bu bağlamda kendilerine fırsatlar sağlanmasını bekleyen büyük bir sanatçı ve zanaatkar tabanın yanı sıra dünyanın her yerinden zanaatkar ve sanatçılar bulunduğunu” belirtiyor.

Eser bolluğu
İslam Sanatları Bienali'nde sergilenmesi beklenen eser bolluğu hakkında el-Hüseynî, dünyanın farklı ülkelerinden 50'den fazla sanatçının Bienal’e katıldığını ve bu sayının yalnızca çağdaş sanat alanındaki katılımı ifade ettiğini söyledi. Tarihi sanat eserlerine gelince, İki Kutsal Cami Genel İşleri Başkanlığı ve Kral Fahd Ulusal Kütüphanesi gibi prestijli yerel kurumlar yanında, Özbekistan, Tunus, Yunanistan, Azerbaycan gibi birçok ülkeden büyük kurumlar “ödünç sistemi”ne katılıyor. El-Hüseynî, bu büyük katılımlarla ilgili şunları söyledi: "İslam sanatlarını araştırma, inceleme ve koruma konusunda zengin bir geçmişe sahip harika kurumları ve hala bu alanlarda çalışan zanaatkârları bir araya getirdik."

Bienal’de yenilikler
Dünyanın dört bir yanında çok sayıda İslam sanatları sergisi düzenlenirken, "İslam Sanatları Bienali'ndeki yenilikler nelerdir?" sorusuna el-Hüseynî, kendinden emin bir şekilde şöyle yanıt verdi: “Sergileri her zamanki gibi formüle etmeye çalışmadık, bunun yerine daha duygusal bir şekilde formüle etmeye çalıştık. Müslümanın imanının, ibadetinin ve iç duygusunun önemi ve İslam dininin içerdiği manevi ilişkinin güzelliği ve ibadetlerin ortak yönlerinin sanatçıların eserleri aracılığıyla ifade edilebilmesi için böyle bir yol seçtik.”
El-Hüseynî açıklamalarına şöyle devam etti: “İslam Sanatları Bienali için en uygun mekânı seçmemiz uzun zaman aldı. Sonunda eşsiz bir yer olan Hacılar Salonu’nu seçtik. Burada oldukça geniş bir alanımız var. Burası, dünyanın her yerinden, hac veya umre yapmak isteyen tüm Müslümanların ağırlanması için giriş kapısı niteliğinde bir yer. Bu itibarla, tüm Müslümanlar için, Hacı Salonu’nun önemi ile karşılaştırılabilecek bir yerde herhangi bir sergi veya sanatsal etkinlik düzenlenebileceğini düşünmüyorum.”
Bienal’in Direktörü röportajında şu ifadelere yer verdi: “Cidde, dünyanın farklı ülkelerinden umre için gelen tüm ziyaretçileri ve hacıları karşılamak gibi önemli ve tarihsel bir role sahip. Bu rol, şehrin tarihi durumunu ve Mekke’de bulunan Kâbe’yi ziyaret etmek için bir araya gelen birçok halk ve kültür arasında bir temas noktası olduğunu göstermekte ve bu açıdan şehrin değeri artmaktadır.”
Öte yandan çoğu İslami serginin, konularıyla doğrudan ilgili olmayan müzelerde veya binalarda düzenlendiği bir gerçek. Bu husus, İslam Sanatları Bienali organizatörlerinin, yaklaşık 70 bin metrekaresinde serginin kurulacağı tahmin edilen toplam 100 bin metrekarelik Hacılar Salonu’nda yapılacak bu etkinliğin benzersizliğini vurgulamak için dayandıkları farklı bir nokta.

El Yazmaları ve Nadir Parçalar
Hüseynî, Bienal’in detayları hakkında şunları söyledi: “Mekke ve Medine’den eserlerin sergilendiği galerilere ek olarak 5 salonumuz var. Ayrıca, hacılar salonunun gölgelikleri altında, bir grup sanat eserinin yer aldığı, güzel bir açık alan da var. Burada, mekan açısından farklılıktan ve sanat eserinin çeşitliliğinden bahsediyoruz. Bienal’de ayrıca, akustik, görsel çalışmalar, sanatsal deneyler ve çeşitli çağdaş sanat şaheserleri ve tarihi eserler yer alıyor.”
El-Hüseynî, bu bienalin çeşitli türlerde el yazmaları, Kuran-ı Kerimler, ahşap ve metal eserler içerdiğine dikkat çekti. Bienal’de, dünyadaki çeşitli müzeler arasında dağıtıldığı için yan yana hiç gösterilmemiş eserlerin yanı sıra dünyada hiç sergilenmemiş eserler de var.
Direktör, “İslam tarihi açısından dünyanın en eski eserlerinden biri olan ve sahabe Abdullah bin Zübeyr (Allah ondan razı olsun) dönemine kadar uzanan Kabe'nin içindeki direklerden biri de salonların birinde sergilenecek. Ayrıca, Hz. Muhammed dönemine çok yakın bir zamana tarihlenen Kur’ân-ı Kerîm mushaflarından biri de Bienal’de yerini alacak. Böylece ziyaretçiye tarihi ve çağdaş yönleri birleştiren bütünleşik bir resim sunulacak.
Bu el yazmaları, Vakıf Kütüphane Külliyesi ve İki Kutsal Cami Genel İşleri Başkanlığı’ndan getirilen Kur’an-ı Kerim yazmaları. El yazmaları arasında, Ulusal Müze'nin getirdiği nadide eserlerden biri olan tamamen altından yazılmış bir Mushaf da yer alıyor. Toplam eser ve parça sayısı sorulduğunda el-Hüseynî, "Ana sergide yaklaşık 250 parçamız var ve ana serginin yanında bir de ‘yörünge’ sergimiz var."
“Ziyaretçinin ana sergide/ ilk evde" ne göreceği” sorulduğunda El-Hüseynî buranın, Mekke ve Medine salonları yanında 4 salonu içerdiğini, ayrıca burada çağdaş sanat eserlerinin yer aldığını ve bu sergide eser ve yapıtları seçenin ve temayı zenginleştirenin küratörler olduğunu kaydetti.
Ayrıca, özel bir salonu olan ‘yörünge’ sergisi de bulunuyor. Burada, Bienalin her yeni edisyonunda, sahip oldukları en önemli eser ve koleksiyonları sergileyen kültür enstitüleri ve merkezleri ile iş birliği içinde düzenlenen, özel bir salon var. Dünyanın dört bir yanından ve 8 farklı ülkenin kurumlarından gelen eserlerden oluşan bir koleksiyonun yer aldığı “yörünge”, İslam sanatları ile ilgili kurumlardan gelen katılımcıların aralarındaki ilişkinin güçlendirilmesine katkıda bulunuyor. Feride el-Hüseynî, deneyimli ekibini övmeyi de unutmayarak şunları söyledi: “Ekibimizde tamamı Suudi olan ve hepsi son derece kalifiye ve kendi alanlarında uzman genç erkekler ve kadınlar var. Bunun yanında dünyanın her yerinden işbirliği yaptığımız bir ekibimiz de var.” El-Hüseynî, yaklaşık bir yıl süren tasarım, içerik ve hazırlık çalışmaları hakkında daha fazla ayrıntı verdi.
İslam Sanatları Bienali'nin ilk direktörü olarak kişisel deneyimi hakkında “Seçimimden memnunum çünkü alanım İslam sanatıyla ilgili” diyen el-Hüseynî, “bu bienalin öneminin çok iyi farkındayım çünkü temel fikri tamamen farklı, ayrıca dünyanın dört bir yanından İslam sanatına ilgi duyan insanları bir araya getiriyor. İslâmî mirasımızı dünya çapında bilinir bir düzeye getirmek bizim için önemli” açıklamasında bulundu.



Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)
TT

Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)

Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.


Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)
TT

Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)

Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.


Infantino, Şarku’l Avsat'a konuştu: Dünya, Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası'nı keyifle izleyecek

TT

Infantino, Şarku’l Avsat'a konuştu: Dünya, Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası'nı keyifle izleyecek

Infantino, Şarku’l Avsat'a konuştu: Dünya, Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası'nı keyifle izleyecek

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan’ın küresel futbol sahnesinde önemli bir merkez hâline geldiğini söyledi. Son yıllarda yaşanan farklı ve hızlı dönüşümün, uluslararası düzeyde etkili bir varlık ortaya çıkardığını belirten Infantino, Suudi Arabistan'da dünyanın önde gelen futbol yıldızlarını bünyesinde barındıran küresel nitelikte bir yerel lig oluştuğunu ifade etti. Infantino, söz konusu ligin dünyadaki en iyi üç lig arasına girme yolunda ilerlediğini kaydetti.

zxcvf
FIFA Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan liginin dünyanın en iyi üç liginden biri olma yolunda ilerlediğini iddia etti. (Şarku’l Avsat)

Infantino, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Suudi Arabistan Milli Takımı’nın 2022 Dünya Kupası’nda Arjantin karşısında elde ettiği çarpıcı sürprizin ardından, 2026 Dünya Kupası’nda da İspanya karşısında benzer bir başarıyı tekrarlayabilecek kapasiteye sahip olduğunu söyledi. Infantino, Suudi futbolunun yalnızca A Milli Takım düzeyinde değil, alt yaş grupları seviyesinde de dikkat çekici bir gelişim gösterdiğini vurguladı. Aynı zamanda ülkedeki kadın futbolunun da, son yıllarda futbol otoritelerinin bu alana verdiği ilgi sayesinde daha güçlü bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu ifade etti.

Öte yandan Infantino, Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olmasının kendisine kişisel bir mutluluk verdiğini belirterek, Suudi Arabistan’ın misafirperver bir ülke olduğunu, köklü bir kültüre, zengin bir mutfağa ve özgün bir halka sahip bulunduğunu, tüm bu unsurların büyük futbol organizasyonunun başarısına katkı sağlayacağını dile getirdi.

fvg
FIFA Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan milli takımının Dünya Kupası'ndaki sürprizlerini tekrarlayabilecek kapasitede olduğunu söyledi. (Şarku’l Avsat)

* Son yıllarda Suudi Arabistan'daki spor hareketinin, özellikle Ronaldo ve Benzema gibi büyük yıldızların transferiyle birlikte, küresel futbol haritası üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bugün Suudi Arabistan, Cristiano Ronaldo ve daha birçok yıldızın varlığıyla modern futbolun güçlü bir merkezi haline geldi. Ancak sadece yıldız transferlerini değil, yerel futbolun ve Suudi Arabistan Milli Takımı’nın gücünü de unutmamak gerekiyor. Son Dünya Kupası’nda Arjantin’e karşı alınan zafer de bunun önemli bir göstergesi. Tüm bunlar, Suudi Arabistan’ı küresel futbol arenasında etkili bir güç haline getirdi ve bu son derece olumlu bir gelişme. Dünyanın her yerinde futbola ihtiyaç var ve ben Suudi futbolunun büyümeye devam etmesini, her geçen gün daha da iyi hale gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum.

df
Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası, tüm dünyanın konuşacağı bir turnuva olacak. (Şarku’l Avsat)

* Sizce Suudi Arabistan Milli Takımı, 2026 Dünya Kupası'nda elde ettiği başarıyı İspanya'ya karşı tekrarlayabilecek mi?

Bu gerçekten ilginç bir soru. Bence her şey mümkün. Elbette grup zorlu, ancak Suudi Arabistan, herhangi bir rakibi yenebileceğini gösterdi. Bu nedenle taraftarlar, oldukça heyecanlı ve çekişmeli bir mücadele izlemeyi bekleyebilir.

* Suudi Arabistan Ligi'ni bugün dünya genelindeki en iyi liglerle kıyasladığınızda hangi seviyede görüyorsunuz?

Bugün geldiğimiz nokta, Suudi Arabistan Ligi’nin dünyanın en iyi üç ligi arasında yer alma yolunda olduğunu söylememizi sağlıyor. Bu hedefler yüksek, ama kesinlikle mümkün. Taraftarların coşkusunu görüyoruz, modern futbol stadyumlarını görüyoruz. Ayrıca 2034 Dünya Kupası ve Asya Kupası hazırlıkları kapsamında inşa edilen yeni altyapıyı da gözlemliyoruz. Çok sayıda oyuncu Suudi Arabistan’da oynamak için geliyor.

Genç yeteneklerin gelişimini ve Suudi Arabistan Ümit Milli Takımı’nın her geçen gün güçlendiğini görüyoruz. Ülkedeki futbol kültürü zaten oldukça güçlü. Bu nedenle lig büyüyor ve etkisi artıyor; sadece Suudi Arabistan’da değil, Avrupa, Amerika ve Asya’da da varlığı hissediliyor. Herkes Suudi Arabistan Ligi’nden söz ediyor. Bu durum, dünyanın pek çok diğer ligi için geçerli değil. Lig sürekli gelişiyor ve giderek daha iyi hâle geliyor.

sdv
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 2034 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapmak üzere hazırlanan sözleşmeyi imzalarken (Şarku’l Avsat)

* Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olması hakkında ne düşünüyorsunuz?

FIFA’nın, Suudi Arabistan’a 2034 Dünya Kupası’nı verme kararını geçen yıl oybirliğiyle almış olmasından dolayı çok mutluyum. Bu karar, tüm futbol dünyasının Suudi Arabistan’da Dünya Kupası düzenlenmesini onayladığı anlamına geliyor. Bu organizasyon, Suudi Arabistan’ı tamamen yeni bir seviyeye taşıyacak ve elbette hem ülkedeki topluma hem de Suudi Arabistan’ın uluslararası imajına güçlü bir etki yapacak.

Suudi Arabistan, misafirperver bir ülke, köklü bir kültüre, zengin bir mutfağa ve özel bir halka sahip. Dünya, Suudileri tanımak ve Suudi misafirperverliğini deneyimlemek istiyor; işte bu tam olarak gerçekleşecek. Ülkenin şimdi hazırlık için sekiz yılı var ve yapılacak çok iş bulunuyor. Ancak Suudi Arabistan kesinlikle dünyanın gelişine hazır olacak ve dünya 2034’te Suudi Arabistan’da bulunmaktan büyük keyif alacak.

xc
FIFA Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinin açıklandığı törende (Şarku’l Avsat)

* Suudi Arabistan’ın, uluslararası büyük spor organizasyonlarına ev sahipliği yapması ve yıldız oyuncuları çekmesiyle yaşadığı büyük dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu, Suudi Arabistan’da birkaç yıldır devam eden gerçek bir dönüşüm. Ülke, sadece futbolda değil, sürekli olarak farklı spor etkinliklerine ev sahipliği yapıyor; bunlar arasında boks, tenis ve çok sayıda diğer organizasyonlar yer alıyor. Bu etkinlikler yalnızca Suudiler, Ortadoğu veya Arap dünyası tarafından değil, tüm dünya tarafından takip ediliyor.

Bu durum, Suudi Arabistan gibi büyük bir ülkenin sadece bölgesel değil, küresel çapta ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, Suudi Arabistan’ın tarihi bir adım attığını düşünüyorum. Bu vizyon, elbette Kral Selman, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve onların ekibi tarafından şekillendirildi. Amaç, ülkeyi dünyaya açmak ve Suudi Arabistan’ı sadece politik ve ekonomik alanda değil, spor alanında da istikrarlı ve etkili bir konuma taşımak.

zsx
FIFA Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan'da kadın futbolunun gelişimini övdü. (AFP)

* Suudi Arabistan kadın futbolunun son dönemde elde ettiği başarıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu durumdan gerçekten çok mutluyum ve bence insanlar bu konuyu yeterince konuşmuyor. Suudi Arabistan’ın kadınlar futbol ligi kurma kararı çok önemli bir adım. İki yıl önce Suudi Arabistan Kadınlar Ligi maçlarından birine bizzat katıldım; maçta 4 bin kişi vardı. Maç çok iyiydi ve milli takım artık uluslararası maçlara katılabilecek düzeyde. Takım, sadece birkaç yıl önce dördüncü maçını oynuyordu ve o zamandan bu yana 40’tan fazla karşılaşma yaptı. Şu anda, sanırım, FIFA sıralamasında 161. sırada yer alıyor ve sürekli yükseliyor.

Dünyanın, Suudi Arabistan gibi bir ülkenin kadın futboluna ev sahipliği yapmasının ne kadar büyük bir etki yarattığını fark edip etmediğini bilmiyorum. Bu çok önemli, cesur bir adım ve Suudi Arabistan Futbol Federasyonu ile ülke için büyük bir kazanım. Kadın futbolu Suudi Arabistan’da daha da büyüme potansiyeline sahip. FIFA olarak biz de bu ülkede kadın futbolu turnuvaları ve etkinlikleri düzenlemeyi arzu ediyoruz.

* Suudi Arabistan Milli Takımı’nın maçlarını izlediniz; taraftarlar ve stadyum atmosferi hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Muhteşem. Gerçekten muhteşem ve olağanüstü bir atmosfer vardı. Suudi Arabistan, köklü bir futbol kültürüne sahip ve bu yeni bir durum değil; yılların birikimi sonucu oluşmuş bir gelişim. Milli takım ve kulüp maçlarında taraftarları izlediğinizde, 90 dakika boyunca tezahürat yaptıklarını ve coşkuyla maçı takip ettiklerini görüyorsunuz.

* Suudi Arabistan Kalkınma Fonu, FIFA aracılığıyla stadyumların geliştirilmesi için 1 milyar dolara kadar kredi sağlayacak. Hangi ülkeler bu girişimden yararlanacak ve koşullar neler olacak?

Elbette birçok ülke bu destekten faydalanacak. Lübnan, senin bir Lübnanlı gazeteci olman vesilesiyle özel bir örnek; kesinlikle modern, gelişmiş ve yüksek standartlarda yeni bir stadyuma sahip olmalı. Bu, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn’a verdiğim bir söz. Bu destek, Suudi Arabistan Kalkınma Fonu veya başka bir proje aracılığıyla olabilir, detayları daha sonra göreceğiz.

Dünya genelinde birçok ülke, bir stadyuma bile sahip değil. Sadece Afrika’da 20’den fazla ülke milli takım maçlarını kendi topraklarında oynayamıyor. Lübnan, Asya’da kendi sahasında maç oynayamayan ülkelerden biri; başka ülkeler de benzer sorunlar yaşıyor.

FIFA Başkanı olarak benim hedefim, her ülkede en az bir stadyumun uluslararası maçlara ev sahipliği yapabilmesini sağlamak. İşte bunu başarmak istiyoruz ve Suudi Arabistan Kalkınma Fonu ile doğru ortaklığı bulduk. Bu bir kredi; yani geri ödeyeceğiz, ancak bu, stadyum inşasına yatırım yapmamıza imkân tanıyor. Toplamda 1 milyar dolara kadar yatırım yapılacak ve düzenlemeler ile rehberler gelecek yıl başında ilan edilecek.

FIFA’nın önceliği, maçlarını kendi sahasında oynayamayan ülkelere yönelmek olacak. Bu sayede her ülkenin çocukları ve halkı, kahramanlarını kendi ülkelerinde futbol oynarken izleyebilecek. Bu çok özel bir durum ve futbolun gelişimi üzerinde büyük bir etki yaratacak.

axsdf
FIFA Başkanı Gianni Infantino, dünyanın Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası'nı keyifle izleyeceğine inanıyor. (Reuters)

* Bu projeden yararlanacak ülkelerin yerine getirmesi gereken koşullar neler? FIFA’ya araziyi mi tahsis etmeleri gerekiyor?

Evet. Biz stadyumun inşasını finanse edeceğiz. Tek ihtiyacımız olan arazi. Arazi ücretsiz olarak sağlanmalı. Ayrıca stadyuma ulaşım yolları, su ve elektrik bağlantıları da temin edilmeli. Geri kalan her şeyi biz sağlayacağız. Böylece her ülkede bir futbol mücevheri yaratacağız.

* Gianni Infantino’nun kaç pasaportu var ve Lübnan pasaportu sizin için ne ifade ediyor?

(Gülerek) Birkaç pasaportum var; Lübnan, İtalya ve İsviçre. Lübnan pasaportu benim için kalben Lübnanlı olmak demek. En önemli husus bu.

* Bu röportajın sonunda Arap dünyasındaki futbolseverlere bir mesajınız var mı?

Arapçam çok iyi değil… “Ben Lübnanlıyım, biraz Arapça konuşuyorum, mutlu bir yıl dilerim.” Başka ne söylememi istersiniz?

* İngilizce olarak Arap dünyasındaki futbolseverlere bir mesaj verebilir misiniz?

Tabii. Belki Arap taraftarların farkında olmadığı bir konu var: Gelecek yıl Dünya Kupası’na 7 Arap ülkesi katılacak. Bu, şimdiye kadar bir dil açısından en yüksek sayı. Irak’ın da katılma şansı hâlâ var; eğer katılırsa, Arapça konuşan ülke sayısı 8 olacak. Bu da demek oluyor ki, Dünya Kupası’nda Arapça konuşulacak. Arapça, gelecek yıl Kuzey Amerika’da en çok konuşulan dillerden biri olacak. Bunu dört gözle bekliyorum; çünkü Araplar oyuna eşsiz bir tutku getiriyor. Çok teşekkür ederim. Beni takip edin, ben Gianni Infantino.