Müslüman Kardeşlerin Londra Cephesi İstanbul Cephesi’nin mesajlarını neden görmezden geldi?

Uzmanlar, yeni bir gerginliğin patlak vermesini beklerken uzlaşı girişimlerinin başarısız olduğunu söylediler.

Mısır’da Müslüman Kardeşler üyelerinin yargılandığı duruşmalardan biri, Temmuz 2018 (AFP)
Mısır’da Müslüman Kardeşler üyelerinin yargılandığı duruşmalardan biri, Temmuz 2018 (AFP)
TT

Müslüman Kardeşlerin Londra Cephesi İstanbul Cephesi’nin mesajlarını neden görmezden geldi?

Mısır’da Müslüman Kardeşler üyelerinin yargılandığı duruşmalardan biri, Temmuz 2018 (AFP)
Mısır’da Müslüman Kardeşler üyelerinin yargılandığı duruşmalardan biri, Temmuz 2018 (AFP)

Müslüman Kardeşlerin (İhvan-ı Müslimin) Londra Cephesi, İstanbul Cephesi’nden tekrar tekrar verilen mesajları neden görmezden geldi?
Bu soru, köktendinci çevrelerde özellikle aylarca süren anlaşmazlıklar ve bölünmelerden ve Mısırlı yetkililerin terörist olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşlere kimin liderlik yapacağı konusunda çatışan tarafları bir araya getirmeye yönelik tüm girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra sık sık tekrarlanma başladı. İstanbul ve Londra cepheleri arasındaki uzlaşı ya da ateşkes girişimleri, İhvan’ın geleceğiyle ilgili Müslüman Kardeşlerin önde gelen isimleri arasındaki anlaşmazlıkların derinliği nedeniyle başarısız oldu. Bu isimlerin başında, İhvan'ın 2013 yılında iktidardan ayrılmasının ardından Mısır'da meydana gelen şiddet olayları nedeniyle Mısır’da hapishanede olan Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii geliyor.
İki taraf arasındaki anlaşmazlıklar, Londra Cephesi’nin Muhyiddin ez-Zait'i İbrahim Münir'in yerine (geçici olarak) Rehberlik Konseyi Başkan Vekilliği'ne atadığını açıklamasının ardından daha da kötüleşti. İstanbul Cephesi bu adıma, Mahmud Hüseyin'i Rehberlik Konseyi Başkan Vekilliği'ne atayarak karşılık verdi.
Mısır’daki köktendinci hareketler alanında uzman Mahmud el-Cemal’e göre iki cephe arasındaki çekişme, İhvan’nın karar alma mekanizması ile ilgili olarak yaşanıyor. Cemal, İstanbul Cephesi kararı alma mekanizmasını kontrol etme hakkının en çok kendisine ait olduğuna inanırken, Londra Cephesi İstanbul Cephesi’nin İhvan’ın şu an yaşadığı krizlere, özellikle de İhvan gençlerinin sorunlarına kapıları kapattığı ve tüm gelişmelere seyirci kaldığına inanıldığını vurguladı.
Şarku’l Avsat’a konuşan Cemal, iki cephenin de liderlerinin meseleyi çözme yeteneğine sahip olmamalarından ve anlaşmazlığın derin olmasından ötürü iki cephe arasında hiçbir uzlaşı girişiminin başarılı olamadığını söyledi. Cemal’e göre Mahmud Hüseyin grubu, Müslüman Kardeşler destekçileri tarafından İhvan’dan ayrılmış bir grup olarak görülüyor.
İstanbul Cephesi daha önce Londra Cephesi ile Rehberlik Konseyi Başkan Vekilliği konusunda yapılan müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlandığını ve iki cephede öne çıkan bir kişinin İhvan’ın liderliğini üstlenmesi konusunda uzlaşı sağlanamadığını ima etmişti. İstanbul Cephesi ayrıca Londra Cephesi’ni İhvan’ı parçalamak, yasadışı paralel oluşumlar oluşturmak ve Londra Cephesi’nin İhvan’ın kurallarını ve düzenlemelerini açıkça ihlal eden seçimlerine atıfla bazı isimleri dayatmakla suçluyor.
İki cephe arasındaki anlaşmazlıklar, İbrahim Münir'in İstanbul merkezli Teşkilat İşleri İdari Ofisi'ni feshetmesi ve fiili olarak Genel Rehberi olduğu yapının en üst organını Rehberlik Ofisi ve Genel Şura Konseyi haline getirmesiyle başladı. Bunu, İstanbul Şura Meclisi'nin altı üyesi ile Mahmud Hüseyin'in görevden alınması izledi. Münir'in 4 Kasım’daki vefatının ardından Muhyiddin ez-Zait, yeni Rehberlik Konseyi Başkan Vekili’nin açıklanması için bir aylık bir süre tanıdı. Ancak Zait'in verdiği sürenin dolmasına rağmen henüz bir isim açıklanamadı.
İlgili kaynaklara göre Zait tarafından belirlenen sürenin dolması, İstanbul Cephesi içinde özellikle Münir'in yerine kimin geçeceği konusunda anlaşmazlıklar yaşandığının duyulmasından sonra gerilimi daha da tırmandırdı. Gözlemciler, İstanbul Cephesi’nin özellikle Mahmud Hüseyin'in Londra Cephesi’nin güvenini kazanmakta zorlanmasıyla Münir'in yerine Londra Cephesi’ndeki anlaşmazlıkların derinleşmesindeki rolüne işaret ettiler.
Mısır’daki köktendinci hareketler konusunda uzman bir araştırmacı olan Hanaa Kandil, İstanbul ve Londra cephelerini uzlaştırma girişimlerine ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:
“İstanbul ve Londra cepheleri arasında şimdiye kadar sekizden fazla kez uzlaşı girişiminde bulunuldu. Son girişim, Londra Cephesi liderliğini devraldığı söylenen Salah Abdulhak tarafından başlatıldı.”
Kandil, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Londra Cephesi, İstanbul Cephesi’nin değişiklik istemediğini ve Müslüman Kardeşler'in teşkilat şemasında herhangi bir gelişme olmasını engellediğini düşünüyor” ifadelerini kullandı.
Londra Cephesi'nde Rehberlik Konseyi Başkan Vekili isminin resmen açıklanmasındaki gecikmeye değinen Hanaa Kandil, Londra Cephesinin yeni isime gelebilecek yerel ve bölgesel tepkilerden ve özellikle Muhyiddin ez-Zait ve grubu tarafından Hilmi el-Cezzar’ın adının bu makam için duyurulması halinde kendi içindeki anlaşmazlıkların artmasından korktuğunu vurguladı. Kandil’e göre bir ismin açıklanması uygun bir ortam oluşana kadar ertelenebilir.
Londra Cephesi’nin kısa bir süre önce bir iç seçim ile Cezzar’ın Rehberlik Konseyi Başkan Vekili olarak seçtiği bildirildi. Ancak Londra Cephesi bunu resmi olarak açıklamadı. Zira daha önce Londra Cephesi’nin aynı pozisyona Salah Abdulhak’ı seçtiğine dair haberler vardı. Fakat bununla ilgili de resmi bir açıklama yapılmamıştı. Gözlemciler, Londra Cephesi içinde adı geçen Abdulhak, Cezzar, Muhammed el-Buhayri, Mahmud el-İbyari ve hatta Zait gibi isimlerin, Londra Cephesi içindeki gruplarla bağlantılı olduklarına ve seçim çemberi içinde göz ardı edilemeyecek, ancak Londra dışında ikamet eden önde gelen isimlerin de olduğuna dikkati çektiler.
 



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.